Alternatifim Cafe

Hegel Felsefesine Giriş

Discussion started on Felsefe

(...)

Kendi tarafından kendine açımlanan Varlık'ı (gerçek) bilgisinin içinde, nesnenin farklı olan ve onunla 'zıtlaşan' bir özne tarafından bir 'özne'ye açımlanan bir 'nesne' haline dönüştüren şey istek'tir. İnsanın, -kendine ve diğerlerine karşı- bir Ben olarak, değil-Ben'den özden farklı ve kökten ona zıt bir Ben olarak oluşması ve ortaya çıkması olgusu, isteğin içinde ve onun aracılığıyladır veya daha doğrusu istek şeklindedir. (İnsansal) Ben, istek'in Ben'idir.

O halde, insan varlığı, kendinin bilincindeki varlık İstek'i içerir veya varsayar. Bunun sonucu olarak, insansal gerçeklik ancak biyolojik bir gerçekliğin ve hayvansal bir yaşamın içinde oluşabilir ve tutunabilir. Ama hayvansal istek ben bilincinin
zorunlu koşulu olsa bile yeterli koşulu değildir. Hayvansal istek biçimindeki bu istek yalnızca ben duygusunu oluşturabilir.
İstek, insanı edilgen bir dinginliğin içinde tutan bilginin aksine, onu tedirgin eder ve eyleme sürükler. Eylem istek'den doğduğu için bu isteği tatmine yönelir ve bunu ancak istenen nesnenin 'yadsınması', yokedilmesi yoluyla yapabilir. Örneğin açlığı gidermek için, yiyeceği yok etmek veya dönüşüme uğratmak gerekmektedir. Bu durumda her eylem 'yadsıyıcı'dır.


(...)


"Ama katıksız olarak doğal olan gerçek ve tikel antiteler söz konusu olduğunda (yani, hayvanlar, bitkiler ya da cansız şeyler söz konusu olduğunda), tümelleştirici olumsuzlama, ancak İnsanın düşüncesinde ya da düşüncesiyle (ya da Söyleminde ve Söylemiyle) gerçekleşir; yani, bu antitelerin dışında gerçekleşir. Bundan ötürü, doğal antitenin, kendisinde, sadece tikel olduğu söylenebilir; yani, doğal antite ancak onu düşünen ya da ondan söz eden İnsanla ve İnsan için tümel ve dolayısıyla 'bireyseldir'. Dolayısıyla Bireysellik (ve bunun sonucu olarak da genellikle Diyalektik), Doğanın kendisinde değil, insanın doğa konusundaki biliminde 'ortaya çıkabilir' ancak. Katıksız olarak doğal olan antite, sözcüğün gerçek anlamıyla bir Birey değildir; kendisinde de, kendisiyle de, kendisi için de bir Birey değildir. Buna karşıt olarak İnsan, kendisinde ve kendisiyle bireyseldir (ve dolayısıyla diyalektiktir) ve aynı zamanda kendiiçin de bireyseldir. Kendiiçin bireyseldir, çünkü kendini sadece 'şuradaki şu tikel' olarak değil, ama aynı zamanda insan cinsinin bir 'temsilcisi' olarak da bilip tanımaktadır (ve dolayısıyla böyle bir varlık olarak da etkinlik gösterebilir). Aynı zamanda kendinden bireyseldir, çünkü insan tümelliğinde kendisini kavramak ve (hem söz hem de eylemle) kendisini ortaya koymak için, verilmiş hayvansal tikelliğini olumsuzlayan yine kendisidir. Ve İnsan nihayet kendisinde de bireyseldir, yani gerçek olarak ya da empirik varoluşunda da bireyseldir; çünkü varlığının tikelliğinin tümelliği, kendisi ve başkaları tarafından sadece düşünülmüş değildir, ama aynı zamanda gerçek bir değer olarak bilinip-tanınmıştır ve onun tarafından gerçek ya da devletsel bir Tümel (ki bu Tümeli de İnsanın kendisi yaratmaktadır) tarafından gerçek olarak ya da etkin olarak bilinip-tanınmıştır ve onun tarafından gerçek olarak tümelleştirilmiştir, çünkü bu gerçek Tümel, onu, 'genel menfaate' bağlı olarak bir etkin (ve dolayısıyla, varolmuş olan) Vatandaş haline getirmiştir."



Çeviri: Selahattin Hilav
#1 - Şubat 03 2009, 21:00:04

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.