Alternatifim Cafe

İntihar.

Discussion started on Psikoloji

tR!gonometR!k

İnsanlar Niçin İntihar Eder?Yavas yavas,hazmede hazmede okuyun...

1-)İNTİHAR TANIMI - (Giriş)
Bir insanın nasıl olup ta öz canına kıydığı, yada kıymaya yeltendiği merak ve hayret konusu olmuştur.
Tarih boyunca intihar edenlere " akıl hastası " gözüyle bakılmıştır.Dinler intihara hoş bakmamış, büyük günah saymışlardır.
Psikologlar, psikiyatrlar ve Sosyal bilimciler intiharla ilgili sayısız teoriler üretmişlerdir.
Bir çok ülkede intihar önleme ve psikolojik krizler müdahele merkezleri kurulmuştur.
İntihar kavramını farklı açıklayanlar olmuştur.Bize göre intihar bir insanın ister tercihi olarak, ister ani bir kriz- travma sonucu yada psikolojik bir hastalığın etkisiyle öz canına kıyma eylemidir.
İntiharı bazı sosyal bilimciler "tercih" gibi değerlendirmesi yanlış bir genellemedir.
Çünkü hiç intihar düşüncesi olmayan, fakat ağır bir depresyon geçiren insan, tamamen hastalığının etkisiyle intihar edebilir. Bu bir tercih değildir. Hastalığın komplikasyonudur.
İntihar olayını tek bir nedene indirgemek, çok boyutlu ve komplike yapıda olan insanı basite indirgemektir.
İntihara giden yol tek değildir.Yollar zaman zaman örtüşmekte, zaman zaman kesişmekte bazen ayrışmakta fakat bütün yollar intihar durağında birleşmektedir.
Yaşam ve ölüm bir birinin zıddıdır. Ölümü test edemiyoruz. Nasıl olduğunu tahmin etmeye çalışıyoruz.Ölüm her zaman ürkütücü ve bir "son" gibi algılanır. İnsanoğlu ebedi yaşama arzusundadır. Bu yüzden ölümü kendimizden uzak tutmaya çalışırız, üzerimize almayız. Böyle bir savunma psikolojisinde olan insan nasıl olurda ölmeye koşar ?

2-)İNTİHAR GİRİŞİMİ VE İNTİHAR FARKI .

Dünya Sağlık Örgütünün saptamalarına göre; intihar giri°şimleri, gerçekleştirilmiş intiharlardan yaklaşık on kat fazladır.(2)
ABD'de 1985 yılında, ölümle sonuçlanan yaklaşık 28.500 intihar rapor edilmiştir. İntihar girişimleri ise bunun 10 misli daha fazladır.(11)
Şahsın gerçekten kendisini öldürmek isteyip istemediği arasındaki ayırım net değildir. Bazı kişiler hayatlarına son vermek için kendilerince bir sebep bulup kendilerini öl°dürürken, diğerleri de bunu isteyebilir. Fakat öldürecek dozda ilaç almama, ya da zamanında bulunup kurtarılma, girişiminden sonra pişman olup etrafa haber verme gibi ne°denlerle intiharı başaramazlar.
DSM-2 ve DSM-3'te[1] intihar ile ilgili kesin bir tanım ve sınıflandırma verilmemektedir. Sadece DSM-3'te "İntihar Bozuklukları" başlığı altında intihar patolojik bir davranış olarak ele alınmakta ve 4 alt başlık verilmektedir.
1- İntihar fikri
2- İntihar davranışı
3- İntihar girişimi
4- Başarılı intihar
Uluslararası Ruh Sağlığı Enstitüsü ise intiharı 3 büyük başlık altında sınıflandırmaktardır:
1- Başarılı İntihar:
Birey içindeki saldırganlık içgüdülerinin etkisiyle ölümü aramaktadır. Bu tür intiharda daha çok mazohistik bir yan vardır. Ve intihar ölümle sonuçlanmaktadır.
2- İntihar Girişimi:
Hayatı tehdit edici olan ve bireyin kendisine yönelen her hareketi kapsayan bu tür intihar girişimleri ölüm ile sonuç°lanmamaktadır.
3- İntihar Fikri:
Birey yaşamına son vermek için çeşitli girişimlerde bulu°nacağına dair ipuçları verir (Dr. Psik. Birsen Ceyhan ya°yınlanmamış seminer notları)
Arkun'a göre, intihar eylemi ile intihar girişimleri ara°sında bir ayırım yapmak, belki yapay, ama gereklidir. "Tüm girişimler, yaşamla, sonucu bilinmeyen bir kumara girmektir."
İntihar, hayatına son vermeye karar veren kişinin en et°kili metodu seçip, kimsenin müdahalesine izin vermeyecek tarzda kendisini öldürmesidir. Hâlâ yaşıyorsa bu başarısız bir intihar girişimidir.(1)
Ölmek, bu davranışın tek amacı ve başarının tek kriteri°dir. Başarısızlık şu nedenlerden dolayı olabilir:
1- İsteğin yeterli kadar güçlü olmaması, girişimin yarı gö°nüllü olarak yapılması.
2- Kişinin kullandığı metodun yeterince güçlü olmaması.
3- Ya da akıl hastalığı vb. sonucu kararlı bir tavır ala°maması(14)
Çeşitli nedenlerle başarısız olan intihar girişimlerinin dı°şında, bir de kendine zarar vermeye yönelik, ama aslında intihar etmek amacıyla değil, ilgi çekmek, deşarj olmak, yardım talebinde bulunmak amacıyla yapılan eylemler vardır. Bu eylemlerin "kazalar" dışında hayatî zarara sa°hip olmadıkları bilinmektedir. Bu yüzden bu tip zararsız eylemlere "pseudu suicide"(yalancı intiharlar) adı veri°lir.(1)
Psikodinamikler Açısından İntihar Girişimi ile
Gerçek İntihar Arasındaki Fark:
Cinsiyet, yaş gibi çeşitli faktörlere göre, gerçek intiharla intihara girişim frekansları çok değişmektedir. Hemen her yerde grişim sayısının kadınlarda ve genç yaşlarda belli bir üstünlük göstermesine karşılık, gerçek intiharlara erkek°lerde ve yaşlılarda daha fazla rastlanmaktadır. Şu halde, sosyal koşullar bir yana, gerçek intihar ile girişim psikodi°namik faktörler bakımından birbirinden farklı olup, bir ba°kıma kökten farklı bir anlam taşımaktadır.
a) Menninger'in İntihar-Ölüm İsteği Üzerine Fikirleri:
Menninger'in intihar hakkındaki görüşü özellikle intihar girişimlerinin açıklanmasında değerlidir. Menninger, psika°nalitik teorilere dayanarak intiharı açıklamaya çalışmış olarak tanınır. Ölüm ve yaşama isteklerini ele alır ve inti°harı bu ikisi arasındaki bir çeşit savaş, bir dram olarak ta°nımlar. Menninger'e göre, insanda çok karmaşık bir ölüm ar°zusu vardır. Bu arzu üç elemandan meydana gelmektedir:
1- Öldürme isteği,
2- Öldürülme isteği,
3- Ölme isteği.
Kısaca, intiharda önce adam öldürme istekleri belirir. Bu, ya kendisi ya da başkası hakkında açık bir şekil alabilir. İntihar eden kişi bu istekleri açıktan açığa kendine karşı çevirip kendini öldürmeye kalkar. Fakat asıl sorun ölme is°teği, yani bütün bilinçaltı ile insanın ölümü istemesidir. Zira ancak o zaman intihar tam başarıyla sonuçlanır ve in°tihar etmek isteyen kişi ölür. Dikkati çeken nokta şudur ki, öldürülme isteği her zaman ölmek istemek anlamına gel°mez. İşte bu bakımdan Menninger bazı kimselerin intihara girişimde bulunduktan sonra, iş başarısızlığa uğrayınca, na°sıl bütün gayretleriyle hekime yalvarıp ölümden kurtulma çarelerini aradıklarını açıklar. Paradoks gibi görünen bu hallerde, sorun, yani intihardan vazgeçme atılımı intihara girişimde bulunmuş olanın bu fikirden vazgeçmiş olmasından değil de daha esaslı bir olayın kendisine cereyan etmesin°dendir.
Yani böyle bir insan, bir taraftan kendisine karşı şiddetli ve öldürücü fikirler, niyetler beslerken, bir taraftan da ha°yattan bütün bütün ayrılmak istememektedir. Birinci istek aktif, ikincisi, ölüm isteksizliği ise pasiftir. Böyle durumda intihara kalkışan kimse aslında ölmek istememektedir.

3-) İNTİHAR İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ (KİMLER İNTİHARA DAHA YATKIN)



İntihar ve intihar girişimi üzerine yapılan birçok araş°tırma ve inceleme sonucu bazı ortak noktalara varılmıştır. Bununla beraber, yayınlar arasında risk faktörleri arasında farklılıklar da görülmektedir. Örneğin, bazı yayınlar beyaz ırktan olmayı bir risk faktörü olarak ele alırken, bazı ya°yınlar ırkın o kadar önemli olmadığını, esas belirleyici olanların sosyal ve psikolojik yapı olduğunu belirtmekteler. Aşağıdaki tabloda değişik yayınlardan derlenen risk fak°törleri verilmiştir.(11,14,15,16,17)
Risk Faktörleri:
o Erkek olma.
o Bekâr olma.
o Beyaz ırktan olma.
o Boşanmış, dul, ayrılmış olma.
o İş kaybı.
o Ergenlik.
o Yaşın ilerlemesi.
o Şehirde yaşama.
o Dinsiz olma.
o Son altı ayda fiziksel sağlığın kötüleşmesi.
o Öyküde intihar girişiminin varlığı.
o Ailede intihar öyküsünün olması.
o Stres düzeyi yüksek olan işlerde çalışan profesyoneller:
Hekimler (psikiyatristler, anestezistler, göz uzmanları)
Avukatlar.
Diş hekimleri.
Polisler.
o Aşağıdaki psikiyatrik bozukluklardan birini gösterme:
Depresyon.
Alkol bağımlılığı.
Şizofreni.
Kişilik bozuklukları.
Deliryum (bilinç sislenmesi).
Demans (bunama).
o Aşağıdaki psikiyatrik belirtilerden birine sahip olma:
Emir veren sesler duyma.
Etkilenme sanrısı.
Perseküsyon sanrısı.
Negativistlik.
Stengel'e göre, aşağıdaki faktörler intihar olayında inti°harla ters bağlantılıdır:
o Kadın olmak.
o Evli olmak.
o Çok sayıda çocuk.
o Dinî bağlılık.
o Düşük sosyo-ekonomik sınıf.
o Savaşta olmak.
o İnsan yoğunluğunun az olduğu yerlerde yaşamak.
o Bahçe vb. kırsal alan meşguliyetleri.
Yazar, bu faktörlerin daha çok Batı toplumları için ge°çerli olduğuna dikkat çekmektedir.(14)
İntihar davranışı için tek bir faktörden söz etmek doğru değildir. Yukarıda sayılan risk faktörlerinin birkaçının bir arada olması beklenir. Çünkü, bir tek risk faktörüne sahip olan binlerce insandan birisi intihar ediyorsa, başka etmen°ler de söz konusu olmalı...
İntihar ve intihar girişimi hakkında yapılmış yüzlerce çalışma vardır. Saptanan risk faktörleri bunların ürünüdür. Bunlardan yaş, cinsiyet, medeni durum, ırk faktörü, meslek, sosyal statüyle intihar ilişkilerine daha önce temas ettiği°miz için burada üstünde durulmayacaktır.


4-)KİMLER NEDEN İNTİHAR EDİYOR ?

Günlük pratik hayatta intihar davranışını iki şekilde gö°rüyoruz:
1- Demonstratif (gösteri, teşhir) amaca yönelik,
2- Gerçek ölüm arzusu ile intihara kalkışmak.
Demonstratif İntihar Davranışı:
o Korkutmak,
o İlgi ve yardım sağlamak,
o Sevgi kazanmak,
o Mesaj vermek gibi amaçlarla gerçekleştirilebilir. Bu davranış biçimi toplum tarafından, hatta hekimler tara°fından bile yeterince ciddiye alınmaz.
Ölme niyeti olmadan yalnızca yukarıdaki maksatlar için intihara kalkışanların bir kısmı, ellerinde olmadan bu ey°lemi ileri götürerek bir çeşit "kazaen" ölüme maruz kalır°lar. Demostratif intihar davranışı, diğer intihar davranış°ları gibi ciddiye alınmalıdır. Potansiyel intihar olarak de°ğerlendirilmelidir. Bu potansiyeli doğuran dinamik ve sos°yal faktörler araştırılmalıdır. Prof. Dr. Suna Taneli'nin vurguladığı gibi, bu davranışı, "bir yardım talebi", "el uzatma" olarak görmek gerekmektedir.(54,71)
"Her intihar olayında ortak olan, topluma sesleniştir, on°dan yardım talebidir."
Gerçek Ölüm Arzusu İle İntihara Kalkışmak:
o Psikiyatrik bozukluklarda bir sonuç, komplikasyon veya hastalığın bir belirtisi olarak meydana gelen intiharlar,
o Kısa devre reaksiyonu olarak intiharlar.
Psikiyatrik birçok tabloda intihar davranışına rastlanır. Bu bir tifolunun, kanserli hastanın hastalığından ölmesi gibi bir olaydır. Tek farkı, bu işi kendi eliyle ve fakat has°talığının etkisiyle, iradesi dışında yapmasıdır. Örneğin ağır depresyonlu bir hasta hissettiği derin keder, ızdırap ve sıkıntı ile beraber; zamanın yavaşladığı ve hatta dur°duğu hissine kapılır. Bu durumda kendisi "Ebediyen yaşa°maya ve bu ızdırabı sonsuza kadar çekmeye mahkûm olmuş bir kişidir." Bu durumda en çok istediği bir an önce ölmek ızdıraptan kurtulmaktır. Bunun için her vasıtaya başvu°rur.(54)
Gerçek intihar ihtimali riskinin izafi olarak en yüksek olduğu ruhsal bozuklukların başında depresyonlular bulunur. Ölümle neticelenen intihar teşebbüslerinin yaklaşık %65'in°de depresyon teşhisi konmuş olan hastalardır. Bunların çoğunluğu iki uçlu ve unipolar depresyonlulardır.
Depresyonlardan sonra alkol, uyuşturucu ve uyarıcı madde bağımlılarından maddenin kullanıldığı süre içerisinde ya da kesildikten sonra, yoksunluk belirtileri sırasında inti°harlar olabilir.
Şizofreniklerde de amaçsız ve anlamsız intiharlar görüle°bilir. Hezeyan ve halüsünasyonları doğrultusunda da bu ey°lemi gerçekleştirebilirler.
Organik beyin ve beden hastalıklarına bağlı ruhsal bo°zukluk, ağrılı hastalıklarda, aşırı ve uzun süreli zorlanma°larda, yaşlılık çağının bedensel ve ruhsal hastalıklarında, cinsel uyum bozukluklarında, uzun süreli paranoid bozukluk°larda; kimsesiz, yalnız yaşayanlarda intihar riski söz ko°nusudur...
Ölümle sonuçlanan intiharlarda kronik alkolizm oranı depresyonlulara yakındır. İntihar eden kişilerin %80'i dep°resif, alkolik, ya da her iki bozukluğun birlikte bulunduğu hastalardır.(11) Bu oran Şizofreni ve bedensel hastalıklara bağlı ruhsal bozukluklarda %5-10 arasındadır.(53)
Gerçek ölmek arzusu ile intihara kalkışanların ikinci gru°bunu, "kısa devre reaksiyonu" olarak intihara teşebbüs edenler oluşturmaktadır ki, bunlar:
o Büyük bir felaket,
o Maddî ve manevî önemli bir kayıp,
o Okul başarısızlıkları,
o Ticari başarısızlıklar,
o Aşk intiharları,
o Utanç hissi gibi bir olay,
o Kollektif olarak intihar edenlerden oluşmaktadır.(53)
Kişinin son derece önem verdiği birtakım şeylerin eksik°liği veya kaybı ya da altından kalkamayacağı birtakım olaylarla karşılaşması durumunda, eğer şahsın defans me°kanizmaları ile bu problem aşılamıyorsa ve buna kırşı ko°yacak yeterli direnci ve kişiliği yoksa intihar gündeme ge°lebilir. Kişi gerçekten ölmek isteyebilir. Burada olayların köşeye sıkıştırdığı bir insanın hem "kaçma" arzusu hem de karşısındakileri "cezalandırma" arzusu söz konusudur. İdam mahkûmlarının ölümden korktukları için kendilerini öldür°dükleri çok görülür.
Bu oldukça "paradoks", çelişkili olayda aynı kökten, gerçekten kaçma ve karşısındakilerin kendi°sine bir şey yapmalarını önleme arzusundan kaynaklanır. Bu tür intiharlarda bir taraftan "acz", diğer taraftan da saldırganlık ve öç alma duyguları mevcuttur. Kişi düşmana yapamadıklarını, kendisine yapmakta, onu öldüremediği için kendisini öldürmektedir.(54)



5-)İNTİHAR EDECEKLERİN ÇEVREYE VERDİĞİ SİNYALLER

İntiharın Önceden Anlaşılmasına Yönelik
İpuçları:
1- Yaşam Biçimiyle İlgili ve Durumsal İpuçları:
a- Hayatın erken dönemlerinde evden ve okuldan kaçma, dürüst olmayan davranışlar.
b- Baba tarafından erken reddedilme.
c- Yinelenen ve başarısız olmuş evlilikler.
d- Alkolizm ve uyuşturucu kullanımı.
e- Düzensiz ev ve iş hikâyesi, gelirde iniş çıkışlar.
f- Çalışma gücü ve başarı arasındaki çelişki.
g- Uzun süreli ölümcül hastalık.
h- İş, evlilik ve yakın dostlarla ilgili kayıplar ya da problemler.
ı- İntihara kararlı olma, saldırgan hayat sürme (hayatta saldırgan davranışlar).
i- Büyük zorlamalar getiren yaşantılar.
2‑ Davranışla İlgili İpuçları:
a‑ Ruhsal bozukluk belirtilerinin bulunması.
b‑ Ölüm riski olan ilaçları küçük dozda kullanma.
c‑ Son 6 hafta içinde duygusal ilişkilerde kesilme.
d- Cinsellikle ilgilenmeme.
f‑ Toplumsal etkileşimlerden geri çekilme.
g‑ Sevdiği eşyaları eşe dosta dağıtma.
3‑ İletişimle İlgili İpuçları:
a‑ Ölüm isteğini belirten doğrudan ve yinelenen konuşma°lar.
b‑ Dolaylı olarak mutsuz, olumsuz, kararsız, karamsar düşünce içeriği ve umutsuz konuşma içeriği.
İntihar Konusunda Doğrular ve Yanlışlar:
o Suisidden bahseden kişiler intihar etmezler.(Y)[2]
o Her intihar eden on kişiden sekizi suisidden birkaç ay önce belirgin sinyal, uyarı ve ipuçları vermektedir.(D)[3]
o Eğer intihardan bahsetmezsek, intihar gerçekleşmez.(Y)
o Suisidden bahsetmek önlenmesinde etkili bir yöntem°dir.(D)
o Suisid uyarı vermez.(Y)
o Araştırmalara göre suisidal kişiler tarafından yapılan yardım çağrıları çoğunlukla kodlanmış (imalı) şekilde veri°lir, bunların farkına varmak hayat kurtarabilir.(D)
o Suisidal kişiler kesinlikle ölmek istemektedirler.(Y)
o Suisidal kişilerin çoğu yaşamla ölüm arasında kesin bir seçim yapamamışlardır. Bir bakıma "ölümle kumar oyna°maktadırlar," kendilerini kurtarmayı başkalarına bırakır°lar.(D)
o Bir kişi bir kez suisidal olduğu zaman ömür boyu suisi°dal davranışları devam eder.(Y)
o Kendilerini öldürmek isteyen kişilerin çoğu yalnızca kı°sıtlı bir zaman için suisidaldirler. Eğer krizden kurtulabi°lirlerse iyi bir hayat sürebilirler.(D)
o Kriz sonrası iyileşme suisid riskinin sona erdiğini göste°rir.(Y)
o İntihar girişiminde bulunanların çoğu "iyileşme" başla°dıktan sonraki üç ay içerisinde ölümcül düşünce ve duygula°rını gerçekleştirmek için yeterli enerjiye sahiptirler. Aile°ler ve hekimler özellikle bu dönemde dikkatli olmalıdır°lar.(D)
o İntihar ya çok zengin ya da tam tersi çok fakirlerde gö°rülür.(Y)
o Suisid, toplumun her türlü ekonomik seviyesinde görüle°bilir.(D)
o Suisid eğilimi kalıtımsaldır.(Y)
o Suisid kişiseldir ve önlenebilir. Yalnız ailede bu kişinin intiharı diğerleri üzerinde büyük etki yaratabilir ve onları da risk altına sokar.(D)
o İntihar eden herkeste psikiyatrik bir bozukluk var°dır.(Y)
o İntihar eden kişiler çok üzüntülü, ümitsiz olabilirler; bu, her zaman akıl hastalığına işaret etmez.(D)
o Televizyondaki intihar sahneleri (model oluşturarak) intiharları arttırabilirler.(D)(90)


6-) İNTİHAR GİRİŞİMİ OLAN İNSANA NASIL YAKLAŞILMALI ?

Tedavide en mühim yol, hasta ile temas sağlamak ve dünya ile arasında yeniden bağlantı kurmaktır. Yardımı yapacak olan insanın bilhassa psikolog ve psikiyatrist için bilinmesi gereken nokta şudur:
Hastanın psikolojik desteğe ihtiyacı vardır. Bu durum°daki bir insan yaşamanın değeri olduğunu unutmuş, bir ba°kıma özdeşlik-identity'sini âdeta kaybetmiştir. Onda bu hissi yeniden yapılandırmak ve aksiyona yöneltmek lâ°zımdır. Bütün bunları gerçekleştirmek için hastanın akraba, dost, yakınları ile işbirliği kurup, birlikte bir tedavi plânı tatbik etmek gerekir. Durumları çok ciddi, intihar potansi°yeli çok yüksek olan hastaların hastahane ve psikiyatrik klinikte tedavisi şarttır. Böylelikle hem hasta intihara karşı daha iyi korunmuş olur. Hem de gereken tedavi usul°leri bulunan bir yerde hasta ele alınmış olur. İntihardan ön°ceki muayenesinde (İ.Ö.M.) vazifeli olan psikiyatrlar gere°kirse gereken ilaçları verir veya hastanın durumuna göre başka tedavi yollarına gidebilir.
Hasta ile yapılan "İnterwü" boyunca psikolojik destek sağlama ve yardımcı olma; onu anlamaya, önyargısız değer°lendirmeye yönelik bir davranışla sağlanır. Psikolog veya psikiyatrlar, hastaya, kendisini ölümü göze aldıracak ka°dar vahim saydığı ve şahsiyetini bütünüyle sarsan durumun gerçeklik derecesinin algıladığı kadar olmadığını hissetti°rir, bu türden olayların görülebileceğini, herkesin başına ge°lebileceğini, fakat iyileşmenin mümkün olduğunu söylemek ve inandırmak durumundadır.

 İntiharın İpuçları

İntiharın Önceden Anlaşılmasına Yönelik
İpuçları:
1- Yaşam Biçimiyle İlgili ve Durumsal İpuçları:
a- Hayatın erken dönemlerinde evden ve okuldan kaçma, dürüst olmayan davranışlar.
b- Baba tarafından erken reddedilme.
c- Yinelenen ve başarısız olmuş evlilikler.
d- Alkolizm ve uyuşturucu kullanımı.
e- Düzensiz ev ve iş hikâyesi, gelirde iniş çıkışlar.
f- Çalışma gücü ve başarı arasındaki çelişki.
g- Uzun süreli ölümcül hastalık.
h- İş, evlilik ve yakın dostlarla ilgili kayıplar ya da problemler.
ı- İntihara kararlı olma, saldırgan hayat sürme (hayatta saldırgan davranışlar).
i- Büyük zorlamalar getiren yaşantılar.
2‑ Davranışla İlgili İpuçları:
a‑ Ruhsal bozukluk belirtilerinin bulunması.
b‑ Ölüm riski olan ilaçları küçük dozda kullanma.
c‑ Son 6 hafta içinde duygusal ilişkilerde kesilme.
d- Cinsellikle ilgilenmeme.
f‑ Toplumsal etkileşimlerden geri çekilme.
g‑ Sevdiği eşyaları eşe dosta dağıtma.
3‑ İletişimle İlgili İpuçları:
a‑ Ölüm isteğini belirten doğrudan ve yinelenen konuşma°lar.
b‑ Dolaylı olarak mutsuz, olumsuz, kararsız, karamsar düşünce içeriği ve umutsuz konuşma içeriği.
İntihar Konusunda Doğrular ve Yanlışlar:
o Suisidden bahseden kişiler intihar etmezler.(Y)[1]
o Her intihar eden on kişiden sekizi suisidden birkaç ay önce belirgin sinyal, uyarı ve ipuçları vermektedir.(D)[2]
o Eğer intihardan bahsetmezsek, intihar gerçekleşmez.(Y)
o Suisidden bahsetmek önlenmesinde etkili bir yöntem°dir.(D)
o Suisid uyarı vermez.(Y)
o Araştırmalara göre suisidal kişiler tarafından yapılan yardım çağrıları çoğunlukla kodlanmış (imalı) şekilde veri°lir, bunların farkına varmak hayat kurtarabilir.(D)
o Suisidal kişiler kesinlikle ölmek istemektedirler.(Y)
o Suisidal kişilerin çoğu yaşamla ölüm arasında kesin bir seçim yapamamışlardır. Bir bakıma "ölümle kumar oyna°maktadırlar," kendilerini kurtarmayı başkalarına bırakır°lar.(D)
o Bir kişi bir kez suisidal olduğu zaman ömür boyu suisi°dal davranışları devam eder.(Y)
o Kendilerini öldürmek isteyen kişilerin çoğu yalnızca kı°sıtlı bir zaman için suisidaldirler. Eğer krizden kurtulabi°lirlerse iyi bir hayat sürebilirler.(D)
o Kriz sonrası iyileşme suisid riskinin sona erdiğini göste°rir.(Y)
o İntihar girişiminde bulunanların çoğu "iyileşme" başla°dıktan sonraki üç ay içerisinde ölümcül düşünce ve duygula°rını gerçekleştirmek için yeterli enerjiye sahiptirler. Aile°ler ve hekimler özellikle bu dönemde dikkatli olmalıdır°lar.(D)
o İntihar ya çok zengin ya da tam tersi çok fakirlerde gö°rülür.(Y)
o Suisid, toplumun her türlü ekonomik seviyesinde görüle°bilir.(D)
o Suisid eğilimi kalıtımsaldır.(Y)
o Suisid kişiseldir ve önlenebilir. Yalnız ailede bu kişinin intiharı diğerleri üzerinde büyük etki yaratabilir ve onları da risk altına sokar.(D)
o İntihar eden herkeste psikiyatrik bir bozukluk var°dır.(Y)
o İntihar eden kişiler çok üzüntülü, ümitsiz olabilirler; bu, her zaman akıl hastalığına işaret etmez.(D)
o Televizyondaki intihar sahneleri (model oluşturarak) intiharları arttırabilirler.(D)(90)
Suisid Riskini Belirleme:
Her türlü suisid girişimi önemsiz gibi görünse dahi bir yardıma çağırma olarak algılanmalıdır. Suisid fikri bir ki°şinin iç dünyasının kararsızlığı ile başa çıkabilmek için son çabası olarak düşünülmeli. Suisid fikri ya da girişimi bir°kaç faktörün birleşmesiyle ortaya çıkar. Ki, bunlar psiki°yatrik bir hastalığın varlığı, hastalığın şiddeti, kişilik yapısı, aile ve sosyal destek sistemleri ve daha önceki öy°küsüdür. Bu nedenle suisid riskinin belirlenmesi, bu ve diğer risk faktörlerinin bilinmesi ile desteklenmelidir.
Suisidal davranış bir süreçtir. Bir ucunda uçuşan intihar düşünceleri diğer ucunda ise ciddi suisidal impulslar bulun°maktadır. Suisid riskini belirlemede hastanın suisid plân°larını ve seçilen metodu öğrenmek ve kurtarılma zamanını hesaplayabilmek önemlidir. Örneğin eşinin yanında 50 adet asetoaminofen tableti içen kişi, gizli, detaylı plânlar ya°pan ve ipucu bırakmayan birine göre daha az risk altında°dır.
Yüksek Suisid Riskini Gösteren Faktörler:
Majör depresyon veya bipolar bozukluk deprese tip; özel°likle de hastanın ümitsizlik duyguları varsa veya bu ko°nuda istek belirtiyor ve bir silah ediniyorsa...
Değerli şahsî eşyalarını ve koleksiyonlarını elden çıkarı°yorsa...
Psikoz içerisinde kendisine suisid yönünde emir veren ha°lüsünasyonlar (gaipten ses işitme)...
Şizofren hastada sekonder olarak gelişen depresyon...
Organize plânlı suisid fikri ve düşük kurtulma durumu,
Kullanılan veya düşünülen metodun ölümcüllüğünün yüksek olması...
Klinik olarak deprese bir biçimde suisidal kominikasyon.
Sevilen, ölmüş bir kişi ile tekrar birleşme arzusu (özel°likle adolesan intiharları için...)
Yakın geçmişte veya ani bir kayıp ile birlikte alkolizm.
Belirgin bir presipitan faktörün varlığı.(48)
Suisid riskinin klinik olarak belirlenmesi oldukça zor bir görevdir. Traunt ve arkadaşlarının (1991) Londra ve Ontorio çevresinde çalışan 99 psikiyatriste gönderdikleri sorularda, psikiyatristlerden suisid riskini belirlemede kendileri için önemli olan 10 faktörü sıralamaları, varsa başka ilavele°rini belirtmeleri istenmiş. Sonuçlar şöyle sıralanmış:
1- Ümitsizlik en önemli risk faktörü olarak belirlenmiş.
2- İkinci olarak intihar niyeti,
3- Daha önceden intihar girişimi varlığı,
4- Mood ve affektin seviyesi (disforik olması),
5- İnsanlararası ilişkilerin kalitesi,
6- Depresyon belirti ve bulguları,
7- Sosyal entegrasyon durumu,
8- Son zamanlarda ilişkilerde kayıp,
9- Mental durumun belirtileri,
10- Yardımı kabul etmeye yönelik isteklilik.
Bu yayına, verdiği cevaplarla katkıda bulunan psikiyat°ristlere göre, psikiyatrik teşhis birçok risk faktöründen daha önemsiz bulunmuş ve 11. sıraya yerleştirilmiş.
Ümitsizlik son zamanlarda, özellikle Beck ve arkadaşları tarafından daha da fazla ilgi çekmiştir.(92)
Suisid Yüklülüğünün Derecesini Belirleme:
a) Suisid düşünceleri (düşünce, istek, dürtü)
b) Suisid tasarıları (düşünceyi eyleme dönüştürmeyi tasar°lama aşaması)
c) Eylem için kurulan plânın özellikleri:
o Hastanın ayrıntılı bir plânı var mıdır?
o Kullanmayı plânladığı araçlar, ulaşabileceği şeyler midir?
o Bu araçlar öldürücü müdür?
d) Geleceğe ilişkin plânları, istekleri var mıdır?
f) Hastanın mental durumu nedir?
(Psikotik, deprese, entoksike vb.)
Suisid Girişiminin Ciddiyetinin Değerlendirilmesi:
a) Kullanılan yöntem tehlikeli midir?
b) Hasta yöntemin işe yarayacağına inanmış mıdır?
c) Girişimci, keşfedilmeyeceğine inandığı bir yöntemle mi gerçekleştirmeye çalışmıştır?
d) Hastanın hayatta kaldığı için taşıdığı duygu nedir?
e) Arkasından bir mesaj bırakmış, bir şey istemiş midir? Yoksa yalnızca ölmeyi mi düşünmüştür?
f) Girişime yol açan psikolojik ya da yaşamsal koşullar şimdi değişmiş midir

__________________ Çocuk ve Gençlerde Depresyon, Başarısızlık ve İntihar

Gençler ve çocuklar, içinde bulundukları dönem özelliğin°den dolayı duygu ve düşüncelerinde, ilişkilerinde belirgin ve ani değişiklikler gösteren gruptur. Genç, içinde yaşadığı dünyayı anlamlandırmaya çalışırken, bir taraftan da vücu°dunda ortaya çıkan değişikliklere uyum sağlama çabası içindedir. Bu karmaşık dönem içinde gençlerin ve çocukların yaşadıkları olayları algılamaları ve yorumlamaları abar°tılı olmaktadır. İlişkilerinde ani kararlar alıp düşünmeden, istekleri ve dürtüleri doğrultusunda öfkeli ve fevrî davra°nım içinde olabilirler. Gençlerin bu ruh hali içinde, sıkın°tılı, şiddet, uyum bozukluklarıyla birlikte davranım bozuk°lukları ve değişiklikleri daha hızlı ve şiddetli bir biçimde kendini gösterebilir. Gençlerde ve çocuklarda yaşanan olum°suzlukları kısaca şöyle özetleyebiliriz: – İlişkilerinde geri çekilme,
– İlgi ve etkinliklerde azalma,
– Huzursuzluk,
– Boşluk duygusu,
– Uyku ve iştah bozuklukları,
– Tik,
– Hırsızlık, saldırganlık, yalancılık,
– Evden kaçma, alkol ve madde kullanma,
– Yalnız yatamama, gece korkuları.
Yukarıda saydığımız gencin yaşadığı sıkıntılar, gencin bi°reysel ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkilemekte, çev°resiyle ve bire bir ilişkilerinde uyum problemleri yaşama°sına yol açmaktadır.
Son zamanlarda bize başvuran ailelerden gözlediğimiz çok önemli bir noktayı belirtmek istiyorum. Çocuklardaki ve gençlerdeki güzel davranım değişikliklerinin çok önemsen°mediği, ancak çok büyük bir davranım bozukluğu gündeme geldiğinde hekime gelindiğini görüyoruz. Oysaki çocuktaki ve gençteki en ufak bir değişiklik ileriki dönemlerde ortaya çıkacak büyük bir davranım kusurunun habercisi olabilir.
Bunun için çocuklarımızı gözlemeliyiz. Onlarda ortaya çı°kan birtakım tavır ve davranış bozukluklarının nedenlerini araştırmalıyız. Bunu yaparken çocuklarımıza nasıl yaklaş°malıyız?
– Öncelikle gençlerimize ve çocuklarımıza zaman ayırma°lıyız.
– Onları bulundukları çevre ve ilişkileri doğrultusunda an°lamaya çalışmalıyız.
– İlişkilerimizde onları suçlayıcı, cezalandırıcı olmamalı°yız.
– Onları çevremizde tanıdığımız diğer kişilerle karşılaştı°rıp yermemeliyiz.
– Kesinlikle onlarla olan ilişkilerimizde cezalandırıcı otorite rolünü benimseyip, onları anlamayan bir otorite ko°numuna düşmemeliyiz.
– Genç ve çocuklar öfkeli, huzursuz, saldırgan bir tutum içindeyse onların sakinleşmesini beklemeli, ona yaşadıkları konusunda yardımcı olmaya çalışan bir yakını olduğunu his°settirmeliyiz.
– Gençleri ve çocukları yaşadıkları zorluklar konusunda sık sık uyarma yerine, bunun nedenlerini ve çarelerini araş°tırmalı ve yardım konusunda çaba harcamalıyız.
Son zamanlarda gençlerde sıkça görülen intihar davranışı°nın ardında da depresyon ve bunaltılı ruh halinin olduğunu gözlemliyoruz. Genç, bir taraftan kendisiyle mücadele eder°ken diğer taraftan çevresel problemlerinin artışıyla birlikte bunalmakta, kurtuluşunu intihar davranışı olarak ortaya koymaktadır. İntihar davranışını her şeyin çözümü olarak görmekte, bu ruh hali içinde intihar davranışına yönelmek°tedir. Genç, ilişkilerinde ve yaşamında bir tükenmişlik ve çaresizlik duygulanımı içinde, kendini bütün kötü giden olayların sebebi olarak algılamakta, belki de kendisiyle birlikte çevresini de bu kötü gidişten sorumlu tutup onları da cezalandırma düşüncesi içinde intihar girişiminde bulunmak°tadır.
Gençlerde intihar olayı ani olarak ortaya çıkmaktadır. Gencin intihar sözleriyle düşüncesi önemsenmeli, dikkatle izlenmelidir.
Genci intihara sürükleyen faktörlerin başında:
– Çökkünlük, depresyon,
– Çaresizlik,
– Ailede uzun süren huzursuzluk,
– Sosyal ilişkilerde uyumsuzluk,
– Değersizlik duygusu,
– Kız ve erkek arkadaşlarıyla ilgili sorunlar,
– Okul sorunları,
– Sevgisizlik,
– Cinsel uyum sorunları,
– Alkol ve madde bağımlılığı gibi problemler gözlenmeli°dir.
Bu sorunların yelpazesi içinde gencin ve çocuğun yetişmesi, aile ve toplum için çok önemli bir yer teşkil etmektedir. Tüm çalışmalar göstermiştir ki, çocuğun ve gencin ruh sağlıkla°rıyla ailenin durum ve tutumu arasında büyük bir ilişki söz konusudur. İdeal yöntemler bugüne kadar üretilememiştir. Buna rağmen gençlerimizi ve çocuklarımızı yetiştirirken ne°lerin doğru olduğunu, nelerin saptığını, nelerin kötü etkiler yaptığını daha iyi bilmekteyiz ve gençlerimizi bu bilgi bi°rikimi ve tecrübelerimiz doğrultusunda eğitip, yetiştirmeli°yiz.
Sonuç olarak: Çocuğu ve genci yetiştirirken bir anne-baba°nın işlevi, çocuklar ve gençlerin davranışlarını izleme, ak°sayan yönlerini tespit etme, bunların çözümü konusunda onu cesaretlendirip, yönlendirme etrafında yoğunlaşmalıdır.

GENÇLERİN İNTİHAR DAVRANIŞINI HANGİ DAVRANIŞLARDAN VE DURUMLARDAN ANLAYABİLİRİZ:

-Önceden intihar davranışları varsa bir daha deneyebilir.
-Sık sık “yaşamın bir anlamı yok, herşey boş, hiçbir şeyden zevk almıyorum.Öleyimde kurtulayım” şeklinde konuşmalar yapıyorsa size alarm veriyor demektir.
-Ailede “model” olarak intihar geçmişi varsa intihar riski artar.
-Gencin okulda ,ailede, özelikle başkalarının yanında küçük düşürülmesi, dayak atılması gibi durumlarda aniden intihar girişiminde bulunacağı unutulmamalıdır.
-Çok sevdiği ,aşırı düşkün olduğu birinin ölümü nedeniyle , hele birde kendisini onun ölümünden sorumlu tutuyorsa, ona kavuşmak, onu yalnız bırakmamak için intihar edebilir.
-Son zamanlarda ciddi kesici-yaralayıcı-öldürücü(bıçak-silah...) edinmeye ve taşımaya başladıysa ya kendisine yada başkasına zarar verebilir.Çünkü intihar dinamiğinde “ÖLME ,ÖLDÜRME VE ÖLDÜRÜLME” gerçeği vardır.
-Sık sık araba kazaları yapıyor ve çok süratli, tehlikeli araç kullanıyorsa altında ölme isteği yatabilir.
-Kendisine biyolojik,psikolojik,sosyal açıdan zarar verdiği halde alkol ve madde kullanmaya devam ediyor ve tedaviyi red ediyorsa buda yok olma isteğinin bir göstergesi olabilir.
-Çocuk ve Gencin bir yakını veya başka biri tarafından cinsel tacize uğratılmasıda intihar için risktir.
-Kronik ve “çaresiz” gibi varsayılan bir fiziksel yada ruhsal hastalık varsa ,”nasıl olsa iyileşemeyecem” düşüncesiyle yaşam sonlandırılabilir.


AİLELER İNTİHAR DAVRANIŞINI NASIL ANLAYABİLİR VE NASIL TAVIR ALMALILAR?

Yukarıda özetlemeye çalıştığım davranış ve ipuçları varsa ciddiyetle üzerinde durmak gerekir.
-Kesinlikle genci aşağılamak, cezalandırmak gibi bir yola girmemek.
-Ona şevkat ve sevgi elini uzatarak iletişim kurulmalı.
-Eğer intihar girişiminden sağ kurtulduysa,olası bir risk için onun niyetini anlamak için sorular sorulmalıdır.Örneğin:”Neler yaşıyorsun,neler hissetin,tekrar hayatta olmak nasıl bir duygu,geleceğin için ne düşünüyorsun” gibi sorularla onu anlamaya çalışmalıyız.Bazı gençler “kurtulmaları”ndan hoşnut olmazlar ve en kısa zamanda tekrar girişimde bulunmak isterler.Yukarıdaki sorularla bunu anlayabilir ve ona yardımı çabuklaştırabiliriz.
-En kısa zamanda psikiyatristlerle konuyu müzakere edip bir yardım paketi hazırlamalıyız.

ASLA AŞAĞIDAKİ İFADELERİ VE DAVRANIŞLARI GÖSTERMEYELİM:

-“Bak hayat ne kadar güzel ,kuşlar ağaçlar, sevgi ,aşk aile okul, iş, gelecek...bunları düşün hayatına son vermeye değermi?”
-“Bizi rezil ettin, el alemin yüzüne nasıl bakacağız?”
-“Senin gibi çocuğum yok artık,ne halin varsa gör.”
-“Bir daha yaparsan bu sefer tam yap.”
-“Sana yaptıklarımızın karşılığı bumu olmalı, senden utanıyorum,tiksiniyorum”

Yukarıdaki ifadeler çoğaltılabilir. Ama yeterli...

Netice olarak ;İntihar olayı çok nedene bağlı bir sendromdur.Kendimiz,okulu,çevreyi, işyerini,toplumu, çocuğumuzun yapısını iyi analiz edip çok yönlü bir yaklaşımla soruna eğilmeliyiz.




#1 - Temmuz 19 2007, 01:00:14

john

biraz kısa olmamışmı
:D
#2 - Temmuz 19 2007, 09:04:11

tR!gonometR!k

Ben okudum bir yerim eksilmedi. : p
#3 - Temmuz 19 2007, 09:18:57

evanescence_bep

İntihar aslında önce beyinde gerçekleşmiş bir duygu....

İnsan kendine zarar vermekten ne zevk alır ki?..

Yaşanmışlıkların etkisiyle son olan olaylarda bir yere kadar tahammül yetenekleri azalıyor demek ki!..

Ancak ben intihara teşebbüs eden insanların iradesiz oldukları kanısındayım....

İnsan yine de dayanıp mücadele etmelidir....

Kendi iyiliğini düşünmüyor intihar ederken...
#4 - Temmuz 19 2007, 10:47:58

İntihar aslında önce beyinde gerçekleşmiş bir duygu....

İnsan kendine zarar vermekten ne zevk alır ki?..

Yaşanmışlıkların etkisiyle son olan olaylarda bir yere kadar tahammül yetenekleri azalıyor demek ki!..

Ancak ben intihara teşebbüs eden insanların iradesiz oldukları kanısındayım....

İnsan yine de dayanıp mücadele etmelidir....

Kendi iyiliğini düşünmüyor intihar ederken...

kafasının içinden neler geçtiğini anlamak zor.o anlık düşüncelerini nasıl sonlandırabileceğini düşünmek tek amaç olsa gerek.mücadele ediyim falan mı akla gelir.
#5 - Temmuz 21 2007, 16:05:05

bnce inthar edn kisixe bu duncsi icnn karismmk gerkir ztn o kafsnda bnlri bnlerce dfa kurcliyio blki de bnnla mutlu olcgna inaniodr__
#6 - Temmuz 22 2007, 20:51:38

depresif

İntihar aslında önce beyinde gerçekleşmiş bir duygu....

İnsan kendine zarar vermekten ne zevk alır ki?..

Yaşanmışlıkların etkisiyle son olan olaylarda bir yere kadar tahammül yetenekleri azalıyor demek ki!..

Ancak ben intihara teşebbüs eden insanların iradesiz oldukları kanısındayım....

İnsan yine de dayanıp mücadele etmelidir....

Kendi iyiliğini düşünmüyor intihar ederken...

İntiharın iradeyle ilgisi yok. Çünkü intihar eden bir insanın ruh sağlığı fena bozulmuştur.
Sağlıklı bir insan intihar etmez. Edemez. Yani bu bir hastalık.
Ruhu, bu anlamda bir organdan farklı düşünmemek lazım.
Ruh da hastalanır. Ve bu çoğu kez kontrolünün dışında olur.
İntihar sadece o süreçte sağlıklı düşünememekten kaynaklanıyor. İradeyle ilişkilendirmemek lazım.
Psikolojikmen çökmüş bir insan değil iradesini korumak, düşünebilme yeteneğini bile kaybeder.
Kendilerine zarar verme sebepleri zevk almak değildir. İşin o boyutunu çoktan aşmışlardır.
Tek istekleri kurtulmaktır.
İşin uzmanlarıyla çok konuşmuşluğum var bu konuyu. Çok merakım var bu gibi konulara.  (:

#7 - Temmuz 22 2007, 21:18:07

ne dıyebılırız kı kopruden oncekı son cıkıs ıste______ :nohashas
#8 - Temmuz 24 2007, 09:37:31

Acizlikden başka birşey değil!
#9 - Temmuz 24 2007, 12:09:07
Çömezler tanımaz eskiler iyi bilir ne taklit eder nede Taklit edilir. Sakın laf sokmaya çalışma anında bozu verir ;)

bir insan hayattan umudu kesmiş  ise  .....
intihar etmekte saten Allaha güvenmemek degilmidir  ???  :hii?
#10 - Temmuz 24 2007, 14:50:09
herkesin ağzında bir  fanilik dırıltısı
Sonunda tek bir şarkı tabutun gıcırtısı

bir insan hayattan umudu kesmiş  ise  .....
intihar etmekte saten Allaha güvenmemek degilmidir  ???  :hii?

ii laf etmişsin etkilendim dorusu :okey
#11 - Temmuz 27 2007, 22:06:45
...

Hayatında, uzun süredir kendini şartladığın bir ilişki yada bir yolu takip ederken hiç akla gelmiycek bir nedenden dolayı işlerin olumsuz gitmesi sonucunda düşünülürdü bnm felsefeme göre.. Ancak sonradan birşeylerin farkına vardım ki değişim her zaman olabiliyor.. ve bazen değişim çok daha mutluluklara sebep olabiliyor.. İntihar etmeyi kesin karar alanlar bence tek bir şey düşünmeli bu dünya'ya ne için geldik ?
#12 - Temmuz 27 2007, 23:09:04

sdce...

intihar bir kaçış değildir hayatı reddetmektir.
#13 - Ağustos 12 2007, 21:47:41
don't touch me if you are a human=|alley cats|

RuHRuLeTi

bir insan hayattan umudu kesmiş  ise  .....
intihar etmekte saten Allaha güvenmemek degilmidir  ???  :hii?
"hayattan umudunu kesmiş ise" dedigin dogru fakat "Allaha güvenmemek" lafı dogru degil.insan zaten psikolojik olarak bir baskı altındadır.yaptıgı seylerden dolayı bir çözüm yolu bulamayınca,zaten hersey kötü iken dahada kötüye gidicek düşüncesi beynine yerleşince  "kurtuluş" dedigi o şeyi yapar.intihar eder yada intihar'a teşebbüs eder..insan o sırada Allaha güvenip güvenmicegini düşünmez bile bence.
#14 - Ağustos 14 2007, 17:00:06

arkadaslar yazı cok uzun olmuş walla okumaya sabrım yetmedi.. ;)
bi yerlerde okumuştum tam hatırlayamıyorum ama intihar eden insanların genel psikolojisi hakkında bişilerdi..
genelleme şudur ki intihar eden insanların birçok ortak halleri ve benzeyen intihar senaryoları varmış..
bir çok örnek vardı ama aklımda kalan bir örneği paylaşayım hemen:
bileklerini keserek intihar eden insanlar genelde banyoda bileklerini keserler ve bilirsinizki kan kaybeden insanda üşüdüğünü hisseder ve banyo paspasına yada bi havluya sarılmış olarak ölü bulunurlar..peki neden yatagına gidip bi battaniyeye sarılmayı denemezler? çünkü  ortalığı batırmaktan, kirletmekten kaçınırlar..çünkü onların yaşamla kopmayan bir bağları vardır hala..
yani hiç bir canlı ölümü tasarlamaz yada ölümü arzulamaz aksine tasarlanan ve arzulanan yaşamdır örnekte de görüldüğü gibi.. söz konusu teşebbüs intiharda olsa sonrasına hazırlık ölüm için değildir tedbirler yaşam için alınmıştır..
bence intihar çaresizliğin mahsulüdür..
#15 - Eylül 04 2007, 01:01:00

arkadaslar yazı cok uzun olmuş walla okumaya sabrım yetmedi.. ;)
bi yerlerde okumuştum tam hatırlayamıyorum ama intihar eden insanların genel psikolojisi hakkında bişilerdi..
genelleme şudur ki intihar eden insanların birçok ortak halleri ve benzeyen intihar senaryoları varmış..
bir çok örnek vardı ama aklımda kalan bir örneği paylaşayım hemen:
bileklerini keserek intihar eden insanlar genelde banyoda bileklerini keserler ve bilirsinizki kan kaybeden insanda üşüdüğünü hisseder ve banyo paspasına yada bi havluya sarılmış olarak ölü bulunurlar..peki neden yatagına gidip bi battaniyeye sarılmayı denemezler? çünkü  ortalığı batırmaktan, kirletmekten kaçınırlar..çünkü onların yaşamla kopmayan bir bağları vardır hala..
yani hiç bir canlı ölümü tasarlamaz yada ölümü arzulamaz aksine tasarlanan ve arzulanan yaşamdır örnekte de görüldüğü gibi.. söz konusu teşebbüs intiharda olsa sonrasına hazırlık ölüm için değildir tedbirler yaşam için alınmıştır..
bence intihar çaresizliğin mahsulüdür..

 :okey GüzeL bir yorum..
#16 - Eylül 04 2007, 03:02:43

sdce...

XxEgExX ' e katılmamak elde değil kesinlikle çaresizlikten kaynaklanan bir durum
#17 - Eylül 06 2007, 11:03:20
cem bey biz öyle çok telefonla konuşmak istiyoruz ki şöyle bi konuşsak da telefon kulağımıza yapışsa :Ç

belki bir kaçış belki bir çıkış yöntemidir intihar kişiye göre degişir
#18 - Eylül 06 2007, 14:10:42
dans cette classe il y a des imbeciles,
ce sont des imbeciles heureux,
ils sont heureux d'etre imbeciles...

Bizi yanlış yola yönlendiren soysuzlar, çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz… görürsünüz ki milleti mahveden, tutsak eden, perişan eden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve kötülükten gelmiştir. Mustafa Kemal Atatürk...

XxEgExX ' e katılmamak elde değil kesinlikle çaresizlikten kaynaklanan bir durum

evet katılmamak mümkün değil  çok güzel bi yorum yapmş
#19 - Eylül 09 2007, 21:36:43

Anaaamm nereye gidiyorum ben..

Hayat çok garip tavşanlar falan..


bazen insan nasıl davranacağını nasıl yaşayacağını bilemez. herşey üst üste gelir. kendini tam toparlamak yeniden başlamak isterken geçmişi çevresindeki insanlar tekrardan geçmişte yaptığı hataları yüzüne vurarak onu geri dönülmez yola iterler. ben şu anda ciddi anlamda bunu yaşıyorum. yaşamak gerçekten nefes almak çok ağır geliyor insana ..
hayatınızın yanınızdakilerin kıymetini bilin ölüm çok acı bunu yaşadım ben . sırtımı yaslayabileceğim güvenebileceğim ve ne olursa olsun arkamda durabilecek babamı kaybettim kendimi sahipsiz ve boşlukta hissediyorum bu yuzden
#20 - Nisan 03 2013, 00:13:54

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.