Alternatifim Cafe

Claude Debussy

Discussion started on Yabancı Sanatçılar -Gruplar

Claude Debussy (d. 22 Ağustos 1862- 25 Mart 1918) 20. yüzyılın en önemli Fransız bestecilerinden birisidir. Frederic Chopin’den bu yana piyano müziğinin en önemli bestecisi sayılır.

Paris yakınlarında doğan Claude Debussy’nin anne ve babası porselen eşya satan bir dükkan işletmekteydi. Müzikal yeteneği ilk defa Chopin’in bir öğrencisi olan piyano öğretmeni Bayan Maut de Fleurville tarafından keşfedilmiştir. Bayan Maut, onu Paris Konservatuarı’na gönderdi ve Debussy orada 1872’den itibaren 10 yıl eğitim gördü. Debussy, başlangıçta piyano virtüözü olmak istiyordu fakat 1878 ve 1879’daki piyano sınavlarında kalınca bu fikirden vazgeçti; Ernest Guiraud’un kompozisyon derslerin devam etti ve bu sayede 1884’te Roma Ödülü’nü alarak Roma’da 3 yıl eğitim görme şansına erişti.

Claude Debussy, piyano öğretmeni Marmontel’in kendisini tavsiye etmesi üzerine 1879-1882 yılları arasında Bayan Nadezhda Filaretovna von Meck’i evinde özel piyanist olarak çalışma şansına erişmişti. Bir Rus mühendisin zengin dul eşi olan Bayan von Meck, evinde daima bir piyanist, bir kemancı ve bir çellocu bulundururdu. Tchaivkosky’nin finansal destekçisi idi ve iletişimini yıllar boyu sadece mektuplarla sürdürdüğü Tchaivkosky’e hayrandı. Debussy, onun evinde bol bol Tchaivosky’nin oda müziği eserlerini ve patronunun istekleri doğrultusunda doğaçlama eserler çaldı; çocuklara piyano dersi verdi ve bir yaz Bayan von Meck ile birlikte Floransa, Venedik, Viyana ve Moskova’yı gezdi. Bu gezi sırasında Viyana’da Wagner’in Tristan und Isolde operasını dinleyerek çok etkilendi. 1888-1889’da Bayreuth Festivali’ne giderek Wagner’in müziğini dinleyen ve etkisinde kalan Debussy, daha sonra Wagner’in müzik yaklaşımını reddetmiştir.

1890’lar Debussy’nin kariyerindeki en verimli dönemdir. Bu dönemin en önemli eseri Pell as et M lisande opeasıdır. Bu eserin 1902’de seslendirilişi uluslar arası bir başarı oldu. Pell as’dan sonra ünlenen Debussy, Avrupa başkentlerini gezerek eserlerini piyanist veya orkestra şefi olarak seslendirdi. Bu dönemde yazdığı makalelerle esprili bir eleştirmen olarak da tanındı.

1887’den itibaren kendisini bir besteci olarak gören Debussy, kendi eserlerini çaldığı bazı zamanlar hariç sahneye piyanist veya orkestra şefi olarak çıkmadı. Arkadaş çevresi müzisyenlerden değil, şair Stéphane Mallarmé‘nin evinde empresyonist şairler ve ressamlardan oluşuyordu. Bu çevrenin etkisi ilk önemli orkestra eseri L’aprésmidi d’un Faune (Bir tabiat ilahının öğleden sonrası) adlı senfonik şiirinde kendisini gösterir. Bu eserin 1894’te sahnelenmesi, empresyonist müziğin doğuşuna işaret eder ve Debussy’nin 20 yıl sürecek en verimli dönemini başlatır. Bu dönemde Noktürnler, Deniz, Tablolar adlı orkestra eserlerini, çok sayıda piyano eserini, çeşitli şarkılar ve oda müziği eserleri, bale müziği ve tek operasını yazdı.

Debussy’nin çok sayıda kadınla ilişkisi olmuştu. Bu kadınlardan metresi Gabrielle Dupont intihara teşebbüs etmiştir. Ayrıca Debussy de sanatçılara özgü bir tutku yoğunluğuyla sürekli intihar düşüncesi taşımaktaydı. 1899’da bir terzi olan Rosalie Texier ile evlendi. 1904’te eşini, bir bankasının eşi olan amatör şarkıcı Emma Bardac için terketti. Emma ile bir apartman dairesine taşındı ve ömrünün geri kalanını orada geçirdi. 1905’te Claude-Emma adlı kızı doğdu ve 1908’de Bayan Bardac ile evlendi. Children’s Corner (Çocukların Köşesi) adlı eserini kızına adadı.

Kansere yakalanan ve bu hastalık yüzünden enerjisi tükenen Debussy, her şeye rağmen beste yapmayı sürdürmeye çalıştı ancak 1914’te I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi üzerine müziğe olan ilgisini kaybetti. “Bu kadar insan kahramanca ölümle yüzleşirken ne gülebildiğini ne de gözyaşı dökebildiğini” söyledi ve 1 yıl süren bir sessizliğe gömüldü. Ancak daha sonra besteleriyle mücadeleye katılması gerektiğini düşünerek en son eserlerini verdi. Son eseri olan piyano ve keman için sonatı 1917’de seslendirildi ve Debussy, piyanoyu kendisi çaldı. 1918’in Mart ayında Paris bombardımanında hayatını kaybetti.

Debussy, en önemli eserlerini piyano için bestelemiştir. Eserleriyle piyano çalma tekniklerinde devrim yaratmıştır. 20. yüzyıl başında, çağdaşları üzerinde Debussy kadar etki yaratan Schönberg dışında kimse yoktur. Debussy adı yaşadığı dönemde empresyonizm ile özdeşlemişti.

#1 - Ocak 19 2007, 11:19:57
I Łove you baby, aηd if it's quite aŁяight
I ηeed you baby to waяm the ŁoneŁy ηight
I Łove you baby
Tяust iη me wheη I say

Clair De Lune, tamamen unuttuğum bir şarkı olacakmış ki bu durumdan utanıyorum.
Alacakaranlık'ı izlemesem hatırlamayacağım.
Şu sıralar yine ona takılmış durumdayım.
#2 - Mart 02 2009, 22:40:28

Clair de lune, adlı parçası dillere destan gerçektende, bana da arkadaşım yollamıştı. Alacakaranlık'ın jenerik müziği olmasına acayip bozulmuştum ama -.-
#3 - Nisan 16 2009, 19:04:58
Eskiden buralar hep hayat, yaşamdı.

Twilight sayesinde tanımış olduğum ve ardından da vazgeçemediğim insan.
Rahatlatan ve alıp götüren, çok uzaklara....
#4 - Ağustos 03 2009, 21:24:39
Kör kuyuların dibinde Yusuf'tum,
Kerbela çölünde Hüseyin.
Zindanlarda Cem Sultan,
Sehpalarda Pir Sultan.
Ve Madımak'ta otuzyedi can...

Piyano çalan insanlara karşı büyük bi zaafım vardır, debussy de bu konu da oldukça iyi :okey
#5 - Ocak 24 2010, 16:15:56
...Senin aydınlığındır ay'a ışığını veren geceleyin.
Ben bir geceyim, sen bir ay'sın madem,
Gökyüzünde bensiz gitme, istemem...

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.