Müzik ve Çocuk Ruhu
Müzik güçlendirir, genişletir, yankılandırır, duyguları ayağa kaldırır.41 Çocuk üzerinde nasıl bir etki isteniyorsa, ona uygun müzikle bu etki elde edilebilir. Müziğin insanı oynatan, düşündüren, ağlatan, uyutan, uyandıran fonksiyonları vardır. Aynı durum çocuklar için de geçerlidir. Onlara uygun müzikle istenilen sonuçlara ulaşmak mümkündür.
Ruhen yıpranmış ve ruhsal dengesi bozulmuş çocuklarda bazı davranış bozuklukları bulunur. Mesela, aşırı bilgisayar bağımlılığı; çabuk sinirlenme, içine kapanıklık, diyalog eksikliği gibi davranışlara iter. Çocuklardaki uyumsuzluk, başka çocuklarla arkadaş olamamak, üşengeçlik, güvensizlik vb.42 haller, ruhen incitilmiş bir çocuğun ortaya koyduğu davranışlardır. Bazı ruhsal problemler yaşayan çocuklar üzerinde yapılan denemeler, müziğin ruhsal bozukluklara sahip çocuklar üzerindeki etkisini göstermesi bakımından ilginçtir:
12-15 yaşlarındaki asosyal erkek çocuklar için hazırlanan bir konserden sonra, içlerinden en asosyal olanlar bir müzik kulübü kurup kuramayacaklarını sormuşlar.43
Yine kızlar için kurulmuş bir merkezde, sürekli isyankar davranışlar gösteren bir kız, konserden iki hafta sonra şunları yazmış: "Müzik çok çabuk bitti. Güzellik ve yumuşaklık dolu bir gün yaşattı bize. Akşam herkes uyuduğunda bu güzelliği hala yaşıyordum."
Bir keresinde bayan Alvin, zihinsel özürlü bir grup kız ve erkek çocuğa müzik çalmaya başlamış. Çocuklar müziğin yumuşaklığı karşısında dikkat kesilmişler. Bir duraklama anında küçük bir kız: "Bu, çok şaşırtıcı, tekrar istiyorum!" diye bağırmış. Onlara böylesine bir zevk veren müzik karşısında hepsi: "Tekrar! Tekrar!.." diye bağırmışlar.
Sınıfta aşırı gürültü eden çocuklara, müzik dinletince, birkaç dakika sonra çocuklar yatışmışlar, hatta bazıları uyuklamaya başlamışlar.
Seans bittiğinde eğer daha önce uyumamışlarsa, uyumaya hazır bir duruma gelirler. Müzik onlara derin ve uzun bir uyku sağlar. Etkilerini ertesi gün çocuklar uyandığında da gösterir.
Knight, seanslarından birinde çocuklara Waugham Williams´in "Antartika Senfonisi"ni dinletir. Müziğin en güçlü yerinde bazıları derin uykuya dalarken, bazıları ise bir ürperti hissettiklerini söylemişler. M. adlı çocuk ise, müzik boyunca gözleri uyuyormuşçasına kapatıyormuş, ertesi gün Knight´e müziğin ona babasını hatırlattığını söylemiş. Sonra hıçkırarak, babasını 18 yaşına kadar göremeyeceğini, hapiste olduğunu belirtmiş. Görüldüğü gibi pasif müzikoterapi bu 10 yaşındaki küçük çocuğun üzerinde tedavi edici duygusal (emosyonel) bir etki yapmıştır. Çünkü çocuk, yatıştıktan sona daha rahatça babasından ve duygularından söz etmiştir. Böylece müzik, çevresindekilere uyum sağlamasına, onlarla iletişim kurmasına ve katı gerçeklere karşı koymasına yardımcı olmuştur.
Bilgisayarlı oyun salonlarının, çocuğun ruhsal dengesi üzerindeki olumsuz etkilerini gözardı etmemek gerekecektir. Ayrıca, çocukta potansiyel enerji harcanmadığından bazı ruhsal ve biyolojik problemler baş göstermektedir.44 Çocuk bir şekilde enerjisini kullanabileceği bir alan bulacaktır. Bir müzik meşguliyeti rahatlıkla bu boşluğu doldurabilecek bir çabadır.