Alternatifim Cafe

Mehmet Ali Nuroğlu Fan Club

Discussion started on Fan Club & Birlikler

evet arkadaşlar aranzda sevmeyen war mı ben hiç ses duyamıorm ben gerçekten çok severim özellikle çemberimde gül oyadan beridir

ÜYELERİMİZ
eowyn
#1 - Şubat 16 2007, 22:14:25
« Son Düzenleme: Şubat 16 2007, 22:33:23 Gönderen: Lessien Miriel »
[img]http://www.mediabistro.com/agencyspy/original/gossip_girl.JPG[img/]

ben seviyoruuummm hatta hastasıyııım çok şekerrr
#2 - Şubat 16 2007, 22:19:19
Sabrı öğütler zaman
Oysa odur durmyan
Ben beklerim de
Zaman beklemez ki beni

Mehmet Ali Nuroğlu

07.09.1979 İstanbul doğumlu Mehmet Ali Nıroğlu aslında bir felsefeci olmak üzere yola çıktı. Hatta bunun için çalıştı, çabaladı; lise yıllarının en büyük sembolü olan ODTÜ'ye girdi. Sonrasında fark etti ki, teorik bilim ona göre değil. Lise yıllarında okul kulüplerinde başladığı tiyatroculuğu meslek edinmeye karar verdi. Okuduğu üç yılı geride bırakıp, Hacettepe Üniversitesi Tiyatro bölümüne girdi. Daha okul bitmeden Devlet Tiyatrosu'nun sahnelediği oyunlarda görev aldı, hatta bir ara Semih Sergen'in asistanlığı yaptı. Çağan Irmak'ın senaryosunu yazdığı ve yönettiği Çemberimde Gül Oya dizisinden teklif alınca "evet, bu işi yapmalıyım" diyerek İstanbul'a geldi. 12 Eylül öncesi döneminin farklı bir bakış açısıyla anlatıldığı dizide, devrimci Mehmet karakterini başarıyla canlandırdı.

FİLMOGRAFİ

Cenneti Beklerken  - 2005
Kırık Kanatlar (Nevzat) - 2005
Çemberimde Gül Oya (Mehmet) - 2004
Yuvadan Bir Kuş Uçtu  - 2003

#3 - Şubat 16 2007, 22:20:50
Sabrı öğütler zaman
Oysa odur durmyan
Ben beklerim de
Zaman beklemez ki beni

Kanal D'nin sevilen dizisi "Kırık Kanatlar" ekrana veda ediyor. Çekimleri tamamlanan dizinin oyunculari onceki gun Taksim Sutliman'da verilen yemekte bir araya geldi.

Önumuzdeki hafta 35. bolumu yayinlanacak olan dizi 36. bolumde sona erecek.

Dizinin basrol oyuncularindan Mehmet Ali Nuroğlu'nun diger oyuncularla biraraya gelmemesi ve basina poz vermek istememesi saskinlik yaratti.
#4 - Şubat 16 2007, 22:22:27
Sabrı öğütler zaman
Oysa odur durmyan
Ben beklerim de
Zaman beklemez ki beni

o zaman kzencmm seni hemen üye yapıorzz
#5 - Şubat 16 2007, 22:31:51
[img]http://www.mediabistro.com/agencyspy/original/gossip_girl.JPG[img/]

saol cnmm
#6 - Şubat 17 2007, 12:44:07
Sabrı öğütler zaman
Oysa odur durmyan
Ben beklerim de
Zaman beklemez ki beni

brz daha resimm  :4
#7 - Şubat 17 2007, 13:08:41
Sabrı öğütler zaman
Oysa odur durmyan
Ben beklerim de
Zaman beklemez ki beni

Özge Özberk & Mehmet Ali Nuroğlu


 1970'lerin ruhu geri döndü


 Takma kirpikler, büyük yaka gömlekler, İspanyol paça pantolonlar... 70'li yıllar Çemberimde Gül Oya ile geri döndü Dizinin iki genç ve başarılı başrol oyuncusu Mehmet Ali Nuroğlu ve Özge Özberk ile 70'li yıllar ile günümüzü karşılaştırdık.

 4 EKİM Mehmet Ali Nuroğlu ve Özge Özberk 70'lerin dünyasını; o dönemin sıcaklığını, zorluklarını, politik yapısını, aşklarını, Çemberimde Gül Oya dizisinde yeniden yaşatıyorlar. Genç oyuncular her ne kadar o yıllara hayranlık duysalar da, 'Artık bu çağda yaşamaya adapte olmuşken, her şeyi daha light yaşamaya alışmışken, geçmişe dönmek bizi çok yıpratır" diyorlar.

 * Dönem dizisi çekmek kolay değil. 70'lerin dünyasını hata yapmadan yaratmak ve oynamak sizler için ne kadar zor? M: Çağan Irmak usta bir yönetmen. Nasıl bir etki yaratması gerektiğini iyi biliyor. Bizim ekstra düşünmemize gerek kalmıyor. Ama sanat gurubunun işi zor. Biz toplum olarak çarpık bir gelişme yaşadığımız için, 20 sene öncesi bile olsa inanılmaz bir değişim var. Ufacık bir yeri bile 70'lere döndürecekseniz ortadan kaldırmanız gereken çok şey görürsünüz.

 DEJENERE TOPLUM OLDUK

 * Rolünüzün daha inandırıcı olması için özel bir araştırma yaptınız mı? M: Benim ilgilendiğim bir dönemdi. Okuduğum kitapları tekrar okudum, o dönemi yaşamış insanların yazdığı otobiyografik kitaplar aldım. Ama tabii eylemlere filan katılmadım. Ö: O dönemi, yaşamış kişilerden dinleyerek öğrenmeyi tercih ettim. Babam üniversitedeyken çok zorluklar yaşamış, beş dakika geç kalsa annem paniklermiş. Ama zaten senaryo yeterince bilgi içeriyor. Oradaki diyaloglar, hareketler, Çağan'ın verdiği mizansenler yeterli.

 * 70'leri canlandırmak nasıl bir duygu sizler için? M: Teknolojik olarak tabii ki önemli gelişmeler oldu. Türkiye'de ama o dönemki insanların fikirlerine, inançlarına, sahiplenmelerine ve şu anki bizim tavrımıza baktığım zaman büyük bir dejenerasyon var. Ve bu beni rahatsız ediyor. Çok bireyselleştik. Her koyun kendi bacağından asılır gibi utana sıkıla söylenmesi gereken şeyler çok normal geliyor... O yıllara dönmek isterim ama nasıl ayak uydurabilirim bilmiyorum. Ben bu
çağın koşullanmalarını yaşayan bir insanım. Ö: Saçlar, takma kirpikler, ağır makyajlar, degaje yakalar, biraz zor girdim o döneme ben. Ama özel bir doku var orada. Müziklerden kıyafetlere, görüşlere o kadar çok başlık var ki... Ama yine de yaşamak istemezdim. Aşkı sonuna kadar yaşanmış ve sahiplenmişler, inandıkları şeyin çok fazla peşinden gitmişler. Ben o kadar duygusal hissedemezdim. Artık light ve vurdumduymaz olduk.

 * Mehmet Ali, gençlik yıllarında o dönemi yaşasaydın devrimci olur muydun? M: Devrimcilik, bir örgütün içinde bir takım insanlarla beraber düşünmeye çalışmaksa bunu yapamazdım. Baskıcı yapılardan hoşlanmam. Ama onların inandıkları şeylere ben de inanırdım. Kötü şeylerden bahsetmiyorlar ama yöntem olarak yakın hissetmiyorum kendimi. Kendimi devrimciyim diye de adlandırmam. İnsanlar için güzel şeyler istemekse evet devrimciyim, birtakım değerleri muhafaza etmek muhafazakârlıksa o zaman muhafazakârım.

 * Özge sen aşkı uğruna aileni karşına alıp aşkının peşinden gider misin gerçekte? Ö: Ben konuşarak anlatmaya çalışırdım. Yurdanur bunu denemedi. Aşık olduğu çocuk babasının tamamen tersi bir insandı. Sanırım ben Yurdanur'a göre biraz daha uğraşırdım. Ama Yurdanur kadar derin değilim. Bu dönemde bence aşk yerine önemli olan birbirine duyduğun saygı ve verdiğin değerdir.

 * Politik yönü ağır bir dizide oynuyorsunuz. Korkmadınız mı sert tepki gelir mi diye? Ö: Hayır. Bu Türkiye'- nin bir gerçeği. Bunu bilmeyenlere görsel bir şekilde anlatmak gerekiyor. M: Hiç korkmadım. O dönemki siyasi yapıyı anlatmak öncelikli hedef değil. İnsan ilişkilerindeki sıcaklığı ve değerleri anlatıyoruz. Benim için gurur verici bir şey. O dönemler hep yok sayıldı. Bu bazı şeylerin sorgulanması için bir başlangıç olabilir.

 *Peki gelen tepkiler nasıl? Ö: Dizi seyretmeyen bir gençlik var. Ama bizi seyrediyorlar ve birbirlerine çaktırmadan ağladıklarını söylüyorlar. M: Riskli de bir şey. Hassas bir dönem, acı çekilmiş. En ufak bir şey kötü şeyler yaşamış insanları kırabilir. Ama bunlarla karşılaşmadık. Diziden sonra bir genç o dönemle ilgili bir tarih kitabı alıyorsa dizi amacına ulaşmıştır.

 * Türkiye'deki oyunculuk sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Ö: Sektör inanılmaz gelişti. 85 yeni dizi girmiş. Herkes mi senarist oldu, herkes mi oyuncu oldu. Ama eleme olacak ve kalan kalacak. Keşke daha fazla sinema filmi yapılsa... M: Çok fazla talep de var ki sektör kendini geliştiriyor. Bir yönden sonra sinemaya kayacak sektör. Daha fazla imkan ve daha çok iş bilen insanlar yetişiyor. Türk oyuncular çok yetenekli. Bir Haluk Bilginer mesala dünya çapında bir adam. Fakat teknik eksiklerimiz var. Yönetmenler, ışık tasarımcıları, sahne tasarımcıları, teorisyenler yok. Bunlara ihtiyacımız var ama bunlara yönelik talep yok. Herkes başrol oyuncusu olmak istiyor.

"Elektriğimiz çok farklı"

Aranızda aşk olup olmadığına dair sorular geliyor mu? Yakıştırılıyor musunuz? M: İşin en sevindirici yanı bu işte. Böyle bir soruyla hiç karşılaşmadık. Yolda da benim başıma hiç öyle şeyler gelmiyor. Genç kızlar çığlıklar filan atmıyor. İnsanlar gözleri dolu dolu teşekkür ediyorlar. Bu dizinin anlattıkları kalplerine dokunuyor ve bu daha önemli onlar için. Ö: Bizim elektriğimiz çok farklı. Mehmet Ali'yi çok seviyorum. İyi bir oyuncu, iyi bir arkadaş. Birbirimize problemlerimizi anlatıyoruz.
#8 - Şubat 17 2007, 13:15:50
Sabrı öğütler zaman
Oysa odur durmyan
Ben beklerim de
Zaman beklemez ki beni

Çemberin oyaları

Çemberin oyaları
Mehmet Ali Nuroğlu ve Özge Özberk 70'leri, okuduklarından ve anne babalarından öğrenmiş. Fotoğraf: Muhsin Akgün
TV'nin politik dizilerinden "Çemberimde Gül Oya"nın genç oyuncuları Mehmet Ali Nuroğlu ve Özge Özberk, ekranın yeni yıldızları olmaya aday



İnsan bu kadar mı sıkılır, bu kadar mı mutsuz olur? Yok biz değil, "Çemberimde Gül Oya"nın genç oyuncularından bahsediyoruz. Yani Mehmet Ali Nuroğlu ve Özge Özberk. Dedikleri doğru, "insanın kendini anlatması çok zor" elbet ama ölümcül de değil. Neyse ki güven ortamı sağlayabiliyoruz da sohbetten onlar da keyif almaya başlıyor. Dizide zengin ailenin asi kızını oynayan Özge Özberk bir kere televizyonda göründüğünden daha çıtı pıtı, güzel. Konuşmanın sonlarına doğru da bıcır bıcır bir şey oluyor. Dizideki isyankâr oğlan Mehmet Ali Nuroğlu aynen dizideki gibi sert bakışlı, karizmatik ve genç kızların ayılıp bayıldığı kadar yakışıklı. Üstelik tarzı da dizidekinden çok farklı değil. O zaten öyle 70'lerin havasındaymış. "O kıyafetlerin çoğu benim. Parkasından postalına kadar!" Bütçeyi bayağı aşağı çekiyor yani. Özberk ise "Degaje yakalara biraz zor alıştım diyebilirim!" diye gülüyor. "Arkadaşlarımdan gelen mesajlar 'Saçlar ne öyle? Saçlar yıkılıyo'..." diyor. Nuroğlu devam ediyor: "Sabah sekizde sete gidiyorum, makyajım yapılıyor, kahvaltı ediyorum, çay içiyorum, kahve içiyorum, yetmiyor Türk kahvesi içiyorum, bu arada hâlâ Özge'nin saçları yapılıyor!"
Arka planda 70'lerin çalkantıları anlatan dizide başrol oynayan ikiliden Özberk 76, Nuroğlu 79 doğumlu. 70'ler hakkında bildikleri ancak okudukları ve dinledikleri. Nuroğlu "Bilgim vardı, ilgim de vardı. Bana sorsalardı bu dönemde mi yoksa 70'lerde mi yaşamak istiyorsun diye, 70'ler derdim." Biz de soruyoruz niye diye. "Şimdi her şey çok hızlı, katı. Yaşama bakış olarak bizim kuşakta inanç eksikliği ve bireycilik anlayışı var. O dönemdeki gibi insanın içinde bir şeye inanabilme kudretini bulabilmesi çok güzel. Şimdi gemisini kurtaran kaptan. Tam bir çocukluk ve masumiyet dönemi. Ve çocuklar hata yapabilir, onları öldürmeye gerek yoktu". Özberk ise daha çok anne babasından dinlediklerinden biliyor 70'leri. "Babam üniversitede okurken annemle evliymişler. Annem, babam beş dakika geç kalsa başına bir şey gelir mi diye camlara çıkarmış. Senaryoyu okuduktan sonra anladım daha çok".

O zaten ünlü

Dizide neredeyse bambaşka biri olarak gördüğümüz Özge Özberk, halihazırda BKM oyuncularından. Bu diziyle ününe ün katıyor ama gösterime girmesi yılan hikâyesine dönen GORA'nın Prenses Çeko'su aynı zamanda. Hiç belli etmese de 28'ine giren Özge Özberk halis mulis İstanbullu. Oyunculuk sinyallerini daha ilkokulda vermiş Özberk. "İlkokuldayken apartmandaki akranlarımla oyunlar yapardık. 30 çocuk. Birlikte bu akşam gösterimiz var diye davetiyeler yazar kapılardan atardık. 10 yaşındayız filan". Nuroğlu burada konuya dalıyor: "Benim o yaşlarda hiç alakam yoktu, sinek avlar kanatlarını koparırdım" diyor, gülüyorlar. Sonra bir trak gelmiş ki bayağı gitmemiş. "Üçüncü sınıfta çıkıp şiir okuyacağım. Ve karşınızda Özge Özberk dediler, tıss ses yok. Ben koltuğa yapıştım ve çıkmıycaam diyorum ve çıkmadım. Sahne korkusu gelmiş bana!" O sahne korkusu üniversiteye kadar devam etmiş, o yüzden İ.Ü. Sosyal Bilimler Fakültesi'ne girmiş. "Muhasebe, iktisat, işletme mümkün değil almıyor kafam, bir şeyler yanlış gidiyor. İlkokul öğretmenimin önerisiyle bir ajansa kaydoldum". İyi de oluyor. Önce "Şaban Asker"de dizisi, arkasından "Show'da Show", "Bizimkiler" (Ali'nin nişanlısı) ve BKM. Okul mu? "İlk yılda 10 dersten dokuzundan kalarak atıldım okuldan". Meraklanmayın, kız niyeti bozunca Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ne giriyor. Bir haberimiz var: "Mezun olamadım, atıldım!" Neyse BKM var gene. "Otogargara", "Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü?", "Bana Bir Şeyhler Oluyor" BKM'deki oyunları. Haklı olarak "Demet Akbağ benim en büyük öğretmenim" diyor. Bu arada o da hocalığa merak salıyor ve İ.Ü. İşletme Fakültesi Şiir Kulübü'nde yönetmenlik yapıyor. Garip ama oradaki öğrencilerine "benim çocuklarım" deyiecek kadar kaptırıyor işe kendini. Bu da kesmiyor. Üç yıl İtalyanca öğrendikten sonra Milano'ya gidiyor, oyunculuğunu biraz daha geliştirsin diye. Ama "Çok tuhaf bir doku var orada, yanlış bir yere gitmişim, geri döndüm". Fena mı, yoksa Selda Alkor'un gençliğini kim oynayacaktı? "Selda hanım o kadar güzel ki! O kadar iyi bir oyuncu ki! Çok şanslıyım. Oyunculukta aynı paralellikte gitmemiz gerekiyor. Aynı sahnelerde olamıyoruz, bazen sete gidip izliyorum. Ortak mimikler, hareketler tutturmaya çalışıyoruz".

Acemi çaylak!
Nuroğlu'nun dizi için keşfi internet vasıtasıyla oluyor. Fesatlık yapmayın, düşündüğünüz gibi değil. Çağan Irmak, Ankara'da bir ajansa kayıtlı olan Nuroğlu'nu internette bulup arıyor. Önce Ankara'daki işleri nedeniyle gelemem dese de senaryoyu okuyunca koşarak gelmiş. Zaten hayatı da biraz oradan oraya gitmekle geçmiş Nuroğlu'nun. 79'da İstanbul'da doğmuş ama babası subay olunca küçük kızkardeşi ve annesiyle Patnos, Kıbrıs, İstanbul, Tekirdağ arasında dolanmış durmuşlar. Son durak Ankara. Hiç öyle tiyatrocu olacağım niyeti filan da yokmuş hani. "Legolarla oynar, maç yapardım." Erkek çocuk trip'i! Ortaokulda edebiyatı keşfedip okumaya vermiş kendini. Lisede de okulunda "yaratıcı drama" dersleri konulunca hayat tamamen değişmiş. Okulun oyunlarında rol kesmiş. Ve o zamanlar "şahane" olan ODTÜ'ye takılmaya başlayınca kafayı da ODTÜ'ye girmeye takmış. Amacı, ODTÜ Oyuncuları'na karışmak. Amaca giden yolda ODTÜ felsefeyi kazanıyor. ODTÜ Oyuncuları da olmuş ama üç sene sonra hâlâ birinci sınıftaymış. Hiçbir yerlere sığamadığını anlayınca ODTÜ Oyuncuları'nı bırakıp Hacettepe Konservatuvarı'na kapağı atıyor. "ODTÜ'yü bıraktığımda dünyanın en mutlu insanıydım". Okuldayken Devlet Tiyatrosu'nda reji asistanı olarak çalışıyor. "Bu dizi gelene kadar ben rejisör olacağım dedim". Üçte bir şey var galiba. Konservatuvarın üçüncü sınıfında da bir daralıyor. Açılmak için de TRT'deki "Yuvadan Bir Kuş Uçtu" dizisinde minik bir rol alıyor. Hacettepe'yi bitirir bitirmez de Çemberimde Gül Oya'da oynamaya İstanbul'a geliyor. Ve sonuç: "Kamera oyunculuğunu sevdim". Elbette ilk zamanlar bir sudan çıkmış balık durumunda olduğunu itiraf ediyor. Her ne kadar "Beyoğlu'na çıktığımda kafam önümde yürümek istemiyorum" dese de oyunculuğa devam edecek. Ünlü olmanın bedeli de bu. Bedelinin karşılığını bulmak istediği yerde Derviş Zaim, Nuri Bilge Ceylan gibi yönetmenlerin filmleri ya da Haluk Bilginer, Uğur Yücel ve Şener Şen gibi oyuncuların karşısında oynamak. "Gerçi öyle bir şey olursa bir iki gün uyuyamam herhalde". Dizi devam ederken bir taraftan da Akademi Hayat'ta Murat Göksu'nun asistanlığını yapıyor. Müzik dinliyor, kitap okuyor, arkadaşlarıyla meyhanelerde takılmayı seviyor. Bir de çalışmayı: "Çalışmadığım zaman kafamda bir yerler oynuyor. Çekimler yapılırken param vardı, evim vardı, sevgilim vardı. Çekimlere ara verdik ve şu an hiçbiri yok. Saçmalamaya başlıyorum çalışmayınca!" Estağfurullah!
#9 - Şubat 17 2007, 13:18:33
Sabrı öğütler zaman
Oysa odur durmyan
Ben beklerim de
Zaman beklemez ki beni

çok gzel kuzencm bde bedn zamn bulabilsem :D
#10 - Şubat 17 2007, 13:54:45
[img]http://www.mediabistro.com/agencyspy/original/gossip_girl.JPG[img/]

hadi arkadaşlar bu kadar kişi arasında mehmet ali nuroğlu'nu seven yok mu yaw...
#11 - Şubat 21 2007, 23:21:45
Sabrı öğütler zaman
Oysa odur durmyan
Ben beklerim de
Zaman beklemez ki beni

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.