Alternatifim Cafe

İkici Cihan Savaşı

Discussion started on Avrupa ve Bizans Tarihi

İKİNCİ  CİHAN SAVAŞI (1939-1945)

Dünya tarihinin en büyük ve en. kanlı savaşı. Ancak dünya tarihini değiştirmek bakımından 1. Cihan Savaşı (1914-18) derecesinde mühim değildir .İki cihan savaşı arasında ( 1918- 1939) arasında filizlenen yeni bir topyekün harbin sebepleri, geniş ölçüde 1. Dünya Savaşı galibi devletlerin akılsız ve egoist tutumlarıyla ilgilidir Böylece çeyrek asır içinde ikinci defa Avrupa medeniyeti intihar etmek için teşebbüsünü tekrarlamıştır Gerçekten bu savaştan sonra artık Avrupa'nın 175 yıldan beri devam eden ve Asya'nın yerini alan dünya üstünlüğü, sona ermiş. Batı Avrupa gene dünyanın en zengin kesimini oluşturmakta devam etmekle beraber , üstünlük, Kuzey Amerika ile Sovyetler'e geçmiştir .11. Cihan Savaşı'nı, Hitler'in hatalı tutumu çıkartmış ve büyütmüştür .

 

ALMANYA'NIN DURUMU.

 

 1934'te Almanya 'ya hakim olan, Üçüncü Reich dönemini açan ve Üçüncü Reich'ın ömrünü hin yıl olarak ilan eden Hitler, en sert faşizmi uyguladı. Komşu devletlerdeki Alman azınlıkları geri almak gibi milli bir dava i1e ortaya atıldı. Mahvolmuş haldeki Alman ekonomisini, dünyanın birinci ekonomisi haline getirdi. Muha1iflerini tereddütsüzce ezdi. Avusturya'yı ilhakı, silahsızlandırılmış olan Ren ve Saar bölgelerine Alman ordularını sokması, Çekoslovakya 'yı parçalayıp yönetimine alması, çok kudretli bir ordu yanında hava, deniz kuvvetlerini çok güçlendirmesi, Versay anlaşmasını parça parça edip fiilen hükümsüz kılması, bu anlaşmaya imza koyup kefil olan 1. Cihan Savaşı galiplerinin ses çıkaramamaları ve aralarında anlaşamamaları, Hitler'in bilhassa içteki prestijini pek çok arttırdı. Önce Alman birliği için çalıştığına dünyayı inandırdı. Bunu gerçekleştirdikten sonra emperyalist siyasete gireceğini gizledi. Kendi tabiriyle ile Alman milleti için) hayat sahası istiyordu. Daha açık ifadeyle, İngiltere, Fransa, Rusya, Hollanda, Belçika, Portekiz, İspanya, Danimarka, Japonya gibi devletlere benzer şekilde kıt'a dışı ülkelerde sömürge istiyordu. Zira bütün Alman sômürgeleri 1. Cihan Savaşı'ndan sonra istisnasız Almanya'dan alınarak İngiltere, Fransa, Güney Afrika, Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya tarafından paylaşılmıştı. Ancak bu çizgide de kalmayacağı, Napolyon gibi Avrupa hakimiyeti istediği gittikçe açığa çıkıyordu. Dünyanın belki en gelişmiş toplumu olan Almanlar'ı şiddet., korku, baskı, yalan ve hayal ile kendi çevresinde sımsıkı topladı ki, tarihin inanılmaz gelişmelerinden biridir .Korkunç bir Yahudi düşmanlığı ilan etti. Yahudiler'i sistemli şekilde yok etmeye başladı. Slavlar'dan da nefret ediyor , demokrasilerin güçsüzlüğü ile eğleniyordu. Alman birliğini gerçekleştirdikten sonra 1939'da durmasını bilse idi, Almanya, bugüne kadar dünyanın birinci askeri ve iktisadi devleti durumunu muhafaza edecekti ve komünizmin Rusya dışında hiç bir devlete sıçraması da mümkün olmayacaktı. Hele demokrasilerle komünist Rusya'ya aynı zamanda harp açması, büyük hesapsızlıklar içinde bulunduğunu göstermektedir .Gene de Nazi Almanya'nın ezilmesi, tamamen Birleşik Amerika'nın savaşa katılmasının eseridir .Hitler ne Birleşik Amerika'nın gücüne inanmış, ne Yahudiler'in bu devletteki derin tesirini değerlendirebilmiş, ne A.B.D.'ndeki Alman asıllı milyonlarca halkın kendilerini Alman değil Amerikalı saydıklarını ve Yahudi lobisi ile mukayese edilmeyeceğini fark etmiş, ne de Japonya'nın Amerika ile hesaplaşmak isteğini tahmin edebilmiştir .Batı demokrasilerinin, bilhassa İngiltere’nin Amerika'daki nüfuzunu da küçümsenmiştir . Bununla beraber Hitler'in de dış dünyada sempatizanları vardı. Faşist devletlerin hepsi böyleydi (İtalya, İspanya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, bir çok Latin Amerika devleti, Japonya). İngiltere kralı VII Edward, Bileşik Amerika'da ünlü havacı Albay Lindbergh. Fransa 'da bir çok subay ve fikir adamı, nasyonal Sosyalizme inanıyor ve Hitler'den nefret etmiyorlardı. Ancak Yahudi kampları ve 1939 yazında Hitler'in artık hiç bir çizgide durmayacağının ortaya çıkması, onu bütün bu desteklerden mahrum kıldı. Hatta uzun yıllar Hitler düşmanlığı, Alman düşmanlığına dönüştü. Almanlar , ''dünyanın huzurunu kaçıran, kavga çıkaran, savaş manyağı, saldırgan, diğer bütün mil1etlere saygısız, demokrasiye inançsız, adam olmaz millet'' ilan edildi. 1939 yazında durum bu idi.

 

Hitler Almanyası, İmparatorluk devri Almanyası'nın 1914 yazında dünya dengesinde sahip bulunduğu gücün, hayli üzerinde bir kudret kazanmış bulunuyordu. Litvanya’ya bırakılan Alman toprağı Memel ve serbestlik verilen Danzig bölgesi  meseleleri de Almanya lehine ha1ledilmişti. Şimdi Polonya ile “koridor”meselesi kalıyordu. Harbi de bu mesele çıkardı.

 

ALMANYA -POLONYA SAVAŞI

 

Danzig-Doğu Prusya-Memel, bütünüyle Almanya'dan ayrı düşüyordu. Polonya'nın denize çıkabilmesi için Versay anlaşmasında böyle bir durum ortaya çıkarılmıştı. Bu dar koridor , Danzig'le Pomeranya arasında Polonya'yı Baltık'a çıkarıyordu ama, Alman topraklarını da parçalıyordu ve Almanya'dan Doğu Prusya'ya karadan geçişi imkansız kılıyordu. Almanya ise koridoru istiyor .topraklarını karadan birleştirmenin gerektiğini, Polonya’nın denizden mahrum bulunmasının Alman meselesi olmadığını savunuyordu. Ancak Hitler'in koridoru asla bile Versay anlaşmasının Polonya'ya bıraktığı Silezya parçasını (Katovice) isteyeceği ortada idi . Hitler'in Polonya'yı da Çekoslovakya'ya benzeteceği ve sonra diğer devletlere sıra geleceği aşikar idi. İngiltere ve Fransa, Polonya 'da taviz vermemeye kararlı idiler . Ancak savaşa hazır değillerdi, yılarca uyumuşlar ve refah içinde uyuşmuşlardı. Büyük endüstriye ve mükemmel donatılmış modern tümenler sahip olan Çekoslovakya, geçen yıl, tek kurşun atmadan Almanya'ya teslim olmuştu. Alman olan Avusturya ise zaten zemin hazırlanarak kendi isteğiyle Almanya'ya katılmıştı. Ama Polonya, iki asır önce büyük devletti, kendisini savunmaya kararlı idi. İşin cihanşümul bir harbe dönüşeceğini pek sanmayan ve Batı'nın miskinliğine güvenen Hitler , aslında bir cihan savaşından da korkmuyordu. Birleşik Amerika faktörünü hesaplamıyor , Fransa ve Rusya'yı kolayca ele geçirip Kara Avrupası'nda rolü olmayan İngiltere'ye baş eğdireceğini sanıyordu. 1939 yazında dünyanın en kudretli devleti Birleşik Amerika değildi, önce İngiltere, sonra Almanya idi. l940'ta artık dünyanın birinci devleti Almanya idi. 1943'te Birleşik Amerika oldu. Zira savaşlar , milletlerin kaderini 'top yekun değiştirirler .Hitler'in hesapları buna göre idi. İngiltere kara ordusunun ve sanayiinin Almanya'ya yetişemeyeceği hesabı doğru idi. Fransa ve Rusya'nın ise dünya hakimi İngiltere'nin yanında küçümsenmeye değer devletler bulunduğu keza doğru idi.

 

1 Eylül 1939'da Alman orduları Polonya'yı istilaya başladı. Leh (Polonya) savunması kötü değildi. Ancak Polonya'nın tek başına Almanya'ya mukavemeti düşünülemezdi. İngiltere ile Fransa, Almanya'ya harp ilan etti. Bu harp ilanının bile bütün Polonya'yı Alman işgalinden kurtaramayacağını bilen Rusya, bütün Polonya, Almanya'nın eline geçtiği takdirde, o zamanki Polonya sınırları çok doğuda  olduğu için, Almanlar'ın Moskova'nın baş ucuna geleceklerini, tarihleri boyunca asla elde edemedikleri bir doğu sınırına kavuşacaklarını hesapladı. Stalin, Kızıl Ordu'yu Polonya'ya yürüttü. Polonya, batıdan nasyonal sosyalistlerin (Almanların), doğudan, nasyonal sosyalistlerin en büyük düşman ilan ettikleri komünistlerin (Rusların) tecavüz ve istilasına maruz kaldı. Zaten tarihi kaderi Ruslar'la Almanlar arasında ezilmekti. Soluğu kesildi. Stalin, bu hareketin Almanya'ya karşı hastane (düşmanca), bir tutum teşkil etmediğini, Almanya'ya düşmanı Polonya'nın ortadan kaldırılması için yardım maksadıyla yapıldığını ilan etmek yüzsüzlüğünü de gösterdi. Hitler o sırada Fransa'yı almadan Rusya'ya çatmak istemiyordu. Mecburen Polonya'nın doğu yarısını -az zamanda geri almak azim ve kararıyla Rusya'ya bıraktı. Büyük Polonya Cumhuriyeti, iki komşusu arasında paylaşılıp siyasi coğrafyadan silindi. Almanlar, Polonya’da Yahudileri  imhaya başladılar.. Ruslar  ise bir daha Po1onya dirilmesin diye 4.500 Polon.ya subayı ile 5.000.den fazla subayı toplayıp Katin ormanında kurşuna dizdiler.

 

Avrupa Savaşı'nda Almanya'nın üstünlük   Devresi (1940, 1941, 1942)

 

Fransa'nın ünlü Maginot (Majino) hattı. General Guderian'ın zırhlı tümenleriyle yarıldı. Hollanda, Belçika, Lüksenburg ve Fransa, yıldırım harbiyle işgal edildi. Hitler , Paris'e geldi. İlk Cihan savaşında Almanya, bu askeri başarıyı elde edememişti. Fransa teslim oldu. Kuzey yarısı Alman askeri idaresine alındı. Güney yarısında da Almanlar , merkezi Vichy olmak üzere Mareşal Petain'in başkanlığında bir Fransa devleti kurdurdular. Bu devleti tanımayan General de Gaulle. Londra'ya giderek orada Hür Fransa hükümetini kurdu. İtalya, Almanya'nın yanında savaşa girdi. Musso1ini'nin gayesi, Fransa'dan -halkı İtalyanca konuşan Korsika adasını, Tunus'u, mümkünse Nice ve Savoie'yı almak, Akdeniz'de en büyük deniz gücünü teşkil etmekti.

 

Almanya, hiç beklenmedik bir şekilde Rusya 'ya harp açtı. Önce İngiltere’yi istilayı düşünen Hitler , bir deniz-hava çıkartmasının ters netice verebileceğinden çekinerek, Rusya'ya yöneldi. Rusya'nın tabii kaynaklarına ihtiyacı vardı. Gerek Polonya'nın yarısını işgal etmesini, gerek fırsattan istifade 3 Baltık Cumhuriyetini (Letonya, Litvanya ve Estonya) ilhak etmesini hazmedememiş ve Slavlığın Cermenliği tehdidi saymıştı. Macaristan, Romanya ve Bulgaristan krallıkları, Almanya'nın yanında savaşa katıldılar .Yugoslavya ve Yunanistan krallıkları ise karşı koydu. Fakat yıldırım harbiyle Almanlar'ca işgal edildi. Macaristan'a, 1918 sınırlarına yaklaşan geniş topraklar verildi. Hırvatistan krallığı kurulup başına bir İtalyan prensi getirilerek Yugoslavya parçalandı. Bulgaristan'a da Yugoslav Makedonyası verildi. Yugoslavya, 1914'teki Sırbistan krallığı haline getirildi.

 

Avrupa kıt'ası Alman hakimiyetine geçti. Yalnız İsveç, İsviçre, Portekiz, ispanya ve Türkiye tarafsızdı. İspanya, Hitler'in ümitleri hilafına savaşa katılmadı ve AImanlar'a az bir yardımla yetindi. İngiltere’ye ise baş eğdirilemedi. Chamberlain 'm yerini alan Churchill. dehşetli bir Alman düşmanı idi ve zafere kadar topyekün harp ilan etti. Rusya ise ezildi. Avrupa Rusyası'nın en büyük kısmı, Polonya, Baltık ülkeleri, Beyaz Rusya ve Ukrayna'nın tamamı Alman işgaline girdi. Moskova ve Leningrad çok şiddetli muharebelere rağmen düşürülmedi ise de, muhasaraları devam etti. Alman orduları Kuzey Kafkasya'yı işgal ettiler .Volga nehri ve Kafkas Dağları'na dayandılar .Almanlar , Irak'ta darbe yaptırıp Alman taraftarı bir hükümet bile kurdurdular .Hatta Filistin'e müdahale edip orada Yahudilere karşı Arap haklarını savundular .Suriye ve Lübnan 'daki Fransız düşmanlığına rağmen bu ilkelere hulul edemediler .Kuzey Afrika ise, Nil vadisi dışında Alman hakimiyet veya nüfuzunda idi.

 

Japonya'nın Savaşa Katılması (7.12.1941)

 

Savaşın ilk 2 yıl, 3 ayı Birleşik Amerika'nın tarafsızlığı ile geçti. Birleşik Amerika'da Roosevelt Amerikan demokrasi geleneğine aykırı olarak, savaş dolayısıyla, 1941'de 3, defa başkan seçildi. Yetkileri, Mikado'nunkinden az değildi.Önünde secdeye kapanılmıyordu ama, verdiği her türlü askeri emrin geçerliliği, Mikado'nunkinin üzerinde, Stalin ve Hitler'inkine yakındı. Buna rağmen Amerikalılar, savaşı bir “Avrupa Savaşı'' olarak görüyor , savaşa girmek istemiyorlardı. Esasen milyonlarca Birleşik Amerikalı, Alman, İtalyan, İspanyol, Macar asıllı idi. Onun için Roosevelt, arzusuna rağmen savaşa girmedi. Fakat İngiltere ve Rusya'ya para ve silah göndermeye, sonra bu yardımı akıl almaz ve dünya tarihinde asla görülmemiş boyutlara ulaştırmaya başladı. Yahudiler'i seviyor , sosyalizme taraftar bulunuyor (Ortanın Solu sloganını ilk ortaya atan odur), komünizmi tehlike saymıyor , kendisini mareşal ve başkumandan ilan eden Stalin'i yurt savunmasını yaptığı için takdir ediyor , Rusya'nın kompozisyonundan ve umumiyetle Avrupa politikasından habersiz ve bilgisiz ve hatta bu mevzuların kara cahili bulunuyor , Büyük Okyanus'un Amerikan denizi olduğuna inanıyor ve okyanusun batısındaki Japon faaliyetlerini ve Japonya'nın Çin'i istilasını kötü gözle görüyor , Mareşal Çan Kay-Şek'i destekliyor , İngiltere'yi seviyor , fakat fazla ehemmiyet vermiyor, Fransa'yı küçük görüyor , Birleşik Amerika'nın üstünlüğüne , liderliğine, demokrasi idealine samimiyetle inanıyordu. Bu adamın bütün bu duyguları, savaştan sonraki günümüze kadar olan siyasi gelişmelerin ve dünya dengesinin en büyük faktörlerindendir .

 

Japonya'nın savaşa girdiği 1941 sonunda Avrupa'da Alman üstünlüğü kusursuzdu.

 

Danimarka, Norveç, Alman işgalinde idi. Finlandiya, Alman sempatizanı ve Rus düşmanı idi. Birincisinde olduğu gibi bu ikinci- sinde de dünya savaşının Avrupa'da kazanılıp kaybedileceği aşikardı. İngiltere, Alman bombardımanları ile dehşet içinde bulunuyordu. Japonya ise Çin'le savaş halindeydi. Çin’in bütün sahil eyaletlerini işgal etmişti. İngiltere, Hollanda, Amerika, Fransa gibi devletlerin Uzak Doğu'daki sömürgelerinin gerçekte kendi hayat sahası olduğuna inanmıştı. İmparatorun pek de taraftar olmamasına rağmen diktatör başbakan ve genel kurmay başkanı General Tojo, Japonya'yı harbe soktu. Japon donanmasının taşıdığı uçaklar. Havay adalarındaki Amerikan Pasifik donanmasının yattığı deniz üssü Pearl Harbour'u basarak bu donanmayı batırdılar .Böylece Washingtan da resmen savaşa girmek fırsatını buldu.

 

1942 yılı, Amerika ve Japonya'nın da savaşa katılmasıyla, harbin gerçek bir dünya savaşına dönüşmesi tablosu ile başladı. Mihver Devletleri (Almanya ve Müttefikleri) en fazla bu yıl içinde Müttefikler'i (İngiltere ve müttefikleri) en müşkül durumlara düşürdüler .

 

Japonya, Uzak Doğu'yu istila etti. Karşısında Amerika -Çin -İngiltere -Fransa - Hollanda orduları bulunuyordu. Avus1ralya, Yeni Zelanda, Kanada, Hindistan hep Japonya karşısında idi ve bu ülkelerden İngiltere büyük ordular toplayarak cephelere sürmüştü. Japonya, bütün Endonezya’yı Hollanda'dan aldı, Vietnam, Kamboç ve Laos'tan Fransızlar'ı kovdu. İngiltere’den Hong Kong, Singapur ve Birmanya'yı alarak Bengal'e dayandı. Yeni Gine ve bütün çevre Pasifik adalarını ele geçirerek Avustralya sularına dayandı. Filipinler'i Amerikalılar'dan aldı. Çin'in yarısını ele geçirdi. Fakat Japonya ile Rusya asla birbirlerine harp ilan etmediler .

 

1942-43 Kışı.

 

Bu kış, Mihver taarruz gücünün kırılması ve Müttefikler'in toparlanması dönemi oldu. Amerika harbe gireli bir yıl olmuştu. Dünya tarihinde görülmemiş ve Hitler'inkini geçen bir şekilde sanayiini harp sanayiine dönüştürdü. Kuzey Afrika'yı işgal eden Afrika Kolordusu ve yardımcı İtalyan birliklerinin cephe kumandanı Mareşal  Rommel, İskenderiyye ve Kahire'ye yaklaştı. Mısır'ın işgalinin kaçınılmaz olduğuna inanılan bir anda Alman taarruzu, benzinsizlikten tankların yürütülememesi üzerine durdu. Hitler , Alman askerinin dejenere İngilizler'i benzinsiz de yeneceğini Rommel'e telleyip, benzinini Rus cephesine göndermişti. Sekizinci İngiliz Ordusu kumandanı Montgomery ise Rommel'i durdurdu ve Tunus'a kadar sürdü. Almanya, 1942'nin son günlerinde Kuzey Afrika'yı kaybetti. Aynı günlerde Amerikalılar da Fas'a çıkarıma yapıtılar (Korgeneral Patton). Habeşistan da İngilizIer'ce Italyanlar'dan alınmıştı. Afrika kıt'ası, Müttefiklerin eline geçti. Fakat bu gelişme ikinci derecede idi ve savaşın mukadderatına te'sıri olmayabilirdi. Rus cephesindeki gelişme daha mühimdi ve savaşın mukadderatına tesiri mutlaka olacaktı. Volga, Ural ve Kafkas eteklerine sığınan Stalin, Amerika'dan aldığı akıl almaz derecede büyük silah, malzeme ve her türlü ağırlıkla, Sovyet imparatorluğunun her milletinin ve her erkeğini silah altına alarak, Ruslar'ın belki de azınlıkta bulunduğu bir Kızıl Ordu ile, Alman taarruzuna cevap verdi. Ancak gerek Leningrad ve Moskova muhasaralarında, gerek Volga boyunda ve Kafkas dağlarında Almanlar'ın belini büken Kızıl Ordu'dan fazla ''Mareşal kış hazretleri” oldu. Berlin'deki Türk kurmay subaylarının, Berlin'de giyilen ince paltolarla kışın Rusya'da savaşılamayacağını ihtar etmelerine rağmen, Alman askerinin üşümeyeceği inancında olan Hitler , diğer , cephelerde kullanılan Alman ordusunun kış teçhizatını değiştirmedi. Yüz binlerce Alman'ın soğuktan kırılmasına sebep oldu. Sanılır ki Enver Paşa'nın biyografisini hiç okumamıştı. Harp planları hakkında Prusyalı mareşal ve generallerle anlaşmazlığa düşen Hitler , onları birer ikişer ordudan uzaklaştırdı. Genel Kurmay Başkanlığına, uzaklaştırılanlar derecesinde yüksek asker olmadığı bütün yazarlarca kabul edilen Mareşal Keitel'i getirmişti ki bu tayinin belki tek sebebi, bu kumandanın Hitler'e kayıtsız şartsız itaati idi. Rus cephesi başkumandanı Mareşal Von Paulus'un da muteaddid ve askerlikçe çok haklı tekliflerini kabul etmedi. Stalingrad'da kuşatılan Alman ordular grubu, kışın da tesiriyle çok büyük kayıplar verdi ve ilk dcf'a olarak kitle halinde Alman birlikleri esir edildi. Esirler arasında Mareşal de bulunuyordu. Von Paulus'un teslimi üzerinde çeşitli görüşler i1eri sürülmüştür .Zira gerçekten savaşın dönüm noktası oldu ve Rusya'nın Almanlar'ca bertaraf edilemeyeceği ortaya çıktı. Mareşal, ordularını daha fazla kırdırmamak için ve ümit görmediğinden teslim olmuştu. Bu husus askeri bakımdan doğru olabilir .Ancak siyasi bakımdan yanlıştı ve Ruslar'ı İngilizler , Fransızlar gibi normal bir düşman zannetmenin tarihi yanılgısı idi. Zira Ruslar , Mareşal'in kıyamadığı Alman gençlerinin en büyük kısmını esir aldıktan sonra imha ettiler ki, Plevne'de esir düşen Türk ordusuna yapılan ayni muameledir (ancak Gazi Osman Paşa teslim olmamış, esir düşmüştü).

 

1943 yılı girerken Mihver'in savaşı kazanamayacağı, stratejik bakımdan ortaya çıkmıştı. Almanlar cihan hakimi olmak adaylığını kaybetmişlerdi. Bütün dünyada Amerikan üstünlüğü görülüyordu. Bu çizgide Mihver'in sulh şartlarını araması gerekiyordu. Fakat Hitler kadar Tojo da hala çok büyük ümitler içinde idiler .Bununla beraber Roosevelt ve Churchill'in ''kayıtsız şartsız teslim '' sloganının Mihver'i korkuttuğu da bir gerçektir .Kayıtsız ve şartsız, yanı mütareke (ateşkes) anlaşmasının şartları üzerinde mutabık kalınmadan bir teslim, Hitler'in de harbi uzatmak için kullandığı en büyük koz ve propaganda unsuru oldu. Daha milyonlarca insanın ölmesi ve komünizmin dünyaya yayılması ile neticelendi.

 

Harbin  Müttefiklerce kazanılması (1943-45) Amerika ve müttefikleri, önce Sicilya'ya çıktılar. Sicilya'yı, Güney İtalya 'yı aldılar , Roma'ya girdiler .İtalya bertaraf edildi . Sonra İkinci Cephe'yi Fransa'nın .Normandiya kıyılarında açtılar .Tarihin en büyük çıkartması yapıldı. Hitler'in düşürülemez bir kale haline koyduğu Avrupa kıt'ası delindi. Mareşal Rommel'in hazırlıkları, Normandiya çıkartmasını önleyemedi. Çıkan, tutunmaya muvaffak olan, gittikçe köprülerini genişleten Müttefikler , sonunda Paris'e girdiler ve Fransa'yı kurtardılar Doğuda Ruslar da Balkanlar'a ve Orta Avrupa'ya sarktılar .Berlin'e önce Amerikalılar geldi. Fakat Başkumandan Eisenhower , Başkan Roosevelt'ten Berlin'e girmek için Ruslar'ı beklemek emrini aldı ki, tarihi gafletlerin en büyüğü olarak değerlendirmek mümkündür .Bu emir , Beyaz Saray'la Pentagon'un arasını açtı. Ancak Eisenhower , Başkan'ın emirlerini münakaşa edecek yapıda değildi. Onun gibi beş yıldızlı general yani mareşal olan Pasifik başkumandanı Mac Arthur'un mizacında olsa idi, tarihi akış değişebilirdi. Ruslar , Berlin'e girdiler ve ilk çağ zulümleri yaptılar .Hitler intihar etti. Tarihte ilk defa olarak bir takım Almanlar , harp suçlusu olarak yakalanıp Nürnberg  Mahkemesi'nde mahkum edi1diler .Mareşal Keit1'in asılmaya giderken Müttefik subaylarına (Amerikan, İngiliz ve Fransız) ''komünistler de sizi asacak'' sözü ünlüdür.

 

General Mac Arthur ve Büyükamiral Nimitz ise, Pasifik'teki Japon deniz ve hava kuvvetlerini imha ettikten sonra Japonlar'ı işgal ettikleri ülkelerden çıkardılar , Ancak Japon adalarının cebren işgali mümkün görülmüyor ve bu iş için savaşın daha bir kaç yıl uzamasını göze almak gerekiyordu. Amerika mecburen Hitler'in yapmakta geciktiği ve kendisinin henüz yaptığı iki atom bombasını Hiroşima ve Nagazaki'ye atınca, Japonya teslim oldu.

 

Bu suretle 1 .9.1939'da Avrupa'da ve 7.12.1941'de Uzak Doğu'da başlayan savaş, 7.5.1945'te Almanya'nın ve 2.9.1945'te Japonya'nın teslimi ile 6 yıl, 1 gün sürdü (Avrupa'da 5 yıl, 8 ay, 6 gün; Uzak Doğu'da 3 yıl, 8 ay, 26 gün). 1. Cihan Savaşı ise 28.7.1914'ten 11.11.1918'ekadar ancak 4 yıl, 3 ay, 14 gün sürmüştü. ikincisinin 1 yıl, 9 ay, 13 gün daha uzun olduğu görülür .Birincisinde Almanya -Avusturya 'nın yanında Türkiye, ikincisinde ise Japonya ve İtalya vardı. Her ikisinde de Amerika-İngiltere-Fransa-Rusya müttefikti. Birincisinde Müttefiklerden yalnız Rusya, ikincisinde ise büyük devlet olarak yalnız Fransa çökertilebilmiştir .Birincisinde tarafsız olan Çin, ikincisinde müttefikler arasında idi.

 

Kayıplar .Asker ve sivil olarak bu savata 38 milyon insanın öldüğü hesaplanmıştır. Bunun 10,2 milyonunun Almanlar tarafından imha edilen siviller olduğu ileri sürülmüştür .Devletlerin insan kaybına (yalnız ölü olarak) dair verilen rakamlar şöyledir:

 

Almanya 5.380.000, Japonya 1 .800.000, İtalya 450.000, Romanya 460.000, Macaristan 430.000, Finlandiya, 90.000, Bulgaristan 20.000, Çekoslovakya 415.000, Polonya 5.800.000, Yugoslavya 1.600.000, A.B.D. 300.000, İngiltere ve sömürgeleri 421.000, Kanada 41.000, Yeni Zelanda 12.000, Güney Afrika 9.000, Çin, 1 .300.000, Fransa 535.000, Hollanda 210.000, Belçika 88.000, Rusya 17.000.000.

 

Askeri Denge. Mihver üstünlüğü döneminde, 1942 yılı 2. yarısında Rus cephesinde 199 Alman + 10 1talyan + 6 Macar + 1 Slovak + 1 İspanyol + 14 Fin tümeni=231 tümene karşı 235 Sovyet (35'i süvari, 20'si zırhlı) tümeni bulunuyordu. Libya'da Rommel'in 9 Alman -İtalyan tümenine karşılık İngilizler'in 4 zırhlı tümeni vardı, 525 Alman-İtalyan tankına karşı 700 İngiliz tankı mevcuddu. Birmanya'da 4 Japon tümenine karşı 2 İngiliz ve 9 Çin tümeni savaşıyordu.

 

Müttefik üstünlüğünün  başladığı 1943 Şubatında Doğu (Rus) cephesinde 200 Alman + 3 Macar + 14 Fin + 1 İspanyol tünenine karsı Sovyetler'in 380 tümeni teşekkül etmişti. Martta Tt1nus'ta 15 Alman -İtalyan tümenine karşı 12 İngiliz, 5 Fransız, 3 Amerikan tümeni vardı. Temmuz'da Sicilya'da 10 İtalyan tümeni ile 3 Alman zırhlı tümeni, 2'si paraşütçü ve 2'si zırhlı 12 Müttefik tümeni (Amerikan-İngiliz-Fransız) ile savaşıyordu. Aralıkta İtalya'da 14 Alman ve 10 İtalyan tümeni karşısında 7 Amerikan, 6 İngiliz, 2 Kanada, 1 Yeni Zelanda, 1 İtalya tümeni bulunuyordu. Yeni Gine ormanlarında 4 Amerikan ve 6 Avustralya tümeni ile 135.000 Japon askeri vuruşuyordu. 1943 Martında Avrupa'da hava dengesi şöyleydi: 6.000 İngiliz ve dominyonlar uçağı ile 273 Amerikan hava grubuna karşı 6.100 Alman ve 1.950 İtalyan uçağı. 1944 Haziranında hava dengesi Mihver aleyhine mahvolmuştu. 20.000 Amerikan ve 8.340 İngiliz uçağı, Almanya 'yi harap ediyor ve Japon deniz ve hava kuvvetlerini imha ediyordu. Almanya ve Japonya'nın elinde toplam 6.970 uçak kalmıştı. 1945 yılı girerken Amerikan uçak sayısı 35.000 ve İngilizlerinki 8.400'e yükselmişti, 6.600 Alman  ve  5.000'i kamikaze intihar uçağı olmak üzere 9.000 Japon uçağına karşı savaşıyordu. Denizlere ise artık Amerikan -İngiliz donanması mutlak şekilde hakimdi.

 

Savaşın Siyasi Neticeleri. Savaşı kazanan Müttefikler, bu büyük neticeyi, 1. Cihan Harbi'nden daha da kötü şekilde değerlendirdiler .Dünyayı faşist ve Nazi tehlikesinden insanlık haysiyetine yakışmaz rejimlerden kurtarmak için çok büyük fedakarlıklar göze alındığı halde, ne milletlerin hakları ve temin edilebildi. ne de insan haklarına dayalı rejimler kurulabildi. Üstelik dünya dengesi alt üst edildi. O zamana kadar yalnız Sovyetler Birliği'ne mahsus bir rejim olan  ve insan haklarına karşı olması bakından faşizmden amansız davranan komünizm, netice bakımından insanlığın yüzde kırkını ele geçirdi. Rus tehdidi, cihanşümul hale geldi .

 

Kişi  olarak bu durumun en büyük suçlusu Başkan Roosevelt'tir .Nazi düşmanlığını Alman düşmanlığı haline getirdi. Yahudi ve  sonradan komünist temayüllü oldukları anlaşılan müşavirlerinin tesirlerinde kaldı. Stalin tarafından aldatıldı. Churchill'i ve diğer müttefiklerini dinlemeye tenezzül etmedi.İktisadi meselelerden çok iyi anlıyordu.Birleşik Amerika'yı dünya tarihinin en büyük enflasyonundan kurtarmıştı.Avrupa , siyasetini hiç bilmiyordu. Hitler'den haklı olarak nefret edebilir, Japonya’yı sevmeyebilirdi. Ama dünyanın Cermen Slav, daha açık ifadeyle Alman-Rus  dengesi üzerinde durduğunu kavrayamamıştı Takip ettiği siyasetin Rus'u Avrupa'nın göbeğine kadar getireceğini tahayyül edemedi. Hayal gücü kıt, inatçı, yetkileriyle  mağrur , temsil ettiği devletin para ve sanayi  gücünün dünyanın geri kalan bütün ülkelerinin toplamının üzerine çıkmasından  (1944) başı dönmüştü. Bu suretle  Roosevelt 'in sayesinde Ruslar , Panslavizm’in  hayal bile edemediği sınırlara, milletler  arası komünizm yaftası altında eriştiler. Gene Amerika'nın harp sonu gafleti olarak Çin komünist rejime terk edildi. komünizmin gelişmesinin ve Rus teşdinin  gittikçe artmasının tek faydalı ve müspet tarafı, Avrupalı sömürgeci devletler sömürgelerini bırakmak için fazla direnememeleri oldu. Birleşik Amerika, savaştan hemen sonra sömürgesi Filipinler'e istiklal vererek, müttefiklerine örnek teşkil etmek  istedi. Bu suretle İngiltere, Fransa ve Hollanda'nınkiler başta olmak üzere, sömürge  imparatorlukları tarihe karıştı. Ancak Türkler, Rusya'da ve Çin'de sömürge idi Komünizmin arz ettiği manzara dolayısıyla  bu Türk illeri kurtarılamadıktan başka , aynı sebeple İran, Afganistan, Irak'ın Türk bölgeleri de bu devletlerin korkunç baskıları altında yaşamaya devam etti.

 

Bu  suretle büyük komünist sömürge imparatorlukları teşekkül etti. Rus ve Çin komünizmi, bu ülkelere Batılılar gibi doğrudan-doğruya sömürge demediler .''Müstakil ve kurucu cumhuriyet, muhtar cumhuriyet muhtar arazi, demokratik halk cumhuriyeti'' gibi adlar verdiler. Bazıları ile federasyon kurdular .bazılarını peyk haline getirdiler.

Rusya'nın emelleri hakkında Birleşik Amerika ancak  1947 Çekoslovakya olayı ile uyanabildi.(Çekoslovakya’da kabineye giren birkaç  komünist bakanın  Kızıl  Ordu'yu ülkeye daveti). NATO teşekkül  etti ve Marshall Yardım Planı uygulandı. Bu suretle  bir çok Avrupa ülkesi yıkıntıdan kurtuldu. Japonya, Almanya, İtalya gibi faşist ülkelerin hem örnek demokrasiler haline gelmesinde, hem iktisadi mucizeler göstermesi şüphesiz Birleşik Amerika'nın yardım, hizmet ve rolü çok büyük oldu. Kabuğuna çekilse idi, Rusya dünya hakimi haline gelecekti. Fakat Birleşik Amerika, yanlış politikalar takip ederek, hür dünyanın savunmasındaki tarihi misyonunu zaman zaman çok ihmal etti. Bir çok ülkeyi komünizme kaptırdı. Bunda, hızla zenginleşen diğer demokrasilerin egoistlikleri ve bütün yükü Amerika'nın üzerine vermek istemelerinin de rolü oldu.

 

1939 sınırlarını epey genişletmiş olarak savaştan çıkan Sovyetler Birliği, bununla yetinmedi. Doğu Almanya, Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Moğolistan, Küba, Vietnam, Kanboç, Laos, Angola, Habeşistan gibi pek çok ülkeyi peykleştirdi. Avrupa'daki peyklerini Varşova Paktı ve Comecon'la kendine bağladı. Bu teşkilatlar gôrünüşte Batı'nın .NATO'suna ve AET'sine karşılıktı. Yugoslavya komünist oldu, fakat peykleşmedi. Almanya çok büyük toprak kayıpları ile savaştan çıktı, kuşa dôndürüldü. Üstelik ikiye ayrılması, Almanların tarih boyunca gördüğü en büyük  felaket oldu, Bin yıllık topraklarını Polonya 'ya ve başka komşularına bıraktı. Rusya, 1939'da işgal ettiği Polonya 'nın doğu topraklarını bu devlete geri vermeyip ilhak etti. Bu suretle eskisinden dar , küçük, doğu topraklarından mahrum edilip sun'i olarak ve Almanlığın zararına batıya ve Orta Avrupa'ya kaydırılmış bir Polonya ortaya çıkarıldı, o da peykleştirildi.

 

Tarihi netice ve hüküm olarak, II. Cihan Savaşı'nın insanlığın az bir davasını hallettiğini, buna karşılık savaştan önce mevcut olmayan veya boyutları küçük bulunan problem ve belaları ortaya çıkardığı. hak. hukuk, adalet üzerine kurulmuş bir denge sağlamaktan uzak bulunduğunu; insanlığı, en büyük harcamaları silaha yatırmaya mecbur bıraktığını, kaydetmek gerekir. Çok büyük kitleler , milletler , milyarlarca halk, insanlık haklarını kazanmaksızın yaşmaya mahkum edilmiştir.Ama refah ve  servet artmış, hiçbir zaman  kaydedilmeyen çizgilere erişilmiştir.

 


 
#1 - Mayıs 07 2006, 03:04:49
İmza kural dışı.

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.