Alternatifim Cafe

Fitne Yaymak Suudi Arabistan'ın İşi

Discussion started on Köşe Yazıları

FİTNE YAYMAK! - Zafer Bangaş - Hilal Dergisi

Necd Bedevilerinin bildiği tek oyun, mezhepçi fitne yaymaktır. Sadece Husi Şiilerin değil, pek çok Sünni grubun da Necdilerin gözde zalimine karşı olduğu Yemen'de bunu başarabilecekler mi?

Müslüman Doğu (nâm-ı diğer; Ortadoğu) bir karmaşa içinde. Dışarıdan gelen bir manipülasyon her zaman var olsa da, gayrimeşru yöneticilerin dar çıkarlarını ilerletmek üzere içeride fitne üretildiğini de inkar edemeyiz. Müslüman Doğu, geçen yüzyılın başında İngiltere ve Fransa'nın sömürgeci gündemlerinin parçası olarak yaratılmış yapay ulus-devletler ihtiva eder. Osmanlı Anadolusu, bu Müslüman ülkeye karşı Arap milliyetçiliğinin kışkırtılmasıyla yenilgiye uğratılmış ve parçalanmıştı. Doğru, Osmanlılar mükemmel bir model teşkil eden İslami yöneticiler değildi, ancak İngiltere ve Fransa'nın onları yıkmak üzere Bedevi aşiretleri kışkırtmada oynadığı kirli rol yeterince belgelenmiştir. Suudi(?) Arabistan, Ürdün, Lübnan, Irak (şimdiki sınırlarıyla), Kuveyt, Katar, Bahreyn, ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) tümü, varlıklarını sömürgeci entrikalara borçludur. Ve o günden beri de sömürgeci çıkarlara hizmet etmeye devam etmişlerdir.
 
Tekfirci teröristleri Suriye ve Irak'a, üniformalı vahşileri Mısır'daki masum sivillerin üzerine, eli tetikte Siyonist haydutları İşgal Altındaki Filistin'e salmaları yetmezmiş gibi, Necd bedevileri – Beni Suud – bu kez Arap ülkeleri içinde en yoksulu olan Yemen'e karşı yeni bir savaş başlattı. Ülkenin 28 milyonluk nüfusu, istikrarsız bir yaşam sürüyor. Beni Suud hiçbir zaman, Arap Yarımadası'ndaki yoksullara yardım etmek için bile hiçbir şey yapmamıştır, bu yüzden bu açgözlü kraliyet üyelerinin Yemen halkı veya ötesi için herhangi bir şey yapmasını beklemek çok fazla olacaktır. Bugün tanık olduğumuz şey, bir hadisi doğruluyor; Resulullah'ın (s.a.a.) Necd hakkında ne dediğini hatırlayalım. Orada büyük bir fitnenin ortaya çıkacağını öngören pek çok hadis vardır. Sahih el-Buhari'de Abdullah bin Ömer tarafından nakledilen bir hadise göre:
 
Peygamber (s.a.a.) "Ey Allah'ım! Şam'ımızı [coğrafi Suriye/Levant] bizim için koru; Ey Allah'ım! Yemen'imizi bizim için koru" dedi. Onlar [hazır bulunan Müslümanlar], "Ya Necd'imiz?" diye sordu. Resulullah (s.a.a) bir kez daha, "Ey Allah'ım, Şam'ımızı bizim için koru; Ey Allah'ım! Yemen'imizi bizim için koru" dedi. Onlar bir kez daha, "Ya Resulallah, peki Necd'imiz?" diye sorunca bu üçüncü seferde O (s.a.a.), "Orada [Necd'de] sarsıntılar, fitneler meydana gelecek ve Şeytan'ın nesli türeyecektir" dedi.
 
Hadiste kullanılan ifade karn el-şeytan (yeni tam karşılığıyla Şeytan'ın boynuzu) olsa da, alimler buradaki anlamı Şeytan'ın nesli olarak yorumlamışlardır. Beni Suud'un propagandası tarafından gözü kör edilmemiş olan Müslümanlar halihazırda, hadis temelinde, bu insanların Müslüman dünyadaki fitnenin çoğunun kökeninde olduğunu anlayacaklardır. Onlar, petrol satışlarından gelen devasa zenginlikleri – 1975'ten beri 100 milyar dolar gibi bir servet – pek çok Müslüman'ın sadakatini satın almak için kullanmıştır (yahut istismar etmiştir), ancak Allah (c.c.) bize ana-babamız ve akrabamız aleyhine de olsa hakikati söylemeyi emreder. (Nisa: 135)
 
Peki Beni Suud'un Yemen'e saldırmasının gerekçesi nedir? Onlar, Abdurabbu Mansur Hadi'nin sözde meşru(?) hükümetini desteklediklerini iddia ediyorlar. Sözde meşru(?) cumhurbaşkanı Ocak 2015'te istifa etmiş ve 26 Mart günü ülkeden kaçmıştı; bundan sonra Necdli Bedeviler kuzeyden hava saldırılarını başlattı ve Yemen'de büyük sivil ölümlerine sebep oldu. Peki bu suçlu girişimi kim destekliyor? Onlara eşlik eden bu büyük insan hakları ve demokrasi savunucuları, Mısır'daki üniformalı vahşiler, hain Ürdünlüler ve Faslılar, ve Fars Körfezi'nin batı kıyılarını işgal etmiş olan yardımsever hükümdarlar. Onların ortak bir özelliği, hepsinin emperyalizmin ve siyonizmin temsilcileri olmalarıdır. Yeni Paşa Recep Tayyip Erdoğan yönetimi altındaki Türkiye bile azıdişlerini çıkardı. Adeta Husilerin Yemen'deki öfkesinden ve ayaklanmasından Tahran sorumluymuş gibi İslami İran'a karşı burnundan soluyor. Oysa Husilerin, on yıllardır görmezden gelinen meşru şikayetleri vardır.
 
Beni Suud'un ve suç ortaklarının bu şekilde çerçevelendirmesine karşın, Husilerin ayaklanması mezhepçi değildir. Evet, Husiler Zeydi Şiilerdir, ancak eğer kampanyaları mezhep temelli olsaydı, Şubat 2012'de istifa etmek zorunda kalıncaya kadar Beni Suud'un koruması altında görülen eski cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih gibi kişilerin desteğini almazdı. Salih, Hadi'nin ABD ve Suudi destekli rejimine karşı Husilere katıldı.
 
Siyasi cambaz ipinde yürüyen Beni Suud, ölümcül kayışı yapmış olabilir. Kitlesel işsizlik ve yoksulluktan kaynaklı büyüyen bir iç huzursuzluğun, bir sonraki kuşağa geçişteki belirsizliğin ve dünya çapındaki Müslümanların onların gerçek niteliğini – emperyalizmin ve Siyonizm'in ajanları olduklarını – giderek anlıyor olmasının pençesinde, Yemen'e saldırarak ölüm fermanlarını imzalamış olabilirler. Kuzeyde azgınlaşan yamyam tekfircilerle birlikte,  uzayıp gitmesi halinde Yemen krizi, Necdilerin bizzat Arap Yarımadası'ndaki iktidarı için ciddi sonuçlar getirecektir.

Uluslararası Hilal Dergisi'nden çeviren Medya Şafak
#1 - Nisan 17 2015, 10:56:59

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.