Alternatifim Cafe

Özdemir ASAF

Discussion started on Yazarlar

11 Haziran 1923'te Ankara'da doğdu. 28 Ocak 1981'de İstanbul'da öldü. Asıl adı Halit Özdemir Arun'dur. İlk ve ortaöğreniminin bir bölümünü Galatasaray Lisesi'nde yaptı. 1942 yılında Kabataş Erkek Lisesi'nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi'nde, önce Hukuk Fakültesi'ne, sonra İktisat Fakültesi ve Gazetecilik Enstitüsü'ne devam ettiyse de 1947'de yüksek öğrenimini yarıda bıraktı. Bir süre sigorta prodüktörlüğü yaptı. 'Zaman' ve 'Tanin' gazetelerinde çevirmen olarak çalıştı. İlk yazısı 1939'da 'Servetifünun-Uyanış' dergisinde çıktı. 1951'de Sanat Basımevi'ni kurarak matbaacılık yaşamına girdi. Kendi şiir kitaplarını bastı. 1955'te Yuvarlak Masa Yayınları'nı kurdu.

İkilikler ve dörtlüklerden oluşan ilk şiirlerinde yoğun bir söyleyiş özelliği göze çarpar. İnsan toplum ilişkilerine yönelik temaları konu edinerek düşündürücü bir şiir evreni kurmuştur. Duygu ve düşünce yoğunluğuyla birlikte, alay ve taşlama şiirine egemen olan öğelerdir. İnsan ilişkilerinin toplumsal ve bireysel yanlarını sen ben ikileminde vermiştir. Çok kullandığı sevgi, ayrılık, ölüm temaları, son dönem şiirlerinde giderek yerini kaçış ve umutsuzluğun tedirginliğine bırakmıştır.

Şiirin bir görüşü yansıtması, bir iletisinin olması düşüncesinden yola çıkmıştır. Yuvarlağın Köşeleri kitabında şiirin ve yazarın işlevi konusundaki görüşlerini dile getirmiştir. Batı şiiri ve geleneksel Türk şiirinden yararlanarak verdiği bileşim sanatını zenginleştirip geliştirmiştir.

Kitapları:

Şiir:
Dünya Kaçtı Gözüme (1955),
Sen Sen Sen (1956)
Bir Kapı Önünde (1957)
Yumuşaklıklar Değil (1962)
Nasılsın (1970)
Çiçekleri Yemeyin (1975)
Yalnızlık Paylaşılmaz (1978)
Benden Sonra Mutluluk (ölümünden sonra 1984)

Etika:
Yuvarlağın Köşeleri (1961)
Yuvarlağın Köşeleri - 2 (ö.s. 1986)

Öykü:
Dün Yağmur Yağacak (ö.s. 1987)

Otokopi, deneme:
Özdemir Asaf'ça (ö.s. 1988)

Çeviri:
Oscar Wilde-Reading Zindanı Baladı (1968)
#1 - Aralık 15 2006, 10:51:50

Alıntı
Herkesin bir hikayesi vardır ama herkesin bir şiiri yoktur...Özdemir Asaf
Var mı böyle bir şair..?
Nazım bir Asaf iki..usanmadan okunurlar gece gündüz..ikisi de en iyisi..matematik denklemleriyle yalnızlığın hüznünü bir araya getirip, içindeki çocuğa şiir yazdıran şair. sigortacılık, çevirmenlik, yayıncılık yaptı. ama her zaman şair olarak kaldı...
"yaşam öyküleri, sanıldığınca karışımsız değil, karışımlıdır. her bir yaşam öyküsü, öbür yaşamların parçacıklarıyla tamamlanır."dedi..

Bence de Yalnızlık Paylaşılmaz kitabı çok iyidir..yalnız'ın durumları'ndan en az biri sizi anlatır..

Alıntı
Yalnızlığa Övgü

Mutluluğun gözü kördür,
Yalnızlık sağır.
Ondandır biri tökezleyerek yürür,
Öbürü uykusunda bile bağırır.

Mutluluk yalnız kendisini görür;
Unutur bu yüzden ilkin kendisini.
Yalnızlık kendi tutukluğunda özgür,
Boyuna bekler dönsün diye sesini.

Mutluluk alışır kendisine, ölümden beter;
Borçsuzluğuyla övünür, ama kedisi doğurmaz.
Yalnızlığın gidecek bir yeri yoktur;
Boyuna kapısına döner, açan olmaz.

Mutluluğun mezarları, yalnızlığın heykeli var...
Her ikisinin de saksılarında çiçek.
Biri hep başka bir renkle solar,
Öbürüyse ha açtı, ha açmayacak.

ondan bir anı: çakırkeyif olduğu bir gece eve balkondan girmeye kalkmış, karanlıkta ayağı takılıp düşmüş. balkondaki muhtelif nesneyide yere devirir ki, "booooooom" diye bi ses! istanbul'un tamamı ayakta. o kafayla "amma gürültü yaptık yahu" diye söylenerek eve girer ve yatar. ertesi gün öğrenir ki, haydarpaşa açıklarında iki tanker çarpışmış, indenpendante adındaki petrol yüklü tanker infilak etmiştir!

Alıntı
"senin için,
o mu, diye sordular
o değil, dedim onlara
anladılar."

#2 - Aralık 18 2006, 20:15:12

'' Nasılsın ''  :okey

Herkese Tavsiye Ediyorum..  ;)


Aynen çok güzel bir kitaptır.

"Bir kelimeye bin anlam yüklediğim zaman sana sesleneceğim".. ilk okuduğumdan beri aklımdan çıkmayan dizesidir, Özdemir Asaf diyince ilk aklıma bu gelir.

#3 - Aralık 18 2006, 20:22:18

_BoDdAh_

"yalnızlık paylaşılmaz,paylaşılırsa yalnızlık olmaz" demiş ne de güzel sölemiş  :okey

mum alevi ile oynayan kedinin öyküsü

bir mum yanıyordu bir evin bir odasında.
o evde bir kedi vardı.
geceler indiğinde kendi havasında
mum yanar, kedi de oynardı.

mumun yandığı gecelerden birinde
kedi oyunlarına daldı.
oyun arayan gözlerinde
mumun alevi yandı,
baktı,
mumun titrek alevinde
oyuna çağıran bir hava vardı.

oyunlarını büyüten kedi büyüdü
kendi türünde çocukcasına,
döndü dolaştı, yavaş yavaş yürüdü
geldi mumun yanına, oyuncakcasına.
bir baktı, bir daha, bir daha baktı
mumun alevinin dalgalanmasına
uzandı bir el attı.
bıyıklarını yaktırmadan anlamayacaktı...
ilk kez gördüğü mumun yakmasına
inanmayacaktı...
#4 - Aralık 18 2006, 20:31:40

her evde bir oda eksik der arkadaşlar...çok derindir anlamı...
#5 - Nisan 21 2007, 02:48:40
İLK İSTEĞİN NEDİR SORUSU ÇOK ÇOK KOLAYDIR SON İSTEĞİN NEDİR SORUSUNDAN...ÇÜNKÜ BU SORUYU KİMSE KİMSEYE SORAMADI KORKUSUNDAN...Ö. ASAF

ilk isteğin nedir sorusu çok çok kolaydır son istedin nedir sorusundan çünkü bu soruyu kimse kimseye soramadı korkusundan...ö. asaf...yalan mı...???
#6 - Nisan 21 2007, 02:50:06
İLK İSTEĞİN NEDİR SORUSU ÇOK ÇOK KOLAYDIR SON İSTEĞİN NEDİR SORUSUNDAN...ÇÜNKÜ BU SORUYU KİMSE KİMSEYE SORAMADI KORKUSUNDAN...Ö. ASAF

...guilty...

Kelime oyunları yaparaktan derin anlamlar katar şiirlerine çok severim eserlerini

bilgiler için teşekkürler
#7 - Nisan 21 2007, 10:19:17

efendisiz

   



 okumaktan anlamaktan zevk aldığım çok büyük şairler vardır ..nazım , attila ilhan , ümit yaşar , ahmed arif , cemal süreyya , melih cevdet anday ,hasan hüseyin ........... böyle gider .. ancak bir de özdemir asaf vardır ki.. onun yeri ayrıdır , hepsinden ayrı ..çünkü tarzı üslubu hepsinden farklıdır , okurken insanı bir problemin içine sokar , kafa karıştırır , çok büyük hazdır şiirlerini okumak .. şiirlerinde filozof yanıda ortaya çıkar .. 2-3 mısralık şiirleri vardır ki işte bunların ağlatan cinsi bile adamı tabessüm ettirir nasıl yazmış bunu yahu diye ...imzam da da onun sanatını kullanırım ...

    belki biraz iddialı olacak belki ileride fikrim değişecek ama şuan da benim için dünya daki en iyi şair özdemir asaf tır ... 


          "Bana yalanlar söylese yetinecektim,
           Ama yalan söyledi."

                                                "Beni öyle bir yalana inandır ki
                                                 Ömrünce sürsün doğruluğu"

         
 "yalnızlık paylaşılmaz paylaşılırsa yalnızlık olmaz."


                                       "gelmesen onemli degil, gelsen onemli olurdu"


  Çevreme bakındım, yalancıların çoğu unutkan ya da aptal...Kötü ve korkak...
  Yalanı böylelerinin eline düşüren büyük zekalara kızdım."


                                 "Bir kelimeye bin anlam yüklediğim zaman sana sesleneceğim"


  Ağladığımı gör diye ağlamıyorum;
  Ağladığım için ağladığımı görüyorsun


          İnsanlar,gelmeleriyle yanlızlıklarını dağıtanları severler.Gitmeleriyle kendilerini yalnız bırakanlara aşık olurlar ...


  Sen bana bakma , ben senin baktıgın yerde olurum..


  Sevgi bir kişiyi ikide yarım kılar. Aşk iki kişiyi birde.



                            "senin için,
                             o mu, diye sordular
                             o değil, dedim onlara
                             anladılar."


#8 - Haziran 28 2007, 18:48:00

_hUh rAsTası_

Kelime oyunlarına ve kıvrak zekasına hayranımdır ..

Her söylediği güzel,her söylediği anlamlı imiş ..

İki tür nokta var
Biri önüne ve ardına bakar,
Biri ardına bakmaz,
Ardını noktalar.

Çalıyor o gözlerinden o uzun saçsız boyacı;
Gül-bombalı, atsız-arabasız, sakalsız boyacı.
Dudaklarında bir ıslık var, yakasında bir çiçek,
Solan renkleri boyamakta o boyasız boyacı.

#9 - Temmuz 27 2007, 18:35:20

Kelimelerle belki de en güzel dans eden yazar/şairlerden...
Yazdığı kelamlardan mutlaka birisi sizi anlatır, tamamiyle hemde. Şiirleri 10 kıta da olsa, 20 kıta da olsa okurda okursunuz, sıkmaz; öyle yalın bir dille anlatır. Bazı eskiye götürür anıları tazeler, bazı yeniden aşık olma hevesi verir satılarında, öyle bir şey işte.
İyi ki yazmış dedirtir.

"biri gelir sorarsa
sana beni sorarsa
gitti der misin
gittiğimi söyler misin
gidiyorum ben sana
benimle gider misin"


..

"Kim o, deme boşuna...
Benim, ben.
Öyle bir ben ki gelen kapına;
Baştan başa sen..."


Başka söze ne hacet...
#10 - Ekim 09 2007, 06:46:07
« Son Düzenleme: Ekim 09 2007, 06:50:06 Gönderen: Elf »
Viking's

Rüzgar mı dedim...
isterim ki, saçların dağılsın.
gece mi dedim.
hemen düşüncelere dalmalısın.
aşk, der demez
kalbin hızlı çarpmalı.
sabah, dememe kalmadan
uyanmalısın.

...

Seviyorum eşit
seviyorsun demektir
doğrusu
tam orada başlar
yitirmek korkusu.

...

Ben de gittim düşünmeden
senin susmaların gibi
sonunda saksılardaki çiçeklerin tümü soldu.

...

Ağlamak
unutmak kadar kolaydır inan
sevin ağlayabiliyorsan
sevin ağlıyorsan
gül ağlayabiliyorum diye
gül ağlayorum ağlayorum diye
sana bir şey yapamam
ağlayamıyorsan...


#11 - Ekim 10 2007, 15:20:31

"Sensiz de denizi seyredebiliyorum.
hem dalgalarin dili seninkinden acik.
ne kadar hatirlatsan kendini bos.
sensiz de seni sevebiliyorum.
hep bos konusurduk hatirlar misin, bula bula,
karsilastigimiz zamanlarda.
sen, sevgiden simaran cocuk,
ben sasiran budala. "

Sensiz | Ö. Âsaf
#12 - Ekim 12 2007, 09:32:11
Viking's

Ben sensiz olanlara seni aratıyorum,
ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça
kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.

Unutturmayacağım, seni yaşatacağım,
kendimi çoğalttıkça seni kuşatacağım,
her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça
sen evreninde sana seni aratacağım.

#13 - Ekim 27 2007, 11:04:10

barbie9138


Seni bulmakdan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep hep yeniden başlamak isterim


Sen bana
Sen desen de, demesen de olur.
Ama ben sana sen deyeceğim.
Düşün dur

Ne kadar çok olursa o kadar ölmek kolay.
Ne kadar ölmek olursa o kadar saymak kolay.
Ne kadar saymak olursa o kadar bilmek kolay.
Ne kadar bilmek olursa o kadar anlamak kolay.
Ne kadar anlamak olursa o kadar unutmak kolay.
Ne kadar unutmak olursa, o kadar yaşamak kolay.
Bunun için o kadar zor
Kolay yaşamak.
#14 - Ekim 27 2007, 13:47:36

Ehven-i Şer

Var mıdır onun gibisi? Sarsar, vurur tek bir kelimesiyle.
İki satırdır karşınızdaki, sonuna gelindiğinde birçok anlam çıkartılabilir.  Yüklemiştir çünkü, en ufak bir boşluk kalmayacak şekilde doldurmuştur.
Tek bir kelamı eğreti durmaz mı bir insanın? Ben bunu onda gördüm, her sözcüğün ne eksik ne fazla, tam oturabileceği bir yeri varmış.
Okunur, hayran olunur, düşündürür, biran durulur, kavurur.
Çok ayrıdır bendeki yeri, ilk sıradadır.


"Kim o?" deme boşuna,
Benim, ben.
Öyle bir ben ki gelen kapına;
Baştan başa sen.


Gülüş bir yanaşımdır bir öbür kişiye;
Birden iki kişiyi döndürür bir kişiye.
Anılarından kale yapıp sığınsa bile,
Yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye.


"Konuşmak susmanın kokusudur,
Ya sus git, ya konuş gel, ortalarda kalma.
Yalan korkaklığın tortusudur,
Dürüst kaba ol, eğreti saygılı olma."


Andırırsın beni bana, bana beni;
Dediklerinde, duyduklarında.
Yazdıklarımda seni bana, bana seni;
Söylemesem bile, saklamadıklarımda.
Ah hep aklımda, hep aklımda;
Andırırsın seni sana, sana seni,
Gözlerinde, kulaklarında, dudaklarında...


"Ben yoksam
Biliyorum; ben sende yokuz.
Sen yoksan
Biliyorum; sen bende yokuz.
Ve de gözlerimizde bir o ışık
Ki
O yoksa
Biliyorum, biz bizde yokuz..."



Ve dahası, okunası, yanası, hayran olunası...
#15 - Ekim 30 2007, 14:25:48

"Bir gece. Gecede bir uyku. Uykunun içinde gene... Uyuyorum, uykudayım, yanımda sen. Uykunun içinde bir rüya, rüyamda bir gece, gecede ben. Bir yere gidiyorum, delice. Aklımda sen... Ben seni seviyorum, gizlice. El-pençe duruyorum, yüzüne bakıyorum, söylemeden, tek hece. Seni yitiriyorum, çok karanlık bir andan. Birden uyanıyorum, bakıyorum aydınlık; uyuyorsun yanımda. Güzelce..."

#16 - Mayıs 22 2008, 00:44:19
Viking's

Hiçbirini salıncağa bindirmedim
Sallamadım
Atlı karıncalarda döndürmedim
Onlar gelişi gidiş sandırırlar
Vuruşan otoları seviyorlard?? onlar
Çünkü hem gidiyorlardı
Gidiyorken güldürüyorlardı
Kafa kafaya vurduruyorlardı
Gülüyorlardı
Bizi kandırdıkları gibi kandırırlar
Onlar
Yarın oynayacakları oyunu
Oyunun başını sonunu
Bizlerden iyi biliyorlardı..
#17 - Temmuz 07 2008, 03:34:49

Bir akşamüstü pencerenden bakıyordun
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin basladi hızlı hızlı çarpmaya...
O geçen ben değildim.

Bir gece, yatağında uyuyordun.
Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
ve karanlıklar içindeydi odan...
Seni gören ben değildim.

Ben çok uzaktaydım o zaman,
Gözlerin kavuştu ağlamaya,
Sebepsiz ağlamaya.
Artık beni düşünmeye başladığından
Bıraktın kendini aşk içinde yaşamaya..
Bunu bilen ben değildim.

Bir kitap okuyordun dalgın ..
İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardi.
Genç bir adami öldürdüler romanda.
Korktun, bütün yinenle ağlamaya başladin...
O ölen ben değildim...
#18 - Temmuz 12 2008, 23:01:47

Yalnız'ın Durumları

Her şeyi süpürebilirsin;
Sonbaharı süpüremezsin.

Sen herşeyi süpürebilirsin;
Sonbaharı süpüremezsin.

Yalnızsa,
Sürekli bir sonbaharı
Süpürür hep..
Düşünemezsin


Yanar
Sobasında
Yalnız’ın
Üşüyen
Bakışları.

Lâmbasında
Karanlığa dönük
Bir ışık
Titrer
Sönük-sönük.

Penceresi
Dışına kapanmıştır,
Kapısı
İçine örtük.

Yalnız
Bin yıl yaşar
Kendini
Bir an’da


Yalnız’ın
Nesi var, nesi yoksa
Tümü birdenbire’dir.

Yalnız
Bir ordudur
Kendi çölünde..

Sonsuz savaşlarında
Hep yener
Kendi ordusunu.

Yalnız’ın
Sakladığı bir şey vardır;
Boyuna yerini değiştirir,
Boyuna onu arar..

Biri bulsa diye.


Yalnız
Hem bilgesi,
Hem delisidir
Kendi dünyasının.

Ayrıca;
Hem efendisi,
Hem kölesidir
Kendisinin.

Tadını çıkaramaz
Görece’siz dünyasında
Hiçbirisinin.


Yalnız
Sürekli dinleyendir
Söylenmemiş bir sözü.



Sözünde durması
Yalnız’ın yalancılığıdır
Kendisine..

Hep yüzüne vurur utancı..
O yüzden
Gözlerini kaçırır
Gözlerinden.


Yalnız’ın odasında
İkinci bir yalnızlıktır
Ayna.



Yalnız
Hep uyanır
İkinci uykusuna.


Yalnız
Kendi ben’inin
Sen’idir.

Bir sözde saklanmış bir yalanı
Bir gözde okunduğundan
Bakmaz kendi gözlerine bile.


Her susadığında
O
Kendi çölündedir.


Kendi öyküsünü
Ne anlatabilen,
Ne de dinleyebilen.

Kendi türküsünü
Ne yazabilen,
Ne söyleyebilen.


Bir zamanlar güldüğünü
Anımsar
da..

Yoğurur hüzün’ün çamurunu
Avuçlarında.


Yalnız
Aranan tek gördü tanığıdır
Yargılanmasında
Kendi davaasının..

Her duruşması ertelenir
Kavgasının.


Yalnız
Hem kaptanı
Hem de tek yolcusudur
Batmakta olan gemisinin..

Onun için
Ne sonuncu ayrılabilir
Gemisinden,
Ne de ilkin.



Yalnız’ın adı okunduğunda
Okulda ya da yaşamda..
Kimse
“Burada”
deyemez..
Ama
Yok da..


Uykunun duvarında başladı..
Önceleri bir toz gölgesi sanki;
Sonra bir yumak yün gibi.

Ama şimdi iyice görüyor
Örümceğin ağını
Gün gibi.


Yalnız
Duymuş olduğunun sağırı,
Görmüş olduğunun körü
Dür..

Ölür ölür öldürür,
Öldürür öldürür ölür.

Duyduklarını unutur,
Duyacaklarını düşünür.


Yalnız’ın adına
Hİç kimse konuşamaz..

O
Kendi kendisinin
Sanığıdır.

Yalnız
Önceden sezer
Sonra olacakları.
Paylaşacak biri vardır;
Anlatır anlatır ona
Olanları, olmayacakları.

Her leke
Kendisiyle çıkar.
   
#19 - Ağustos 12 2008, 18:22:48

KELİMELER...

Yarıda kalmış aşklarının hesapları içinde
Denizlere açıldı içimizden biri
Niçin gittiğini söylemeden.
Doyulmamış arzularla doluydu yelkenleri.
Yıpranmış kelimelerin verdiği güvenden.
Bulacak sanıyordu yenilikleri.
Her an bir yeni su vardı,
Her yeni suda bir yeni an.
Deniz, dalgalarıyla gösteriyordu dışından
Yaşananla düşünülenler arasındaki farkı.
Bitmiyordu köpüklerle renkler   
Bir başka damlada, bir başka ışıkta başlamadan.
Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.
Dışında ne varsa yeni, ne varsa gerçek.
Yeni manzaralarla gelen yeni duygular
Hani, eski kelimelerle olmasa
İnsanın ömrünce devam edecek.
Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.
Anladı,ölmekle yaşamanın birleştiği noktada
Yeni rüzgarlarla esen yeni korkulara
Yeniliklerini bağışlamayan kelimelerin
Nasıl düşman sığınaklar halinde direndiğini.
Anladı, bütün olmuşlarla olanların
Ve bütün olacakların
O kelimelerin içinde
Kendisine varmadan eskidiğini.

#20 - Ağustos 15 2008, 19:45:49

"Her şey senin yüzünden,
Deyip çıkmak vardı aradan
Ama ben bilirdim ki,
Benim yüzümdendi de çoğu zaman..."



Büyük usta, üstad. Saygıyla.
#21 - Ağustos 16 2008, 11:26:28

"Yalnızlık Paylaşılmaz" kitabı benim için daha da anlamlıdır.
Bir gün postacı gelir bir paket getirir.
Hem de hiç ummadığım anda.
Sevdiğimden gelir paket...
İçinden belki de hayatımın en güzel hediyelerinden biri çıkar..
Tekrir sanatını en güzel şekilde kullanan insandır bana kalırsa.
Hiç mi sıkmaz insan yahu tekrarlarla?
Sıkılmıyoruz efendim sıkılmıyorum.
Seviyorum seni Asaf,
Seni de seviyorum "sevdiğim"...
"Yuvarlağın Köşeleri" kitabını da bekliyorum senden . : p
#22 - Ağustos 20 2008, 22:05:36
Yasak bana gözlerini anlamak...Ellerin ellerin bana yasak...Ah olaydım gözünde yaş,Fikrinde telaş
Düşünce suçun,Beraatin olaydım...

Uyku adı altında beni yoklamaz ölüm,
Neleri yaşadımsa uyanıklıkta gördüm.
Uyurken geçenlerin sormadım adlarını,
Kaçı kaça böldümse yaşanırlıkta böldüm..

Uyku adı altında beni yoklarsa ölüm.
Ki ben tüm uykuları hep uyanıkken gördüm..
Neden mi ben kendimin sorardım adlarını?
Anlasınlar diyedir, ben nasıl, nerde öldüm.



Ne güzelde yazmış üstad,sevgiyle.
#23 - Ağustos 20 2008, 22:17:44
''Cehennem, başkalarıdır. ''

bide resmini koyalım :)
çok güzel şiirleri var adamın ya :)
#24 - Ağustos 20 2008, 22:50:54
lan yüzüme bakma malca konuşmuyorum arapça

barbie9138

Yuvarlağın Köşeleri ,Nasılsın ,Çiçekleri Yemeyin,Dün  Yağmur Yağacak kitaplarını kaç kere hatmettim.  Söz sanatlarını harika kullanan şairlerimizdendir dedikten sonra  Dün Yağmur Yağacak  eserinden bir dize yazarak kendisine hayranlığımı sunuyorum.

''krallar gider, krallıklar kalır..
ve bir krallıkla evlenen kadın görülmemiştir."
#25 - Ağustos 21 2008, 12:43:24

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.