Alternatifim Cafe

Osmanlı'nın Gücü

Discussion started on Osmanlı Tarihi

Devletimizin,Osmanlı Hanedanlığı döneminde, ''imparatorluk'' çapında büyümesi ve ''büyük askeri zaferlerle'' taçlanması,bazılarının sandığı gibi,sırf ''kılıca dayanan’’ bir başarı olarak değerlendirilemez.Hiçbir devlet, ‘’kaba kuvvete’’ dayanarak 600 yıl ayakta duramaz.Evet, o ‘’Devlet-i Aliye-i Osmaniye’’ ki,sadece yüzyılların fırtınalarına direnmekle kalmamış,bütün hayatı boyunca ‘’büyük devlet’’ olmasını bilmiştir.Düşünün tam üçyüz yıl ‘’dünyanın bir numaraları devleti’’ olarak yaşamasını bilen ve ‘’yetmişiki düvelin’’ tertip ve saldırısına uğrayarak yıkılmak istendiği sıralarda dahi ‘’dünyanın altıncı büyük devleti’’ durumunda bulunan bu cemiyet,bünyesinde nasıl ‘’bir hayat iksiri’’ taşıyordu?
   Tamamen ‘’halktan biri’’ olan ve halk gibi yaşayan ilk Osmanlı Beyleri, ‘’devletin duraklama dönemine’’ kadar, bu hususiyetlerini korudular.İlk Osmanlı ‘’payitahtları’’ olan Bursa ve Edirne şehirlerinde,bir ‘’Osmanlı Sarayı’’ aramaya kalkışmayınız,çünkü yoktur.Orhanlar,Muratlar,Yıldırımlar,Çelebi Mehmetler… hep taş ve topraktan yapılan kendi evlerinde otururlardı.Hatta İstanbul’un fethinden sonra da durum uzun zamanda böylece devam etti.Bugün,müze haline getirilen ‘’Topkapı Sarayı’’ bile, gerçekte, ’’saray’’ olmanın ötesinde o zamanın ‘’hükümet binası’’, ‘’sadrazam’’ ve ‘’vüzeranın’’ toplantı yeri,devlet işlerinin yürütüldüğü bir merkez durumunda idi.Bizde ‘’saray kurma’’ özentisi de Batı’dan bulaşmıştır  ve bu hastalık da Tanzimat’la beraber ‘’içtimai bünyede’’ yerleşmiştir.
   Osmanlılarda,sanılanın aksine,meydana konmayan ve fakat devlete daima hakim kılınan bir ‘’milli şuur’’, yahut daha doğru bir ifade ile ‘’milli bir hayat üslubu’’ vardı.Şöyle ki, Osmanlılar miladi 15. asra kadar, ısrarla devlet idaresinin  ‘’doruk noktalarında’ daima ‘’Türk unsuruna’’ yer verdiler.O zamana kadar ‘’hakanlar’’ Osmanoğullarından, ‘’sadrazamlar’’ ise Çandaroğullarından seçilirdi.Devşirilmiş ‘’yeniçerilerin’’ yanında; sırf Müslüman-Türklerden ibaret büyük bir ‘’sipahi’’ ordusu kurmuşlardı.Yine üzerinde pek çok düşünülmeye değer bir husus da, ‘’yeniçerilerin’’ evlenip üremesi ile ekonomik hayata bir ‘’müteşebbis’’ olarak katılması yasaklanmış, ‘’sipahiler’’ ise evlenmekte,üremekte ve ekonomik hayat ile askerliği kaynaştırarak yetişmekte idiler.İster bazılarının hoşuna gitsin,isterse gitmesin belirtmemiz gerekir ki, ‘’Osmanlılar’’ , bu politikalarını korudukları müddetçe daima geliştiler ve yükseldiler.Aksine bu politikalarını kısmen veya  tamamen terk ettikten sonra da önce ‘’durakladılar’’ , sonra ‘’gerilediler’’  ve en sonra da ‘’tarih sahnesinden’’ çekildiler.Onbeşinci asrın ikinci yarısından sonra, Osmanoğullarının, yine kendisi gibi bir Müslüman-Türk ailesi olan Çandaroğullarını,şu veya bu bahane ile tasfiye edip onların yerine ‘’mutasabbıs,müdahaleci,kurnaz,sinsi’’ ve yeniçerilikten yükselmiş kimseleri  getirmeleri konusu,gerçekten bir ‘’tarih tezi’’ olarak,ciddiyetle incelenmeye değer.Çandaroğullarını, ‘’hain’’ ilan eden ‘’tarih telakkileri’’ , milli şuurun yanılmaz kritiğinden geçirilerek ‘’ard niyetler’’ meydana konmalıdır.Ta o zamandan beri Türk çocuklarını birbirine düşürerek ‘’parsa toplamaya çalışanlar’’ kimlerdir ve onların bugünlere uzanan kolları ve dalları var mıdır?
   Öte yandan Osmanlılar’da samimi ve ‘’bid’atsız’’ bir İslami hayat ve ‘’sarsılmaz’’ bir töre vardı.Sosyal,kültürel,ekonomik ve politik hayat bir bütün halinde çobanından hakanına kadar herkesi kavramış bulunmakta idi.Kanun,yalnız dıştan zorlayan ‘’bir baskı unsuru’’ değil , vicdanları aydınlatan bir ruh ve şuur durumunda ferdi ve içtimai hayata yansıyordu.Güçlü bir kültür ve medeniyetin yanında,bu kültür ve medeniyetin özüne aykırı düşmeyen bir ekonomik nizam kurulabilmişti.


   Seyyid Ahmet Arvasi
#1 - Kasım 20 2009, 15:14:37
Yaşamak rüyasında gerçeği görmek...

Yeni!
100810
#2 - Aralık 01 2009, 15:19:30
« Son Düzenleme: Nisan 07 2010, 15:21:26 Gönderen: hebâL-i fesâne »
Hakk ulaşır. Hakkı bırakmaz, alır.

Eyvallah hocam...
Aga aslında Osmanlı'ya düşmanlık edenlerin neyin artığı olduğu bellidir.Dedeleri dedelerimizin at uşaklığını yaptıkları için kuyruk acıları var.Dünya tarihinin gördüğü en muhteşem devlet olan Osmanlı için dinci bir tarım devleti diye bahseden günümüzün yahudi devşirmesi yazarları bu konuda başı çekmektedirler.Ardından ülkemizdeki ist'ler gelmektedirler.Bunlara göre 36 tane padişahın tamamı cinsi sapık,harem düşkünü,memleketten kaçan hain,katliamcı,sarayda zevk-ü sefa derdine düşmüş kişilerdir.e sormazlarmı adama,Osmanlı madem böyleydi peki nasıl oldu da 600 yıl yaşadı? Tarihte bunun başka bir örneği olmuşmudur? Aslında iddiaların ciddiye alınacak tarafı yok fakat meydanı hepten onlara bırakmak olmaz.Nevzat Kösoğlu'nun ifade ettiği gibi, tarih önünde hakkı teslim edilene kadar Osmanlı'ya toz kondurmayacağız.Kendisini müslüman bir türk olarak niteleyen herkesin boynunun borcudur bu...
#3 - Aralık 01 2009, 20:14:42
Yaşamak rüyasında gerçeği görmek...

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.