Alternatifim Cafe

Çünkü o Sen' din...

Discussion started on Sizden Gelenler

Susmuşluklara, susmuşlara, susturanlara inat,
Sen, sana yeniden şarkılar söyletene inandın...
Yolunu, yönünü ona, onlara adadın,
Gel zaman git zaman;
Yanıldın, sarardın ve kendini dünyanın en büyük boşluğuna saldın...
Loştu düştüğün boşluk,
Yerini, yönünü bulamasanda, gölgeni görecek kadar büyüktün...
Elindekiler balıkların çıkardığı baloncuklar kadar,
Gözlerinde ki ışığımsı şey pili bitmiş bir fener kadar,
Ayaklarında ki mecal karıncanın yenmemiş çekirdeği kaldırması kadar küçük dursa da;,
Tüm yok gibi görünenlerin ardındaydın,
Çünkü o Sen' din, görünmesende hep vardın...

Gözlerin karalarla bağlandı,
Dilin zorla tutuldu,
Ruhunu zabdetmek istediler işte onu başaramadılar...
Sen naralarını atmaya inatla devam ettin,
Sıkıntıları kendine eş görüp,
Bıraktın kendini onların eşsiz-liğine...
Bir yol bulup kendine,
Bir dümen yapmak istedin en maharetli ellerden çıkmış olanından,
Kaptan koltuğuna oturtmak için en büyülü insanı aramaya çıktın o dümenle...
Evet, dalgalar kesecek belki yolunu,
Köpekbalıkları yem gibi görecek seni, kim bilir...
Kara bulutlar denize emir verecek ve sallandıracak tekneni,
Bir o yana bir bu yana çarpacaksın,
Belki inciteceksin, acıtacaksın sağını-solunu,
Ve duracak elbet o dalgalar,
Kara bulutlar senin gücüne yenik düşüp,
Emir vermeyi kesecek çarşaf denize...

Düşmüşken;
Yerden destek alacak ellerin,
Dizlerin en güçlü şekilde ayaklanmayı isteyecek,
Belin hiç olmadığı kadar yüksek doğrulacak,
Ve ayaklanacaksın...
Çünkü o Sen' sin ve hep var olacaksın...

Burcu Oğuz - Yirmisekizmayısikibindokuz - Saat: 16:46
#1 - Haziran 17 2009, 11:26:19
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

Siren sesleri gibi bağırıyordu, haber veriyordu tuhaflıklar,
Bir yerden tamamlarken bir yerden eksiltiyordu hayat,
Ben, tüm tazeliğiyle yaşamak isterken her şeyi,
Tamamen saflığına güvenirken tüm katılıkların,
Ve tam da içimi sererken o rahatlığın en geniş bahçesine,
Biri, herhangi; var ile yok arası bir şey,
Dur! diyor, bekle, git-me...

Kışın ortasında, sicim gibi yağmurların altında,
Elim cebinde, başı önüne eğik,
Kulağımda en iyi bildiğim şarkıyla yürüyen,
Her adımda efkârımı küçültmek isteyipte aksine kar topu gibi git gide büyüten,
Kurtulmak istediklerimi ne kadar uzaklaşsam da peşinde sürüten,
Diline afilli kelimeleri süremeyen,
İçinde bir bebek gibi,
Gün gün başlayıp dokuz, doksandokuz hatta dokuzyüzdoksandokuz ay,
İçinde koparamazcasına en büyük 'kahretsin' leri güldürüp, şevklendiren,
Kendi ' ah-vah'larını kendi çeken,
Vitaminlerini içinde ki en büyük zehire gümüş tepsilerde sunan,
Derinlerinde ki o tuhaf sızıyı bir türlü durduramayan,
Elini kolunu; dişleriyle, kalınca iplerle göz göre göre,
İç bile bile,
Kulak duya duya,
Dil söyleye söyleye bağlayan bir ben; almış başını gidiyorum...

Ben' ler de yorulurmuş,
Aslında her ben' in sonu buymuş,
Duymuş, görmüş, susmuş, pusmuş, kusmuş,
Dönüp dolaşmış,
Yine aynı yerde durmuş-um...

Salınınkendiniçarşambayabıraktığıgecemayısınyirmiyedisi / Burcu Oğuz



#2 - Haziran 17 2009, 11:26:57
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

Dünyanın rüzgarı büyük esti sana, hayatına...
Avuçlarında biriktirdiklerin yanına kârlarını da alıp marifetmiş gibi yok oldu,
Sesini suskunluğunda boğdu o rüzgar,
Gözlerinde boğazın en ruhani ışıklarını andıran ışıklar vardı,
Belki de onu kıskandı rüzgar...
Saçlarını çekemedi belki de, teslim oluşuna göz yumamadı ya da...
Ellerini kullanışını sevmedi kim bilir,
Farkına varamadan dans ettirirdin ya onlara dilindeki tınılarla,
Gönülleri her bir nota da şahlandırırdın ya,
Sesimizi sesininde harmanlayıp bize döndürürdün ya,
İşte lütfun büyüktü bize böylesine, öylesine, derincesine, bitmezcesine...
' Koyverdun gittun beni ' diye isyan ederken en nazlı gönül eşine,
Sen dilindeki cümleyle elveda dedin gönlünün eşsizliğine,
' Kimse almasın seni ' diye ah mı isyan mı her neyse işte onu dillendirirken,
Seni almalarına göz yumdun en sessizinden...
Özlemlerin en şehvetlisini bıraktın bize.
Şair Ceketli Çocuk' tun ya sen,
Kokunu ceketinle götürememişsin,
Tadını taşıyamamışsın yanında,
Öyle olsaydı seni yaşar gibi taşıyamazdık en derinde...
Giderken, her zaman olduğu gibi yine unutmamışsın adsız tüm gönül eşlerini!
Hep vefakâr, hep yürekli olmuşsun,
Dönmeyeceğini bildiğin bir yola girerken bile...
Hayatının her deminde cürretkâr olmayı becerebilmişsin en kıskandıranından,
Gözlerini yumamamış, biri sanki elleriyle onları zorla kapatmış gibi iştahsız yol almışsın,
Üstünü örtenlere isyan eder gibi yakıştıramamışsın kendine pak elbiseyi,
Daha söyleyecek çok sözün varmış gibi tadınıda alamadan göçmüşsün şu dünyadan....
Tadını, ruhunu, şarkılarını emanet etmişsin bize güveninin hepsini göklerden dağıtarak,
Her yerden gözlüyorsun bizi,
Gülümsüyorsun galiba şu anda,
Gülüşünü eksiltme o suretinden,
Geleceğiz elbet ve yine şarkılar söylenecek hep bir ağızdan...
' Haydeee ' diyeceksin, ' hep bir ağızdan '...
Ve bizde ' İşte gidiyorum... ' diyerek katılacağız rüzgarına.


Yirmiüçmayısikibindokuz / Saat: tamda geçmezken...

Kazım Koyuncu' ya ithafen...
Burcu Oğuz
#3 - Haziran 17 2009, 11:27:41
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

Ses gider -sizlik kalır,
El gider izi kalır,
Ayak gider yeri kalır,
Ruh gider bedeni bırakır,
O gider ben sararır,
O gelir ben aklanırım...

Onaltımayısikibindokuz / Saat: onaltısıfıryedi
Burcu Oğuz
Kısaca FD Uzun Uzun Feridun Düzağaç' a ...
#4 - Haziran 17 2009, 11:31:09
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

Çok büyük beklentilerim yokken hayattan,
Hayat denen faili meçhul durum hep sakındı beni içine almaktan.
Sesimi yükseltmekten çekinirken ben ona,
O bana en sessiz çığlıklarıyla sövdü.
Kulaklarıma sarı oklarını salan hayat,
Yüzüme kocaman bir sille indirdi hiç olmadık bir anda.
Elim kolum en kalınından bir iple sarılmış,
Gözlerim en karasından bir bez ile bağlanmış,
Dilim hiç açılmamak üzere lâl olmuş,
Parmak izlerim, hayatın kabartmalı kara yazılarını okumaktan kesilmiş gibi...
Tamda bunların üstüne;
Dik durmaya mecalsiz bir bünyeyi taşımaya çalışıyorum.
Üzülmeyi adet edinmiş en saf karakterleri besliyorum derinlerimde,
Ağlamayı gözlerime şevkle yerleştirmiş, hasretle besler olmuşum...
Ömrümün her seansında sonlarımı kendi elimle yazıp,
En şaşaalısından, belgelercesine imzamı atmışım altına.
Şimdi kalemim tükendi, ellerimse zaten onu tutmaya meraksız...
Ne demeli ki durum böyleyken;
Dünya ayarsız,
Hayat arsız,
Ben kararsız...

Burcu OĞUZ / 04.06.2009

Kardeşine ithafen... :)
#5 - Haziran 21 2009, 19:01:34
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

Şimdi beni iyi dinle;
Bak güldüm istemeden şaşırdım biliyor musun?
Yanaklarıma en koyusundan allık sürmüş gibi oldum aniden.
Ellerimde buz oldu her zamanki gibi,
Gözlerimi içine içine çeken bir kaç minik el var sanırım göz çukurlarımda,
Karnımda binlerce rüzgar gülü, iç organlarımı yapraklarına dolayan,
Ayaklarımın altında onlarca, yüzlerce, binlerce tren rayı,
Avuçlarımda sayamadığım hayat çizgileri,
Kulaklarımda anonim bir sürü melodi,
Dilimde sokaklarda bulunan türden bir kaç cümle,
Şakaklarımda sinüzitimden kalma bir ağrı,
Çenemde ağlamaklı bir titreme,
Kirpiklerimde sahildeki dalgalardan kalma nem,
Tırnak içlerimde kazı*** geldiğim son yıllarımın kalıntıları,
Kalbimde yol geçen hanını andıran bir manzara kimsenin göremediği,
Boynumda başımın öne düşmemesi için gösterdiğim çabanın ağrısı,
Bileklerimde mesajlaşmaların, kola şişesinin kapağını açmanın argınlığı,
İçimde bunların depo edilmesi,
Beynimin içinde harmanlaşmış duygu kokteyli,
Gözlerimde voltajı düşük ampulün ışığını andıran bir loşluk,
Ve daha niceleri...
...
Hey! duydun mu sen beni? Sesin kesildi sanki...
Oturduğun yer soğumuş bile,
Ben sana ' beni iyi dinle ' demedim mi?
Tamam tamam ben yazdıklarımı okur yinelerim kendimi.

Burcu OĞUZ
#6 - Haziran 21 2009, 19:02:09
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

Kesssss...

Kesintisiz,
Kesinlikle,
Kestirip atmadan,
Keskin,
Kesmeşeker tadında,
Kese kağıdı gibi buruşmayanından...
Tırnaklarımın rengini attırabilen,
İçimi bir yumruk bükermişçesine,
Beynimi bir ip gibi boynuma geçirebilecek cinsten,
Beni hayatla haşır neşir edebilecek o şeyi gözlerimi kısmış arıyorum...

Burcu OĞUZ
#7 - Haziran 21 2009, 19:02:26
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

Şöyle bir aklımı kolaçan ettim de bugün; güzel şey-miş yaşamak. Yeni günle nefes almak, sesimi duymak, dostun kötü anına koşmak, iyi gününe kahkahalarla katılmak. Yaşamak...
Hayatın eline koz vermeyeceksin arkadaş. O sana yürü diyorsa sen duracaksın, " biraz sen sus " diyeceksin, demeyi bileceksin; haddini bildireceksin arkadaş. O yönetmen oldu sen baş rol oyuncusu kimi zamanda figüran, rolleri değişmenin vakti geldi diyeceksin. Kalemini kıramazsın belki ama bir süreliğine soluğunu teslim alacaksın. Biletini keseceksin en ön koltuktan, " sen geç şöyle" diyeceksin, emir kipi ile. İçinden hafif bir gülümseme fırlatacaksın suratının tam ortasına. Hiç olmadığın kadar hayat olacaksın arkadaş. Hayata bakacaksın, ellerinde onun solgun soluğunu göreceksin. İşte tam orda başlayacaksın arkadaş, " hazıııır, kayıt " diyeceksin. Bir bir anlatacaksın anlattığını anlayarak. Yumruğunu rolüne kaptırmış şekilde sıkacaksın, hayatın soluğunu kıstıracaksın tam da hayat çizgilerinin ortasında. En ön koltukta bir şeyler " imdat!" diyecek, aldırmayacaksın. " Ben dedim de sen aldırdın mı " gibisinden. Ona söyleyecek laf bırakmayacaksın arkadaş, hiç olmadığın kadar sen olacaksın. Başından ayağına baştan yapacaksın tüm temelleri.
Sana yeni bir sen inşa edeceksin arkadaş. Ardına alacağın en sağlam kalen olan sen' in temellerini atacaksın. Kabataslak bir çiz, otur hele aklının baş köşesine. Çizdiysen hadi başla-yacaksın. Malzemeleri hazırlayacaksın önce, sevmelerin en güzelini, en içlisini alacaksın. Giydireceksin kalbine arkadaş, istediğin renkle al, mühim değil. Ama en çok kırmızısı alınır, giydirilir; bu böyledir kalp zevkinde. Sen yine de hangi renk istiyorsan o renk giydir kalbini, gökkuşağı halinde olanı da olur rengarenk dilinde... Sen bileceksin, en önemliside. Boyadınmı pürüzsüz biçimde kurutacaksın, acele etmeyeceksin; bekleyeceksin. Sonra güven bulacaksın derinlerde, buldunmu cilâsını atacaksın güzelce. Parlayacak kamaştırırcasına, bakamayacak kadar. İnat edeceksin bakmak için, tek inadın bu olacak...
Gördün mü arkadaş, sen' sin bunları becerecek, hayata haddini bildirecek. İzlemeyeceksin, umudunu hiç kesmeyeceksin. Umudun olacak en büyük umudun. En zor yolculuğun biletini kesti sana hayat, çoktaaan. Belini bükmeyeceksin, oturup koltuğuna hükmedeceksin, "yaşayacaksın" arkadaş. Günü gelecek bağlanmayacaksın birine, ille de yoldaşım olsun demeyeceksin. Kendi kalen olacaksın, zor günlerde sen sana yaslanacaksın, körü körüne bağlanmayacaksın arkadaş, açıklarıda kör etmeyeceksin. Zaman gelecek çatacak atacaksın içerinden. Bu kadar şeyi aştın, onu da atacaksın. Doğduğunda tektin arkadaş, elinden tutan yoktu, bir doktor vardı elinden tutan o da popona vurup seni ağlatmak için, yaşamının startını vermek için. Sen yaşamak için doğdun arkadaş, söndürme mumunu.

Unutma; Üryan geldin yine üryan gideceksin arkadaş!


Burcu Oğuz- 7eylül2bin9
#8 - Ekim 04 2009, 16:14:28
« Son Düzenleme: Ekim 04 2009, 16:15:05 Gönderen: Goldilock »
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

Tek kelimeyle harika canım kalemine sağlık hepsini soluksuz okudum. *Hepsinde ayrı bi tad ayrı bi telaş.
#9 - Ekim 04 2009, 23:41:44

Köpek ürür,
Kervan yürür.

Tek kelimeyle harika canım kalemine sağlık hepsini soluksuz okudum. *Hepsinde ayrı bi tad ayrı bi telaş.
Canım çok mutlu ettin beni, sonsuz teşekkürler.
#10 - Ekim 05 2009, 19:08:09
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

Sesler vardı kulaklarımda çınlayan,
Sisler vardı gözlerimin tam önünde, perde misali
Hani olur ya fallarda, tam da fincanın ortasında
Gizler vardı, kabartan yüreğimi.

Gidişatın belirsizliğinde esaretim,
Gelişlerde ki yaşanmışlıkların sırtındayım,
Kabahat var, yanımda yoramda
Sezemedim işte, ben körelmişim göremedim.

Sisli, gözlerimin içinde ki yollar,
Ayaklarımın altı şaşıyor kendini
Anlamıyorum ben neredeyim
Yanlış konulmuş yüreğime tüm tabelalar.

Şiiiişşşt, lâl edeceğim dilimi
Kelimeleri rafa kaldıracağım artık,
Yüreğimin kantarı hafiflesin
Bitsin artık bu yarım yamalak hayat filmi.

Ayak diretecek yine de ben halim,
Çıkacağım bu kasvetten,
Tebessüm terketmeden dudaklarımı
Biliyorum, artık bir yerden başlamak zamanı.


Burcu Oğuz // 10ekimikibin9
#11 - Ekim 11 2009, 13:41:09
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

Çok güzel,satırları okurken her birini hissettim sanki.
Tebrikler.
#12 - Ekim 18 2009, 14:33:02

Yalnızca bir anlıktır mutluluk.
Sevdalar, heyecanlar; Hepsi bir anlık.
Kalansa, tortusudur hayatın,
Yalanlar ve acılar; Bir de yalnızlık.

Teşekkür ederim Lobelia, nice nice hislere.
#13 - Ekim 18 2009, 19:01:21
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

Atlayacak mısın?
Ya atla ya da geri çek adımını.
Atlamayacaksan atlama,
Atlayacaksanda yalnızca kendini düşün,
Ardına, sağına, soluna bakma
Atlarken aklında yalnızca "sen" olsun
Kimseyi görme, düşünme
Çünkü onlar zaten aşağıda olacaklar.
Sen olmasan da onlar o havayı soluyacaklar...

BurcuOğuz-19ekim2bin9
#14 - Ekim 19 2009, 19:00:22
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

I
Ruhum iki duvar arasında,
Bir o yana bir bu yana çarpıp duruyor.
Yaşamak mesaisinde yorgun düşüp,
Hem halsiz hem de bi çare kalıyor.

II
Zaman tik tak tik tak atarken,
Çat pat diye kırılıyor kalbim.
Ses yok, -sizlik çok
Buğulanıyor her yer,
Aydınlığın göz kamaştırıcılığında
Kararıyor gözler.

III
Gel zaman git zaman,
Değişiyor her şey
Dönüşüyor insan
Karışıyor düzen.
Sevişiyor zaman ile hayat
Bir sürü ne idüğü belirsiz
Hayatlar doğuyor.
Başlıyor ve ölüyor.

IV
Genel geçer bir hal alıyor yaşam,
Göz açıp kapamak kadar ani,
Bir esneyiş kadar yaygan
Koku almak kadar karışık bir biçim.
Soluyor içim,
Kuruyor göz pınarlarım
İçimdeki okyanusu çekiyor toprağım
Yine de doymuyor.
İşte böyle yaşanmıyor...


BurcuOğuz - yirmi2ekim2bin9



#15 - Ekim 22 2009, 21:49:50
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

Elime yüzüme bulaştı her şey,
Elime yüzüme ulaştı tüm sisler.
Neye dokunsam dağılıyor,
Neyi sürsem ömrümün ekmeğine
Eriyip gidiyor, dökülüyordu üzerinden.
Dikiş tutturmayı geç,
İğnemden ipimi geçiremezken
Sökükler, dikilmeyi hazır ol da bekliyor
İğnenin nazı, ipe çokta rahat geçiyordu.


Burcu Oğuz - Yirmi6ekim2bin9
#16 - Ekim 26 2009, 18:50:16
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

Proculianus

Hepsini okumadım malesef ama; şu sondaki gayet güzel.Çok beğendim ben. (=
#17 - Ekim 26 2009, 20:46:26

Çok teşekkürler Mélanie. :)
#18 - Ekim 27 2009, 18:32:03
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

Her kafada bir ağız,
Her ağızdan bir ses...
Es vermeyi bilemiyor diller,
Ses vermekten öteye gidemediler.
İki elin sesi vardı amma,
Elin birini bile göremediler...
Narsisti, ego delisi,
Nerede şimdi bundan iyisi?
Dağdan geldik,
Bağdakine yâr olduk,
Dağdaki yeşili, bağda kuruttuk.
Komşu komşunun külüne,
Aşık, Veysel' in sözüne,
Anne başımıza taç
Ve biz ona muhtaç...


Burcu Oğuz - Yirmiyediekimikibindokuz
#19 - Ekim 28 2009, 19:02:48
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

xX_NightmarE_Xx

İçtenlikten kaynaklanacak cevabım...
Beklemiyordum okuduktan sonra geçmişime dönmeyi...
Herşey mazi gibi...
Ellerine, yüreğine sağlık..
Çok güzel hepsi. (=
#20 - Ekim 28 2009, 19:22:39

Fade

Es vermeyi bilemiyor diller,
Ses vermekten öteye gidemediler.

Güzeldi, Burcu.
#21 - Ekim 28 2009, 20:03:18

Gamze; sana yaşadıklarını anımsatmak iyi mi kötü mü kestiremedim. Fakat anılar hatırlanmalıdır, zihnindeyse hala anımsanmaya değiyordur muhakkak.
Teşekkür ederim. : ))

-
Kübra; teşekkür ederim. : ))
#22 - Ekim 28 2009, 20:56:45
« Son Düzenleme: Ekim 28 2009, 22:17:54 Gönderen: Burcuyevski »
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

sayısızca kitabı olan bi yazar gibi..hepsi çokça beğenildi. :))
#23 - Ekim 29 2009, 23:25:58

modern zamanlarda ask dipdudududududu

Lilith-e, teşekkür ederim. :))
#24 - Ekim 30 2009, 01:33:03
-Ten yoluyla bulaşır! derlerdi hastalık. Bende dünya tersine döndü sevgili; Sen yoluyla bulaştı sevda. İşte o gün bugündür aşkla kan bağı olan bütün ırk yasta. 

Burcuyevski~

Kendi kara kalem defterime not aldım izinsizce Eğri Büğrü yazını .
özellikle

Dağdan geldik,
Bağdakine yâr olduk,
Dağdaki yeşili, bağda kuruttuk.
Komşu komşunun külüne,
Aşık, Veysel' in sözüne,
Anne başımıza taç
Ve biz ona muhtaç...

buradaki cümlelerin diğer cümle ile anlatmayı o kadar iyi yapmışsın ki .
Her yazında bana Edebiyat dersi veriyorsun.
#25 - Ekim 30 2009, 02:07:49
Kimseyi tanıyamıyorum. Daha doğrusu kendimi tanıyamıyorum . Ben kimimki sizleri tanıyayım.

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.