Alternatifim Cafe

Kusturica krizinde kim haklı?

Discussion started on Köşe Yazıları

Hafta sonunu Antalya’da geçirdim. Aslında bir açılış konuşması ve söyleşi için gitmiştim, ama Kusturicakrizinin tam ortasına düştüm.

Krizin taraflarıyla, yani Emir Kusturica, Antalya Belediyesi ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’la peşpeşe konuştum.

Hepsini dinledikten sonra kendi yorumumu yazabilirim:

Antalya’da bir “yanlışlıklar silsilesi”yaşandı.

* * *

Önce bir itiraf:

Kusturica’nın basına yansıyan sözlerini okuyunca “Acaba festival için doğru isim miydi” diye ben de düşünmüştüm. Ama gazeteci olarak, bu sözler hakkında ne diyeceğini de merak ediyordum. Onu dinleyince bazı sözlerini yalanlamakla birlikte pozisyonundan çok da geri adım atmadığını gördüm.
“Ölü sayıları abartılıyor” derken katledilenleri rakama vurması utanç vericiydi. Hele Srebrenitsa’yı görmüş, katliamı tanıklarından dinlemiş benim gibi biri için...

“Hrantyan”bir ifadeyle söylersek “zehirli bir dil” bu...

Emir,bir Sırp milliyetçisiÖ Sırpların Bosna’da “savaş suçu” işlediğini kabul ediyor, ama bunu “soykırım” diye adlandırmıyor. “Ermeni soykırımı”na gönderme yapması tepki çekti, ama kastettiği başka bir şeydi.

“Sırbistan’a davet edilen bir Türk yönetmen “Ermeni soykırımı”nı tanımadığı için Sırp Kültür Bakanı tarafından protesto edilse ne hissederdiniz”demek istedi.

* * *

Madalyonun diğer yüzüne gelince...

Başbakan Erdoğangeçen yaz Balkan açılımı çerçevesinde Bosna-Hersek lideri ile Sırp Başbakanı’nı Serebrenisca’da buluşturarak takdir toplayan bir barış adımı attı.

Balkanlar gibi mayınlı bir bölgede eski nüfuzunuzu yeniden kazanmaya soyunuyorsanız, eski kinlerle değil, kucaklayıcı yeni bir dille ortaya çıkmak zorundasınız.

Kusturicabu dille konuşmasa da Bakan Günay’ın yaklaşımı bu olabilirdi. Başbakan’ın siyasi düzeyde yaptığını, kültürel düzeyde tekrarlayabilir, Kusturica’ya “Görüşlerin, tamamen yanlış, ama gelmişken olup biteni bir de bizden dinlemeni istiyorum”diyebilirdi. Olay da büyümeden kapanır giderdi.

Oysa bir “O varsa ben yokum”dedi. Kusturicada bu demeçle kendisinin hedef haline getirildiğini söyledi ve Bakan’ı tarif için, Osmanlı’dan Sırpçaya yerleşmiş bir sözcüğü seçti:

“Düşman!”
Ne ortaklık değil mi?

* * *

Antalya Belediyesi’ne gelinceÖ Konuğuna sahip çıkmakta haklıydı, ama Habur benzetmesinin Kusturica’yı terörist yerine koyduğunu düşünüyorum.
50. yılı yaklaşan böylesine büyük bir festivalde, hala Belediye ile Bakanlık arasında iletişim olmaması da üzücü...

Basın toplantısı çıkışında Kusturicaile ayaküstü bir kez daha konuştum. “Daha da gelmem Türkiye’ye” havasındaydı.

Bakan’a kızgındı. “Kalmak isterdim, ama bu halde nasıl kalabilirim”diye etrafı gösterdi. Antalya konserinde Kusturica’nın çevresinde 228 güvenlik görevlisi olduğunu söylersem işin boyutu daha iyi anlaşılır.
Son durum şu:

Kusturica Günay’dan, Günay Kusturica’dan özür bekliyor. İkisi de, sözleriyle birbirini hedef haline getirmekle suçluyor. Sırpçaya “dost” sözcüğünü yerleştirmek de bir başka bahara kalıyor.

BİR DÜZELTME: Pazar günkü yazımda Kusturica’ya atfen yeralan “500 yıl önce hepimiz Sırp ve Müslüman’dık”cümlesi, elbette “Sırp ve Hristiyan’dık” olacaktı. Düzeltir özür dilerim.

Can Dündar / Milliyet Gazetesi
#1 - Ekim 12 2010, 18:44:55
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.