Alternatifim Cafe

Devrimcilik

Discussion started on Devrimcilik

DEVRİMCİLİK

Bu kavram Batı dillerine bazan „Revolution“ bazan da „Reform“ olarak çevrilmektedir. Osmanlı döneminde „Devrim“ kavramından önce „Ihtilal“ ve „Inkılap“ kavramları kullanılmıştır. „Ihtilal, kurulu bir hükümeti güç kullanarak yıkıp, yerine bir başka hükümet kurma“ anlamına gelmekteydi. „Inkılap ise, parlamento, hükümet ve çeşitli kurullarca saptanarak uygulanması düşünülen, ekonomik, kültürel v.b. alanlarda yapılacak değişiklikler“ anlamında kullanılıyordu. Yani, „Inkılap“ kurulu bir devlet düzenine ya da hükümet biçimine karşı çıkarak, onu değiştirme, kaldırma anlamında değil, tam tersine, gerçekleşmesi devletin, hükümetin aracılığı ile istenen değişiklikler getirilmesi anlamını taşıyordu. Bu kavramın, Batı dillerinde kullanılan „Reform“ kavramına yakın bir anlam taşıdığı söylenilebilir.

„Devrim“ kavramı ise, var olan toplumsal düzeni temelden değiştirmek, yeniden organize etmek anlamına kullanılmaktadır. Batı dillerindeki karşılığı da „Revolution“ kavramıdır. Içerik bakımdan siyasal devrim, sosyal devrim, kültür devrimi gibi farklı tanımları vardır.

Atatürk’ün gerçekleştirdiği Türk Devrimi sözkonusu olunca, „Ulusal Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra demode olmuş geleneklere dönerek, onlara bağlı kalarak kendilerini gelişmiş ulusların sömürüsüne bırakan uluslar, geri kalmışlıktan kurtulamazlar“ düşüncesini anlamak gerekir. Özgürlüğüne ve bağımsızlığına kavuşan uluslar, kendi geleceklerinin sorumluluklarını kendileri taşıyacaklardır. Bu uluslar, kendi  istekleriyle, kendi güçleriyle kendilerini her alanda yenileme yollarını bulmak
zorundadırlar.

Türk devrimi, kaynağını şiddetten almayan, zorbalıktan almayan bir devrimdir. 1789 ve 1917 devrimlerinin temelinde şiddet vardır. Atatürk, bundan kaçınmak için çok büyük gayret sarfetmiş ve başarmıştır. Buna karşın, Türkiye’de 1920‘lerde ve 1930‘larda yapılan devrimler büyük çapta devrimlerdir ve tarihte çok önemli bir yer tutmaktadırlar.

Bu ilkenin son ilke olarak alınmasının nedeni kavramsal bir özellikten kaynaklanmaktadır: Türk devrimi, daha önceleri yapılmış olan Fransız ve Rus devrimlerinde olduğu gibi, sadece (ulusçuluk, Cumhuriyet ya da iktisadiyat gibi) siyasî açıdan değerlendirilmemelidir.  Diğer ilkeler de dikkate alınarak, sürekli devrimin her alanda geçerli olmasını mümkün kılacak bir devrimler bütününden sözetmek yerinde olacaktır. (Atatürk, bütün başarılarının kaynağının Türk ulusu olduğuna inanan bir devlet
adamıydı. O, „devrimler“ yerine „Türk Devrimi“ denmesini istemiştir.)

Osmanlı zamanındaki katı kuralcılık karşısında, özellikle devletçilik ilkesinde görüldüğü gibi, çağın gerektirdiği ölçüde geliştirici önlemlerin alınması gereklidir.

Devrimcilik ilkesinin gösterdiği ana hedeflerden birisi de, Türkiye’nin çağdaş ulusların düzeyine çıkarılmasıdır.  Aynı zamanda, bireyin özgürlüğü ve mutluluğu konusundaki gelişmeler Türk ulusunun yaşamına da geçirilmelidir. Atatürk bu konuda şunu söylüyor: „Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı, Türkiye halkını, tamamen yeni ve bütün anlam ve biçimleriyle uygar bir sosyal toplum durumuna ulaştırmaktır. Devrimlerimizin asıl amacı budur.“ , „Ülke mutlaka çağdaş, uygar ve yepyeni bir ülke olacaktır.“
#1 - Mayıs 07 2006, 03:17:35
İmza kural dışı.

bunun değerini anlıyan  pek insan yok veya farkında olan 
teşekkürler
#2 - Mayıs 07 2006, 03:27:23
« Son Düzenleme: Aralık 24 2007, 21:45:52 Gönderen: Tári Elensar »
''Cehennem, başkalarıdır. ''

eeth cahil kesimin bi kısmı hala inat edio...bakalm ne olcek sonumus :muhah
#3 - Mayıs 13 2006, 21:58:42

Paylaşımın için teşekkürler.Okuyup ezberlemek önemli değil uygumalak önemli kanaatimce.
#4 - Mayıs 16 2006, 10:15:19

Paylaşımın için teşekkürler.Okuyup ezberlemek önemli değil uygumalak önemli kanaatimce.


haklısın...istiklal marşını ezbere bilip kıyısından bile geçmeyenler var mesela :okey
#5 - Mayıs 17 2006, 19:59:31

GERÇEKTEN DE ÇOK HALISIN abam sözde istiklal marşının 10 kıtasınıda ezbere biliyolar ama---
#6 - Haziran 09 2006, 18:58:19
yıllar sonra farkettim. 2006 yılında üye olmuşum olm. 15 yaşındaymışım lan

gerçektende kimse hiçbişeyin önemini anlıamıo gerçektende solun önemini hatılatısunuz  :okey
#7 - Haziran 10 2006, 23:16:18
« Son Düzenleme: Haziran 10 2006, 23:17:28 Gönderen: darth_angel »
Lütfen amel defteriniz kapanmadan borcunuzu ödeyiniz.(Ahiret Hizmetleri)

Teşekkür ederiz ^^ChaTLaKK^^   çok  güzel...
 
#8 - Haziran 10 2006, 23:17:47
...SENİN MARKA OLDUĞUN YERDE FİYATLARI BEN BASARIM...

ya artık millet böyle şeylerle yani kafa yormuyor.....
#9 - Haziran 25 2006, 15:02:43

herkes capitalizm in altına girmiş durumda
#10 - Ağustos 09 2006, 22:55:11
yıllar sonra farkettim. 2006 yılında üye olmuşum olm. 15 yaşındaymışım lan

arnesto_che

ya arkadaslar bu bolumu dahada grnısletelım bırlı olalım...o zman bazı seylerı daha ıyı anlatabılırız bırılerıne...
#11 - Ağustos 12 2006, 01:38:45

Devrim, latin kökeniyle incelendiğinde "Revolution, revolucion diye gider.İlk önce astronomi terimi oalrak "dönmek", "yörünge" gib kavramlar için kullanılırdı. Revolve köçkünden gelr. Hatta mermilerin dönerek namluya gelmesini sağlayann mekanizma sayesinde "revolver" adenilen bir pistol türü vardır. Türkçedeki filolojik yapısı latincedekişne göre daha anlamlıdır. Devrim, devirim, bir şeyi devirmek.
...
Bir marksist olarak devrimöciliğe anlam yüklerken şunu söylemek isteriz. Devrim, kurulu sömürü düzenini uluslarası çapta devirmek ve yerine sınıfsız, sömürüsüz, insanca bir Dünya geitmektir.
...
Marksist devrimlerin en net örneği Sovyet bolşevik devrimidir. Yukarıda bahsedilen "SSCB" efsaneleri doğru değildir. Öyle kimsenin kimseyi yediği yoktur. Otobüsler bedavadır, sağlık, eğitim gibi hizmetler bedava ve yaygındır. Örneğin SSCB 1985 yılı verilerine göre Dünya'da doktor başına düşen kişi sayısı olarak birinciydi (232). ABD (500 küsür) Türkiye (1700!). İşçilerin çalışma günü 8 saattir. İStenildiği takdirde mesai saatleri dışında "masaj" bile yaptırılabnilir.
...
Ha bunun adı ne sosyalizmdir aslında ne de komünzm. Şunu iyi idrak etmek gerekir ki ne sosyalizm, ne de komünizm dünyanın hiç bir yerinde uygulanmamıştır. SSCB'nin bu "devlet kapitalizm"'i diye nitelendirdiğimz şey sosyalizm değildir. Elbette kendilerini "sosyalist" iddia etseler de, sosyalizm "meta" kavramının bulunmadığı uluslararası bir sistemdir. Devletin halkın iktidarın var olduğu ve komünist tamamen sınıfsız devletsiz, insanların kendi kendini yönettiğ bir topluma geçiş sürecidir. Özgürlüğün, birey ve insan olma bilincinin ütopyasıdır.
...
SSCB zaten mükemmel bir sisteme sahip olsaydı yıkılşmazdı. SSCB "sosyalist" etiketine rağmen halkına özgürlük sunabilmiş bir ülke değildir. Markszme göre sosyalizm işçi sınıfının kontrol ettiği tam demokratik bir mekanizmadır. Oysa SSCB, bürokratik bir diktatörlüktü. İnsanlar özgür müydü_? Ne yazık ki hayır. Sansür ve eleştiri, ifade özgürlüğü gibi kavramlar "suç" sayılabiliyordu. Hatta bir Stalin dönemi vardır ki, bir .çok halkın sürgün edildiği, eski tüfek devrimclerin bile Stalin'in iktidar açlığına kamplarda öldürüldüğü bir dönemdir. Dübnya'daki bir çok sosyalist devrimin de önü SSCB tarafından kendi statükosunu korumak adıona engellenmiştir.
...
Ha devrim bunlar içinmi gerçekleşmişti? Hayır. 1917-20l yıllar arasında gerçek bir sosyalist demokrasiden sözedebiliriz. Kafkasya'dak müslüman halklar, Orta Asya'da Çarlığın vahşetinden nasibini almış Türkî cumhuriyetlerin halkları kitleler halinde Kızıl Ordu'ya girmişler ve devrimi canla başla, kanının son damlasına kadar desteklemişlerdir. İkinci Dünya savaşında Alman nazi faşistlerine karşı tüm SSCB topraklarından atılmasını sağlayan da ruslar kadar bu halklardır. Tbii tüm bu halklar Stalin tarafından nazilerle işbirliği yaptığı için 100binler halinde sürülmüşlerdir ki yoktur böyle birşey.
...
Yani SSCB hatalı bir deneyimdi. Sosyalizmin bırakın kurulşmasını onun adını lekeleyen tarihin karanlık sayfalarından biridir. Ancak Şimdi ki Rusya'dan çok daha iyiydi. "Nataşa"'larla özdeşleştirilmeye çaçlışına şimdiki Rusya ile SSCB arasında büyük farklar vardır. SSCB yıkıldıktan sonra beyaz kadın ticareti başladı. SSCB'de bürokrasinin üst düzeyndeki bir çok  sözde komünist daha sonra kısa zamanda zenginleşerek ya mafya oldular ya da ayrılan ülkelerin başına geçen zorba hükümdarlar oldular. Türkmenistan'da Saparmurat Niyazov (Türkmen başı) eski bir KGB ajanıydı, Gürcistan'ın eski devlet başkanı Şevardnadze, SSCB'de dışişleri bakanıydı, keza Aliyev denen hödük devletçe işletilen bir eğlence merkezinin mdüürüydü. Tüm bunlar SSCBnn yıkılmasından sonra köşeyi dönen söz de "komünist" bürokratlardır.
...
Bazı bilgi eksiklikleriniz gözlemliyorum. Mustafa Kemal'in Anayasasıyla, MArx'ın Kapital'iylke nasıl bir benzerlik kurdunuz anlamadım. Ben ikisini de okudum. Kapital geçerliliğini yitirmemiş bilimsel bir analizdir. Para, meta ve sermaye gibi kapitalizmin maddi özünün ne olduğunu tüm dinamikleriyle bize göstermiştir. Hiç bir iktisatçı MArx'ın bu verilerini reddetmez.
...
Sosyalist devrimle Mustafa Kemal pğaşanın "devrim"'i arasında çok fark vardır. Sosyalistr devrim halkın kendi zorba devletine ve burjuva sömürü düzenine karşı silahlanmasıdır. Egemen bir sömürücü sınıfın değil, işçi sınıfının kitlesel diktatörlüğün iktidarıdır sosyalist devrim. Ve bir ülkedeki devrim, özellikle gelişmiş ülkelerdeki devrimleri tetiklemedikçe, SSCB'de olduğu gibi yalnız kalıp karşı-devrimle noktralanması, yıkılması kaçınılmazdır Dünya'da topyekun, biribirnden güç alan devrimler olmadıkça sosyalizm bu dünya da varolamaz.
...
Kaldı ki Mustafa Kemal'in burjuva devrimi, ulusal kurtuluş mücadelesi olarakl Leninve SSCB tarafından silah ve maddi yardım görmüştür. Hatta emperyalistlerin Anadoluyu işgal etmeye kalkmasının önemli bir nedeni de yanıbaşımızdaki Sovyet Devrimidir. İngilizler daha öneml güçlerini kıta avrupasındaki olası devrimler bastırmak üzere depolarken, Anadoluya Yunanlıları sürmüşlerdir. Neden ise bolşevik devrimin Anadoluya ve dolayısıyla diğer ülkelere sıçrayıpğ yayılmasını engellemekt. Aslında ingilizlerin bu ikilmei Anadoluya sadece yunanlılarıo sürerek yetinmesiyle zafere ulaşmıştır. Eğer ingilizler Yunanlılara askeri güçle tam destek sağülasaydı bu ülkenin kurtuluşu çok daha zor olurdu. Çünkü Anadolu halkı birbirinden kopuk köylü toplumundan oluşuyordu. Dolayısıyla Adana'daki bir köylü için İzmir'in yunanlılarca talan edilmesi çok ilgilendirmemekteydi. Onun için İZmir'in işgali yarıun öbürgün kendi  ektiği toprağın işgali anlamına geliyordu. Mustafa Kemal paşa bunu iyi kullandı ve düzenli ordu kurdu. Türkiye'deki devrim bu yüzden bir halk devrimi değil, üstten, yukardan zorlatılan bir devrimdi. Ulusalcı-kalkınmacı bir devrimdi. Sosyalist niteliklere sahip değildi.
#12 - Eylül 03 2006, 22:02:11

SnoWays

Eroika yine döktürmüşsün güzel yazı teşekkürler :okey
#13 - Eylül 03 2006, 22:05:12

atatürk devrimciliğini desteklerim....çünkü ülke ve millet yararına yapılan bir harekettir devrimcilik...ama günümüzde malasef devrimciliğin  anlamını bazı guruplar başka yerlere çekiyor...paylaşım için saol...
#14 - Şubat 21 2007, 16:29:43

Lonelyboy

tartışmaya gerek yok herkesin kendine göre bir doğrusu vardır, önemli olan asıl ve tek doğruda birleşmek
#15 - Nisan 15 2007, 17:51:47

atatürk devrimciliği dışındaki tüm devrimler bölücülük eylemlerine girer..atatürkümüzün devrimleri için canımızı verdik...eğer yenilik özgürlük istiyosanız önce dağdaki köpekleri aşağıya indirin hem bu ülkede hür bir ülke gerilla deyip dağda türk askerine kurşun sıkan yürekler adam olsun  daha düne kadar sol gurup atatürk ü hainlikle suçlardı. benim atamın adını ağızlarına bile almasınlar.bu benim devrimcilik hakkındaki görüşlerim.....yanlış yerlere çekilmesin........



koskocaa ülke gerillalartlaa başmıı edemiyoooo sankiiii işlerineee gelmiyooooo aslında dagdakiiii gerillaları bitirseller askerlik düşer ozmn ordumuzzzun gücü azallır onun için bilerek bitirmiyolar kimsee bilip bilmeden konuşmasınnn buuu topicte       :@
#16 - Nisan 26 2007, 14:03:11
˙·٠•●  Bazen Yalnız Kalmak İstiyorum Ama Bazen Yalnızken Bile Yalnız Olamıyorum....... ●•٠·˙

http://www.travian.com.tr/?uc=tr1_16599
Bir de bu oyunu denyin beğenmeyen bana gelsin:D

gereksiz,alakasız ve saygısızlık içeren mesajlar silinmiştir.daha dikkatli olun lütfen.saygılı tartışmalar.
#17 - Nisan 26 2007, 20:10:55
Piyasadaki tek adam gibi adam, maymun Çarli'ydi...

_BoDdAh_

yeni gördüm bu konuyu  :)
bana göre; Devrimcilik bir yaşam biçimidir.Bu yaşam biçimine özünü veren olgu ise,mevcut düzen ve koşullarda yaşamak istemeyip daha iyi ve ileri bir insani düzende yaşama arzusudur.Bu anlamda, devrimci bir yandan mevcut düzende yaşayıp öte yandan içsel çelişkinin görüngüsü sonucu mevcut düzenin alternatifi olan bir sistemin yaşam biçimini kendine rehber edinmiş olup amaçlanan sistemin temel değerlerini kendinde cisimleştirmiş olandır..Devrimci,diyalektik ve tarihsel materyalizmi ruhuna işletmiş ve Marksizmi ölü bir metinler topluluğu gibi kavramayıp onun canlı ruhuna uygun olarak yaratıcı bir biçimde yaşama geçiren iyi bir militandır. .Devrim,mevcut düzeni tümden ortadan kaldırmak ve yerine daha iyi ve daha ileri bir şeyler koymak eyleminin kendisidir..
#18 - Nisan 26 2007, 21:02:04

karşınızda bir sağcı var sizi okurken inanınki elim ayğım titredi zamanında devrim uğruna kaç can verdiniz biz kaç şehit verdik
şu an devrimcilerin çoğu dinsizdir.benim kökenimde eski devrimcilerdendir.
ben aybastılıyım belki bilen çıkar ve bir zamnalr güneş aybastıdan doğarmış.babalarınıza sorun kzıl güneş nerden doğacakmış.
 ben diyorumki ya şeriat ya ölüm herkesin bir tarafı var benim tarafımda bu ve şu an türkiyeyi siz değil biz yönetiyoruz.


elin ayaqın nie titrio :yanlis herkesin kendi qörüşü senin qörüşünde şeriat mış bizde sana sayqı duyuoruz ama şunuda bil ki türkiyeyi siz yönetmiosunuz... :yanlis
#19 - Temmuz 10 2007, 13:33:19
haY Bu ÖsS nin...bIktIm yAwss ::yea

devrimcilerin çoğu dinsizdir gibi herkesin kafasında bazı düşünceler var çok saçma ayrıca bu kimseyi ilgilendirmez
#20 - Aralık 24 2007, 20:54:26
GİDİYORUM…
ELVEDA…
UNUTTUĞUM BİR ŞEY VARSA SENDE KALSIN…
BEN UNUTMAYACAKLARIMI
İSTER İSTEMEZ YANIMDA GÖTÜRÜYORUM…

"ya şeriat ya ölüm" diyen "b" şıkkını seçsin  :öff
#21 - Ocak 20 2008, 15:16:34
Piyasadaki tek adam gibi adam, maymun Çarli'ydi...

acaba ya şeriat ya ölüm prensibiyle hangi ülke yönetilmiş merak ettim

böyle saçma sapan kelimeler sarfetmeyin

devrimcilerin çoğu dinsizmiş bu kimseyi ilgilendirmez herkesin dini kendine bu kişiyle Allah arasında olan bi şey

ya özgürlük ya ölüm
#22 - Ocak 22 2008, 17:16:51

Bir devrimci olarak kendimi sağcıların yerine koyuyorum ve "devrimciler dinsizdir" lafına cevabımı veriyorum;
Hadi len ordan, git işine, gibi tabirler kullanmayacağım lakin yakışmayacak:S Bunu demenin sebebini Marksizm-Leninizm'in ideolojilerine bağlıyorum, Marksizm'e göre özgürlüğü kısıtlayan herşey yok sayılır, ne olursa olsun, din de dahil. Ayrıca her devrimci Marksist yada 2dinsiz2 değil!!!!
#23 - Mayıs 26 2008, 17:42:36
İmza kural dışı.

her devrimci Marksist yada 2dinsiz2 değil!!!!


EvET.
Nedense insanlar bunları anlamıyor.
Aslında çok da zor değil.
devrimcilerin düşüncesi şu ''Kimsenin dini bizi ilgilendirmez, bizim dinimiz de kimseyi ilgileendirmez''
Bu kadar basit.
Yani devrimcilikle din arasındaki bağlantı nedir anlayamıyorum.
#24 - Mayıs 28 2008, 22:23:47

Punk- O -Rama

devrimcilerin çoğu dinsizmiş bu kimseyi ilgilendirmez herkesin dini kendine bu kişiyle Allah arasında olan bi şey

(bkz: Sultan Galiyev)
#25 - Mayıs 28 2008, 22:44:12

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.