Alternatifim Cafe

1 Resim+1 Şarkı/Şiir

Discussion started on Resimler

Burdan devam edebilirsiniz, iyi forumlar.
#1 - Mayıs 16 2009, 19:59:18
''Cehennem, başkalarıdır. ''



çocuk...
sil yüzünden tüm yalanlarını bu sehrin.
topla kalbini cadde cadde, sokak sokak...
kazı ayak izlerini birer birer gri kaldırımlarından...
bakma yüzlerine hiç...
görme onları...
çocuk bu kez aglama...
bu kez git.


gölgeni, ismini sil yavas yavas...
giderken bu kentten tükür yüzüne yalnızlıgının...
kalbini, kendini sök yavas yavas...
giderken bu kentten sakın aglama sus...

unut!
ne yaptı sana!
unut!
ne söyledi!
unut!
ne varsa vazgeçtigin...

yüzünde korkularla...
içinde çıglıklarla...
kalbinde simsiyahlar…
nereye gidiyorsun?

hep bu sarkılarla...
kıymetsiz dualarla...
utanmaz bir yagmurla…
nereye gidiyorsun?

yolları, duvarları geç yavas yavas...
giderken bu kentten bir *** gibi bırak yalnızlıgını...
ve o siyah saçlarını kes yavas yavas...
giderken, terk ederken savur yüzüne yalnızlıgının...

ve unut ne yaptı sana!
unut neler anlattı!
unut ne varsa vazgeçtigin!

yüzünde korkularla...
içinde çıglıklarla...
kalbinde simsiyahlar…
nereye gidiyorsun?

hep bu sarkılarla...
kıymetsiz dualarla...
utanmaz bir yagmurla…
nereye gidiyorsun?

hep bu sarkılarla
yüzünde korkularla
içinde simsiyahlar
nereye gidiyorsun


bu sahte baharlarla,
kıymetsiz dualarla...
utanmaz bir yagmurla…
yine mi gidiyorsun?

çocuk...
her vedanın ardında bir bekleyeni vardır kimsenin bilmedigi...
ve her gözyasının altında bir dua kimsenin duymadıgı...
çevir gökyüzüne basını...
bakma arkana!
daha sert basa basa, daha güçlü!
anlat bu kara sehrin yollarına ak adımlarınla!
gitmek yenilmek değil kazanmak da!
gitmek gitmektir iste...
hepsi bu.

#2 - Mayıs 21 2009, 22:46:30
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.






Kırmızının deliliklerinden kurtardın hayatını.
Aşk denilen sır;
İki ayağın altına sabun bağlayıp,
Koşmaktı peşinden salıncakların.

Gümüş ve geniş yollar ıssızlığında,
Kardeş ıslıklarla aynı gözleri ağlattık.
Gün geceliklerinin içinde uyanamayınca,
Doyamadım, dayanamadım yalın yanlışlarıma.

Hangi geçmişler için kestiysen parmaklarını,
Onlar için büyüttüm ellerimi.
Şimdi yaşa diyen ağzının içine yakışmıyor,
Kupkuru deliliklerim.

Bugün kızıyor yollarıma,
Senin tarihinin bildiği tüm ipuçları.
Ama yalınayak bir çocuk bağırıyor içimde;
Kızma baba, çocuk sabrı elliye kadar sayar
En fazla...
Özge Dirik
#3 - Mayıs 21 2009, 22:59:39




Halbuki korkulacak hiç bir şey yoktu ortalıkta,
Her şey naylondandı, o kadar
Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı.
Ama geyikli geceyi bulmadan önce
Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk.

Geyikli geceyi hep bilmelisiniz;
Yeşil ve yabani uzak ormanlarda
Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan,
Hepimizi vakitten kurtaracak.

Bir yandan toprağı sürdük,
Bir yandan kaybolduk,
Gladyatörlerden ve dişlilerden
Ve büyük şehirlerden
Gizleyerek yahut döğüşerek
Geyikli geceyi kurtardık.

Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı.
Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk,
Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza,
Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları,
Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk.
Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz,
Bilir bilmez geyikli gece yüzünden.

Geyikli gecenin arkası ağaç,
Ayağının suya değdiği yerde bir gökyüzü,
Çatal boynuzlarında soğuk ayışığı.
İster istemez aşkları hatırlatır
Eskiden güzel kadınlar ve aşklar olmuş
Şimdi de var, biliyorum.
Bir seviniyorum düşündükçe bilseniz
Dağlarda geyikli gecelerin en güzeli.

Hiçbir şey umurumda değil diyorum
Aşktan ve umuttan başka.
Bir anda üç kadeh ve üç yeni şarkı
Belleğimde tüylü tüylü geyikli gece duruyor.

Biliyorum gemiler götüremez,
Neonlar ve teoriler ısıtamaz yanını yöresini.
Örneğin Manastır'da oturur içerdik iki kişi
Ya da yatakta sevişirdik bir kadın bir erkek.
Öpüşlerimiz gitgide ısınırdı,
Koltukaltlarımız gitgide tatlı gelirdi
Geyikli gecenin karanlığında.

Aldatıldığımız önemli değildi yoksa
Herkesin unuttuğunu biz hatırlamasak,
Gümüş semaverleri ve eski şeyleri
Salt yadsımak için sevmiyorduk.
Kötüydük de ondan mi diyeceksiniz,
Ne iyiydik ne kötüydük.
Durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa,
Başta ve sonda ayrı ayrı olduğumuzdandı.

Ama ne varsa geyikli gecede idi,
Bir bilseniz avuçlarınız terlerdi heyecandan.
Bir bakıyorduk akşam oluyordu kaldırımlarda,
Kesme avizelerde ve çıplak kadın omuzlarında,
Büyük otellerin önünde garipsiyorduk.
Çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte.
Hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız,
Örneğin üç bardak şarap içsek kurtulurduk
Yahut bir adam bıçaklasak,
Yahut sokaklara tükürsek
Ama en iyisi çeker giderdik.
Gider geyikli gecede uyurduk.

"Geyiğin gözleri pırıl pırıl gecede;
İmdat ateşleri gibi ürkek, telaşlı
Sultan hançerleri gibi ayışığında.
Bir yanında üstüste üstüste kayalar
Öbür yanında ben."
Ama siz zavallısınız ben de zavallıyım.
Eskimiş şeylerle avunamıyoruz,
Domino taşları ve soğuk ikindiler,
Çiçekli elbiseleriyle yabancı kalabalık
Gölgemiz tortop ayakucumuzda.
Sevinsek de sonunu biliyoruz.
Borçları, kefilleri ve bonoları unutuyorum,
İkramiyeler bensiz çekiliyor dünyada.
Daha ilk oturumda suçsuz çıkıyorum.
Oturup esmer bir kadını kendim için yıkıyorum,
İyice kurulamıyorum saçlarını.
Bir bardak şarabı kendim için içiyorum.
-Halbuki geyikli gece ormanda
Keskin mavi ve hışırtılı
Geyikli geceye geçiyorum.-

Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum.
Turgut Uyar
#4 - Mayıs 22 2009, 11:20:43

TuRKuaZz

Gideceğim buralardan, kaybetmek korkusu olsa da seni,
Yanacak yüreğim, yokluğuna alışmak zor gelecek
Sesini duymak isteyeceğim,
Gözlerim ararken gözlerini,
Tek tesellim güzelim
Masamda duran resmin olacak.

Yokluğunla seveceğim seni,
Ağlamaklı bakarken ufuklara,
Yüreğim, seninle geçirdiğim,
O günleri anacak, dalarken kalbim uzaklara
Belki de sana yazdığım son şiirim olacak
Sevmediğin sigara dumanında
Mutlaka gelecek elbet
O beklenen saatler
Kahrolası günler geçerse eğer.
#5 - Mayıs 22 2009, 23:06:31



Birbiri ardına geliyorsa mutsuzluklar
Keskin bir bıçak gibi saplanıyorsa acılar
Köşebaşlarını tutmuşsa umutsuzluklar
Ve uçurumlarda yankılanıyorsa aşkın son çığlıkları
Ayrılık güzeldir...

En kalabalık yerlerde büyüyorsa kimsesizliğin
Binlerce kahkaya karışıyorsa gözyaşların
Son çiviyi çakıyorsan yorgun sabrına
Daha kirpiklerinde can veriyorsa hayallerin
Ve dilinin ucundaysa en çılgın küfürler
Yalnızlık güzeldir...

Güvendiğin yüreklere karlar yağmışsa
Buz tutmuşsa o sımsıcak bakışlar
Sen yangınlar içinde üşüyorsan
Ve bir zavallılıksa artık o çok sevmek
Böyle bir dünyaya tükürmek
Ve ölmek güzeldir...



Ahmet Selçuk İlkan | Bir yerden sonra
#6 - Mayıs 23 2009, 23:42:20
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.




tek bir haber bile çıkmasa uzaklardan
saçma da olsa bekleyişin
yalnız sen olsan bile bekleyen beni
bekle beni

bırak beklemekten usanmış dostlarım
öldüğümü sansınlar benim
içme anılar gibi acı
içme sakın o şaraptan

yağmurlar içinde bekle beni
karlar tozarken bekle
ortalık ağarırken bekle
kimseler beklemezken bekle
#7 - Mayıs 24 2009, 11:00:06



Sundum ellerinize kalbimin tüm çiçeklerini, gitmek yerine
Güneş gibi doğdu yüzüme geceleri ay, buz gibi ellerimle
Gördüm,kördüğüm olduğumu
Sonu gelmez masalları puslu şehrinde
İçtim kana kana sularını zehirli nehirlerin gözümü kırpmadım bile

Acıyor,duyuyor musun ?
Kanıyor,içimde bir şey..
Yanıyor,görüyor musun alevleri her yanımı sarıyor?

Acıyor,duyuyor musun?
Kanıyor,içimde bir şey devriliyor.
Sevdiğim tüm kalpler önümde şimdi merdivenler

Yürüyorum ışığa doğru,
Yükseliyor acılar geride
Ayaklarımda kan,önümdeyse tüm sevdiğim kalpler merdivenler..

Susuyorum,içimden bir ses yükseliyor göğe doğru.
Çocuk sesleri duyuyorum öteden geliyor ışık bana doğru.

Sesleri duyuyor musun?
Işıklar sana doğru..

Ve şimdi sevdiğim tüm kalpler merdivenler.



Cem Adrian | Merdivenler.
#8 - Mayıs 24 2009, 15:33:33
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.




Sen hep aradığım ses
Acılarımı mutluluklarımı en güzel anlatan nota
Hayatım senin ezginde gizli
Ruhumun huzur bulduğu eşsiz melodi

Kimi zaman bir gitardan gülümsüyorsun
Kimi zamanda bir kemanda ağlıyorsun
Ama sana en çok bir piyanonun muzdaripliğinde rastlıyorum

Seni arıyorum bazen gürültülü sesler içinde, karmaşada
Seni arıyorum bazen dingin seslerde, aheste inleyişlerde
Ama sen ne dinginsin nede çılgın
Sadece biraz yorgunsun ömrümün patikasında

Bazen gecenin bir yarısında
Geceyi güne bağlayan bir köprü oluyorsun
Bazen de deli bir tay olup
Nefretle öfkeyle burnundan soluyorsun

Sen kalıpsız, kılıfsız, ırksız ve çırılçıplak bir tınısın

İşte yine duyuyorum seni
Tüylerim diken diken
Bakışlarım hoyrat bir o kadarda şefkatli ve aciz üstelik
Kaşlarımsa çoktan çatılmış

Nerde bir karartı görsem
Takılıyor gözlerim ve zamanın mekansızlığına kaptırıp kendimi
Geçmişin ve geleceğin incecik çizgisinde buluyorum kendimi
Seni anlamak zor
Çözmeye çalışmaksa aptallık
Ama seni dinlemek çok zevkli
#9 - Mayıs 24 2009, 17:13:57



acı hayata açılan tek kapıdır
ya da hayat
acıya.

zaman en değerli yanılsamadır
ya da yanılsama zamanında
araçtır,
yarayı kapamaya yarayan
daha büyük yara.
acı ve zaman
mantığı oluşturan
oluşturduğunu yıkan
yıktığını bozan
bozduğunu yine, tekrar, tekrar…
şimdi, dinle, iki seçeneğin var;

‘‘Acıyla mı oynayacaksın yoksa zamanla mı,’’

nasıl yanılmak istersin? Biri öldürür, diğeri büyütür.

Bir rivayete göre acının zamanında zamanı seçenler,

zamanın acısında da acıyı seçenler kaybedermiş!’’

hala anlamıyor musun,
kafanın dikine mi gideceksin,
o halde silahını şakağına daya
yeni diktirdiğin matem kıyafetini giy,
nefesini tut ve katili oyna.

kapıyı açmak yetmez
ilerle o koridorda
yık kendini senden istedikleri gibi
öldür.

olmuyor mu,
ruhundaki basmakalıp acılar dinmiyor,
başka kimse yakmıyor mu belleğini.

bir seçenek daha var,
bu şiiri yara bandı olarak göğsüne yapıştırıp,
pencereyi açıp, bağırmaya başlayıp;

‘‘Kolaysa siz yıkın kendinizi be, yeter,
yeter ulan, yıkın kullandığınız terminolojiyi!’’

Atlayacak mısın aşağı,

orası tarihe açılan zamanın kapısı…
#10 - Mayıs 26 2009, 16:34:52



aklım, haklıyım, et firarını!

ovdun ve okşadın beni
çıktı içimdeki cin;
ondan ölümümü diledin.

mayıstı.

seni o yüzden bağışladım!
ben en çok mayısta su içerim
derinim balık kaynar derinim kanımı kaynar
ben en çok mayısta öne eğerim başımı
içimden felçli bir göçebe gökyüzüne bakar.

avuçlarımda yaralı kelebek taşımayı
mayısta öğrenmiştim;
ve teraslarda bach dinlemek en çok mayısa yakışırdı
ve kim bilir
mayıs artık en çok senin tanrılarına yakışır
tiril tiril bembeyaz bir giysiyle
rüzgarda ayakların çıplak
öyle başın öne eğik yıllarca o boş terasta durmak

kartpostallardan tanıdığın bir şehri düşünmek gibi
bir yaraya kabuk olmayı kabullenmek gibi
eksik, yarım, farkına varmaktan kaçınılan
tam
tam yaza girecekken
yazın omzuna yüzünü dayayacakken
çekip giden
ayaklarının altından o son sığınak terası da
acılarının veliahtı bach'ı da çekip
gitmiştir işte, yalnızca gitmiştir
yani.. anlıyor musun.. mayıstı..

seni o yüzden bağışladım!
#11 - Mayıs 28 2009, 17:25:13



ben de bir taklidiyim hüznün,
isyanım, sakladığım sabrı tutamamaya.
her insan sevdiğine eceldir gün be gün,
her insan ağzında bir giyotin taşır
sevgilisinin dili için. Ancak,
hakikat anlaşıldığında
kimse hayatta kalamayacak.

Farzedelim ki hepimiz delirdik
eşyalar da delirdi, tabiat da,
din de delirdi, sınai atılımlar da.
Böyle bir delirmenin tam ortasında
su bitti, ekmek bitti, hatta kalmadı takat
beynim nerede, gözlerimi gören oldu mu
ellerim çalınmış, gövdem tozlanıyor rafta
benden ne köy olur ne de kasaba
ben artık bir şehrim
böyle bir delirmenin tam ortasında!

göçen sırlarla yaşlandı aklım
şeytan huzura gelsin, etek öpsün
af dilesin!

seni sevmiştim hayat
farketmedin, anlamadın
şimdi ölüyorum

bilesin!
#12 - Mayıs 28 2009, 17:29:58



Üstüne abanan gündelik anılardan kurtulmaya çalıştı,
Koridorlar onu yakalamaya çalışan gazap ateşi,
Burada beyazlar döktürür ecel teri,
Oda yastık altı günlüğünün ciltli kapağını,
Siyahlara emanet etti,
Ve bağırdı;
‘'Ben deli değilim.''

Odası kelepir çaresizlikle süslü,
Bir yatak kolları düğümlü tabut misali,
Anlamsız tebessümlerden bir masa,
Birde kendi hiçliğinden ibaretti.

Geçmişi düşsel bir muallaktı,
Mavi bilyelerden hayalleri var mıydı?
Yoksa şakaklarını zonklatan bu soru muydu?
Belki de kendini boş bir uçurumda bulma korkusu.

Neydi?
Kimdi?
Yaşıyor muydu?
Ölmüş müydü?
Salasında oda ceremelerini,
Bölüşmüş müydü?
Kendi cenaze namazının ön saflarında.

Çığlıklar boğuyordu damarlarını,
Rüzgar kendinin sandığı kollarını sıkıyordu,
Ve o hep bağırıyordu;
‘'Ben deli değilim.''

İntihar reçetesi yazdı zatıaline benliği,
Haber aldılar sanırım bir muhbirden,
Omuzlarındaki,
Ölüme hizmet eden ne varsa kaldırdılar,
Ne varsa alıp götürdüler hislerinden,
Sanki ustura keskinliğinde dizeleri yok gibi.

Geceler kum saatinin en manidar taneleri,
Doldurdu hep onları yüreğine,
Yıldızlara dert yandı,
Dolunayda sevdasından semaya yakardı,
Ve bağırdı,
Her cellat lahzasında bağırdı çağırdı,
‘'Ben deli değilim.''

Ardından yine aynı cevabı aldı,
‘'Hepsi aynı şeyi söyler.''

Bir ruhsal dönemeç anında firarı denedi,
Özgürlüğün kokusunu yakından duydu,
Bembeyaz bir güvercinin kanat seslerini dahi,
Kendinin gibi hissetti,
Ancak erken mutluluğu yarı çıplak nefrete karıştı,
Köşeyi dönmeden üzerine çullandılar,
Acılar içinde yakalandı.

Bu sefer hücreye kondu,
Tekil düşüncelere mahpus oldu,
Ağladı bilmem kaç sene yedi dehliz yıkılırcasına,
Dudaklarının tuzunu bastı ebedi yarasına,
Ve hep bağırdı;
‘'Ben deli değilim.''
#13 - Haziran 07 2009, 15:58:22




O beni içer,
ben sigaramı.
#14 - Haziran 15 2009, 23:10:35
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


o beni çer ben sigaramı :D:D hoş paylasım için saolunnn
#15 - Haziran 27 2009, 14:37:03
İmzanız kural dışı.



Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
üst katında çocukluğum...
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Allahla samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım.
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
Gözyaşlarım bitse tespih tanelerim vardı
Tespih tanelerim bitse gözyaşlarım...
Saydım insanın doksandokuz tane yalnızlığı vardı.
Aşk diyorsunuz ya
Ben istemenin allahını bilirim bayım!
Çok şey öğrendim geçen üç yol boyunca
Balkona yorgun çamaşırlar asmayı
Ki uçlarından çile damlardı.
Güneşte nane kurutmayı...
Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım
Bir pardesüm bile oldu
İçinde kaybolduğum
İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister,
Bak uzaklar da aşktan anlar bayım!
Süt içtim acım hafiflesin diye
Çikolata yedim bi köşeye çekilip
Zehrimi alsın diye
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
İlahiler öğrendim
Siz zehir nedir bilmezsiniz
Zehir aşkı bilir oysa bayım!
Ben işte mirac gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım
uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
Bir şiir aradım
Geçen üç yıl boyunca
Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım
ülkem olmayan ülkemi
kayboluşumu aradım
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm
Bi ters bi yüz kazaklar ördüm
Haroşa bir hayat bırakmak için
Bırakmak o kadar kolay omasa gerek diye düşünmüştüm
Kimi gün öylesine yalnızdım
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım
Annem
Ki beyaz bir kadındır, ölüsünü şiirle yıkadım
Bi gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım
Aşk diyorsunuz ya,
İşte orda durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan
Yırtık ve perişan
Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız.
#16 - Haziran 28 2009, 00:55:52


yol arkadaşım ,gördün mü
duydun mu olup bitenleri?
kıskanıyor insan bazen basıp gidenleri
yalnızlaşmışız iyice, üstelikte alışmışız..
hiç beklentimiz kalmamış dosttan bile..
korkular basmış dünyayı
şimdi bir semt adı `vefa`
kutsal kavgalardan bile kaçan kaçana
anlaşılır gibi değiliz
tek bedende kaç kişiyiz..
hem yok eden hemde tanık
ne esaslı karmaşa!!

ben sana küsüm aslında haberin yok..
koyup gittiğin yerde kötülük çok
kime kızayım, nazım senden başka kime geçer..
benim sensiz kolum, bacağım, ocağım yok..!!! !!!!!!!!!

sen başka alemi seçtiğinden beri..
ben o saniyede bittiğimden beri..
dünya bildiğin dünya, dönüp duruyor işte
uzun uzun konuşuruz bir gün, son istanbul beyi..

yol arkadaşım, nerdesin?
#17 - Temmuz 04 2009, 16:57:06
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!


Dua..
Allahım bizi susuz bırakma!
Biz bunu ne kadar hak ediyor olsak bile.
.



Fotoğraf & Söz : Mustafa Kemal Gezer
#18 - Temmuz 04 2009, 17:11:22
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

ScaBieS




Bir kâğıda sığar mı bir yürek?
Ya da bir yürek kadar büyük olabilir mi bir kâğıt?
Daha sana yaralarımı göstermedim.
Kaldı ki ben,
Senden önce kendime tehlikeyim.

Üşüme diye çıkartmıyorum ceketimi.
Astarında paylaşmıştık ortak bir aydınlığı.
Gitmeseydin gözlerimin içinden okuyabilirdin adını.

Biriktirme unutacaklarını!
Oyuncak tabancalar kadar yalan,
Hüzündür yakama iğnelediğim yamam.
Hangi çığlığıma anahtar olabilirdin?
Beni bir gülle bıçakladığın zaman…

Gitmişsin işte çekiştirip durma adımı.
Tülden bekleyişler kımıldanıyor ardın sıra bil!
Ey gözlerimin arka bahçesi!
Bu dağa tırmananlar düşer,
Seyredenler değil.

Yitik bir aşkta uyuyakalmış,
Kırıp kırıp büyüttüğün yüreğim.
Meğer aşkı yazıp yazıp satırlara sıkıştırmışım.
Öyle durulup durulup.
Oysa ölmek ve düşmek ne güzeldi,
Yârin gözleriyle vurulup…

Bir rüzgâr esse senden, geçmişim üşüyor.
Sesin kulağımdan düşüyor.
Ben sadece,
Gidişine dayanabilecek kadar ayaktayım.
Daha fazlasını verme!

Ey yar
Böyle çok çorak bekledim.
Kolayıma gelmedin,
Zoruma gittin…
#19 - Temmuz 09 2009, 14:09:46

Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?
Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var;
Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...
Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında
Fırtınalardan geldim sende dinleniyorum.
Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum;
En eşsiz dakikalar sürsün senin yanında...
Hiç yumma gözlerini, ışığın eksilmesin,
Gündüzüm aydınlığım, ipek böceğim benim!
Güz bahçemde açılmış o son çiçeğim benim!
Yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin;
Ayırma gözlerimden çocuksu gözlerini,
O sakin o yalansız, o kuytu gözlerini...
#20 - Temmuz 15 2009, 14:00:20
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~



BİR FOTOĞRAFA...
Karşımdasın işte...
Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni.
Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim.
Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim.
Tıkandığım o an,
elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte,
aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.

Ellerim boşlukta, ben darda kaldım.
Ellerim buz gibi, ben harda kaldım.

Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,
bitti artık hepsi...
Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme.
Bakış açım belli oldu yine.
Geride kalan, ardından bakar gidenlerin.
Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim.
Dağlara çarptım her esişimde.
Yollara küfrettim her gidişinde.

Demiştim sana hatırlarsan:
"Önemli olan
'zamana bırakmak' değil,
'zamanla bırakmamak'tır..."
Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır.

"Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim?
Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim..
"
#21 - Ağustos 02 2009, 00:50:32
Benimsin ellere söyle bilinsin
Kader başkaysa silinsin
...




Gücün var mı sevgilim
Derin sularda inci tanesi aramaya
Cesaretin kaldıysa
Hala benle aşktan konuşmaya
Söyle canım sevgilim
Hayat bize oyun oynuyor olabilir mi
Yorgun gibi bir halin var
Duyguların karışık olabilir mi

Sil baştan başlamak gerek bazen
Hayatı sıfırlamak
Sil baştan sevmek gerek bazen
Herşeyi unutmak

Sanki bugün son günmüş gibi
Dolu dolu yaşamak istiyorum ben
Her ne çıkarsa yoluma
Selam verip yürümek istiyorum ben

Sil baştan başlamak gerek bazen
Hayatı sıfırlamak
Sil baştan sevmek gerek bazen
Her şeyi unutmak
#22 - Ağustos 04 2009, 03:06:07
  :ask düş #



KIRIP  KALP  NAKLİ
 
Burası aynalar şehri
Yalçın suları boğan yanık izidir yollar
İhbâr eder her duamı
Her sofrada lokmalarımı sayar
Suya attığım kitap
Suya düşman aynalar
 
Teslim almadan basma perdeleri gece
Mürekkebi kurumazdı ölüm ilâmlarımın
Yazık! Kim emzirdi şehrin aynalarını
Kıblesiz hangi uykularda çiğnendi kuşlar
Bir kadın yağmur olmaklığını unuttu en çok
Bir kadın sustu ve ağladı
Kalbinde tuğrası kayıp hünkâr

 
Avcuma sıkışmış kavruk perçemlerini
Geri al
Geri al
Aynalar şehri
#23 - Ağustos 06 2009, 23:54:15
Hoşumuza giden bir bedenin içine
Hayalimizdeki insanı yerleştirir,
Adına da aşk deriz bu saçmalığın.



Dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe,
Sırf sana benziyor diye,
Usulca sokulup merhaba dedim.

Tanıdık bir huzur aradım,
Şaşkın bakışlarımda dün.
Bildik bir söz bekledim,
Eskiden kalma öylesine.
Konuştu bir şeyler söyledi,
Beklediğim sözler bunlar değil.
Yüzüme baktı gözlerime,
Ama senin gibi değil...

Anladım ki hiç kimse, hiç kimse sen değil,
Hiç kimse senin gibi canımdan öte can değil.
Anladım ki hiç kimse, hiç kimse sen değil,
Hiç kimse senin kadar fikrime huzur değil...
#24 - Ağustos 07 2009, 08:41:30
  :ask düş #



Yağmura çok teşekkür ederim
Bu gece yalnızca cesedime yağdı


Bana bir şey olursa diye korktum
Seni birkaç saniye düşünürsem;
Düşünürken üşürsem diye korktum
Oturup siyah portakallar yedim
Oturup korkunç kitaplar okudum
içimde bir sıkıntı gibi cinayet
içimde bir sığıntı gibi telaş
içimde felaket gibi bir merak
Hislerimin uzağına düştüm, şimdi çok üzgünüm
Şimdi çocukluğumun da uzağına düştüm
Daha da düşersem diye korktum
Seni birkaç saniye düşünürsem;
Ay kıvrılırsa diye
Kan kıvrılırsa diye
Can sıçrarsa diye ölürken bir yerlere,
Daha da ölürsem diye korktum
Seni birkaç saniye düşünürsem;
Sessem, sersem bir heceysem eğer
Seni bir kelime edersem diye korktum
Seni kötü bir cümlede kullanırsam
Adını söylerken takılırsam, yanlış telaffuz edersem
Böyle bir günah işlersem
Tanrı affeder diye korktum!


Yağmura çok teşekkür ederim
Bu gece yalnızca bu şiire yağdı

Sağol aşkım
Sağol kırık kolum, kesik bileğim, kırık yüzüm,
Kesik geleceğim, kırık sonsuzluğum

Her şeye rağmen
Yağmura bulanmış, güzel bir yazdı..
#25 - Ağustos 07 2009, 21:41:05




Saçlarında mavi kanatlı kuşlar
Benim narinim
Kar tutan ellerinde söner güneşim
Yılanlar zehirsiz, akrepler ateş dansında
Tırtıl kanatlarını büyütür kozasında
Gölgeni düşür gönlüme
Gözlerimi azad et
Derdimle barıştım
Kendimi getirdim sana
Avuçlarıma kaç yağmur damlası sığar ki
Aşkın su rengine dökülür yıldızlar
Yağmurlarla gelirim ayışığı düşlerine

Bulurum seni
#26 - Ağustos 07 2009, 22:36:44
Hoşumuza giden bir bedenin içine
Hayalimizdeki insanı yerleştirir,
Adına da aşk deriz bu saçmalığın.



İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.
#27 - Ağustos 08 2009, 01:08:22
« Son Düzenleme: Ağustos 08 2009, 01:08:58 Gönderen: The MASK »
  :ask düş #



Bir karanlığa bakıyorum bir de zamana
Ay büyüyüp bir gül oluyor ellerinde senin
Ve ancak yeni bir yorumu oluyor aşkın
Saçlarından sızan bu karanlık yağmur
Ayın çağıltısıyla tutuşuyor begonyalar
#28 - Ağustos 09 2009, 01:04:02
Hoşumuza giden bir bedenin içine
Hayalimizdeki insanı yerleştirir,
Adına da aşk deriz bu saçmalığın.



Olur, aramam seni ve kimseyi
Anıları pas tadında bırakırım
Konuşacak ne kaldıysa kalsın
Susmaktır birşeylere saygılı kılan
Ayrılık da bir olanaktır bilirsin

İnce bir sis, bir hüzün örtüsü
Dumanlı bir ıslık yakışır şimdi
Dudaklarıma, bırakıp giderim
Söz / de sararır biterken bir aşk
Kediye iyi bak çiçekleri sula
Diyorsam da aldırma sözlerime
Alışkanlık işte başka birşey değil
Söz / de sararır biterken bir aşk
#29 - Ağustos 09 2009, 17:01:08
Hoşumuza giden bir bedenin içine
Hayalimizdeki insanı yerleştirir,
Adına da aşk deriz bu saçmalığın.


Birden ay ışığını kesti
Bifde sen çok değiştin
Yaşananlar hiç yaşanmamış gibi
Söylenenler hiç söylenmemiş gibi

Birde sen karsıma geçtin
Başka biri var bir var dedin
İnanamamdım bittiğine
İnanamamdım gittiğine

Ne sen baktın ardına ne ben
Hep ayrı yollarda yürüdük
Sustu bu gece karardı yine ay
Kaldı geriye cevapsız sorular
Uyandıgında onu ilk kim görecek
Bıraktıgım düşü kim büyütecek

Her sabah kaybolup giden
Bir rüya gibi oldun artık
Geceleri beni bekleyen
Gündüzlerimi zehir eden

Ne sen baktın ardına ne ben
Hep ayrı yollarda yürüdük
Sustu bu gece karardı yine ay
Kaldı geriye cevapsız sorular
Uyandıgında onu ilk kim görecek
Bıraktıgım düşü kim büyütecek
#30 - Ağustos 29 2009, 02:24:39
« Son Düzenleme: Ağustos 29 2009, 02:25:38 Gönderen: The MASK »
  :ask düş #



Bana bir şey olursa diye korktum
Seni birkaç saniye düşünürsem;
Düşünürken üşürsem diye korktum
Oturup siyah portakallar yedim
Oturup korkunç kitaplar okudum
İçimde bir sıkıntı gibi cinayet
İçimde bir sığıntı gibi telaş
İçimde felaket gibi bir merak
Hislerim...in uzağına düştüm, şimdi çok üzgünüm
Şimdi çocukluğumun uzağına da düştüm
Daha da düşersem diye korktum
Seni birkaç saniye düşünürsem;
Ay kıvrılırsa diye
Kan kıvranırsa diye
Can sıçrarsa ölürken bir yerlere,
Daha da ölürsem diye korktum
Seni birkaç saniye düşünürsem;
Sessem, sersem bir heceysem eğer
Seni bir kelime edersem diye korktum
Seni kötü bir cümlede kullanırsam
Adını söylerken takılırsam, yanlış telaffuz edersem
Böyle bir günah işlersem
Tanrı affeder diye korktum..
#31 - Ağustos 31 2009, 00:29:06



Biz kırmızı ışıkta geçiyorduk bayım
birbiriyle çarpışacağından haberi olmayan iki ses arasında
bir gözlüğün ayrı yere bakan iki camında sessizce
çizikler biriktirerek birbirinden habersiz iki ses arasında
usulca ilerliyorduk. Kavuşursak biteriz diyen bir otomobille
kavuşamasak da biteriz diyen diğer bir otomobil arasında
sessizce ölüyorduk
çünkü zaman nesnesinden hızlıydı bayım ve
onu sürükleyen su selinden sadece bir damlaydı

Biz kırmızı ışıkta geçiyorduk bayım
elleri uzakta kalan kadınla;
kelimeleri saklayan adam arasında
sarı ışıkta hızlanarak, üzüntü sarsınca seri,
yastığın kılıfını koklayarak uykuyu arayan adamla;
onun ellerini özleyen kadın arasında
yeşil ışığı beklemeden kırmızı ışık altında
sessizce sevişiyorduk

Sütunların yıkılacağı
seslerin şiddetinden belliydi, anlayamadım bayım
anlayamadım kaçıp kaçıp döndüğüm yerin
gittiğim yer olduğunu

Ansızın çarparak
ve kanartarak kesilen kolun uzar mı kemiği
acıyla sessizleşen dil bilir mi söylemeyi
ve niçin sessizsin denildiğinde konuştuğunu sanarak
hangi dil bağırsa bademciğine gömülmez mi?
ve öpülünce içi bir tuhaf olan insan bilmez mi
aşk akıllısının delilerden türediğini
bilmez mi anasının adını, bilmez mi bayım?

Öyle acılar ki sesler ve küller arasında
öyle cümleler ki kadınlar ve kapılar arasında
öyle harfler ki morg yazılı tabelada insan siluetleri
soldan saldırınca dört, çapraz ateşte yedi harfli
satranç galiba çünkü fil kaleye gidiyordu bayım;
kale nereye,
kale hüzün içre
kale yalnızlığından bir diğer kaleye
çünkü biri; bir diğeri için bardağa boşaltıyordu kendini

Biz kırmızı ışıkta geçiyorduk bayım
teselli sırası bendeydi
onu öpüp kendime saklıyordum
onu öptükçe kendime kalıyordum
onu öptükçe gözlerindeki irin yarasından taşıyordu,
benim de böyle bir kedim vardı bayım
göz pınarlarında irin biriktiren kör bir kedim vardı
trene bindirip uğurladım bayım
trene bindirip el sallayarak ağladım
ikimiz de biliyorduk öleceğini;
uğurlayan ellerin bir daha dönmeyeceğini
delik deşik etin arasına sızan acının
yumruk olup gözümüze kaçacağını

Kuşların gideceği
rüzgârın şiddetinden belliydi, anlayamadım bayım
anlayamadım gidenlerin ne kadar tesir ve telef ettiğini

Biz kırmızı ışıkta geçiyorduk bayım
sesini alıp gittiğinden beri
iki kere bozduğum ağzını öperek yaşıyordum
iki kere gelip sonra dönen sesini bekleyerek sevgililerimi
ancak ölerek ağırlayabiliyordum

yılların savurduğu kelimelerle şehirlerde yaşadım
denize kıyısı olan kentleri özledim, kaybolmayayım diye
gittiğim yoldan döndüm evime
gittiğim yoldan döndüm ev dediğim aydınlık zindana

Kuşların ve balıkların etlerimi kemirmesine ses çıkarmadım
nasılsa çığırtkanlar sürüsü vardı bayım
onlar kuşların arasına sokulur
çok eski bir türküyü mırıldanırlardı çığlıklarıyla
bense; denize kıyısı olan kentleri severdim.
Kalbim o zaman hüznün deniz gören bir yerinde
yüzünün ıslatamadığı bir yerdi
gençtim güzeldim; eskidim bayım
anlayamadım karardığını gecelerimin
anlayamadım bayım!..
bayım!..
#32 - Ağustos 31 2009, 03:15:39
''Cehennem, başkalarıdır. ''



Uzun oldu,
Ne zor oldu
Kalp yoruldu
Dön gel

Her şey kalsın,
Yalnız aşkla,
Yalnız aşkla
Dön gel

Affettim,
Kendini akla,
Yalnız aşkla,
Yalnız aşkla dön gel

Yak gel
Bildiğin ne varsa
Sat gel
Gözüm yok para pulda
Yalnız sanadır bu hasretim

Dön gel
Vaktimiz daraldı,
Zaten şu yalan dünyada
Yen inadı " sevdiğim "
#33 - Eylül 02 2009, 01:05:15



Aşk tatlı bir rüya
Ufak bir dünya
Gözlerde başlar kalplerde yaşar
Aşk şiir gibi güzel
Film gibi geçer
Bir rüzgar eser
Masal gibi biter


Sen hiç sevdim mi? Hiç sevildin mi?
Kavuştum derken terkedildin mi?

O şimdi çok uzaklarda yok hayatımda
Ah hatıralarda
O şimdi çok uzaklarda rüyalarımda
Ah şarkılarımda

Aşk şimşek gibi çakar gönlüne düşer
Zehir gibi sızar kanına işler
Aşk hançer gibi batar cam gibi keser
İzleri kalır derinlere iner

Sen hiç sevdin mi? Hiç sevildin mi?
Kavuştum derken terkedildin mi?

O şimdi çok uzaklarda yok hayatımda
Ah hatıralarda
O şimdi çok uzaklarda rüyalarımda
Ah şarkılarımda

#34 - Eylül 02 2009, 01:14:33



Bitirdin neyim varsa,
türlü türlü acılarla
Bir kaderle bitmiyor,
kavgam hala sürüyor
Bilmediğim her yolu denedim senden sonra
Güzel ne varsa seninle var
Gel dön artık,
deli olma

Yok , taşıyamam bu yükü
Yok , yüreğin sesi gücü
Öldürecek inan bu inat ikimizi ...

Yana yakıla
ağladım sana
Yana yakıla
dön diye bana
Uğruna neler harcadım can'ım
Anlamadın ya ...

Bilmediğim her yolu denedim senden sonra
Güzel ne varsa seninle var
Gel dön artık, deli olma

Yok, taşıyamam bu yükü
Yok, yüreğin sesi, gücü
Öldürecek inan bu inat ikimizi

Yana yakıla
ağladım sana
Yana yakıla
dön diye bana
Uğruna neler harcadım can'ım
Anlamadın ya...

#35 - Eylül 02 2009, 01:21:10



Arada bir bir yanım
Kaçsam diyor uzağa
Katsam diyor önüme
Canımı yorganımı

Arada bir bir yanım
Düşsem diyor tuzağa
Geçsem dünyanın derdini
Varsam cennetime diyor

Ama o öbür yanım var ya öbür yanım
Amman öbür yanım korkak diğer yarım

Kurtulmak kolay mı kendinden
Sıyrılmak kolay mı derdinden

Arada bir bir yanım

Yıksam diyor şu dağı
Görsem diyor ardını
Yarimi yarını mı

Arada bir bir yanım
Küstüm diyor o yana
Senden dost olur mu
Korkarsan kaybettin diyor
#36 - Eylül 02 2009, 01:26:33



Hayata yenikliğim
Bildiklerinizden değil.
Hani varya anlatamadıklarım
Kendimin bile bilmediği
Ondan işte tümkayıplarım.
Işıklar sönük.
Ben neyin nöbetindeyim.
Rüzgar bile kesti öfkesini.
Ben neyin isyanındayım ki hala.
Sessizlik en büyük çığlık... bana.
Uykusuzluğumun nedeni de derin çığlıkların.
Ağrılı gecemde
Ey başa çıkamadığım dertler
Toplu intihar zamanı ..
#37 - Eylül 03 2009, 01:04:01



Her gün bu kadar güzel mi deniz? 
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman? 
Her zaman güzel mi bu kadar, 
Bu eşya, bu pencere? 
Değil, 
Vallahi değil; 
Bir iş var bu işin içinde
#38 - Eylül 03 2009, 03:58:50
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.




Yazmamı bekliyorsun hep;
senin "ne" kadar önemli olduğunu.
Beyazı ters çevirebilsen istemezdin belki.
Bağırmamı istiyorsun hep;
"sensiz yapamam" diye..
Sağır kalsan istemezdin belki.
Saymamı istiyorsun sensiz saatleri;
"anlams...ızlığımın en çekilmez hali" diye.
Zamanını yitirsen istemezdin belki.
Anlatmamı istiyorsun hep;
İçinde seni andıran renklerin tamamını.
Bütün renkleri tüketseydin istemezdin belki.
Bunların hiçbirinin olmadığını düşünüyorsun belki.
Bil ki;
Dilim söyleseydi
Elim yazardı belki ..
#39 - Eylül 03 2009, 22:00:26


Gökyüzünde yeryüzünde
Gün doğdu mu her gün ilk gün
Her gün aydınlıktır
Yoksa ümit her yer loş karanlıktır

Yar gurbette can yürekte
Bir kafeste ne amansız
Sonsuz ayrılıktır geçmez zaman
Her gece hep aynıdır

Fırtınada ak ayazda
sürgün her yerde hep yalnızdır
Gül açsa da kuş uçsa da görmez
Dargındır
Her durakta her uykuda

Sürgün her nefeste yalnızdır
Her şafakta her yudumda
Hasret sancıdır

Yol alsa da, ses duysa da,
dağ aşsa da her yan en son,
her an son adımdır tek başına yalnızlık
Bir yankıdır
#40 - Eylül 05 2009, 16:35:06
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!


Okulda defterime, sirama agaçlara, yazarim adini
Okunmus yapraklara,  bembeyaz sayfalara  yazarim adini
Yaldizli imgelere, toplara tüfeklere,  krallarin tacina
En güzel gecelere, günün ak ekmegine,  yazarim adini
Tarlalara ve ufka, kuslarin kanadina,
Gölgede degirmene yazarim.
Uyanmis patikaya, serilip giden yola,
Hinca hinç meydanlara adini ey Özgürlük.

Kapimin esigine, kabima kacagima, içindeki aleve,
Canlarin oyununa, uyanik dudaklara yazarim adini.
Yikilmis evlerime, sönmüs fenerlerime, derdimin duvarina,
Arzu duymaz yokluga, çirçiplak yalnizliga, yazarim adini.
Geri gelen sagliga, geçen her tehlikeye,
Yazarim ben adini, yazarim.
Bir sözün coskusuyla, dönüyorum hayata,
Senin için  dogmusum, haykirmaya.
Ey özgürlük!

#41 - Eylül 05 2009, 16:37:51
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!


Bir günah gibi, gizledim seni,
Kimse görmedi, seninle beni...
Aglarken içim, güldü gözlerim.
Bir günah gibi, gizledim.
#42 - Eylül 06 2009, 01:35:16


Kadınım söyle sen mutlu oldun mu ?
Bu deli adamı unuttun mu ?
Sevdin mi gerçekten ah seviştin mi ?
Söyle onları da öptün mü ?
Kadınım…
#43 - Eylül 06 2009, 12:29:59
  :ask düş #


My life is brilliant.
My love is pure.
I saw an angel.
Of that I'm sure.
She smiled at me on the subway.
She was with another man.
But I won't lose no sleep on that
'Cause I've got a plan.

You're beautiful,
You're beautiful,
You're beautiful,
It's true!
I saw your face
in a crowded place,
And I don't know what to do,
Cause I'll never be with you.

Yeah, she caught my eye,
As we walked on by.
She could see from my face that I was
Flying high,
And I don't think that I'll see her again,
But we shared a moment that will last till the end.

...
#44 - Eylül 06 2009, 23:22:44
« Son Düzenleme: Eylül 17 2009, 20:34:14 Gönderen: Mathilda* »


Kaç kurtar kendini,
Ben oyalarım; git
İçimde ne varsa sana alışan
Hiç olmamıştı belki

Hayat yalanlar bizi
Dilerim güçlüdür zaman bu acıdan
Yağmurdan sonra toprak kokusu yüzün
Dokunsamda özlesemde aynı hüzün .. Aynı hüzün

Bir adam bul kendine, sana aynalar tutmasın
O kadar güzel yüzün ; içine bakmasın
Seni korkutmasın
Özlesen de arasan da kendine sakla;

Herkes herşey senin olsun;
Bir beni yasakla tek beni yasakla.
#45 - Eylül 11 2009, 23:18:28


Sen su içindekileri yüreklice bagırabilseydin
Gururunla cesaretine esit durabilseydin
Öyle yol alırdık ki inan
Öyle temize çıkardı ki bu can

Bazen dönülmez kararlar almaya çok yakında duruyorsam
"Anla anla asksın sen"
"Cansın sen"
"Uykusuzlugum dalgınlıgım hep bu yüzden"
...
#46 - Eylül 11 2009, 23:23:36



İnsan bir benzerini arar
En çok vurulduklarımız en çok bize benzeyenlerdir
En çok yaraladıklarımız da onlar
Merak
Ne uzak bir kelimedir bana
İsimlerini merak etmem insanların
Yaşadıkları şehirleri
Soru sormam mesela
Bana benzeyen
Yanını gördüğümde bile sormadım
İstemsizce bana benzediğini görüp duruyorum sorasım gelmiyor
Büyüsü mü var bu işin?
Sorsam bozulacak mı?
Kalkacak mı perde?
Yetmediğim yetişemdiğim yerde ellerini bıraktın bana
Ellerin duruyor orada
Yetmediğinde..
Yetemediğinde..
#47 - Eylül 16 2009, 00:41:09


dikenin
kalbime battığı bir sonbahar günüdür
sen elini bulutların içinde gezdirirsin
bulutlar senin gözlerinin üstünde yürürler
içini kurtlar kemirir
bence malumdur
buğulanmış camların arkasında masmavi yüzün
senin ateşler içinde olduğun
bence malumdur
ellerin muhakkak çocuk elleridir
hep kimsenin bilmediği türküler düşünürsün
onlar neden daima okul türküleridir
süleymancıktan bahseder
kara toprakta açık yeşil bir yıldız gibi akıp giden
süleymancıktan
ve karınca yuvalarından bahseder
ışıksız kömürsüz karınca yuvalarından
gökyüzünde kızıl bir hilalin kaydığını görürsün
sen ansızın gökyüzünde görünürsün
gözlerinin rengi
bence malumdur
elinde değildir akşam serinliğinde üşüsün
eylül'den itibaren geceler hazindir uzundur
sokaklar yorulur uykuya varıp gelirler
sokakların üstüne bulutlar gelirler
bulutların üstüne yıldızların gözleri gelir
bir yıldız bir yıldızın ardınca gider
yıldızların kaybolduklari yer
bence malumdur
karanlıkta bir şeyler kopar dağılır
uzaktan yabancı sesler duyulur
sen elini bulutların içinde gezdirirsin
elin hayallerimi dağıtır
bilirsin
sen elini bulutların içinde gezdirirsin
#48 - Eylül 17 2009, 20:20:39


Alsancak garı'na devrildiler
Gece garın saati bela çiçeği
Hiçbir şeyin farkında değildiler
Kalleş bir titreme aldı erkeği
Elleri yırtılmıştı kelepçeliydiler
Çantasını karısı taşıyordu

Hiç kimse tanımıyordu kimdiler
Gece garın saati bela çiçeği
Üçüncü mevki bir vagona bindiler
Anlaşıldı erkeğin gideceği
Bir şeyden vazgeçmiş gibiydiler
Bir türlü karısına bakamıyordu

Ayaküstü birer bafra içtiler
Gece garın saati bela çiçeği
Şimdiden bir yalnızlık içindeydiler
Karanlık gelmişi geleceği
Birdenbire sapsarı kesildiler
Vagonlar usul usul kımıldıyordu


/ Bela Çiçeği , Atilla İlhan.
#49 - Eylül 17 2009, 20:27:00

Geleceğim bekle dedi,
Ben beklemedim o da gelmedi.
Ölüm gibi birşeydi,
Ama kimse ölmedi...


Bekle, Atilla İlhan.
#50 - Eylül 17 2009, 20:31:14



ucuz bir gazete parçasıyla örtüldü bak herşeyim
Keşkeyim ben mazi canlanınca anılan,
ve yakılan üç fotoğrafım, cebinden çıkarttığın
içinden koparttığın yıllar adına andığın..
oysa ben bu odaya gülümserdim sebepsiz yere
tabularınla dolu aklı zorladın mı bir kere
hiçe sayılmış onca duygu yutkunurdum sabaha karşı
hissedilecek bir şey kalmadı..

" Hey millet aşığım bu gece kapkara
Terkedilmiş bir limanda doğuya yolculuk fora
Ara ara bul beni, içimi titret, ele güne sor beni,
      Bu ne metanet..
"

Ben kendimden kaçtım olmadı ki geri döndüm uçurumlu yollara kollarımda bir sen ol yeter..
#51 - Eylül 21 2009, 14:05:40



Biraz uyusam gecer belki
Bir kalp atisi uzaginda
İstemezsen hemen giderim
Gerci taksi gunduz tarifesi acarsa
Kusursuz bir cinayet plani yaptim kendime karsi
Cok da ciddiye almamali yaptiklarimiz rol icabi.
#52 - Ekim 25 2009, 18:05:55



Aniden sokakta seni gördüm sanki.
Üzerinde kırmızı gömleğin, altında beyaz pantolonun, köşeyi dönüverdin hızlıca.
Bekleyemeden koştu adımlarım, köşeyi dönüp sana yetişmeye çalıştım.
Bir başka daha köşe dönmüştün ve yine ardında kalmıştım.
Var gücümle koşmaya başladım, seni mutlaka yakalayacaktım
Hayal bile olsan, dudaklarına dokunduğumda, yavaş yavaş yok oluşunu izleyecektim.
Siyahlıklara karışmış kırmızılığına gitgide daha çok yaklaşıyordum,
yaklaştıkça ürperiyor, bedenimi geceye sarıyordum.
Salya sümük yakaladım seni, kolundan tutup yüzünü çevirdim.
Olduğum yere çöktüm, sigaranın etkilerini bir kez daha hissettim.
Başımı yavaşça kaldırıp son bir umutla baktım.
Garip bakışlar altında ezilirken, " ben deli değilim, sadece benzettim " bile diyememiştim...
#53 - Aralık 02 2009, 18:25:25



Yağmurumu yakar yokluğunun türküsü
Özlem aşkın mı acının mı öyküsü
Oysa ellerin benim en sevdiğim çiçeklerimdi
Yoksun artık gönül düşümün söğüdü eğildi
Yine kış gelecek üşüyeceksin
Benden uzakta neler düşüneceksin
Üşüyorum ellerin yok
Gittin gideli bir tek düşüm yok
#54 - Ocak 22 2010, 02:12:26



Ovdun okşadın beni..
Çıkti içimdeki cin..
Ondan ölümümü diledin! ..
#55 - Ocak 22 2010, 12:37:46



ve kabullenilemez gercek: Ölüleri tanrı gömer.
insan hafızası gider tekrar mezardan çıkartır aslında..
sandalye dört ayağını da sevmek zorundadır..
yoksa tanrı oturmaz .
#56 - Mart 21 2010, 14:03:20



O ki;
rüyana gireceğim diye söz verdi...
Nice yıllar geçiyor ki
bu söz yüzünden gözüme uyku girmedi.
#57 - Mart 25 2010, 14:32:13



   bir martıyı ağlattın işte
   bir çocuk garanti intihar eder artık
   kütür kütür küfrediyor gece imanıma
   bir yaprak kırılıp suya düşüyor
   su yaralanıyor su kanıyor şelale!

   ah nasıl titredim tensiz
   bir piyanist büküldü sanki
   kesişen ayrışık doğrular gibi
   çarpışıverdim yüzünle. Yüzün
   öyle düzgün suna bir elyazısı
   yüzün yüzüme aksedince
   yüzün ayna alnımda
   yüzün uzun hüzünlü bir alınyazısı!

   bitmemiş bir ömrün yalanısın
   sen: kabuslarımın tabiri
   çocukluğumun arta kalanısın!
   öldüreceğim kendimi dudaklarınla
   dudaklarin etle, şehvetle seferber
   sen! bana inen son kutsal kitap
      son fakir yatır
      son aciz peygamber!

   bir martıyı ağlattın işte
   bir çocuk garanti intihar eder artık

    sonra sabaha karşı bir ceren de ölür

    benzin istasyonlarına çektiğin
    otomobilden akan yeşil yaşlar
    neyin nesi bir sabit aşkın tasviri,
    suyun uykusu yok! su rüya işitmez artık!
    indirin beni senin yüzünden

    ucuz peynirler, ah kötü şaraplarla
    ucuz hüzünler, ah kötü hatıralarla
    geçtigeçtigeçti geç'ti ömrümüz
    o zaman keserim ben de kötü kollarımı
    ucuz jiletlerle
    o zaman inlerim ben de kötü çocuklar
    ucuz sevişmelerle
    hep bir *** batmış hokkabaz fırlar
    yaralaran
    yaralardan lav gelir meni gelir
    lav meniye bulanır ihanete dökülür
    eskimiş sevgililer bulup geceleri
    dövüşürüm sokak sokak
    tırnaklarımı söke söke dirilir ihtiras

    sen bir cam kırığısın kalbime gömülü
    ilerliyorsun yavaş yavaş kanatarak
    ha varlığın ha bir angın
    ha temaslar ha bir kuran
    farketmedi yağmur hiçbirimizi!
    kaçışacağız içimize
    karışacağız seninle hayat zerrelerine
    senin avucunda bir tül ipliği kırıntısı
    benim saçlarımda bir güz ikindiciği

    karının biri arebesk okuyacak adımıza
    içip içip sapıtacak birileri bizim için
    sonra.. sonra, unutulacağız bir gün
    derin bir yorgunluk kalacak yerimizde..

   "bir martıyı ağlattın ben bir çocuk
   sen bir çocuk intihar eder artık"

Küçük İskender.
#58 - Mart 25 2010, 17:54:43
robotları döven kadının dramı.



bir akşam gözünde aşk tüterse
geçmiş günler aklından geçerse
kalbin bomboş ümitler biterse
sen üzülme ben varım

neler geçti kimbilir başından
sevgi umdun hep başkalarından
ağlama gidenlerin ardından
o giderse ben varım

zaman durdu sanki beklerken seni
ben birtek sevgiye bağladım kalbimi

ayrılmam istersen hiç yanından
çağırsan gelirim çok uzaklardan
eskiden korkardım yalnızlıktan
korkmam artık sen varsın.
#59 - Mart 27 2010, 20:56:13



Sırf hayatımı seviciler kervanına katıl diye
Onca sessiz kalmışlığım, tükürdüğümü yalamışlığım
Lafımı esirgemişliğim, yutmuşluğum…
Bu aşk için onca dirsek çürütmüşlüğüm
El pençe divan durmuşluğum var!
Bak ben sadece bilmen gereken bir sırrı açıklamak istemiştim;

Seni koca bir tarihi hiçe sayacak kadar sevdim!


Özgür Gümüşsoy
#60 - Nisan 10 2010, 21:18:23



Migrenim olur musun?
Arada bir aklıma gelir, dağıtır gidersin!

Özgür Gümüşsoy
#61 - Nisan 30 2010, 14:26:44


Gözlerini gördüm içinde ben
Üstündeyse çözemediğim bakışlar ağır ağır
Sezdim aşkını dudakların kıpırdamadan bağır
Bağır ki hissedebileyim senden bana akan mutluluğu
Serp üstüme gülüşünü kalsın bende
Kalbinse başkasında mı? Söyle!
Benim neyim varsa sende, ruhum avuçlarının içinde
Aşkı kalbimden sökmeye çalışmam gerek
Ama heyhat! Okyanus tutmaz mengene
ve imkansız diye bir şey varmış desene
Bak gördünmü çeliştim sonunda kendimle de
Azarlayıp kovarım yansımanı o gelir işte yine
Gözümün önünde yüzün gitmek bilmez
Karın boşluğumda sızın dinmez, sade benliğim inmez
Sanmıştım ama hafızamla bir olup terkedip gittiler
Kitlediler yalnızlığı bana hah!
Hiç çıkmıyorsun ki ne zaman aklıma gelsen diye
başlayayım söze, dinle konuşmak artık gölgenle
boğulurken denizinde, oksijen eşittir sen!
#62 - Temmuz 25 2010, 22:40:58
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!


Sır ol, hüzün ol ve aşk ol kayıplara kalk
Ahmak ağlatan bir yağmur oldu kaderim bak
Bana ne yaptın sen? Ben bana ne yaptım?
Mutluyuz el ele verip boğduk ben içinde beni ah!
Çıkmaya yeltenirken bedenimden ruhum
Çektim tuttum, dur nereye? Daha hiçbir şey görmedin
Geç yerine! Öyle kolay değil sessizce süzülüp gitmek
Eski kesik bi flashback'le göz yaşı dönecek
Bedelli ve zoraki bir bekleyiş benimki
Köprünün ikiş ucunda da ayrılık nüksetti yok belkisi
70 bin melek kanatlarıyla semaya doğru çekse de
İfrit bile bekler yarını ilişmez bana bu gece
Ağlayan onların yorgun kanatları ben değilim
Sorma halimi iyi olurum ancak sen mutlu olursan bebeğim
Yer beğenirim kendime cehennemden her gece
Küçük bir şairin koskocaman ıslak nameleri gene
Çalar şimdilerde gönül playerımda usulca
Kol gererim geceye gündüz gittikçe düşmanlaşmakta
Ve şimdi şizofren bi köprü eski bi hayal satar bana
Görürüm dokunamam gerçek olsa can katar cana

Kaç senedir kayıbım bulamadım senden sonra kendimi
Kapı kapı aramışım meğer her birinin imçinde seni
Dolanırım şimdi sisli sokaklarında hasretin
Hep yanlış kapıyı çalıp tutuşurum kaderimle ladesi
Bedeli yüksek yazgısı tümsek mabedi
Mahiyeti en az maliyeti kadar acıtır kalbimi
Sanırım buymuş tüm marifeti ancak mücerretimi parçalar
Sonra döner geri dönence gibidir akıbeti
Sana dönmesin diye tuttum onu söylemedim sevgimi
Ne fayda bir yaratılmışız ismimiz ruh ikizi
Ne zaman üşürsen şarkımı dinle ve beni hayal et
Nerde olursan ol gelirim yaa olsa da masal ne renk
Tacımı gör, imkansız aşkların efendisiyim ben
Ne kadar denkleşemeyen denklem varsa bil benden
Eminim buna başka bi yere aitsin sen
Belki behişte belki de yerin yalnızca buzdan kalbimde
Seni bir şarkı yaptım yazdım kağıda her hücreni
Olur da bigün aşkına sadık kalmaz da
Seversem başka birini, yüzüme çarpsın şarkımla hislerim
Döndürsün beni geri parçalanarak dizlerim
Korkardım bu büyünün bozulacağından gerçeğe dönünce
Bu dudaklar tenine mi ait? Bu gözler yüzüne mi?
Unutmak mümkün değil ama sanmazdım hiçbirini bir daha
görebileceğimi olsa bile yalnızca bi hayalde..
#63 - Temmuz 25 2010, 22:45:14
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!


Şimdi
ne zaman bir yıldız kaysa göğsüme deler kalbimi, sürtünme kuvvetiyle
alev alır ruhum. Yanıyorum sevgili; tamam anladım yoksun ama, uzaktan
da olsa üfle bari.
#64 - Temmuz 25 2010, 22:52:05
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!


Tamam isyan etmiyorum, yine bekliyorum seni hep aynı köşede.
Belki gelirsen; öpersin kesin, diye giriyorum yine hep aynı tribe...
Kafamda besliyorum bir bebek gibi; ikisini birden, aşk ve de nefreti.
Dileğim değildi tek geri dönmen, ölmem değil mi, seni bir kerecik görsem?
#65 - Temmuz 26 2010, 21:07:05
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!


        ''cümlelerimin anlaşılmadan kullanılması, öyle yaraladı beni.
 geldiğim yerde sadece şans var şimdi. belki bugün, şansa ölürüm...'
#66 - Temmuz 26 2010, 21:33:15
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!


Ben istemediğim halde önüme kondu iki yol
Yaşam ya da ölüm?
Hadi seç birini derken kader
Ruhum ölüme doğru gidiyor
#67 - Temmuz 26 2010, 21:44:26
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!


Vuran her ışık gözüme sen yansıyorsa
Her aynaya baktığımda sana rastlıyorsam
Seni seviyorum diyodum da anlamıyordun ya
Yapabileceğim hiç bişey yok kafan basmıyorsa...
#68 - Temmuz 26 2010, 21:50:02
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!



Yapışa yapışa görüyorum.
Evler sürtüne sürtüne geçiyor yanlarımdan.
Duvarlar derilerimi kanatıyor.
Kümelenip sırtıma biniyor bulutlar.
Ben dimdik duruyorum, yürümekli.
Yol ayaklarımın altından kayıp geri gidiyor.

Bütün taşlar, topraklar, ağaçlar doluyor sonsuz gözlerime.
Hepsinde sayısız gözlerimden biri kalıyor.
Dönüp
Bütün bunları ben yaptım diyorum, inanıyorlar da...
Durup,
Şu kendimi bu gördüğümüz gibi ben yaptım,
Diyorum.
İnanmıyorlar.

Gözümden düşüyoruz.
#69 - Temmuz 30 2010, 17:08:20
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!


Kız kaptırdı gönlünü.

Sevdiği oğlan kalpsizin biri.

Alay etti güldü...


Hiç aşka gülünür mü?...
#70 - Temmuz 30 2010, 18:03:31
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!



Bu cinayet

Günahın en has hali ihanet

Hakkımı ver gideyim adalet
...
Son kozum olsun zorda sukunet

Kendime sarılır donarım.
#71 - Ağustos 02 2010, 20:48:37
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!


Gaipten deliler akıyor,hey!
Beyin kıvrımlarıma tıkıştırdığım imitasyon kopukluklar aslında
hiç elektirik verilememiş bir köyün varlığını,
gerçek hayatı, gerçeklik anlayışımı becerip bir yana atıyor!
#72 - Ağustos 02 2010, 20:53:10
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!


Güneş
altında söylenmedik söz yokmuş..Bu yüzden geceleri söylüyorum
sevdiğimi..Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz..Bende söylenmişleri
söylüyorum yeni biçimde.. Hiç bir biçim kalmamış dünyada
denenmedik.Bende susuyorum sevgimi saklayıp içimde.Duyuyorsun değilmi
...suskunluğumu nasıl haykırıyor.Susarak sevgisini ilan eden çok var
sevgilim.Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde..
#73 - Ağustos 02 2010, 20:59:32
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!



Ben her gece,
Gözlerim tavanda bir noktaya dikilmiş,
Seni düşünüyorum.
Ve sen o saatlerde,
...Benim görmediğim rüyaları görüyorsun.
...Bir böcek giriyor kafatasıma...
Her gece sen,
Bir cinnet gibi,
Kanıma yürüyorsun...
#74 - Ağustos 02 2010, 21:08:28
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!



“Üşüdüm." dedim.-
 "Bir dakika, üstüme birşeyler alıp geliyorum." dedi.
- "Nasıl ya? üşüyen benim ama.." dedim.
- "Tamam işte, sen içimdesin ya." dedi.
                                           Isındım
#75 - Ağustos 02 2010, 21:15:24
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!



Üç harf yanyana kaç şekilde
gelir bilir misin?...

aşk
dersin...
......

sen dersin...
...

ben dersin...

sen
ben biter,
bu sefer biz dersin,

gün gelir git dersin.

Peki
DUR kelimesinden haberdar değil misin?...

DUR demeyi bilmez
misin...

git demek kolayda

DUR diyebilecek kadar
yürekli misin!
#76 - Ağustos 02 2010, 21:23:42
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!



Patlak umutları şişirmek gibi ruh kayıpları yaşatan nefessiz kalışlarım,cinnet geçiren yalnızlık saatlerinde bir şişe şizofren içer gibi
yığıldım bileklerime.Oraya dokundun dün gece,bekaretimden çaldın
gözlerimin,baktın bana bir sokağın ötesindeki cinayeti görür gibi!Ve
en sevdiğim fail sendin,en titiz katil de.Çünkü b...en ölürken ağlamadın, tükürmedin,dokunmadın.Kimse bilemeyecek nasıl öldüğümü!
#77 - Ağustos 02 2010, 21:32:08
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!



..Seviyordum sizi:ve bu aşk belki İçimde sönmedi bütünüyle; Fakat üzmesin sizi artık bu sevgi; İstemem üzülmenizi hiçbir şeyle. Sessizce,umutsuzca seviyordum sizi, ...Kah ürkeklik,kah kıskançlıkla üzgün; Bu öyle içten,öyle candan bir sevgiydi ki, Dilerim bir başkasınca da böyle sevilin...
#78 - Ağustos 02 2010, 21:45:03
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Rüzgar dala fısıldarken
Yalnız bir akşam başlarken
Sana heryerde ihtiyacım var..


#79 - Ağustos 02 2010, 21:56:53
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!



 Sağıma yatıyorum yokluğun.
  Olmuyor; soluma yatıyorum ihanetin.
    Bu yoklukla ihanet arasında sen nereye kayboldun?
      Yoksa ihanet ederken mi yok oldun ya da zaten yoktun da,
        Şimdi ben boşuna mı uyku alemine seni yalandan da olsa varetmek için koyuldum?
#80 - Ağustos 10 2010, 22:19:59
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!



Telaffuzu zor bir kelime gibi unutacağım seni.
Çünkü telafisi yok insanın!
Ve insan bir insanla yenileyemez kendini!
#81 - Ağustos 10 2010, 22:37:24
« Son Düzenleme: Ağustos 10 2010, 22:38:11 Gönderen: Fettane Şatifil »
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!



Bu gece gitmeyeceksin değil mi?
Gitmek, hesap takmaktır!
Ben, bütün bedelleri kredi kartıyla ödeyen bir neslin çocuğuyum.
Seni yalnız bırakmak için kaç paraysa öderim.
Aslında vişne ile kiraz gibiyiz; uzaktan aynı, yaklaştıkça ve tattıkça farkı anlaşılan!
#82 - Ağustos 10 2010, 22:43:53
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!


Karşımdasın işte...
Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni.
Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim.
Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim.
...Tıkandığım o an,
elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte,
aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.

Ellerim boşlukta, ben darda kaldım.
Ellerim buz gibi, ben harda kaldım.

Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,
bitti artık hepsi...
Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme.
Bakış açım belli oldu yine.
Geride kalan, ardından bakar gidenlerin.
Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim.
Dağlara çarptım her esişimde.
Yollara küfrettim her gidişinde.

Demiştim sana hatırlarsan:
"Önemli olan
'zamana bırakmak' değil,
'zamanla bırakmamak'tır..."
Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır.

Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim?
Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim...
#83 - Ağustos 12 2010, 22:43:25
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!



Ağladım inan çok ağladım…
Düşün son duamı bile bir melekten borç aldım…
Belki bu yüzden nur sayılıyordur göz ya(ğı)şlarım…
...Sen nereden bileceksin, ben cenazemi bile kendi ellerimle kaldırdım!
 

Özgür Gümüşsoy
#84 - Ekim 12 2010, 21:54:57

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.