Alternatifim Cafe

ŞiirLeRiniz....Sizin Sectikleriniz...

Discussion started on Sizden Gelenler

şimdilik bişey yazmıyorum konu açılsın (:
#1 - Kasım 24 2005, 22:35:44
« Son Düzenleme: Kasım 26 2005, 16:58:19 Gönderen: Angelus »

asena

Her şey sende gizli
 
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif...
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerin uzağı gördüğü kadar          
                       genç...
Sevdiklerin kadar iyisin 
Nefret ettiklerin kadar kötü.. 
Ne renk olursa olsun kaşın gözün 
Karşındakinin gördüğüdür rengin...
 
Yaşadıklarını kar sayma: 
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna 
Ne kadar yaşarsan yaşa 
Sevdiğin kadardır ömrün...
 
Gülebildiğin kadar mutlusun 
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin 
Sakın bitti sanma her şeyi 
Sevdiğin kadar sevileceksin
 
Güneşin doğuşundadır 
                    doğanın sana verdiği değer 
Ve karşındakilere değer verdiğin kadar
           insansın 
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer 
Bırak karşındaki sana 
          güvendiği kadar inansın
 
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret 
Ve sevgiliye hasret kaldığın kadar ona
            yakınsın 
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın 
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak
 
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın 
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü 
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin
                     İşte budur hayat
İşte budur yaşamak 
    bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda 
             aldığın her nefes kadar üşürsün 
Ve karşındakini unuttuğun kadar 
                 çabuk 
                     unutulursun ...
 
Çiçek sulandığı kadar güzeldir 
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli 
Bebek ağladığı kadar bebektir 
Ve her şeyi 
       öğrendiğin kadar bilirsin 
Bunu da öğren 
          'Sevdiğin kadar sevilirsin'...
 
Can YÜCEL
#2 - Kasım 24 2005, 22:39:13

Anladım

Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,kendimi bulduğumda anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım..

Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..
Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..

Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden, Neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı
güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..

Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği
acıtabilirmiş.
Çok acıttığında anladım..
Fakat,
hakedermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terkettiğinde anladım..

Yalan söylememek değil,
Gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini elime koyduğunda anladım..

''Sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana ''git'' dediğimde anladım..
Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş
sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım..

Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..
Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman
olmak,
Gerçekten pişman olduğumda anladım..

Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..

Ölürcesine isteyen beklemez, sadece umut edermiş bir gün
affedilmeyi,
Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım..

Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek ,ama özgür bırakacak kadar
SEVMEKMİŞ.....
#3 - Kasım 25 2005, 00:09:35
Dün tarih oldu, yarın sır… Bu günün kıymetini biL, beLki de yarın yokumdur kim biLir…

'Sevdiğin kadar sevilirsin' bu sözü ben her gerektiginde söylerim!! ;)
#4 - Kasım 25 2005, 00:10:26
Dün tarih oldu, yarın sır… Bu günün kıymetini biL, beLki de yarın yokumdur kim biLir…

asena

belki cok basmakaliptir ama doorudur sanki  dimi??
#5 - Kasım 25 2005, 00:20:32

Tabi ya... Ben cok dogru... ;)
#6 - Kasım 25 2005, 00:22:00
Dün tarih oldu, yarın sır… Bu günün kıymetini biL, beLki de yarın yokumdur kim biLir…

``Bir insana gereğinden fazla değer verirsen ya onu kaybedersin ya kendini``ben bu sözü çok doğru buluyorum bilmem siz buldunuzmu
#7 - Kasım 26 2005, 00:59:39

valla ben bunu yasamistim onun icin dogru bence...
#8 - Kasım 26 2005, 02:35:09
Dün tarih oldu, yarın sır… Bu günün kıymetini biL, beLki de yarın yokumdur kim biLir…

bu sevmek den kastınız ney acaba?

şayet aşk meşk ise beni dünyada kimse sevmiyor demektir.

şayet sosyal hayat ise beni dünyada seven insan hemen hemen yok gibidir.

:))
#9 - Kasım 26 2005, 10:23:06

Bende bişiler yazayım ;


       SAKARYA TÜRKÜSÜ



İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat?

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya; sâf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..



Necip Fazıl KISAKÜREK
#10 - Kasım 26 2005, 10:30:08

durun ağlamayın.bi söz daha var gülün biraz.(aşkından oldum nezle burnumu siliyorum seksen metre bezle)  muhaha
#11 - Kasım 26 2005, 14:49:46

cooooooooooookkkkkkkkk anlamlı falla ;D
#12 - Kasım 26 2005, 14:50:10

durun ağlamayın.bi söz daha var gülün biraz.(aşkından oldum nezle burnumu siliyorum seksen metre bezle)  muhaha

cok romantik yaaa  zuhaha zuhaha
#13 - Kasım 26 2005, 16:12:17
Dün tarih oldu, yarın sır… Bu günün kıymetini biL, beLki de yarın yokumdur kim biLir…

yollarını beklıyordum çıkarsın diye ansızın karşıma
felaketmiş sonum düşürdün beni gama
derbeder oldu gönül sevdi seveli
bekliyorum artık ecelimi
sevmedin beni hiç bir zaman
neden oynadın bunca an
eğlenmek istedin biliyordum
bi enkaz dı bu adamdan kalan
hala seviyorum seni biliyormusun
öldürüpde gitsen beni
seni ne kadar çok sevdiğimi anlayamacaksın....
                                                                 Bunca yıllar sonra karşıma çıksan söyle ne diyeceksin!
#14 - Kasım 26 2005, 17:05:10

Sizi bilmem, ama ben karar verdim.
Su gibi duru olup hep akmaya,
Başka sular tanıyıp, çoğalmaya,
Dalgalanmaya, taşmaya...

Son günlerde çok düşünür oldum,
Zor zamanları çabuk atlatır oldum.

Yalnız mıyım insanlar içinde?
Arkadaşlarım, aşklarım içimde.
Yara aldım bundan "3" yıl önce!!!.....
Hiç susmadım, şarkı söyledim günlerce

Artık kısa cümleler kuruyorum,
Sevdiklerim, sevmediklerim yanımda.
Kabullendim herşeyi olduğu gibi.
Yola çıktım, yarınlara...

Son günlerde çok düşünür oldum,
Zor zamanları çabuk atlatır oldum.

Bakıyorum aynaya her gece,
İçim rahat, biraz yorgunum sadece.
Hayatıma giren herkese,
Yaşanmış her şeye

Teşekkürler büyüyorum sizinle...!
#15 - Kasım 26 2005, 17:44:48
Dün tarih oldu, yarın sır… Bu günün kıymetini biL, beLki de yarın yokumdur kim biLir…

siz ne anlarsınız roantizmden hee orda ne dio bak seksen metre bezle kim almış sevgilisi için ağlarken seksen metre bez hee muhaha muhaha
#16 - Kasım 26 2005, 18:24:18

BU HASRET BİTECEK! 

Bu hasret bitecek sevgilim bir gün
Çaldığım kapıyı sen açacaksın 
Ansızın görünce karşında beni 
Kim bilir ne kadar şaşıracaksın!... 

Gözlerine birden yaşlar dolacak
Ellerin boşlukta bir an kalacak 
Sevincin o kadar büyük olacak 
Hoş geldin demeyi unutacaksın!... 

Hasretle tükenen yıllara inat 
Seni benden alan yollara inat 
Kavuşmak yok diyen fallara inat 
Kavuştuk diyerek haykıracaksın!...
Bir daha bir daha sarılacaksın!... 
#17 - Kasım 26 2005, 18:57:07
Hepsi kendisine aynı lezzette geldiği için her biri özel  !
:4
                              

BU  KIZLAR HEP BÖYLE MİDİR ABLA?

Bu kızlar hep böyle midir abla?
Bir yanları ateş
Bir yanları buz
Bir yanları bal
Bir yanları tuz
Gün boyunca şen şakrak
Geceleri huzursuz
Bu kızlar hep böyle midir abla?

Bu kızlar hep böyle midir abla?
Aynalar karşısında usta
Sokaklarda acemi
Evlerinde masum bir çiçek
Okullarında en deli en neşeli
Pastahanelerde ürkek aceleci
Bu kızlar hep böyle midir abla?

Bu kızlar hep böyle midir abla?
Duvarlarında onlarca poster yakışıklı artist
Düşlerinde
Ya doktor- ya mühendis
Ben babadan "berber çırağı"
Tek sermayesi - makası -tarağı
Daha belli değil
Bir baltaya sap olacağı
Beni de bir seven çıkar mı be abla?

Bu kızlar hep böyle midir abla?
Saçlarında gül kokusu
Yüreklerinde hep "eve geç kaldım" korkusu
Uzaklardan bir bakışsam
Can buluyor içim dışım
Yanlarına bir varsam
Bir hiddet bir hışım
Çözemedim doğrusu
Bu kızlar hep böyle midir abla?

Bu kızlar hep  böyle midir abla?
Bir yanları kapris
Bir yanları naz
Ne yapsam ne etsem
Az buluyorlar az
Geçen gün birine usulca yaklaştım
Açıldım sevdamı anlattım
Öyle bir güldü ki bana
Utancımdan ağladım
Meğer başka birisiyle çıkarmış
Hem de
Parası arabası daha neleri varmış
Dersine iyi çalış dedi bana giderken
Ardından öylece baka kaldım
Anladım ki ben
Bu aşk dersinde
Daha ilk günde sınıfta kaldım
Daha ilk günde abla!..
Senin de sevgilin zengin mi abla?
#18 - Kasım 26 2005, 18:57:32
Hepsi kendisine aynı lezzette geldiği için her biri özel  !
:4
                              

BU ŞEHİR VE SEN   

Ömrümün en güzel senelerini
Alıpta gittiniz bu şehir ve sen
Gönlümün en masum ümitlerini
Çalıp ta gittiniz bu şehir ve sen
Döktüğüm yaşlara aldırmadınız 
Giden gençliğime acımadınız 
Düştüğüm yerlerden kaldırmadınız 
Basıp ta gittiniz bu şehir ve sen   
Beni iyi tanır bu kaldırımlar
Bu kuytu köşeler bu taş sokaklar
Sizlerden bir ömür alacağım var
Çalıp ta gittiğiz bu şehir ve sen....
Bağlayıp durdunuz hep ellerimi
Delik deşik ettiniz seven kalbimi
İçimde dağ gibi hayallerimi
Yıkıp da gittiniz bu şehir ve sen
Biriniz sağırdı duvardan bile
Biriniz kalpsizdi taşlardan bile
Bütün acıları dizip önüme
Kaçıp da gittiniz bu şehir ve sen
Kimsesiz yalnızdım kollarınızda
Her şeyi kaybettim yollarınızda
Şimdi son bir hesap var aramızda
Vermeden gittiniz bu şehir ve sen
Ben yine yaşarım içimde yasla
Ya siz neylersiniz bu ihtirasla
Bir daha dönmek mi buraya asla
İçimde bittiniz bu şehir ve sen
Kaybolup gittiniz bu şehir ve sen!...
#19 - Kasım 26 2005, 18:57:56
Hepsi kendisine aynı lezzette geldiği için her biri özel  !
:4
                              

DENİZ  BİTTİ!

Görüyorsun işte deniz bitti
Karaya oturdu aşkımız
Ve kumlara gömüldü
Üstüne titrediğimiz umutlarımız
Batan bir geminin
Top atan bir aşkın malları bunlar
Haraç- mezat  dillerdeyiz
En yaban ellerdeyiz işte
Başın sağ olsun
Ve hatta gözün aydın
Dün gece gözlerimden bir yıldız  gibi kaydın
O büyük aşktan sadece
Bir kırık ben
Bir yitik sen kaldın...
#20 - Kasım 26 2005, 18:58:35
Hepsi kendisine aynı lezzette geldiği için her biri özel  !
:4
                              

DOĞRUDUR

Doğrudur
Bu hayattan
Bu dünyadan
Ezginliğim
Bezginliğim
Küskünlüğüm
Doğrudur

Doğrudur
Bu üç günlük sevdalara
Sözde yılın aşklarına
Böylesine Yalanlara dolanlara
Önümüzde olanlara
Arkamızdan çalanlara
Bizi böyle yakanlara
O kör gözle bakanlara
Melek yüzlü yılanlara
Nefretim
Doğrudur

Vur patlasın çal oynasın gecelere
Kalbini cebinde unutup gezenlere
Bu vurdum duymazlara
Bu şiirsiz şarkılara
Bu asrın hatası bestelere güftelere
Kendisinden başkasına yar olmayan şairlere
Böylesine yazarlara çizerlere
Cümle uyur gezerlere
Hayretim
Doğrudur

Bu nasıl bir tiyatro
Bu nasıl bir komedi
Kim dedi ne dedi nasıl dedi
Kim kimi havuza itti
Kim kimi bir çıtır için terketti
Tutturmuş gidiyor
Bir ele vole-güle vole- tele vole
Oysa kalemizde hep çile vole
Bu ne hazin bir gerçek
Bu nasıl bir ateşten gömlek
Baştan başa acı
Baştan başa yabancı
Kendi yurdumda gurbetim
Doğrudur

Ah benim dolar yeşili gözlüm
Ah gece kuşum ah rüzgar gülüm
Seni de şiirlerim gibi
Parça parça kopardılar benden
Ne sana
Ne bana
Ne de uykusuz şiirlerime acımadan...
İşte bu yüzden
Bu yüz karası günlere
Bu kendi ellerimizle yazdığımız kadere
Cinnetim
Doğrudur

İşte o gündür - bugündür
Kadın gibi kadına
Adam gibi adama
HASRETİM
Doğrudur
#21 - Kasım 26 2005, 18:59:12
Hepsi kendisine aynı lezzette geldiği için her biri özel  !
:4
                              

DÜŞTÜN GÖZÜMDEN ARTIK

Düştün Gözümden artık
Bana ait değilsin
Sen artık nazarımda
Bir yabancı gibisin

Aşk arama gönlümde
Yer yok sana ömrümde
Sen yaralı kalbimde
Eski bir pas gibisin

Son ümidi sen yıktın
Son alevi sen yaktın
Gözlerimde ışıktın
Şimdi bir sis gibisin

bir kalpsizsin aldatan
Bir zalimsin ağlatan
Sen dünyamı karartan
Kara bir is gibisin

Aşk arama gönlümde
Yer yok sana ömrümde
Sen yaralı kalbimde
Eski bir pas gibisin
#22 - Kasım 26 2005, 18:59:49
Hepsi kendisine aynı lezzette geldiği için her biri özel  !
:4
                              

valla
Romantızama
bır hıctır
yalan dostum ask dıye bısı yok!!
#23 - Kasım 26 2005, 19:01:46
Hepsi kendisine aynı lezzette geldiği için her biri özel  !
:4
                              

Bu günde sensizim
Yanlız olarak bir gün daha geçti
Aklımda birtek sen
Senin hayalin
Yanlızca bunlarla avunuyorum
Seni düşünüyorum
Seninle beraber uyuyorum
Herzaman aynı rüya
Gene rüyamda sen
Ve gene el ele dolaşıyoruz
Beraber uçuyoruz gökyüzünde
Geziyoruz diyar diyar
Gök yüzünde ki yıldızları sayıyoruz
Bu benim bu senin diye
Neden se herzaman senin seçtiğin
Beğendiğin yıldız daha parlak oluyor
Her zaman sen
Daha fazla yıldız sayıyorsun
Uzaklara uçmaya başlıyorsun
Daha uzaklara uçuyorsun
Benden uzaklaşıyorsun
Dur gitme diyorum sana
Ama sen beni dinlemiyorsun
Ve hızla kaçıyorsun benden
Sana doğru hızla yaklaşmak istiyorum
Yapamıyorum
Koşuyorum
Koştuğum halde yerimden kımıldamıyorum
Sana ulaşamıyorum...
Ve o an uyanıyorum
Gözümü açtığımda sen yanımda yoktun
Çevreye göz gezditriyorum seni bulamıyorum
Üzülerek anlıyorum ki
Bu bir rüyaymış, gerçek değilmiş
Ağlamak istiyorum ağlayamıyorum
Yeni bir güne merhaba diyorlar
Bma ben...
Bma ben söyleyemiyorum
Bir eksiklik var sanki
Bir boşluk...
O eksikliği o boşluğu sen kapatırsın
Sen doldurursun.
Ama sen yoksun...
#24 - Kasım 26 2005, 19:32:37
Dün tarih oldu, yarın sır… Bu günün kıymetini biL, beLki de yarın yokumdur kim biLir…

ya ask diye bir sey varsa da sen yasamamissan??
#25 - Kasım 27 2005, 12:10:15
Dün tarih oldu, yarın sır… Bu günün kıymetini biL, beLki de yarın yokumdur kim biLir…

nuraya katılıyorum sen aşkı yaşamamışsın ögrende gel yaşın tutmuyor
#26 - Kasım 28 2005, 13:36:58

Bende bişiler yazayım ;


       SAKARYA TÜRKÜSÜ
mukemmel sıır yaa


İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat?

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya; sâf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..



Necip Fazıl KISAKÜREK
sıır budur abii
#27 - Aralık 01 2005, 13:15:36
Hepsi kendisine aynı lezzette geldiği için her biri özel  !
:4
                              

asena

bence de budur abi ;)
#28 - Aralık 02 2005, 11:04:01

asena

canim guzel de yeri burasi diil sarki sozleri bolumune yaz bunlari oke ;)   :cicek
#29 - Aralık 06 2005, 08:08:44

bir dene daha yazayım


           TABUT

Tahtadan yapılmış bir uzun kutu;
Baş tarafı geniş, ayak ucu dar.
Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu,
Yarın kendileri dolduracaklar.

Her yandan küçülen bir oda gibi,
Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış.
Sanki bir taş bebek kutuda gibi,
Hayalim, içinde uzanmış kalmış.

Cılız vücuduma tam görünse de,
İçim, bu dar yere sığılmaz diyor.
Geride kalanlar hep dövünse de,
İnsan birer birer yine giriyor.

Ölenler yeniden doğarmış; gerçek!
Tabut değildir bu, bir tahta kundak.
Bu ağır hediye kime gidecek,
Çakılır çakılmaz üstüne kapak?



Necip Fazıl KISAKÜREK
#30 - Aralık 06 2005, 10:54:35

ÇOK GÜZELLLLLLLLLLLLL BENDE VARDI TABİ O BAŞKA
#31 - Aralık 07 2005, 16:34:11

aşkını gizlemeyen
sevgisi eksilmeyen
ayrılık istemeyen
BİRİNİ SEVİYORUM...

zamanla suçlamayan
gözleri dolmayan
gönülle oynamayan
BİRİNİ SEVİYORUM...

Ağlarsam Ağlayacak
Her derdimi paylaşacak
bana kalpten bağlanacak
BİRİNİ SEWİYORUM... :ask :ask :cicek :cicek
#32 - Aralık 15 2005, 22:50:12
Hayat bir sınavsa ismimi yazar çıkarım..!


Kardesim aşkı bılen varmı ?
#33 - Aralık 17 2005, 12:09:31

aşk hissetmek sevmek eyer 1 yada 2 gün için sevmişsen yani hoşlanmışsan o sevmek degıl kardeşim
#34 - Aralık 17 2005, 12:11:46





           SANIRIM BURDAKİ ÇOK KİŞİ NECİP FAZIL KISAKÜREK HAYRANI YADA BEN ÖYLE HİSSEDİYORUM...
ben oyleyım valla tum sıırlerını okludum yanı
#35 - Aralık 18 2005, 15:55:42
Hepsi kendisine aynı lezzette geldiği için her biri özel  !
:4
                              





           SANIRIM BURDAKİ ÇOK KİŞİ NECİP FAZIL KISAKÜREK HAYRANI YADA BEN ÖYLE HİSSEDİYORUM...



Şair var Şair var sonuçda zevk meselesi karışamazsın lakin işin içine sanat girerse kurallarına uyduğuna bakmak zorundasın gerisi boş lafdır.
#36 - Aralık 19 2005, 09:52:34

Senden kaçtığımda
 
Sırtımı yere getireceğini anladığımda
Saklı bahçeme sığınırım
Beni bulamazsın
Hep orada saklanırım
Orada kendimle kalırım
Ben, beni korur orada
Beni, ben yenerim ancak
Ben, masallar anlatır bana
O zaman ben çocuk olurum
Masallar bitsin istemem
Hep yeni bir masal isterim benden

Bu akşam yine bahçemdeyim
Saklanmışım senden
Ben, bana şarkılar söylüyor
Şiirler okuyor senden
Hiç duymadığım
Tanrım! ..
Bu şarkıları duymamıştım
Şarkılarda sevdan,
Şiirlerde gözlerin var
Bu kez kaçamayacağım
Anladım
Ben bile sana gelmemi istiyor
Çıktım saklı bahçemden
Beni dinledim
Sana geliyorum
Bir daha anladım ki
Seni hala seviyorum.

ben bu siiri cok begendim...
#37 - Aralık 22 2005, 13:13:10
Dün tarih oldu, yarın sır… Bu günün kıymetini biL, beLki de yarın yokumdur kim biLir…

Bir Sone Resmi, Ayışığı’nda

I

Bir dokunuştu bembeyaz bir tene,
ayışığı, çıplaklığından ışıldıyordu Ay'ın yüzüne
her okşayış bir notaydı onun beyaz teninde,
kansız beyaz teninde,
soğuk ölü bir tende...

kutsallık değil ondan yükselen koku
bir öpücük kadar sıcak bir ses!
yada bir senfoniydi gözlerime ondan koşanlar...
Aşkın  doruklarından...
Akla gelmişken, ordan haykırır
ölülerin özlemi..

        II

ve..
neşeli bir festivaldi ilk gülüşler,
Dans eden eteklerin yarattığı rüzgarlar
Aşk kokularını dağıtan gök tanrısıydı...
Bulutlarda değil, burada;
yeşil çimlerin arasında sevmekti sevgiliyi
Sevgili, Kara bakışlı ak sevgili...

        III

Fırtına işte o anda kopar,
Bulutların parlayan damarlarından akar
Bakışlarda okunan şahinin açlığı gökyüzünde.
Gözyaşları düşmez yere,
Savulur gözlere kırbaç gibi!!

Karardı gökyüzü
Karardı yürekler,
Dudakların dövdüğü duygularındı savaş alanı,
Mahşer yeryüzünde alay ediyor ölümlülerle,
tek ölümlü aşktır orada,
ağlayan aşktır...
Çünkü o gece ayışığı bulutlara hapsedilmiştir!!
Ezgiler onu arar damlaların savaşında!!...

Orkun...

3 aralık 2002
#38 - Aralık 22 2005, 13:43:55

Liselim(gönderme)


Bir avuç arzuyu unutur zaman
Lise eteklerinde,
Çetin arazilerin hükmettiği
Gömleklerin düğme aralarında
Şehit düşen gözleri.

Bir avuç arzuyu merdiven altlarından,
Yukarılara salan delikanlı rüyalarıydı
Eteklerde kaybolan barış güvercinleri.

Bir çift bacağın uzandığı,
Cennetin karanlığını kıskanan eller,
Tualetlerin nikotin sislerinde
Kaybolan nazik anılardı
Delikanlının bir avuç arzusu.

Ekose desenli sıradağlarda
Çığların çığlıklarıydı, yankılanan,
Aşk madencilerinin şiirleriyle,
Bacaklardan aşağı süzülen bakışlar!

Arzular ve bakışlar,
Hala süsler durur Lise eteklerinin
Fetişik mezarlarını
Kayıp aşkların ülkesinde…

Orkun…
3 Mayıs 2002
#39 - Aralık 22 2005, 13:46:59

;) kime gönderme bu
#40 - Aralık 22 2005, 14:02:37
Dün tarih oldu, yarın sır… Bu günün kıymetini biL, beLki de yarın yokumdur kim biLir…

Liselim isimli bir sürü abuk subuk şiir var ya. onlara gönderme."Liselim" diye bir şiir daha yazmış olmayayım diye lise fetişizminden girdim.
#41 - Aralık 22 2005, 14:13:03

iyi yapmissin ;D
#42 - Aralık 22 2005, 14:38:59
Dün tarih oldu, yarın sır… Bu günün kıymetini biL, beLki de yarın yokumdur kim biLir…

SENI ARIYORUM

 

Bu şehrin bütün sokaklarına sinmiş yalnızlığım

Sensizliğin köşe başındayım

Avuçlarımda kırık dökük pişmanlıklar

Avuntusuz çıkmazlara doğru yürüyorum

Bütün umutsuzluğuma inat

Yine seni arıyorum...

 

Dudaklarımda bildiğin o ıslık

Sokak lambalarına sığınıyorum

Hafiften bir yağmur ağlıyor benimle

Bir deli rüzğar saçlarımda

Yalnızlıktan üşüyorum

Bulamayacağımı bile bile

Yine seni arıyorum...

 

Anlatacak nelerim var bir bilsen

Içimde ihtilaller kopmuş

Kendimi sürgüne verdim

Mutluluğum çoktan iflas etmiş

İtiraza hakkım yok biliyorum

Beni savunmak sana düştü

Seni arıyorum...

 

Yarım kalmış şiirlerim gibisin

Yaşanmamış çocukluğumsun anılarımda

Öylesine eksiğim sensiz

Öylesine sahipsiz.

 

İşte  bütün umutlara havlu attım gidiyorum

İçinde geç kalmışlığın çaresizliği

Çocuklar gibi ağlıyorum

Ve gel gör ki her damla gözyaşımda

Yine seni arıyorum...

 

Ahmet Selçuk İlkan
#43 - Aralık 26 2005, 17:02:40
Yalnızlık Derin Bir Sancı Şimdilerde Yüreğimde..

İncinen Gurur

Pencereden baktığımda görüyorum
Senin yüzün incir yaprağında
Senin ürkekliğin duvar üstünde yürüyen
Bir kedinin kıvraklığında

Aynada dururken görüyorum
Kırmızı öpüşün sol yanağımda
Dişimi fırçalarken senin ağzın
Serin suların berraklığında

Rakı devrilmiş masalarda yokluğun
Veya benden önce kalkıp gitmişliğin
Gece boyu dolandığım barlarda
Sarhoşlara tekrarladığım adın
Balıkçı kahvesinde,çorbacıda,kenarlarda

Dökülmek istemiyorum hayır!..
Çingene çiçekçiler habire yaltaklandığında
Bilmediğim soruların açtığı çukuru
Yalanlarla doldurmak istemiyorum

Seni kaybettim galiba
İki taşın arasında kaldım
Bu, benim hatam değildi
Seni ben çook geç tanıdım

Derin acılar bahçıvanı
Yüreğime ne ektin böyle...
Aşk korkağını bağışlar mı?
Söyle...

Aramak ne kötü herkeste seni
Her gözde bulup yanılmak seni
Ah turuncu rüyalar güzeli
Hem kendini yok ettin
Hem beni

Başka ne acıtabilir içimi
Yaşım kırkı devirmişken
Seni böyle patavatsızca sevmişken
Ve, tam aynayı güneşe çevirmişken
Başka ne...

Seni vefasız aşklara bırakıyorum
Yüzümü kırılan bardaklarda ara
Düşünme ben ne olurum
Sanırım bi daha onarılmaz
İncinen gururum....

Yusuf Hayaloğlu



#44 - Aralık 26 2005, 17:31:33
Yalnızlık Derin Bir Sancı Şimdilerde Yüreğimde..

PisiPisiKOPATIM58

♥ Seveceksen böyLe Sev ♥

Acıları kurutmalısın,yüreğindeki sayfalarda.
Umut olmalı,heyecan olmalı kahverengi gözlerinde
Hüzünlerden kederlerden uzak olmalısın
Hayat bulamlısın ,huzur dolmalısın
İşte yaşamak bu,nefes almak bu demelisin
Gözlerimi düşündükce daha fazla sevmelisin
Bende seni senin gibi öyle sevmeliyim.
Korktuğumda sıkıca sarılabilmeliyim sana, Üşüdüğümde soğuktan titredğimde
Sen ısıtmalısın beni yüreğinle
Çocuklaşıp ağladığımda okşamalısın saçlarımı,
Tesellim olmalısın tesellin olmalıyım.
Yüreğinde merhamet düşüncelerinde vicdan olmalı,
Bütün güzelliklere kalbinde yer açmalısın.
Düşenlerin dostu,gülenlerin huzuru
Ağlayan herkesin umudu olmalısın.
Yağmurlar gibi yağmalısın,bir adım gelene,
Şimşekler gibi çakmalısın,karanlıkta gezene
Güneş gibi doğmalısın,garibanın gönlüne,
Yıldırım gibi düşmelisin,zalimlerin üzerine
Sen hep böyle olmalısın.
Ben seni sevdiğimden gurur duymalıyım
Acılara gülümseyebilmelisin
Hayat denizinden attığın her oltaya
Gülücükler takılmalı,umutlar yakalamalısın,
Umutların bugün doğmuş bebek gibi olmalı
Geçen her zaman büyütmeli onları
Bazan küçük bir tebessümün yaşatmalı beni
Bazanda koca bir yürekten akan sevgin.
Sevdamız sınırsız ve ölümsüz olmalı
Biz toprak olsakta sevgimiz dillerde dolaşmalı.
Ne varsa hayata dair paylaşmalısın benimle
Acolarını,sevinçlerini vede korkularını bilmeliyim.
Gözyaşlarımızı gizlemeden ağlayabilmeliyiz,
Sevinçlerimizi paylaşıp gülebilmeliyiz,
Korkularını anlatmalısın hiç çekinmeden
Korktuğunda hiç kimselerin bilmediği sığınağın olmalıyım.
Korkuları birlikte yenmeliyiz.
Sevmediklerini söyleyebilmelisin bana, bende sana
İçimde olmalısın yanımda yoksan bile
Hissetmeliyim varlığını fizanda olsan yinede
Tutkunsam,yanıksam sevdalıysam sana
Bedeli ölüm olmamalı, yaşatmalı beni
Senin vazgeçilmezin ben olmalıyım
Sende benim vazgeçilmezim olmalısın
Paylaşmak istemediğin tek varlık ben olmalıyım
Sen paylaşılmazım olmalısın
Beni herşeyimle kabullenmelisin ben buyum,böyleyim diyebilmeliyim korkusuzca
Hüzünlendiğimde huzur bulduğum kucak,
Mutluluğumda sarıldığım beden olmalısın.
Bütün şarkılarım sana hitap etmeli
İç çekmelerimin nedeni
Şiirlerimin ilhamı
Bütün sohbetlerimin konusu sen olmalısın.
Bir anda dört mevsimi yaşatmalısın bana.
Sevginle kış ortasında baharı getirmelisin,
Beni düşündüğünde güneş doğmalı şehre
Birdaha asla batmamalı.
Bedenimdeki bütün hücrelerimde sen olmalısın.
Damarlarımda sen dolaşmalısın,
Damarlarında dolaşmalıyım kan yerine
Hücrelerinde hissetmelisin beni bende seni
Canım olmalısın sen yaşatmalısın beni
Canın olmalıyım ben yaşatmalıyım seni.
sen ve ben olmamalı Türkçe'de ve diğer dillerde,
Biz olmalıyız yalnızca biz
Tek yürek, tek beden,Tek can olmalıyız.
Ben beni, sende yaşamalıyım
Sende seni,bende yaşamalısın.
Masallar anlatmalısın aşka dair,
Sevdalar işlemelisin yüreğinle yüreğime
Ayrılık kelimesi geçmemeli sözlerinde
Sen saçlarımı okşarken yanımdayken bile,
Yüreğimdeki denizlerden,hasret şiirleri haykırmalıyım
Bütün çılgın dalgalar,fısıldamalı kulağına
Kahverengi gözlerin yaşamamın tek nedeni olmalı
Saçların rüzgar olup göyaşlarımı kurutmalı
Uzaklardada olsak düşünmemeliyiz mesafelerle ayları
Zaman kavramı olmamalı içimizde
Sevgimiz büyümeli sığmamalı yüreğimize
Taşmalıyız ırmaklar gibi
Coşmalıyız ilkbaharda dereler gibi
Çöllerde Vaha olmalıyız
Bozkırlar sevgimizle yeşile dönmeli
Gözlerin karanlıkta ışığım olmalı
Sözlerin bilinmezliklere uçurmalı
Bulmacaların olmalıyım
Beni sen çözmelisin
İpuçların olmalıyımki,rahatlayabilesin
Benim olmalısın baenimsin diyebilmeliyim.
Senin olmalıyım,benimsin diyebilmelisin.
Bütün duyguların bende yoğunlaşmalı
Seviyorsan tek sevdiğin ben olmalıyım
Kızabilmelisin bana bağırıp çağırabilmelisin
Küsebilmelisin bana, arasıra çekip gitmelisin.
Geri bana gelebilmelisin
Yenebilmelisin gururunu
Sevdiğini defalarca söylemelisin
Nefretini bütün açıklığıyla haykırmalısın
Sitem etmelisin edebilmelisin bana
Öfkeni yenebilmek için tokat bile atabilmelisin
Seni herhalinle sevebilmeliyim.
Kölemdir diye tanıtsanda dostlarına
Başım dik ve gururla evet kölenim diyebilmeliyim
eziyet etsende bana, ben seni sevdiğimi söyleyebilmeliyim.
Bir damla suyu bir parça ekmeği
Oturup katıksız yemeliyim senleKimseler bilmemeli açlığımızı bile
Sana ve bana ait ne varsa paylaşmalıyız senle verdiklerinle değil yalın halinlede
Sevmeliyim hissetmeliim seni.Düşüncelerinde yalnızben olmalıyım
Hayalimle yüreğini ben süslemeliyim.
Gözlerindeki aşk kıvılcımıyla yalnız ben yanmalıyım.
Vede benim ateşimle sen yanmalısın
Yüreğinle sarmalı,gözlerinle ısıtmalısın
Tenime her dokunuşunda ben inlemeliyim
Sen hiç tatmadığın kadar haz almalısın
Ve hiç bir zaman doymamalısın bana bende sana doymamalıyım
İhanetlerini aldatmalarını bilmeliyim
Açıkca söylemelisin bana
Bugün A şahsi ile seviştim diyebilmelisin
Fakat o an hayalinde ben olmalıyım
Öptüğün o tenin kokusunda hissetmelisin beni
Bedenine sahip olmalı o her kimse
yüreğin vede aldığın haz bana ait olmalı
Senleyken korkmamalıyım ölümden bile
Senin gibi mert senin gibi erkek olmalıyım
Yiğitliğin destanını öğretmelisin bana
Sonra cahilliğimi yüzüme vurmamalısın
Git dediğinde surat asmadan gitmeliyim
Kal dediğinde ateşinle daha çok yanmalıyım.Allahtan sonra taptığım tek varlığım olmalısın
Yüreğimden gelen sesle erkeğimsin diyebilmeliyim
Böyle sevmelisin beni,bende seni
Senin ruhun bende olmalı
Benim ruhum sende
sen öldüğünde bende yaşamamalıyım
İşte bitanem böyle sevmelisin beni bende seni
Kabülümsün,
Vazgeçilmezlerinle,
Olmazsa olmazlarınla,
bende senin kabulünsem,
Hazırım...
Hazırım senle tüm savaşlara....
#45 - Aralık 26 2005, 23:26:42

şöyle durup içmek istiyorum kfama göre
kah deniz kenarında arabada,kah meyhanede
kadeh kaldırıyorum yalnızlığın şerefine
hey!siz de varsınız içinde.
bir de gerçekleşmeyen hayallere...
#46 - Aralık 27 2005, 10:56:42

yatmadan önce seni düşündüm
yaşadıklarımızı...
gözlerim doldu bir an,sözde ağlamıyacaktım
oda üstüme geliyordu sanki
sensizlikmiydi beni böyle yapan
yoksa kendime acımam mı?
düşündüm....
sessiz kaldım bir müddet
uyumaya çalıştım olmadı
herşey her saniye seni hatırlatıyordu sanki
suç bendemiydi yoksa sende mi
hiçbirşeyi düşünmek istemedim,zaman zaman
ellerin geliyordu aklıma
yine yapamadım kıyamadım kendime
sonunda anladım neden böyle olduğumu
anladım kendimden çok seni sevdiğim için
#47 - Aralık 28 2005, 19:18:44

bitane de siz yazın be yuhh hepsi c/p (6)
#48 - Aralık 29 2005, 19:34:50

ŞİİR BUDUR.......
 
   AŞKTA YARIN YOKTUR SEVGİLİ

Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili.
O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır.
Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur.
Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar.
Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,
anneler ve korkular yoktur.
Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili.
İnsan bir başka ışığa teslim olur...
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil,
içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir.
Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur.
Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.

Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın
hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de...
Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının
çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir
sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...

Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili,
kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı
hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye.
Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda,
gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri,
o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim.
Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...

Aşk çok eski bir şeydir sevgili.
Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer.
Sevdiğimiz insanların çocuklukları da...
Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer.
Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider,
hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...

İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır.
Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır...
Bazen denizler, kıyılar çeker insanı.
İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde
yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu.
Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara...
Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...

İşte şimdi biz de sevgili, ya olmadık zamanlarda
umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler,
kıyılar çekecek bizi. Nasıl biz başkalarının
korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak, yenilgimizi, umutsuzluğumuzu...

Birazdan sabah olacak...
Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,
anneler ve korkular başlayacak...
Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve
hiç olmamıştır sevgili. Birbirimizi kandırmayalım...

Hadi güne hazırlan. Yaşadıklarımızı unutmaya çalış.
Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını,
cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri
alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek, sonra geçecek...

Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak...

Aşkta yarın yoktur sevgili
CEZMİ ERSÖZ

 

 
 
 

 
 
 
   
#49 - Aralık 29 2005, 22:17:22

Bende bişiler yazayım ;


       SAKARYA TÜRKÜSÜ
mukemmel sıır yaa


İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat?

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya; sâf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..



Necip Fazıl KISAKÜREK
sıır budur abii
+ bilmem kaç
#50 - Ocak 01 2006, 21:04:06

YAĞDIKÇA

Yer ile yeksan, ıslak saçlı, kem gözlü,
Kavim göçlerinden bu yana ağlayan
Ve durmadan
Cep kanyağı yakıcılığında ezgiler
Çalan, çaldıran, yakalatan
Adı bende gizli bir kadındı İstanbul

Şehre bir yağmur yağdı
Ben ağladım

Sevilirken ayrılmak mı kaldı Bizanstan
Yalan dolan yoktu gözlerde sadece ses
Verilen sözler birdi edilen yeminler sıfır
Eşyalar alındı fotoğraflar söküldü yerlerinden
Bir aşkın izlerini yok edecek yeni bir aşk
sipariş edildi yeniden

Bir şehre yağmur yağdı
Ben ağladım

Kim daha çok yalan söndürdü çay bardaklarında
Hangisi talandı demli öpücüklerin
Ve buğularda yitirilen kimin adıydı
Bir aşktan diğerine kaç saate gidiliyordu
Soyulur muydu kabuğu hayatın
Yoksa bütün vitamini kabuğunda mıydı?

Yağmur şehre bir yağdı
Ben ağladım

Ben giderken en çok seni götürdüm
Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları
Yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı
Kutsal kitabımdı ziyan edilmiş sevgililer atlası
Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi
Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı

Ben yağmur ağladım bir şehre yağdı
Ben şehre ağladım bir yağmur yağdı
Ben bir ağladım şehre yağmur yağdı

Ben...
Yağmur...
Ağladım...

Yılmaz Erdoğan
#51 - Ocak 02 2006, 22:25:52

şiir paylaşımın için teşekkürler asena..

aşk hakkında da  bişeyler söylenmiş yorumlarda,aşk yaşanmadan varlığına inanılmaz tabiki..yoktur diyenleride anlayabilmek gerek.. dünya döndükçe aşk hep varolacaktır..
#52 - Ocak 03 2006, 01:12:35
DeNgEsiZ

aşk hep varolacak tabiyaa
#53 - Ocak 03 2006, 02:20:44

Bende bişiler yazayım ;


       SAKARYA TÜRKÜSÜ
mukemmel sıır yaa


İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat?

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya; sâf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..



Necip Fazıl KISAKÜREK
sıır budur abii
+ bilmem kaç



mılyon
adam yazıyo ya ben nerdeyse her sıırını okudum.........
uyakları mukemmel !!!!!!!!!!
#54 - Ocak 05 2006, 12:42:57
Hepsi kendisine aynı lezzette geldiği için her biri özel  !
:4
                              

VAZGEÇTİM

Kaç gece yatağımda uykusuz,
Bir o yana,bir bu yana dönüp durdum
Görmek için düşümde hayalimde,
Duymak için sesini.
Kaç kere ellerim uzandı telefona
Aşkı oyun bilirsin sen,aklıma geldi

VAZGEÇTİM

Gezip durdum perişan halde
Kah sahillerde,kah cadde boylarında
Hayal kurup sen diye
Ağaçlara,dağlara,taşlara sarıldım
Elleri güldürecektim halima
İhanetin aklıma geldi

VAZGEÇTİM

Kahırdan başka ne vardı sanki verdiğin
Acılardan zevk alır hale getirmiştin
Yine de görmek için seni
Şeytana uyup bozacaktım yeminimi
Vedalaşmadan gidişin aklıma geldi

VAZGEÇTİM

Açıp ellerimi yalvardım tanrıya
Bir defacık tutmak için ellerini
Koklamak için saçlarını
Adaklar adayacaktım evliyalara
Umursuzluğun aklıma geldi

VAZGEÇTİM...
#55 - Ocak 06 2006, 01:36:41
Dün tarih oldu, yarın sır… Bu günün kıymetini biL, beLki de yarın yokumdur kim biLir…

SEVGİLİYE

Artık yoruldum canım
Şiir yazmaktan...
Nerede hata yaptım?
Suç mu seni çok sevmek
Sadece benim olmanı istemek
Kalbim parçalanıyor...
Olsun canım ,olsun
Yinede gözlerim yüzüne söyleyemem çaresizlik tek bir kelime
Ama ne kadar gizlesemde nafile
Anlarsın beni,sorarsın bir sitemle
Olmaz canım,olmaz
Gerçek sevgiye hesap sorulmaz
Ne olur dinle beni,kalbimin sesini,
Sözler çoğu zaman yalandır.
Asıl olan yaşanlardır.
Her lafımın altında bir gizem,
Her hareketimden suçluluk arama,
Aşkın,aldığım nefes gibi beni yaşatır.
Ne olur beni öldürme!
#56 - Ocak 10 2006, 14:14:17
Sonomama Shine ( Muerete Ahora )

sea_deniz

hepsi güsel fakat snrm en güseli bu ,,,ya da şuanki ruh halimdn böle gelio bana..nese paylaşmn için çk çk tşklr(((((özellikle bu şiir için)))
#57 - Ocak 10 2006, 15:31:16

sea_deniz

Anlatamıyorum

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.

Orhan Veli Kanık

 
#58 - Ocak 10 2006, 21:07:48

sea_deniz

BU ŞİİR ORHAN VELİ KANIK'IN EN SEVDİĞİM ŞİİRLERİNDENDİR...
#59 - Ocak 10 2006, 21:08:30

sea_deniz

Açsam rüzgara 
      
      Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş
Mavilerde sefer etmek!
Bir sahilden çözülüp gitmek
Düşünceler gibi başıboş.
Açsam rüzgara yelkenimi;
Dolaşsam ben de deniz deniz
Ve bir sabah vakti, kimsesiz
Bir limanda bulsam kendimi.
Bir limanda, büyük ve beyaz...
Mercan adalarda bir liman..
Beyaz bulutların ardından
Gelse altın ışıklı bir yaz.
Doldursa içimi orada
Baygın kokusu iğdelerin.
Bilmese tadını kederin
Bu her alemden uzak ada.
Konsa rüya dolu köşkümün
Çiçekli dalına serçeler.
Renklerle çözülse geceler,
Nar bahçelerinde geçse gün.
Her gün aheste mavnaların
Görsem açıktan geçişini
Ve her akşam dizilişini
Ufukta mermer adaların.
Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş,
İller, göller, kıtalar aşmak.
Ne hoş deniz deniz dolaşmak
Düşünceler gibi başıboş.
Versem kendimi bütün bütün
Bir yelkenli olup engine;
Kansam bir an güzelliğine
Kuşlar gibi serseri ömrün
 

Orhan Veli   
#60 - Ocak 10 2006, 23:54:07

sea_deniz

BİR GÜN ANLARSIN..

Uykuların kaçar geceleri
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın
Onun unutamadığın hayali
Sigaradan derin bir nefes çekmişcesine dolar içine
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın
Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin
Gün gelir de sesini bir kerecik duymak için
Vurursun başını soğuk taş duvarlara
Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın
Duyarsın
..........
..........
   ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN....
#61 - Ocak 11 2006, 00:55:38

beğendiğiniz siirleri yazabilirsiniz
#62 - Ocak 11 2006, 05:19:20
İmza kural dışı.

NNC

uzaklara gitmek istiyorum insan elinin değmediği uzaklara gitmek istiyorum özümün mutlu olduğu :cicek
#63 - Ocak 23 2006, 17:47:48

NNC

kendi düsüncelerimi yazsamm olmaz mi
#64 - Ocak 23 2006, 17:48:26

NNC

seni yasamak nasildir gerçekte bilmek isterim
sen olamk isterim senin açinla kendimi kesfetmek için
sen olmak isterim o vücutta mükemmelligi yasamk için
sen olamk isterim üzüntülerinin kaynagini bulabilmek için
sen olamk isterim buldugum kaynaga üzülmeni engellemek için
sen olamk isterim beni sevebilmeyi ögrenmen için!!!
#65 - Ocak 23 2006, 17:56:16

bensensizliğe deyil
sana aşık
olmak istiyorum
kaçma benden be zalim


ulan buda şiirmibe :4
#66 - Ocak 23 2006, 18:14:28

Bazen öyle bir ilişkiye tutulursunuz ki, ne sevebilir, ne terk
edebilirsiniz.
Kör kütük bağlanmışsınızdır aslında...
En güzel yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır; iç
çekişmelerinizin müsebbibi, yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin
konusudur.
Göz yaşlarınızda, bilinçaltınızda, kahkahanızdadır. Korkunca saklandığınız bir sığınak,
coşunca öptüğünüz bir bayrak...
Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır. Sınırsız ve nihayetsiz;
"Ölmek var, dönmek yok"tur.

Lakin gün gelir anlarsınız; içten içe bir şeylerin kanadığını...
Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya... Şurasından,
burasından eleştirmeye koyulursunuz:
"Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz ya da eskisi gibi olsa..."
Başkalarını örnek göstermeye, "Bak onlar nasıl yaşıyor" demeye
başlarsınız.
Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını ararsınız. Aşkınızın
gözü kör değildir artık, yanlışını görür düzeltmek istersiniz. "Eskiden
böyle miydi ya.." diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirinin kapısı;
açıldıkça, bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından...
Böyle süremeyeceğini bilirsiniz. Değişsin istersiniz.
O, sevgisizliğinize yorar bunu... İhanete sayar. Tutkulu ilişkilerde
ihanetin bedeli ölümdür.
"Ya sev böyle ya da terk et" diye gürler...

Bir zamanlar bir gülücüğüyle alacakaranlığı ışıtan o rüya, bir kabusa dönüşür birden...
Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size... Hoyrattır, bakmaz yüzünüze...
Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar mahkum eder.
Mühürler dudaklarınızı, yırtar atar yazdıklarınızı, siler sizi
defterden...
"İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için..." dersiniz, dinletemezsiniz. Ayrılırsanız
yaşamayacağınızı bilirsiniz, lakin böyle de sevemezsiniz.
İhanetten kırılmıştır kaleminiz; severek, terk edersiniz...

"Madem öyle..."nin çağı başlar ondan sonra...
Madem ki siz böylesine tutkunken, o hep başkalarını seçmiştir, madem ki
kıymetinizi bilmemiştir, o halde "günah sizden gitmiştir".
Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersiniz.
Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece...
Daha özgür olacağınız limanlara demirlerseniz bir süre... Ne var ki
unutamaz, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni... Etrafı bir sürü
uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem olmuştur. Deli kanlılar, eli kanlılar,
uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini...
Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlar diye...
Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla...
"Bana ne... kendi seçimi" diye omuz silkmeye çabalarsınız bir süre...
Ama sonra... ansızın kulağımıza çalınan bir şarkı ya da kapı aralığından
süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden...
Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder ağlarsınız. Kokusunu
özlersiniz; türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi, yemeğini yemeyi,
elinden bir kadeh rakı içmeyi...
Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız, sular kulağına
fısıldasın diye...
Dönüp "Seni hala seviyorum" diye bağırmak geçer içinizden...
Dönemezsiniz.
Göremedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız.

Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu, ne onunla olur, ne onsuz...
Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, hem "Ne olacak sonunda" kuşkusu...
Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz.
Sürünür gidersiniz


Can Dündar
#67 - Ocak 27 2006, 16:52:03


Bir çoçuktum sense arkadaşım, düştüm incildi kolum ağladım
Biraz büyüdüm yine sen vardın yanımda, düşünüyordum
Yaşım 18 oldu artık biliyordum yine sen vardın yanımda,seviyordum
Olgunlaştım evliydim seni uzakta sanarken baş ucumdaydın,unutmadım
Yaşlandım zamanın sonuna geldim sense hala hep aklımdaydın,özlüyordum
Ölüyordum tek istediğim seni son kez olsun görmek, umutluydum
Son nefesi verirken bilmeni istiyordum Seni seni bende Seviyordum..
#68 - Şubat 23 2006, 13:49:24

ay vuRuyoR camıma,
aydınLatıyoR yatağımı..
ve ben yine sana hasRet,
ve ben yine özLem doLu..
aLmışım kaLemi eLime
ismini yazıoRum
kaReLi biR kağıdın heR kaResine..
senLe geçen güzeL günLeR geLioR biR biR
gözümün önüne..
biR fiLm şeRidi gibi nedense,
sen vaRsın heR kaRede..
gözLeRin ışıL ışıL,
güLümsüoRsun..
seni göRdükçe bende güLümsüoRum,
heR zamanki gibi..
ve içim cız edioR biRden;
o eski günLeR geRide kaLdı dioR biR ses..
ve ben yine sana hasRet,
ve ben daha fazLa özLemLi,
kareLi kağıdıma işLioRum seni..

                          [zenciiRii]
 :öff
#69 - Mart 03 2006, 03:48:32
« Son Düzenleme: Aralık 09 2006, 23:35:03 Gönderen: zenciiRii »
bir varmI$
bir yokmu$

millet bana çanakkale şiiri lazım
#70 - Mart 20 2006, 18:43:12
Hayat bir sınavsa ismimi yazar çıkarım..!

Yaff bunu türkçe öğretmenim yazmış okuduydu derste çok duygulanmıştık sizinle paylaşmak istedimdim inşallah sizinde hoşunuza gider

BENİ VURUN DEMEDİM Kİ !
ben mi… ismail adım…(beni bugün vurdu kimliği belirsiz faşist bir kurşun…)

dün ilk kez bir kızı öptüm… dudaklarım hâlâ yanıyor… dudaklarımdan kuşlar uçtu… siz bilmezsiniz, görmediniz ki… sokakların hepsi bir asfalt gibi dümdüz oldu… ayaklarım yere değmedi dünden beri… insan da uçabilirmiş, bunu öğrendim… siz görmediniz… mavinin içinde esmer bir kartaldım… ben yaşadım bunu… bütün dağları, ovaları, denizleri gördüm… dün ilk kez bir kızı öptüm…

cebimde hercai düşler biriktirdim hep… daha güzel olsun dedim dünya… insan, insan gibi yaşasın, ben insan gibi yaşayayım… yanacaksam sevdiğim kızın gözlerinde parlayan güneşlerin ışığında yanayım … cehennem yangınları bana göre değil…

üşümesi olmasın yüreğimin… karlı günlerde herkesin paltosu olsun… bacalar tütsün evlerde… benim de olsun paltom, sarınıp ona çıkayım sokaklara… kar suyu dondurmasın parmaklarımı… dudaklarım morarmasın soğuktan… açlıktan kıvranmayayım... uzamasın geceler, acının yoldaşı olmasın yıldızlar…

ben bunları istedim…

sabahları aç çıkmayayım evden, dedim
ekmek kokusunu çok uzaklardan duymayayım, dedim

beni vurun demedim… beni vurun demedim…

erik çiçeklerini bilirsiniz, bembeyaz açar… bizim burada ilk önce erikler açar çiçeklerini… bahar gelmiştir artık… nemli soğuğun kemikleri sızlattığı sobasız, ateşsiz evlerde kendiliğinden oluşan sevinci yaşamayan bilmez… komşu evin bahçesindeki erik ağacının çiçek açtığını görünce biz de içten içe sevindik… bahar geldi dedik, bir süre üşümeyeceğiz dedik… karnımızdaki gurultuyu duymayız artık dedik… sevindik…

nasıl oldu bilmiyorum, kendiliğinden gibiydi her şey… sanki başka türlü şekillenemez gibiydi düşüncelerim… daha iyi yaşamamız gerektiğine inanıyordum… adaletsizlikleri görüyor, bunu onuruma yediremiyordum… okuduğum kitaplarda güzel dünyalardan söz ediliyordu… herkesin işinin olduğu, kimsenin aç kalmadığı; çocukların çocuk olduğu, çocukların erken büyümediği, soğuktan tir tir titremediği ülkelerden… delikanlı düşlerime yoldaş insanların olduğunu keşfetmem zor olmadı… el ele vererek böyle bir dünya kurabilirdik… buna inanıyordum… buna inanıyorduk…düştü belki… ama güzeldi bu düş… büyük bir serüvenin isimsiz serüvencileri arasına katıldım ben de düşlerimi gerçekleştireceğime inanarak… gençtim, bıçkındım, duyguluydum… dün ilk kez bir kızı öptüm…

dün ilk kez bir kızı öptüm…

bu akşam ona gül alacaktım… belki bir daha öpecektim, belki biraz daha büyüyecektim… düşlerimden biri, en güzeli belki, gerçekleşmişti işte… dün ilk kez bir kızı öptüm…öteki düşlerim de gerçekleşebilirdi… geçtiğim bütün sokaklarda yanımdan geçen herkese gülümsüyordum… dudağımda kırmızı bir karanfil gibi açan devrim marşları, yüreğimde tomurcuk halinde bir aşkla mutluluktan uçmanın en somut haliydim… resmimi çizebilirdi abidin… “mutluluğun resmi” diye asabilirdi duvarına…

onu bir kez daha öpecektim belki bu akşam… vurulmaya hiç hazır değildim… erikler çiçek açmıştı… vınlamasını duymadığım kimliği belirsiz faşist bir kurşun göğsüme saplandı…irkildim… diz üstü düştüm… 1979 baharıydı, erikler çiçek açmıştı ünye’de, bahar gelinliğini giyinmişti… önce kuşlar kaçıştı çığlıklar atarak… sonra boylu boyunca yıkıldım kaldırıma… resmi tutanaklara sadece cebimde buldukları bir mektupla bir bildiri geçti …

beni vurun demedim ki… beni vurun demedim ki…

                                                              :hönk :agla X(
#71 - Mart 26 2006, 17:27:23
« Son Düzenleme: Mart 26 2006, 17:27:52 Gönderen: barbie_897 »
İçimde ikinci bir insan gibidir ; Seni sevmek saadeti...

Bir zamanlar dost diye düşündüklerim
Unutuyormuş zaman geçtikçe
Ne Bir ses Ne bir seda
Özlemelimi yoksa unutmalımı
Zamana yenik mi düştük yoksa
#72 - Haziran 01 2006, 20:06:29
« Son Düzenleme: Haziran 01 2006, 20:07:53 Gönderen: Angelus »

perfect

Yorgun düşüncelere sarılmış yüreğimle,
Paylaşırken bir bankla yalnızlığımı
Ansızın seslenir bana deniz,
Kulağım dalagalarda...
Yüreğim yelken açmış çoktan,
Deryaların yosun kokan dünyasına.
Deniz ben olmuşum yosun da ben,
Dalga ben olmuşum.
Ayırd edemez olurum,ben deniz miyim
yoksa deniz mi ben...  :agla
                            Orhan Veli KANIK
#73 - Haziran 02 2006, 14:40:39

Ağladım durmadan seni düşündüğüm zamanlar
yokluğun bir boşluk hayatımda, umursamadan
acılara yenik düşüyorum hiç anlamadan
göz yaşlarım sel oldu,ağlamadan
hayat acı derlerdi inanmazdım
güler eğlenir koşardım
bir çoçuktum sanki sen varken
şimdi yanlızlıkları oynuyorum,kendi kendime arkadaş
yüreğim yüreğim yanıyor bilmiyorsun tabii
bırakıp gittin gideli
dönmeyeceksin biliyorum geri
hatırlayacağım sadece hayalini
#74 - Ekim 05 2006, 14:57:34

xX_NightmarE_Xx

Akıyor gözyaşlarım yine, durduramıyorum...
Dalıyor gözlerim, kıpırdayamıyorum...
Yine geliyorsun aklıma, atamıyorum...
Doluyor gözlerim, ama ağlayamıyorum...
Ölmek geliyor bir an içimden, yapamıyorum...
Bırakıp gitmek istiyorum herşeyi, gidemiyorum...
Elini tutmak, sarılmak, sana dokunmak istiyorum,
Ama seni bulamıyorum...
Gözlerim doluyor yine, ağlayamıyorum...
Yanında olmak, seninle olmak, senin olmak istiyorum,
Uzansamda sana, dokunamıyorum...
Sesini duymak, gözlerine bakmak, sevdiğimi haykırmak istiyorum,
Yine seni bulamıyorum...
Herşeyi seninle yaşamak, acılarımı seninle paylaşmak istiyorum,
Seni göremiyorum...
Bunları düşündükçe gözlerim yine doluyor,
Ağlamak istiyorum, yine yapamıyorum...
Bir an için unutmak istiyorum seni,
Yine birşey seni hatırlatıyor, başaramıyorum...
Sokaklarda boş boş geziyorum belki unuturum diye
Yine olmuyor, yine yapamıyorum...
Unutmaktan vazgeçiyorum, canımı daha fazla yakıyorum,
Bunu da başaramıyorum...
Elime resmini alıyorum, resimlerle avunuyorum
Resimlere bakınca gözlerim doluyor,
Bu sefer başarıyorum,
Gözlerimden yaşlar akıyor...
Ağlıyorum...


alıntı deildir

xX_NightmarE_Xx
#75 - Ekim 06 2006, 17:50:20

Kendine iyi bak.!!!

Kendine iyi bak bir veda değil ELVEDA cümlesidir çoğu zaman
O üç kelimeden çok daha fazlasını gizler içinde
Kendine iyi bak çünkü bundan sonra ben yanında olmıycam, olamıycam
İstesemde istemesemde.

 

Sevdim bir zamanlar seni, hala da seviyorum
Ve benden sonra da mutlu olmanı istiyorum
Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum
Kendine iyi bak çünkü
Bundan sonra kendinden başkası olmıycak yanında sana bakıcak
Kendine iyi bak ve beni düşünme
Çünkü bende seni düşünmiycem artık
Arama sakın beni, yazma
Çünkü ben yazmıycam
Sil beni yüreğinden
Çünkü ben silicem
Fakat yaşanılan paylaşılan güzel şeyler hatırına
Sana yürekten mutluluklar diliyorum
Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum

 

Kendine iyi bak
Aramızda geçen her şeye rağmen
Benden sonra iyi olduğunu bilmeyi tercih ederim
Aslında bilmem çok önemli değil
İyi olduğunu varsayıcam
Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum
Seni kendinle baş başa yapayalnız bırakıyorum
Biliyorum  kendini bırakıcaksın benden sonra
O yüzden iyi bak  diyorum
Aslına bakarsan çokta fazla umursamıyorum

 

Kendine iyi bak derler ve giderler
Tutkuyla sevenler bazen birden fazla söylerler
Çünkü onları ayırmak eti tırnaktan ayırmak gibidir
Kolay kolay kopamaz onlar
Süreç çok acı vericidir, yürek parçalayıcıdır
Her seferinde azalan umutlarla geri döner,
Ve yine kendine iyi bak gözleriyle ayrılırlar
Ta ki umutta, sevgide tükeninceye kadar
Ta ki son elveda mezar sessizliğine bürününceye kadar


Tutkunun ötesinde sevenler
Bir kez kendine iyi bak derler ve giderler
Onlar bu acıyı bir kezden fazla kaldıramayacaklarını bilirler
Kendine iyi bak derler ve giderler
Bu sözlerin içinde ihanet yok
Hiçbir zaman olamaz derler ve giderler
En büyük ihanet değimlidir aslında
Seni seveni, ihtiyacı olanı yüzüstü bırakıp gitmek!

 

Kendine iyi bak derler ve giderler
Seni suskunluğa mahküm edip giderler
Seni parçalara ayırıp, en büyük parçayı yanlarına alıp giderler
Seni senden alıp giderler
Daha kötüsü suçlayamazsın onları bunun için
Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardır elbet
Suçlatmaz kendini
Savaşmadıkları için kızarsın, ama suçlayamazsın
Savaşmışlarsa yenildikleri için kızarsın, yine suçlayamazsın
Yenildiğin için kızarsın, yine suçlayamazsın
Ayrılığın kaçınılmazlığına inandırır seni

 

Kendine iyi bak derler ve giderler
Elinden umutlarını, düşlerini, sevgilerini alıp giderler
Bir tek anıları bırakırlar geride
Bir de hatırladıkça gözyaşlarına boğulasın diye unutulmayan nameler

 

Arkalarına bakmadan çekip giderler
Eğer yalnız kalmışsan
Çünkü insafsızlıklarını görmek istemezler
Her şey o saniye orada bitsin kapansın bu sayfa isterler
Bitti diyemedikleri için kendine iyi bak derler
Kırıldım ve affedemiyorum diyemedikleri için
Kendine iyi bak derler
Seni istemiyorum artık, hayatımdan çıkarıcam
Ama bilgi hiç unutmıycam diyemedikleri için
Kendine iyi bak derler
Biliyorum çok kanıycaksın ama daha iyisini yapamıyorum
Diyemedikleri için kendine iyi bak derler
Vicdanlarını rahatlatmak için kendine iyi bak derler
Çünkü o kan uzun süre akıcaktır ve o yara asla kapanmıycaktır
Bilirler…
Kendine iyi bak bir noktadır çoğu zaman
Kendine iyi bak deme bana
Sadece kötülükler noktalansın isterim ben
Oysa sen iyisin
Sen gözümdeki ışık, dudağımdaki tebessüm,
Sen içimdeki sevinçsin
Sen hayatıma renk katan, sen yüreğimdeki çarpıntı,
Sen hayatımdaki neşesin
Sen yolumu aydınlatan, sen dert ortağım,
Sen gönül yoladaşım, sen bitanesin
Kendine iyi bak deme bana, nokta koyma
Keşke böyle yaşanmasaydı bazı şeyler
Keşke affedebilsen beni
Keşke bende affedebilsem
Keşke döndürebilsek zamanı geriye
Nafile…
Ama yinede gitmesen olmaz mı?
Bitmesek olmaz mı?
Sen eksikken ben nasıl tam olurum?
Senden kalan boşluğu kimlerle doldururum?
Savaşsak aramıza giren şeytanla olmaz mı?
Hani büyük aşklar her türlü engeli aşardı?
Hani gerçek dostluklar her sınavı geçerdi?
Hani sevgi eninde sonunda kazanırdı?
Hani hayatta hiç kirlenmiycek değerler vardı?
Hani en büyük zaferler, en kanlı savaşların ardından kazanılırdı?
Bunların hepsi yalan mı?
Sahiden gitmesen olmaz mı?
Bitmesek olmaz mı?

Peki o zaman senin istediğin gibi olsun
Öyleyse
SENDE KENDİNE İYİ BAK…


                                                                         Rüştü ÇaLık
#76 - Kasım 04 2006, 14:19:34
ßedenim SenSizde nefeS aLıCak..
dünya SenSizde dÖneCek.. dÖneCek unutma .!!!
we yüreĞine.. eLLerine.. GözLerine sÖyLüOrum..
dinLe..
nefretimSin.!!! OySa ki. nefeSimdin .!!!

Tüm Şiirlerin İçinde Ben Bir Bunu Tek Geçerim
Her Zaman Bunu Seçerim
Bi Okuyun Bilmeyenler İçin.......



O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.

Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.

O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.

Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliiiii
hanımeli
açan ev..


                                    Nazım Hikmet Ran
#77 - Kasım 04 2006, 17:24:15

seni sevdim,
seni birdenbire değil
usul usul sevdim
'uyandım bir sabah' gibi değil
                                   öyle değil
nasıl yürür özsu dal uçlarına
ve günışığı sislerden düşsel ovalara..
                                    seni sevdim
artık tek mümkünüm sensin.


                                        gülten akın
#78 - Kasım 07 2006, 22:52:35

Rüştü Çalık Kendine İyi Bak...

   
Arkadasina Tavsiye Et   
   
 
 
   
 
   
...

“Kendine iyi bak” bir veda degil elveda cümlesidir çogu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasini gizler içinde...

"Kendine iyi bak." Çünkü bundan sonra ben yaninda olmayacagim. Olamayacagim. Istesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmani istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.“

“Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden baskasi olmayacak yaninda sana bakacak. Ben olmayacagim. Kendine iyi bak ve beni düsünme. Çünkü ben de seni düsünmeyecegim artik. Arama sakin beni, yazma, çünkü ben yazmayacagim. Sil beni yüreginden, çünkü ben silecegim. Fakat, yasanilan, paylasilan güzel seyler hatirina sana yürekten mutluluklar diliyorum. Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum.”

"Kendine iyi bak. Aramizda geçen herseye ragmen benden sonra iyi oldugunu bilmeyi tercih ederim. Aslinda bilmem çok önemli degil, iyi oldugunu varsayacagim ben. Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben, seni kendinle basbasa, yapayalniz birakiyorum ben. Biliyorum kendini birakacaksin benden sonra, o yüzden iyi bak diyorum. Aslina bakarsan, çok da fazla umursamiyorum."

"Kendine iyi bak derler ve giderler. Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onlari ayirmak, eti tirnaktan ayirmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok aci vericidir, yürek parçaliyicidir. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine “Kendine Iyi Bak” gözleriyle ayrilirlar. Ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadar…Ta ki son elveda mezar sessizligine bürününceye kadar…"

Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez “Kendine Iyi Bak “ derler ve giderler. Onlar eti tirnaktan ayirmak yerine ölümü yeglerler. Onlar bu aciyi bir kezden fazla kaldiramayacaklarini bilirler.

"Kendine iyi bak" derler ve giderler. Bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. En büyük ihanet degil midir aslinda seni seveni, ihtiyaci olani yüzüstü birakip gitmek. "Kendine iyi bak" derler ve giderler. Seni suskunluga mahkum edip giderler. Seni parçalara ayirip, en büyük parçayi yanlarina alip giderler. Seni senden alip giderler.

Daha kötüsü suçlayamazsin onlari tüm bunlar için. Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardir elbet. Suçlatmaz kendini. Savasmadiklari için kizarsin ama suçlayamazsin. Savasmislarsa, yenildikleri için kizarsin ama suçlayamazsin. Yenildigin için kizarsin ama suçlayamazsin… Ayriligin kaçinilmazligina inandirir seni, kendine iyi bak derler ve giderler. Elinden umutlarini, düslerini, sevgilerini alip giderler. Bir tek anilari birakirlar geride, bir de hatirladikça gözyaslarina bogulasin diye unutulmayan nagmeler.

Arkalarina bakmadan çekip giderler eger yalniz kalmissan, çünkü insafsizliklarini görmek istemezler. Hersey o saniye orada bitsin, kapansin bu sayfa isterler. Bitti diyemedikleri için, kendine iyi bak derler. Kirildim ve affedemiyorum; diyemedikleri için kendine iyi bak; derler. Seni istemiyorum artik, hayatimdan çikaracagim ama bil ki hiç unutmayacagim; diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Biliyorum çok kanayacaksin ama daha iyisini yapamiyorum; diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Vicdanlarini rahatlatmak için kendine iyi bak derler, çünkü o kan uzun süre akacaktir ve o yara asla kapanmayacaktir, bilirler.

"Kendine iyi bak" bir noktadir çogu zaman. Kendine iyi bak deme bana, sadece kötülükler noktalansin isterim ben. Oysa sen iyisin… Sen gözümdeki isik, dudagimdaki tebessüm, sen içimdeki sevinçssin. Sen hayatima renk katan, sen yüregimdeki çarpinti, sen hayatimdaki nesesin. Sen yolumu aydinlatan, sen dert ortagim, sen gönül yoldasim, sen bir tanesin. Kendine iyi bak deme bana. Nokta koyma.

Keske böyle yasanmasaydi bazi seyler, keske affedebilsen beni, keske ben de affedebilsem… Keske döndürebilsek zamani geriye. Keske bugünkü aklimizla yasasak herseyi bastan. Nafile... Ama yine de, gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi? Sen eksikken, ben nasil tam olurum? Senden kalan boslugu kimlerle doldururum? Savassak, aramiza giren seytanla olmaz mi? Hani büyük asklar her türlü engeli asardi, hani gerçek dostluklar her sinavi geçerdi, hani sevgi eninde sonunda kazanirdi? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek degerler vardi? Hani en büyük zaferler, en kanli savaslarin ardindan kazanilirdi? Bunlarin hepsi yalan mi? Sahiden..., gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi?……….

Peki o zaman... Senin istedigin gibi olsun... Öyleyse...Sen de Kendine Iyi Bak.

"Kendine iyi bak" derler, kursunu kafana sıkıp giderler... ...
 
#79 - Kasım 08 2006, 11:55:32

Beklenen..


Ne hasta bekler sabahı
Ne kanlı sahibi mezar
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar

Geçti istemem gelmeni
Yokluğunda buldum seni
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme artık neye yarar..

                                     N.F.Kısakürek
#80 - Kasım 08 2006, 13:44:09

Hepsi Bu...


değişen ben değilim, dönüşen savaş
yaşlanmakla ıslanmak aynı şey,
bir yağmurun gölgesinde ihtiyarlamak..
şimdi ölüm bile yetmiyor
acılarımızı tartmaya,
dostlar..
alıngan bir sahili pinekliyorlar,
bir merhaba'yı bıçaklar gibi artık
selamlaşmalar..
değişen ben değilim, dönüşen savaş
artık zaman bile yetmiyor
yaşadığımızı sarmaya..yine de ışıklar bu kenti güzelmiş gibi gösteriyor,
geceleri...
geceler...yani Ahmet Haşim'in kafiyeleri
seni aklıma düşüren yerçekimi değil, yalancı yıldızlar
öyle uzaksın ki, ÜFLESEM SOĞUYACAKSIN
                                         SARILSAM OKYANUS...
bir aşka yetecek kadar ve anımsatacak kadar
                                               sebepsiz bir ölümü,
acılarımız ve kafiyelerimiz var..
işte HEPSİ BU KADAR...

                                                   
                                                        Yılmaz Erdoğan
#81 - Kasım 09 2006, 19:41:12

harika bir yılmaz erdoğan şiiri varrr
#82 - Kasım 10 2006, 14:51:45
*G*a*L*a*T*a*S*a*R*a*Y*

AŞK KARARMAK ÜZEREDİR ODANDA

Eski bir Türkçe kitabında
rastladım sana
Sırtın pencereye dönüktü
Odan kararmak üzereydi
Usulca öne düşmüştü başın
yorgun bir düşü taşıyordun
omuzlarında..

Birini bekliyordun
kendini bekler gibi..

Ne zaman aşkın adı geçse
Sen gelirsin aklıma..
Sırtın pencereye dönük
Başın öne düşmüş
Bir inanç titreşir
yaralı, yorgun omuzlarında..

Ne zaman adı geçse
Eski bir Türkçe kitabında
Aşk kararmak üzeredir odanda…

CEZMİ ERSÖZ
#83 - Kasım 10 2006, 20:31:35

harika bi şiir bayılıdım :okey
#84 - Kasım 10 2006, 20:37:51
BaSKeTBaLL FaN CluB _-_TıKLa_-_   BaSKeTBaLL FaN CluB

BaSKeTBaLL FaN CluB_-_TıKLa_-_  BaSKeTBaLL FaN CluB
Her $eyi ßiLmek zorunda değiLsin , Haddini ßiL yeter !..
SaNkİ SeNi BeNİm iÇin YapMIŞlar Sanki Benim İçiN YaraTmIşLArr...

RESSAM AŞKI 

parmaklarımın tutsağısın biliyor musun?
dilersem güldürürüm seni kaygılardan uzak
dilersem tüm yalanları silerim dudaklarından
yalnızca adımı yazarım gönlüne
saçların yarınlardan korkusuz..
ya da yalnızlıklar dolar tellerine..

parmak uçlarımdasın biliyor musun
nereye kaçsan kurtulamazsın
bitmez bir kitap olacağım 
                        her satırında ömrünün..
yalnız beni okuyacaksın
kırık dökük anılardan sıyıracağım ellerini
günahlarla arana bir duvar öreceğim
benimle yaşayacaksın bundan böyle
bir benim sabahlarımda ışıyacak yüzün
yalansız, yapmacıksız..
gözlerine bulut bulut bir sevgi öreceğim

parmak uçlarımdasın biliyor musun?
nereye kaçsan kurtulamazsın
dilediğim gibi çizerim seni
istersem asırlarca güldürür
dilersem en mutlu gününde
ağlatırım gözlerini...

(alıntıdır)
#85 - Kasım 10 2006, 21:04:23

GECE YARISI

hiçbirşey görünmüyordu karanlıkta
kara bir kağıt verdiler elime
kara kalemle çizilmiş
'işte aşkınız' dediler...
-----------------------------------------
ARDINDAN

söyle bu gitmek de ne şimdi
sokakları boş bomboş bırakmak
tüketmek bütün heyecanları

ömrün en güzel çağında
damarlarımı keser gibi
söyle
bu gitmek de ne şimdi...
----------------------------------------
ZORUNLU

kim bu plağı çalan şimdi
hazır unutmuşken
karlı sabahları
kafama vura vura hatırlatmanın
sırası mıydı..?
---------------------------------------
ÖĞÜT

bak..sana dost nasihati çocuk
gamsız yaşamak istiyorsan ömrünce
sevme.
acı çekmek istemiyorsan eğer
'geleceğim' diyenlere inanma
her akşam pencerede
bekleme...
---------------------------------------
GİZ

güvenme öyle 'herşeyinle
tanırım seni' diye.
evet...
sevinçlerimi üzüntülerimi
yine göreceksin
ama...
düşümde yazdığım şiirleri
hiç öğrenemeyeceksin...
--------------------------------------
HALA

"çocukluk işte bakar mısın?"
"sevmiştim" diyorsun.
oysa,
gözlerin anlatıyor içini
hala seviyorsun...
#86 - Kasım 10 2006, 21:18:52

Ben Senden Önce Ölmek İsterim

Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
Iyisi mi,beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni gorebilesin
Fedakarliğimi anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşiyorum yanında senin.
Sonra, sende ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacagız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasndan nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
Bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
Içimden bir şey :
belki diyor.

18.02.1945
Nazım Hikmet Ran
#87 - Kasım 12 2006, 13:04:35

Çağrışımlar

Çok küçük bir yalani
Çok büyük bir orantida
Dinlediniz mi..

Çok büyük bir yalani
Çok yalin bir dogrultuda
Söylediniz mi..

Gecikmiş bir gizlemi,
Birikmiş bir özlemi
Sakladiniz mi..

Gelmeyecek bir gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi..

Bir gerçegi erken,
Bir açligi tokken
Anladiniz mi..

Hep mi hep ölecekmiş gibi,
Hiç mi hiç ölmeyecekmiş gibi
Yaşadiniz mi..

Yalani sürmeye sürmeye,
Yanlişi görmeye görmeye
Saklandiniz mi..

Dogrulugun yönünde,
Dogrularin önünde
Aklandiniz mi..

Ortamsiz bir yaşamda,
Yaşamsiz bir ortamda
Harcandiniz mi..


Özdemir Asaf
#88 - Kasım 12 2006, 13:13:41

!_By_Gizli_!

Ben ayrılıkların şairi,
Yalnızların ozanıyım.
Sen, sen masallar okurken daha,
Ben acıların yazarıyım.

Haklısın, aramızda dağlar, denizler var,
Haklısın, aramızda uçurumlar.
Senin sevdaların, üç günlük masal,
Benim sevdalarım, Allah'ına kadar.

Elma şekeri mi sandın aşkı,
Ne şiirin şiir, ne şarkın şarkı.
Hele bir kırılsın, hele bir kırılsın feleğin çarkı,
İşte ben o zaman görürüm seni.

Halâ tahta masalara yazıyorsam adını,
Aşk kitaplarında arıyorsam tarifini aşkın,
Kahır mektuplarında yeniden buluyorsam seni,
Islak mendillere siliyorsam gözyaşlarımı,
Eyvahlar çekiyorsam her biten aşkın ardından,
Bana sor yalnızlığı,
Ayrılığı bana sor diye haykırıyorsam,
Ve sabahçı kahvelerinde
bir çay gibi demliyorsam hasretini,
Ve inadına özlüyorsam, o çay karası gözlerini,
Bil ki, bu seni erkekçe sevdiğimdendir.

Bu benim ilk aldanışım değil,
Bu benim son yıkılışım değil,
Bırak bu sahte gözyaşlarını,
Bırak bu masum bakışlarını.
Üzülme, benim için üzülme,
Üzülme bu son için üzülme,
Ben, ben, ben yeterim kendime

Varsın da bir dağ gibi büyüsün hasretin içimde,
Varsın da her gece
Bir kemanın tellerinde ezilsin kalbim,
Varsın da bir daha değmesin ellerim ellerine,
Asla pişman değilim.

Hatırla, bir adam diyordun hatırla,
Ömür boyu sevsin beni ömür boyu,
İşte o deli, işte o çılgın, işte o adam benim.
Çünkü ben,
Çünkü ben aşkı ölümsüz bilenlerdenim.

AHMET SELÇUK İLKAN
#89 - Ocak 09 2007, 19:41:45

Senden önce yaşamıyormuşum
Seni tanımadan önce ben yokmuşum
Boşmuş yaşam
Bir yalan yaşamışım
Eskiden güldüklerim olaylara
Simdi ağlıyorum
O zamanlar sen yokmuşun
Ömrünsün, senİ çok geç tanımışım
İşte orda hata yapmışım
Şimdi hayatımın anlamasın
Sensiz ben bir hiç sensiz bir hayat olmaz olsun
Sensiz bir cennet yerine Senle bir cehennem
Sensiz bir yaşam bana ızdırap bir acı olsun
Seni seviyorum aşkım [Esmerime]
#90 - Haziran 28 2007, 17:59:48

freedom59

BEYAZ GÜVERCİN

Süzülüp mavi göklerden yere doğru
Omuzuma bir beyaz güvercin kondu
Aldım elime,usul usul okşadım
Sevdim,gençliğimi yeniden yaşadım
Bembeyazdı tüyleri,öyle parlaktı
Açsam ellerimi birden uçacaktı
Eğildim kulağına;dur,gitme dedim
Hareli gözlerinden öpmek istedim
Duydum;avuçlarında sıcaklığını
Duydum;benden yıllarca uzaklığını
Çırpınan kalbini dinledim bir süre
Ve uçmak istedim onunla göklere
Ak güvercinin iri gözleri vardı
Güzelliğinden fışkıran bir pınardı
Soğuk sularından içtim,serinledim
Çağlayan bir nehrin sesini dinledim
Belki buydu sevmek hayat belki buydu
Işıl ışıldım,gözlerim dopdoluydu
Bir nağme yükseldi sevinçten ve hazdan
Bir nağme yükseldi,güzelden beyazdan
Uzattı sevgiyle pembe gagasını
Birden öğrendim hayatın manasını
Kaderde sevgiyi sende bulmak varmış
Seninle bir çift güvercin olmak varmış
#91 - Haziran 28 2007, 18:14:19

Tüm Şiirlerin İçinde Ben Bir Bunu Tek Geçerim
Her Zaman Bunu Seçerim
Bi Okuyun Bilmeyenler İçin.......



O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.

Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.

O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.

Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliiiii
hanımeli
açan ev..


                                    Nazım Hikmet Ran


NAZIM HİKMET'in şiirlerini tek geçerim ben de gerçekten de çok güzellll
#92 - Haziran 28 2007, 18:18:37
GİDİYORUM…
ELVEDA…
UNUTTUĞUM BİR ŞEY VARSA SENDE KALSIN…
BEN UNUTMAYACAKLARIMI
İSTER İSTEMEZ YANIMDA GÖTÜRÜYORUM…

freedom59

SENİ SAKLAYACAĞIM

Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.
Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.
Sen göreceksin, duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.
Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.
Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.
Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.
Bir gün, tam anlatmaya..
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım..
Anlayacaksın.


Özdemir Asaf
#93 - Haziran 28 2007, 18:20:59

freedom59

ÖZLEM

Bir gece, gecede bir uyku..
Uykunun icinde ben..
Uyuyorum,Uykudayım,
Yanımda sen.
Uykunun içinde bir rüya,
Rüyamda bir gece,
Gecede ben..
Bir yere gidiyorum, delice..
Aklımda sen.
Ben seni seviyorum, gizlice..
El-pençe duruyorum,
Yüzüne bakıyorum,
Söylemeden, tek hece.
Seni yitiriyorum, çok karanlık bir anda..
Birden uyanıyorum, bakıyorum aydınlık;
Uyuyorsun yanımda..güzelce.
#94 - Haziran 28 2007, 18:22:23

ŞEHİRDEN BİR ÇOCUK SEVDİN YİNE

Yaktın masum hırslarını geliyorsun
oysa bir bilsen, seni ona taşıyan şehir
saçını bağladığın iple bile alay ediyor
Ah! bir bilsen herkes tetikte;
sense böyle hesapsız, böyle sevinçle

Ah! bir bilsen
sadece güzelliğin tutuyor acımasızlığın
kapılarını

Yaktın masum hırslarını geliyorsun,
şehirden bir çocuk sevdin yine...
#95 - Haziran 28 2007, 18:43:09
GİDİYORUM…
ELVEDA…
UNUTTUĞUM BİR ŞEY VARSA SENDE KALSIN…
BEN UNUTMAYACAKLARIMI
İSTER İSTEMEZ YANIMDA GÖTÜRÜYORUM…

http://Yine bir kuyuya doğru çekiliyor
Yine yeniliyor yenilgisini hep yeniden

Azalıyor,

Eskiyor beden.

Nereye atacağını şaşırmış
Hep düzayak çalgılara hasret

Yürek desen.

Hangi evresinde şaşırdı kendini
Doğuştan şaşı ve kalbi kırık aşktan
Yorulmuş bir kadın fikrine inanmaktan
Evde yokum desem komşudan buluyorlar
Kendi özel dağınıklığımda
Vuruyorlar
Kapıyı hiçbir şey için gereğince
Üstelemeden.

İki söz arasında meçhul asker türküleri
Yalnız yalnızken
Ve nöbetlerde söylenen

Tanıksız günbatımları
Yalnız yalnızken ve
Yalnız tren garlarında hissedilen

Ve gecelerde artık cepten yeme düşleri
Eski usul sarhoşlukla
Zevk alma
Eski sevişmelerden
Bu bitmeyen seviş getirmelerden

Azalıyor,

Eskiyor beden.

 :.dost
#96 - Haziran 28 2007, 18:50:14
GİDİYORUM…
ELVEDA…
UNUTTUĞUM BİR ŞEY VARSA SENDE KALSIN…
BEN UNUTMAYACAKLARIMI
İSTER İSTEMEZ YANIMDA GÖTÜRÜYORUM…

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.