Alternatifim Cafe

Bari kuşlara kıymayın efendiler!

Discussion started on Köşe Yazıları

O fişekler masum kuşları öldürüyor. İnsanların öldürülmelerine genellikle sessiz kaldınız. Bari kuşlara olsun mani olabilirsiniz.
Bu ülkenin tarihi, büyük hayal kırıklıklarının tarihidir aslında. Cumhuriyeti milat olarak aldığınızda, devrim kendi çocuklarını yemekle başlamıştır işe.
Kurucu kadronun neredeyse yarısından fazlası telef olmuştur.
Birlikte Kurtuluş Savaşı verdiği Kürtleri yok saymış ve büyük acılar yaşatmıştır.
Varlık vergileri, çalışma kampları, kutsal varlıkların yağmalanması sıradan bir reflekse dönüşmüş; kendinden olmayan, bir gün bile güven duygusu içinde olamamıştır.
Başbakanını idam etmiş, fidan gibi gençlerini darağaçlarına göndermiş, yargısız infazlarda yok etmiştir.
Resmi olarak ölüm listeleri yayımlamış, yayımlamakla kalmayıp listedeki herkesi ölüm üçgenlerinde, sokak köşelerinde, evlerinden alarak, gözaltı merkezlerinden çıkararak canlarına kıymıştır.
‘Düşman’ icat etmeden idare edebilme kabiliyeti geliştirememiştir. Kendi yurttaşına bir gün bile güvenmemiştir.
Giyimine karışmış, inancına karışmış, fikrine karışmış, mezhebine laf etmiş, yoksulunu yok saymıştır.
Hiçbir üniversitesi dünyanın seçkin akademi listelerine girememiş ama yolsuzluk ve yoksulluk listelerinde ülke olarak hep üst sıralarda yer almıştır.
Karakol gidilecek yer mi düşülecek yer mi?
Dünyanın bütün dillerinde ‘gidilen’ bir yer olan polis karakolları, sadece bizde ‘düşülen’ bir yer olmuş, üzerine türküler yakılmıştır.
Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin, “Gözaltındayken intihar etti” haberlerinin bir tekine şüphe duymadan inandınız mı?
Dünyada hiçbir ülke gösteremezsiniz ki hapishanelerinde bizdeki kadar aydın, sanatçı, bilim insanı, gazeteci ve politikacı ağırlamış olsun.
Baro başkanlığı yapmış, büyükelçilik yapmış insanlara, son günlerinde bir pasaportu çok gören bir cumhuriyetin vicdanı hür diyebilir misiniz?
Kapattığımız siyasi partiler, tarihte kurup batırdığımız devletlerden daha çoksa bu işte bir arıza var diye düşünmez mi insan?
Kurulduğu günden beri milli birlik ve beraberliğe muhtaç olunmayan bir gün bile geçirmemişsek bu cumhuriyetin sefasını ne zaman süreceğiz sizce?
Okul sayısından çok dershane olur mu?
Kime sorsanız ‘eğitim, güvenlik, sağlık ve yoksulluk’ olarak sıralar bu ülkenin dertlerini.
Nerede dert varsa çözümünü ekmeğe bağlamışsınız.
Eğitimi dershanelere, güvenliği koruculara ve özel güvenlikçilere, sağlığı tüccar hastanelere, yoksulluğu da inayet ve sadakaya teslim edince cumhuriyet mi olunuyor?
Ekonomisi bir sert yellenmeye bakan bu ülkede en çok kazananların bankalar olmasında hiç mi bir garabet yok?
‘Herkese eşit eğitim hakkı’nı programında yazmayan bir tek parti var mı?
Seçim meydanlarında bunu söyleyerek gerinmemiş bir lider hatırlıyor musunuz?
Bu sözü bir beze yazan öğrencilerin cezaevinde olduğunu söylediler mi size? O öğrencilere istenen cezanın 15 yıl olduğunu da duymadınız mı?
Fikri hür, irfanı hür nesilleri biraz uzun bekleyeceksiniz; Cumhuriyetin 100. yılı geldiğinde halen cezaevinde yatıyor olacaklar çünkü.
Ne yapabiliriz?
Bu yazıyı vakitlice okuduysanız eğer, valilik ve belediyeyi aramakla işe başlayabilirsiniz.
Kişi başına düşen milli gelirden payınıza düşen kısmını, havai fişeklerle heba etmelerini engelleyebilirsiniz. Bu yoksul halka bir de pespaye görgüsüzlüklerle zulüm etmelerinin önüne geçebilirsiniz. Zaten o fişekler masum kuşları öldürüyor.
İnsanların patır patır öldürülmelerine genellikle sessiz kaldınız; bari kuşlara olsun mani olabilirsiniz. Onlar sıcak yerlere göçüyorlar, cumhuriyetinize bir şey demediler ki.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER
#1 - Ekim 31 2010, 00:06:31
Chaque semaine
Trois fois

Zeitgeist

Okul sayısından çok dershane olur mu?

Pek tabii aynı şey camiiler için de geçerli, bunu atlamış.
Ha ayrıca forumda dinle dalga geçenleri azarlayan 'pis ergenler' diyerek aşağılayan birinin SIRRI SÜREYYA ÖNDER*'in yazısını paylaşması ve sözde '29 ekime' dokundurmaya çalışması da çok gülünç. Hatta içler acısı.  (6)

*bari böyle bir insanı alet etmeyin, yalvarırım. (6)
#2 - Ekim 31 2010, 00:15:16
« Son Düzenleme: Ekim 31 2010, 00:24:16 Gönderen: Fıstıkçı Şahap »

Alet etmek ? Sözde 29 Ekim'e dokundurmaya çalışmam ?
Sen gerçekten uçmuşsun. Neyin ne olduğunu gayet iyi biliyorum. Bu yazı senin tüm mesajlarının aksine 'ideolojik' bir mesaj taşımıyor. Rahat ol sen, alet etmiyorum öyle bir insanı hiçbir şeyime.
Yok ama senin istediğin cevap bu değil.
Marx'ı da, Sartre'ı da, Ali Şeriati'yi de, Ece Ayhan'ı da okumam beklemiyorsundur ya. (!) Ama böyle değil, bi düşünün abiler.
Neyse, sana cevap vermeyeceğim.
.
Ciddiye alınmamaktan çok ama çok korkuyorum be ergen.
#3 - Ekim 31 2010, 00:49:20
« Son Düzenleme: Ekim 31 2010, 01:16:15 Gönderen: Lâedrî Efendi »
Chaque semaine
Trois fois

Zeitgeist

Bu saatten sonra cevap verme zaten. Seni ciddiye bile almam, kendinle çelişmişsin diyeceğim ama o bile değil. Bu daha fazlası.  (6)


Raaad ol sen de. ;)

- lafı başka yerlerden anlaman da cabası şakirt kardeş.
#4 - Ekim 31 2010, 00:52:29
« Son Düzenleme: Ekim 31 2010, 01:09:01 Gönderen: Fıstıkçı Şahap »

Yeni!
...
#5 - Ekim 31 2010, 01:06:51
« Son Düzenleme: Aralık 22 2010, 11:44:43 Gönderen: gudrun »

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.