Alternatifim Cafe

Oktay Sinanoğlu

Discussion started on Bilim Adamları


Prof. Dr. Oktay SİNANOĞLU, 25 Şubat 1935’de İtalya’nın Bari kentinde doğdu. Ortaöğrenimini burslu olarak okuduğu Ankara Yenişehir Lisesi(Bugünki TED Koleji)’ni birincilikle bitirerek tamamladı. Kimya Mühendisliği eğitimini ABD Kaliforniya Üniversitesi-Berkeley’de aldı ve burayı da birincilikle bitirdi. Ertesi yıl(22 yaşında) MIT(Massachusetts Institute of Technology)’den yüksek kimya mühendisliği derecesi aldı. Daha sonra tekrar Berkeley’e döndü ve zamanın ünlü kuantum kimyacılarından K. S. Pitzer ile yaptığı doktorasını iki yılda tamamladı. 1960’da ABD’nin en iyi üniversitelerinden biri olan Yale’de yardımcı profesör olarak göreve başladı. Bir süre Harward’da ziyaretçi profesör olarak görev yaptı. 26 yaşındayken Yale Üniversitesi tarafından “son 300 yılda batının en genç profesörü” olarak tanıtıldı. 1962’de Yale’de assosiye profesörlüğe terfi etti. Aynı yıl Türkiye’ye gelip Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ni(ODTÜ) ziyaret etti. ODTÜ Mütevelli Heyeti tarafından sadece Oktay SİNANOĞLU’na mahsus olmak üzere “danışman profesör” unvanı verildi. Türkiye’de Kuramsal Kimya Bölümü’nü kurdu. Eğitim dilinin Türkçe olması için uzun uğraşlar verdi. 1963 yılında ise “Atom ve moleküllerin çok elektronlu kuramı” adıyla bilinen çalışmalarıyla Yale’de Kimya bölümüne profesör oldu. 1964’te yine Yale’de ikinci kürsüsüne, “Moleküler Biyoloji”ye profesör olarak atandı. 1966’da Tübitak Bilim Ödülü’nü, 1973’te Almanya’nın en önemli bilim ödülü olan Aleksander von Humboldt Bilim Ödülü’nü ilk kazanan kişi oldu. 1975 yılında Oktay SİNANOĞLU’na özel olarak, ilk ve tek “Türkiye Cumhuriyeti Profesörü” unvanı verildi. 1978’de TDK tarafından yayımlanan “Fiziksel Kimya Terimleri Sözlüğü”nü hazırladı.

Yaptığı bilimsel çalışmaların sonucunda, dünya genelinde pek çok üniversitede seminerler verdi, sayısız ödüller aldı, çeşitli önemli bilimsel kurullarda kurul üyesi, konuşmacı ve davetli olarak bulundu. Birkaç uluslar arası bilimsel derginin editörlüğünü ve danışma kurulu üyeliğini yaptı. Çeşitli ülkelerde iki kez nobele aday gösterildi.

Türkiye’de ise bilimin gelişmesine büyük destek ve katkı sağlayan Oktay SİNANOĞLU, farklı dönemlerde ODTÜ ve Boğaziçi üniversitelerinde danışman profesörlük ve kendisinin kurduğu ODTÜ Kuramsal Kimya Bölümü’nde fahri başkanlık yaptı. Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Bölümü’ndeki profesörlük görevinden yaş sınırında(67) emekli oldu. Yale’deki hayat boyu olan iki kürsülü profesörlük görevini “emeritus professor” unvanına çevirterek Türkiye’deki çalışmalarına yoğunlaştı. Şu anda da çeşitli ülkelerde bilimsel araştırmalarına devam etmekte olduğu biliniyor.
#1 - Aralık 30 2009, 22:04:42
« Son Düzenleme: Aralık 30 2009, 22:05:02 Gönderen: Armoni »
Bat dünya bat.
Kör ol da, piyango bileti sat.

Oktay Sinanoğlu, günümüz Türk gençlerine şöyle sesleniyor:

“…Gençler, Türkiye’ de adet haline gelmiş göstermelik işlerden kaçının.
Sırf ‘üniversite bitirdi’ desinler diye, ananız babanız ‘Amerika’da mastır yaptı’ diye öğünebilsin diye yükseköğrenime gitmeyin. Sonunda ancak kendinizi kandırırsınız.

Temel gayeleriniz, kendinizin ufak çıkarları ötesinde, kendiniz dışında, bu ülke, bu ulus, Türk dünyası, Avrasya, insanlık için olsun.Yüksek hedefleriniz için çalışın. O zaman, kendi durumunuz da kendiliğinden düzelecektir.

Maddiyat ile maneviyatı dengeleyin. Formülünüz ‘bilim’ + ‘gönül’ dür. Bu iki kanadın biri eksik olursa ne kendinize ne de insanlığa hayrınız dokunur.

Gündelik, siyaset , çıkar grupları, dışardan güdümlü gizli veya açık ‘cemiyet’lerden uzak durun.

Atatürk’ün dediklerini bol bol okuyun, onları işte bu günler için demiş, yazmış. Türkiye’nin şerefli, refahlı, itibarlı ve bağımsız geleceği için Atatürk yolumuzu çizmiştir.

Dış ülkelerden, onların yerli kuyruklarından medet ummayın. Gayeleri bize yardımcı olmak değil, Türk adını tarihten silmektir.

Dünyanın neresinde olursanız olun, kimliğinizi, Türk dilini, Türk tarih bilincini, binlerce yıllık geleneğini kaybetmeyin. Dış ülkelerde ne kadar kimliğinizi korursanız yabancılar da size o kadar itibar edecektir.

Başkasını taklit etmeyin. Kendi yolunuzu çizip azimle yürüyün. O zaman herkes sonradan sizi taklit edecektir.

Eğitimde önce bir meslek gerçek bir beceri bir altın bilezik sahibi olmaya bakın Ne yaparsanız yapın en iyisini yapın. Siyasetçinin bilimcinin en kötüsü olunacağına tamircinin parmakla gösterilen en iyisi olmak yeğdir.

Bulabilirseniz Türk okuluna, eğitimin Türkçe verildiği okullara gidin. Konulara merak sarın not için çalışmayın. O meslekte yararlı olacak bir yabancı dili öğrenin. Bülbül gibi konuşup yabancıdan ayırt edilemez hale gelmek hiç şart değil.

Unutmayın ki Türk olmak bir kafa, gönül işidir. Türk; kültürüyle, diliyle, ata sevgisiyle Türktür. Soy sop meselesi karıştırarak, o her şeyimizi borçlu olduğumuz şerefli atalarımızı karalamaya çalışan iç düşmanların kitaplarına, yaygaralarına kulak asmayın.

Kültür genleri, ırk genlerinden daha önemlidir. Vatanı, milleti için her türlü fedakarlığa hazır bir taban gerekiyor. Bu taban son elli yılda hayli eritilmiş, kafası, gönlü karıştırılmış, birbirine düşen kesimler, dışa bağımlı sahte aydınlar, içinde vatanının geleceğini düşünmeyen, daha da acısı vurdum-duymazlaşmış kalabalıklar oluşturulmuştur. Bu durumda gerçek bir önder çıkabilse bile başarılı olması pek azdır.

Şimdi yapılacak iş hızla bu toplumun yeniden kaynaşmasına, bilinçleşmesine, vatanını, milletini kendisinden önce düşünen insanların çoğalmasına önayak olmaktır. Türkiye’yi tekrar Kuvayi Milliye ruhu, Atatürk ruhu kurtaracaktır…”


Oktay Sinanoğlu'nun Yazdığı Kitaplar

Kitap Adı: Bye Bye Türkçe / Bir Nev-York Rüyası
"Türkçe giderse, Türkiye gider! Yabancı dille eğitim ile Türkiye gider!"


Kitap Adı:
Hedef Türkiye
"Millet, ülkesinin, dilinin, tarihinin elinden alınmasına, Türk adının tarihten silinmesine müsaade etmeyecektir."


Kitap Adı: Ne Yapmalı?
"Büyük sorunlar, küçük adımlarla çözülür."
#2 - Aralık 30 2009, 22:06:23
Bat dünya bat.
Kör ol da, piyango bileti sat.

bayılıyorum bu adama gerçek bir aydın gerçek bir bilim adamı herkes kitaplarını okumalı bence
#3 - Aralık 30 2009, 23:20:37
Savrulurken raconun kırmızı pelerini o zarif öfkeye,
Zaman ki sana hasta oldu, incelikli haytasın,
Nüksederken raksını,mahallenin maşallahı, eyvallahı,
Güzellik be oğlum
Şimdilik, ölümüne kadar hayattasın.

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.