Alternatifim Cafe

Necip Fazıl Kısakürek

Discussion started on Yazarlar

Bu yağmur… Bu yağmur… Bu kıldan ince,
Öpüşten yumuşak yağan bu yağmur.
Bu yağmur… Bu yağmur… Bir gün dinince
Aynalar yüzümü tanımaz olur.

Bu yağmur kanımı boğan bir iplik,
Kanımda acısız yatan bir bıçak,
Bu yağmur, yerde taş ve bende kemik,
Dayandıkça çisil çisil yağacak.

Bu yağmur… Bu yağmur… Cennetten üstün
Karanlık, kovulmaz düşüncelerden.
Cinlerin beynimde yaptığı düğün
Sulardan seslerden ve gecelerden.
#26 - Ekim 26 2008, 16:27:25

Hevai

Mina Urgan'ı kaynak gösteren zatı ayakta alkışlıyorum.
Bir an kendimi  Komedi Dükkanında hissettim çünkü. :Ç
#27 - Aralık 04 2008, 17:08:36

Sen, kaçan ürkek ceylânsın dağda,
Ben, peşine düşmüş bir canavarım!
İstersen dünyayı çağır imdada;
Sen varsın dünyada, bir de ben varım!

Seni korkutacak geçtiğin yollar,
Arkandan gelecek hep ayak sesim.
Sarıp vücudunu belirsiz kollar,
Enseni yakacak ateş nefesim.

Kimsesiz odanda kış geceleri,
İçin ürperdiği demler beni an!
De ki: Odur sarsan pencereleri,
De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran!

Göğsümden havaya kattığım zehir,
Solduracak bir gül gibi ömrünü,
Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir,
Bana kalacaksın yine son günü.

Ölürsün... Kapanır yollar geriye;
Ben mezarla sırdaş olur, beklerim.
Varılmaz hayale işaret diye,
Toprağında bir taş olur, beklerim...
#28 - Temmuz 19 2009, 17:28:08

Hep Nefs

Göğsü yakut ve safir,
Kapıda bir misafir...
Sordum: Kimsin, nesin sen?
Dedi: Şeytandan sefir!
Nefs isimli o kafir...

Yüzü kapkara zifir;
Elinde kös ve nefir.
Sabit fikir burgusu,
Dili, çözülmez cifir.
Nefs isimli o kafir...

Ve Nefs

Köpek korkusiyle korktum ölümden,
Ölmeden ölmeyi anlayamadım.
Ne güneşler doğup battı üstümden;
Bir günü bir güne bağlayamadım.

Hırsıma ne şöhret yetti, ne de şan.
Döndüğüm her nokta dünyadan nişan.
Nefsimin ardından koştum perişan,
Ondan bir kıl bile avlayamadım...
#29 - Mayıs 09 2010, 17:33:30
« Son Düzenleme: Mayıs 09 2010, 17:34:24 Gönderen: muhayyiLe »
Sevdiğim
Önce kemir bu tel örgüleri gövdemden
Geç derimin altındaki tehlikeleri
Yürek kızgın bir kuma devrilmeden
Yokla beni
abdurrahmancahitzarifoğlu


üstad.. sana şeriatçı diyolar. üstad sana gerici diyolar.
üstaddd nerdesin??
senin gibi güzel cevap veremiyoruz darılma bize..
#30 - Mayıs 09 2010, 20:28:45
Yüzü dost,özü düşmandan usandım.Dili mümin,kalbi şeytandan usandım. Dostum herkesin kahrı çekilirde ben davasız müslümandan usandım..

Zeitgeist

üstad.. sana şeriatçı diyolar. üstad sana gerici diyolar.
üstaddd nerdesin??
senin gibi güzel cevap veremiyoruz darılma bize..

Bizim burada g*te g*t derler hakim bey. ^^
#31 - Mayıs 09 2010, 21:23:54

cezaevının dar bır avlusundan gecmekte olan ustadın karsısına bırı dıkılır ve der kı'ben kopeklere yol vermem,ustad da sakın bı eda ıle buyur kardes ben yol verırım der.. eyvallah..
#32 - Mayıs 11 2010, 17:16:07
Yüzü dost,özü düşmandan usandım.Dili mümin,kalbi şeytandan usandım. Dostum herkesin kahrı çekilirde ben davasız müslümandan usandım..

Zeitgeist

Oha, aynı lafın bir değişiğini Diyojen Büyük İskender'e söylememiş miydi? Bak sen büyük ustaya ya, lafları bile çalıntı.
#33 - Mayıs 11 2010, 18:15:02

Yukarıdaki kıssa Necip Fazıl gibi bir çok kişiye atfedilmiş ve farklı versiyonları da mevcuttur.
En geçerliliği olan ise Diyojen üzerinden anlatılandır.
Ve Diyojen o sözü Büyük İskender'e değil aksine bir berduşa ithafen söylemiştir.

İnsanların* bu gibi kıssaları sevdikleri insanlara iyi niyetle de olsa atfetmeleri bir nevi onlara kötülük yapmaları demektir.

"Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök" demiş bir insandır kendisi. Ruhani ebediyeti mevcut ender kişilerden biridir. Zorlu bir dönemin büyük mimarlarındandır. Kısacası büyük insandır.


“Man is the most intelligent of the animals ~ and the most silly.” Diogennes.
*Ki sözüm sayın taarruz'a değildir. (:
#34 - Mayıs 11 2010, 22:51:02
« Son Düzenleme: Mayıs 11 2010, 22:56:57 Gönderen: Armoni »
Bat dünya bat.
Kör ol da, piyango bileti sat.

Bilmem hangi alemden bu toprağa düşeli;
Yataklara serildim, cam kırığı döşeli...
Kaam bir cenk meydanı, kokusu kan ve barut;
Elindeyse düşünme, gücün yeterse unut!
Takılıyor yerdeki gölgelere ayağım;
Sanki arz delinecek ve ben yutulacağım.

Bana yanmak düşüyor, yangın görsem resimde;
Yaşıyorum zamanın koptuğu bir kesimde.
Alırken dilenciyim, verirken de borçluyum;
Kalmadı eşya ile aramda hiç bir uyum.
Taş taş üstüne koysam, bozuk diyorlar, devir!
Bir ok çeksem, diyorlar; peşinden koş ve çevir!
Nefes alırken bile inkisar ve pişmanlık;
Kimse edemez bana benim kadar düşmanlık.
İşte şüpheci aklı çatlatan korkunç nokta:
O ki sonsuz var, nasıl aranır dipsiz yok'ta?
Olur olmaz her şey, yokluk da O'nun kulu;
Bu noktaya vardın mı, el tutuk, dil burkulu.
Allah'ı hakikate soran kafa ne sakat?
Hakikat de ne; Hakk'ın muradıdır hakikat,
Balonunu kaçırmış çocuk gibi ağla dur!
Rabbim böyle emretmiş, ya dize gel, ya kudur!
Hayat bir zar içinde, hayatı örten bir zar;
Bana da hayat yeri "Bağlum"* köyünde mezar...
#35 - Aralık 20 2010, 11:17:27
Sevdiğim
Önce kemir bu tel örgüleri gövdemden
Geç derimin altındaki tehlikeleri
Yürek kızgın bir kuma devrilmeden
Yokla beni
abdurrahmancahitzarifoğlu


Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.