Alternatifim Cafe

Georg Philipp Telemann

Discussion started on Yabancı Sanatçılar -Gruplar

(4 Mayıs 1681 yılında Magdeburg’da doğmuş, 25 Haziran 1767 yılında Hamburg’da ölmüştür).

 

Schütz’ün ölümünden birkaç yıl sonra dünyaya gelen ve Beethoven’in doğumundan kısa zaman önce hayata veda eden Telemann uzun bir ömür yaşadı. Hayıtı Bach ve Handel devrinin tamamını, yeni stilin inkılaplarını, Gluck’un opera reformunu, genç Haydn’ın senfonileri ile harika çocuk Mozart’ın başarılarını içine alır. Bu yaygın durumu, kat kat yığılmış görünen eserleri aksettirmektedir. Eserlerinin sayısı hakkında kesin bilgimiz yoktur. Fakat fakat bildiğimiz ve bilhassa icra etmekte olduğumuz kısmında, gerçekten hudutsuz bir yaratma arzusu kendini göstermektedir. Yakın zamana kadar ancak “yaman bir adam” sayılan Telemann’ın çağdaşları ve yaşıtları Bach ile Handel’in yanında yer alması bugün haklı görünmektedir. Zamanında şöhreti bu iki dostunu gölgede bırakıyordu. Fakat ihtiyar Telemann’ın hemen hemen görmeyen gözlerini dünyaya kapadığı anda şöhreti hemen söndü. Yalnız baba Mozart, “her övgünün üstünde” dediği Telemann’ın birçok “küçük havalarını” Wolfgang Amadeus’un eline verip onlardan neler öğrenebileceğini oğluna gösterdi.

Telemann uzun ömrünü hareket içinde ve çalışma arzusu ile dolu olarak geçirdi. Babasından miras kalan orta Almanya sakinlerine has karakteri ile Avusturya asıllı anne tarafından coşkun mizacı birbiriyle kaynaşarak ondaki canlılığı meydana getirdi. Bu canlılık, çevresindeki her şeyi dikkatle araştıran, yenilik düşkünü mizacına “daima ileri gitmeli” sözlerinde beliren sönmez bir gayret vermişti. Süitlerinde, “sofra müzikleri” ve konçertolarında, oratoryo ve kantadlarında, operaları, piyano ve oda müziği eserleriyle liedlerinde, velhasıl müzik yapma imkanlarının hepsini kapsayan sayısız eserlerinde parlak buluşlarla dolu zengin bir hazine toplanmış bulunmaktadır. Bunlarda mizah kadar derin duygular, müzikle oynama hevesi kadar ciddi düşünceler de mevcuttur. Eşsiz bir öğrenme gayreti ile dikkatini celbeden her şeyi kendisine mal etti. Bilhassa sevdiği Fransız üslubu ile Polonya’dan gelen tesirler, ananevi ve yeni tarzlar bunlara dahidir. Yaşlandıktan sonra bile genç neslin yarattığı yeniliklere katılmak arzusunu duyuyordu. Şan virtuozları için değil de, “hançere düşkünlerine” müzik yapma gayreti bu arzusundan doğmuştur.

Cüretli fikirleriyle meslekdaşı Graun’un tüylerini ürperten Telemann, Barok müziğinin son ucunu elinde tutmakla beraber klasik dediğimiz devrin de tam eşiğinde bulunmaktadır. Onu, klasizm yolunun hazırlayıcısı olarak adlandırmamız, sadece bir öncü olmasından değil, daha ziyade kendine has bir şahsiyet olarak etrafındaki gençlerin takip etmek kararını verdiği yolu gösteren bir kimse olmasından ileri gelmektedir.

Beste yapmak ve konserler vermekle yetinmeyip, şiir yazan, diplomatik yazışma hizmetinde çalışan ve iyi bir çiçek uzmanı olan maharetli lise öğrencisi iken bir opera bestelediği zaman bundan endişeye düşen annesi, oğlunu “çalgıcılık” mesleğinden korumak maksadıyla Zellerfeld şehrine gönderdi. Fakat burada yaşlı Calvör’ün yanında kendini tamamen müziğe verdi. Hildesheim şehrinde de aynı şeyi yaptı. Eve dönünce yola geleceğine söz verdi. Fakat Halle şehrinde Handel’e rastlayınca hukukçu olmak yolundaki kararı yine sarsıldı. Talih, belki kendisinin de arzu ettiği gibi, Leipzig’li hukuk talebesi Telemann’ı müzisyenler arasına soktu. Böyle bir talihin gidişine engel olunamazdı. Telemann operalar ve kantadlar yazmaya başladı ve üniversiteliler arasında bir “collogium musicum” kurmakla Thomas kilisesi kantoru Kuhnau’yu çok kıskandırdı. Bu müzik derneğinin idaresini daha sonraları Bach üzerine aldı. Sonradan Sorau şehrinde vazife alan Telemann oradan Krakau’ya bir gezi yaptı. Sorau’dan Eisenach’a geçti ve böylece (Weimar’da bulunan) Bach’a komşu oldu. Burada karısını kaybetti. Eisenach sarayındaki vazife ve mevkiini sebepsiz yere terk ederek küçük bir cumhuriyet olan Frankfurt şehrindeki “Frauenstein derneği”nin idaresini üzerine aldı. Orada ikinci defa evlenmesi Telamann için felaket oldu. Frankfurt’a ısınır ısınmaz orada da duramayarak Hamburg’a geçti. Az daha orasını da bırakarak kendisine teklif edilen Leipzig’deki Thomas kantorluğunu alacaktı. Her iki şehrin belediye meclisi azalarını bir hayli üzdükten sonra Hamburg’da kaldı. Leipzig belediye meclisi ise “en iyilerinden birini alamadık” diye Thomas kantorluğunu Bach’a verdi. Hamburg’ta çok takdir edilen Telemann orada Brockes, Hagedorn ve Lessing gibi kimselerle dostluk kurdu. Paris’e bir seyahat yaptı ve orada parlak başarılar kazandı. Hamburg’da öldü. Vazifesini vaftiz evladı olan Philipp Emanuel Bach üzerine aldı.

#1 - Şubat 08 2009, 02:24:33

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.