Yaklaşık, 4 sene önce, yani ben 7. sınıftayken, Kapadokya'ya gezi düzenlenecekti. Bunu duyar duymaz, kçına roket taktırmışçasına koşarak, engelleri aşaraktan, tek tek kaçaraktan hocanın yanına gittim, adımı yazdırdım. 3-4 ay sonra gitme günü gelmişti. O sıralarda, en yakın arkadaşım olmasına rağmen korktuğum şişman bir kız vardı. Adı Gözde'ydi ve bana sürekli kendisinin yaşam hikayesini anlatırdı. Şizofren olduğundan şüpheleniyordum, zira 'Geceleri çok saldırgan oluyorum. Senin göremeyeceğin şeyler görüyorum. Yanımda haç bulunduruyorum.' derdi bana her seferinde. ( ulan haç ne alaka demeyin, haftada bir din değiştiriyordu kendisi, akla mantığa bak.
) İnsan ister istemez tırsıyor tabiiki. Birde bu kızla kalacaktık otelde, aynı odada. Neyseki, yanımızda kalacak bir kız daha olacaktı ve gece ona sarılıp uyuyacaktım. Neyse efenim, Kapadokya'ya gittik, gezdik vesaire, en nihayetinde otele gittik. Herkes odasına çekildi, Gözde, Selin ve ben başbaşa kaldık. Selin, son anda yaptığı bir p...lukla, 'Ben Seçil'lerin odasına gidiyorum, geri geleceğim.' dedi ve bir daha onu gören olmadı.
Gözde ile aynı odada kalmak, onun deli bakışlarının bana odaklanması, Exorcist filminin sahneleri aratmıyordu. En sonunda, 'Hadi uyuyalım Gözde.' dedim ve yataklarımıza çekildik, birbirimize kıçımızı döndük, kavgalı karı-koca misali. Döndüm, Gözde horul horul uyurken, ben onu seyrediyordum. Bir ara, Gözde'nin horlamasıyla irkildim ve yorganımın altına girdim. Akabinde, 'Eğer bunun içine bir şey kaçarsa, yanında ilk ben olduğum için ölen de ben olacağım. Anne, baba hepinizi seviyorum.' minvalinde, aptalca şeyler mırıldanmaya başladım. Kap kacağımı aldım, banyoya gittim ve duşakabinde uyudum. Pişman değilim, bir daha yaparım.
Fin