Alternatifim Cafe

Yaşar Kemal

Discussion started on Yazarlar


YAŞAR KEMAL

Asıl adı Kemal Sadık Göğceli olan Yaşar Kemal, 1923 yılında Adana'nın Osmaniye İlçesi'ne bağlı Hemite Köyü'nde doğdu. Henüz ortaokul sıralarındayken halk yazınına duyduğu ilgi, onu folklor derlemeleri yapmaya yöneltti. O dönemde şiirleri, Adana Halkevi'nin yayını olan "Görüşler Dergisi" nde yayımlandı. Ortaokulun son sınıfındayken okulu bırakmak zorunda kalarak; ırgatlık, amelebaşılık, pirinç tarlalarında su bekçiliği, arzuhalcilik, öğretmenlik, kütüphane memurluğu gibi işlerde çalıştı. Bu arada Ülke, Kovan, Millet, Beşpınar Dergilerinde, şiirleri görüldü. 1951 yılında İstanbul'a yerleşerek, Cumhuriyet Gazetesi'nde fıkra ile röportaj yazarlığı yapmaya başladı. "Dünyanın En Büyük Çiftliğinde Yedi Gün" başlıklı röportajıyla, Gazeteciler Cemiyeti Özel Başarı Armağanı'nı kazandı.

O yıllarda öyküleriyle de ilgi çeken sanatçının, 1952 yılında "Sarı Sıcak" adlı öykü kitabı yayımlandı. İlk romanı "İnce Memed" 1955 yılında çıktı. 1955-1984 yılları arasında öykü, roman, röportaj ile makalelerinden oluşan 33 kitabı yayımlandı. Yaşar Kemal, ilk romanı "İnce Memed" ile 1955 yılında Varlık Roman Armağanı'nı kazandı. 1974 yılında "Demirciler Çarşısı Cinayeti" adlı yapıtı, Madaralı Roman Ödülü'nü aldı. "Yer Demir Gök Bakır" Fransa'da 1977 yılında, Edebiyat Eleştirmenleri Sendikası tarafından yılın en iyi yabancı romanı seçildi. "Binboğalar Efsanesi", 1979 yaz dönemi için Büyük Edebiyat Jürisi tarafından seçilen kitaplar arasında yer aldı.

1982 yılında uluslararası Del Duca Ödülü'ne layık görülen Yaşar Kemal, 1984 yılında Fransa' nın Légion D'Honneur Nişanı'nı aldı. Yapıtlarında; Torosları, Çukurova'yı, Çukurova insanının acı yaşamını, ezilişini, sömürülüşünü, kan davasını, ağalık ile toprak sorununu,çarpıcı bir biçimde ortaya koyan yazarın eşsiz betimlemeleri, eserlerinin en önemli özelliğidir. 29 dilde yayımlanmış olan kitaplarıyla, dünya yazınında çok önemli bir yeri vardır.

#1 - Eylül 20 2006, 22:05:50

ESERLERİ

Öykü

Sarı Sıcak, İst.: Varlık, 1952
Bütün Hikâyeler, İst.: Cem, 1975.

Roman


İnce Memed, 1. c., İst., 1955; 2. c., İst., 1969; 3. c., İst., 1984; 4. c., 1987
Teneke, İst.: Varlık, 1955
Orta Direk, İst.: Remzi, 1960
Yer Demir Gök Bakır, İst.: Güven, 1963
Ölmez Otu, İst.: Ant, 1968
Akçasazın Ağaları / Demirciler Çarşısı Cinayeti, İst.: Cem, 1974
Akçasazın Ağaları / Yusufcuk Yusuf, İst.: Cem, 1975
Yılanı Öldürseler, İst.: Cem, 1976
Al Gözüm Seyreyle Salih, İst.: Cem, 1976
Allahın Askerleri, İst.: Milliyet, 1978
Kuşlar da Gitti, (uzun öykü) İst.: Milliyet, 1978
Deniz Küstü, İst.: Milliyet, 1978
Hüyükteki Nar Ağacı, İst.: Toros, 1982
Yağmurcuk Kuşu / Kimsecik I, İst.: Toros, 1980
Kale Kapısı / Kimsecik II, İst.: Toros, 1985
Kanın Sesi / Kimsecik III, İst.: Toros, 1991
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana, İst.: Adam, 1997
Karıncanın Su İçtiği, İst.: Adam, 2002
Tanyeri Horozları, İst.: Adam, 2002.

Destansı Roman

Üç Anadolu Efsanesi, İst.: Ararat, 1967
Ağrıdağı Efsanesi, İst.: Cem, 1970
Binboğalar Efsanesi, İst.: Cem, 1971
Çakırcalı Efe, İst.: Ararat, 1972.

Röportaj

Yanan Ormanlarda 50 Gün, İst.: Türkiye Ormancılar Cemiyeti, 1955
Çukurova Yana Yana, İst.: Yeditepe, 1955
Peribacaları, İst.: Varlık, 1957
Bu Diyar Baştan Başa, İst.: Cem, 1971
Bir Bulut Kaynıyor, İst.: Cem, 1974.

Deneme-Derleme

Ağıtlar, Adana: Halkevi, 1943
Taş Çatlasa, İst.: Ataç, 1961
Baldaki Tuz, (1959-74 gazete yazıları) İst.: Cem, 1974
Gökyüzü Mavi Kaldı, (halk edebiyatından seçmeler, S. Eyüboğlu ile)
Ağacın Çürüğü: Yazılar-Konuşmalar, (der. Alpay Kabacalı) İst.: Milliyet, 1980
Yayımlanmamış 10 Ağıt, İst.: Anadolu Sanat, 1985
Sarı Defterdekiler: Folklor Derlemeleri, (haz. Alpay Kabacalı) İst.: Yapı Kredi, 1997
Ustadır Arı, İst.: Can, 1995
Zulmün Artsın, İst.: Can, 1995.

Çocuk Romanı

Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca, İst.: Cem, 1977

Çeviri

Ayışığı Kuyumcuları (A. Vidalie; Thilda Kemal ile), İst.: Adam, 1977
#2 - Eylül 20 2006, 22:08:46
« Son Düzenleme: Eylül 20 2006, 22:10:39 Gönderen: kelomar »

yaşar kemal deyince aklıma ince memed gelir..o güzel çukurova betimlemeleri,insanı oradaymış,orada yasamıscasına etkileyen anlatımları,heyecanlandıran,duygulandıran yazılarıyla yasar kemal çok usta bir yazardır.
en belirgin özelliği bence betimlemeleri.yazıyı resim gibi sunmak onun işi.
#3 - Eylül 20 2006, 22:15:00
give me something to kill the pain
there is no tomorrow and no today
my soul is not for eternity
...and i know i will fade away in memories

İNCE MEMED VE YAŞAR KEMALİN YÜKSELEN ÜNÜ

O ŞARABİ EŞKİYALAR UNUTULUR MU HİÇ?

1955’le 1987 arasında otuziki yılda ve dört ciltte tamamlanan “İnce Memed”, belki de Yaşar Kemal’in en güzel eseri değildir. Ne var ki, Türk romanında Yaşar Kemal efsanesi, hikayesi Çukurova’da geçen bu romanla başlar. Çözülmeyen feodal ilişkilerin baskısından bunalan köylü genci Memed’in isyanında hem bireysel bir meseleyi hem de köylünün genel toplumsal ve ekonomik sıkıntılarını buluruz. Parlak kariyerindeki birbirinden güzel bunca romanına rağmen Yaşar Kemal adı anıldığına yarattığı karakterler arasında bugün ilk akla geleni, imgesi o ince silueti ile zihnimizi yalayan İnce Memed’tir ki, hikayesi artık bir halk destanına dönüşmüştür. Burada yazar ve okuyucunun bir roman özelinde ortak bir kahraman yarattığından söz edilmelidir. Roman ve kahramanının bu denli sevilmesinde, Memed’in haklı isyanının, silahı kuşanıp dağa çıkmasının, “o şarabi eşkıyalar”ın atası olmasının rolu -mutlaka- vardır! Tam da bu nedenle, bugün kadar çok sayıda incelemeye konu edilmiş “İnce Memed” ...........

Yeni bir eşkıya tipi olarak “İnce Memed”

Türk anlatı geleneğinde meşru bir isyanı taşı*** “katil defterine adını yazan”, eşkıyalığı seçip dağlara sığınan kahraman sayısı az değildir. Halk hikayelerinden sadece Köroğlu’nu anmakla yetinelim, ama modern anlatılarda, hikaye ve romanda da çoktur eşkıya örneklerimiz; Ömer Seyfettin’in “Yalnız Efe”sine(1910) kadar uzanır. Sonra tarihi romanlar ve milli mücadele anlatılarıyla çeteler katılır “soylu” eşkıyalar alemine. Ancak “İnce Memed”i o gelenek içinde bir yere oturtamayız. Memed’e bir soy kütüğü çıkartmak gerekirse, en yakın akrabası Yusuf’tur onun; Kuyucaklı Yusuf… Sabahattin Ali’nin toplumsal adaletsizliğe bir Ege kasabasında başlattığı isyanı Yaşar Kemal Çukurova’ya taşımış, edebiyatta bir geleneğe dönüşen isyan, roman kahramanlarının elinden 68’lerde öğrenci gençliğe devredilmiştir.

Berna Moran, İnce Memed’in çözümlemesini yaparken Hobsbawn’ın yasalara karşı suçlu oldukları halde halkın gözünde masum hatta kahraman addedilen toplumsal haydutlarla ilgili çalışmasına göndermeler yaparak Memed’in de dünya “soylu eşkıya” geleneğin içinde mütalaa edilmesi gerektiğini vurgular. Ona göre İnce Memed, çeşitli ülkelerin -Robin Hood, Billy the Kid, Jesse James gibi- efsaneleştirilmiş haydutlarıyla akraba sayılmalıdır. Burada ortak olan toplumsal adaletsizliğin insan hayatlarına yaptığı etkiler, yarattığı duygulardır. Ama İnce Memed’i efsane katına taşıyan evrensel değerlerle örtüşmesinden çok etkisini yerelliğinden alan sahiciliğidir.

Yaşar Kemal, Anadolu’nun hemen her köşesinde yüzyıllardan beri yaşayan eşkıyalık müessesesini 50’li yılların ekonomik ve toplumsal koşulları içerisinde, üstelik söz konusu müessese o yıllarda özellikle Doğu kırsalında bilfiil çalışır bir haldeyken, muhalif bir bakış açısı ile yeniden canlandırır, eşkıyalığa yeni bir anlam katar. Veysel Öngören’in ifadesiyle; “geleneksel başkaldırı içinde çağdaş sorunları yüzdürerek geçerli, çağdaş bir başkaldırı biçimi aramaktadır” o.

Romana baktığımızda geleneğe yapılan pek çok gönderme ve eşkıya tipiyle karşılaşırız. Mesela Deli Durdu vardır, Kalaycı vardır ya da Kara İbrahim vardır ki bunlar eşkıyalığın yüz karaları olarak ağalarla bir saf tutarlar. Silahları köylüye çevrilir, güçleri güçsüze söker. Öte yandan Gizik Duran, Koca Ahmet, Kürt Reşit gibi köylüye arka çıkanlar vardır ki türküler yakılmıştır arkalarından. Memed, romanın başında onların izinden gitmeyi seçer. Ancak sadece iz sürmekle yetinmeyecektir. Zaman yeni zamanlardır; zaman ağalığın kaba sömürü zamanı değildir, ekonomik ve toplumsal ilişkiler değişmiş, marabalığın yerini toprak işçiliğine bıraktığı, tarımsal üretimin kapitalistleştiği bir çağ açılmıştır. Memed’i bu yeni mülkiyet ilişkileri dönüştürecek, bilinçlendirecek ve onda devrimci bir kimliğin filizlenmesini sağlayacaktır. Artık adaletsizliğin temeli ağalıkta değil ağalığın temsil ettiği mülkiyet ilişkilerinin, yani düzenin kendisindedir.

Yoksul bir köylü çocuğundan yola çıkarak Türkiye’nin siyasi, ekonomik, toplumsal yapısını materyalist bir ideolojinin merceğiyle gözler önüne seren ve bu niteliğiyle toplumcu roman anlayışının en önemli kilometre taşlarından olan “İnce Memed”in önemi sadece ele aldığı meselelerle sınırlı kalmaz; Yaşar Kemal, bugün “köy romanı” başlığı altında toplanan romanlara yöneltilen biçimin içeriğe feda edildiği ciddi eleştirisinin dışında kalmayı başaran az sayıda yazardan birisidir. Çıplak gerçekleri en çarpıcı halleriyle sunabilmek için dolaysız bir biçimde aktarmak yolunu seçmemiştir o; “ bir gerçekçilikle yetinmez; yaşadıklarını, gözlemlediklerini başka tür bir gerçekliğe dönüştürür. Abartılarak işlendiği için simgeleşen ve arketipleşen kişiler ve olaylarla, kurmaca yönü ağır basan destan havalı yapıtlar üretir”. Sayfalarca yer açtığı zengin sözcük haneli doğa, mekan ve insan tasvirleri, geleneksel anlatı dilini kullanışı, geçimini yüzyıllardır doğaya ve torağa bağlı sürdüren insanlardaki dış gerçeklik algısının hurafelerle, dogmalarla bezenmiş irrasyonelitesini hiç aksamayan diyaloglarla yansıtması, feodalitenin mülkiyet anlamındaki tasfiyesiyle köylülük ideolojisi arasındaki uyumsuzluğu açığa çıkaran kurgusu ve tek tek her roman kişisinin psikolojik derinliğine nüfuz edebilmesi, Yaşar Kemal’i kariyerinin daha ilk basamaklarında bir klasik niteliğine büründürmüştür.

Yazının başından beri “İnce Memed” üzerinde durdum. Oysa ki şimdi geriye doğru baktığımızda “İnce Memed-I” demek daha doğru olacaktı belki de. Ne var ki bir çok eleştirmen gibi benim için de tek ciltlik bir destandır “İnce Memed”. Berna Moran’ın cümleleriyle ifade edeyim; Sonraki “ciltlerde yine ağalarla İnce Memed arasındaki düşmanlık sürer, yine ağalar öldürülür, ama İnce Memed artık ağa öldürmenin bir çözüm olmadığını kavramıştır, çünkü yerine bir başkası gelmekte ve durum eskisinden beter olmaktadır... Bununla birlikte Memed yine ağaları öldürür, çünkü başka çıkar bir yol göremez ve elinden de başka bir şey gelmez. Bu durumda Memed’in yaptıkları, artık anlamını kaybetmiş, bir yarar sağlamayan, gelişigüzel cezalandırmalardır. Birinci ciltte Memed’in Abdi Ağa’yı öldürerek hem kendi öcünü alması hem de köylülerini kurtarması anlamlı ve etkiliydi, çünkü insanların kendi yaşamlarında bulamadıkları adalet özlemine cevap veriyordu. Köylülerin kurtuluşu ile sağlanan mutlu bitiş, aynı zamanda, iyinin kötüye, bereketin kıtlığa karşı zaferi demekti”. Ancak geçen zamanla, o zamanın getirdiği yeni hayat şartlarıyla, yeni toplumsal ilişkilerle, sonraki ciltlerde kurtuluş umudu tümden tükenmiştir. Sınıfsal çelişkilerin böylesine değiştiği bir konjonktürde ağaların öldürülmesinin bir çözüm olmaması anlamında dizinin sonraki ciltleri elbette çok daha gerçekçidir. “Ama unutmamalı ki İnce. Memed I gücünü gerçekçilikten almaz, tersine, gerçeğin yerini alan eski bir düşü büyülü bir dille ustaca anlattığı için sevilen bir roman olmuştur.
#4 - Eylül 20 2006, 22:16:45
« Son Düzenleme: Eylül 20 2006, 22:17:20 Gönderen: kelomar »

yaşar kemal deyince aklıma ince memed gelir..o güzel çukurova betimlemeleri,insanı oradaymış,orada yasamıscasına etkileyen anlatımları,heyecanlandıran,duygulandıran yazılarıyla yasar kemal çok usta bir yazardır.
en belirgin özelliği bence betimlemeleri.yazıyı resim gibi sunmak onun işi.
Aslında herkes onu ince mehmetle tanır fakat onun en güzel eseri ince memet diildir :)


Bu güzel düşüncelerini bizimle paylaştın icin tşk ederim :cicek
#5 - Eylül 20 2006, 22:19:49

Yeni!
ülkü dergisinde 1943 yılında yazdığı sıralarda ümit kelimesini ilk defa adanadan duyduğu ve bildiği şekliyle umut olarak kullanan ve türkçeye kazandıran yazarımızdır kendsi
#6 - Eylül 20 2006, 22:39:35
« Son Düzenleme: Eylül 20 2006, 22:41:46 Gönderen: kelomar »

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.