Alternatifim Cafe

Elim Vak'a Söylencesi

Discussion started on Sizden Gelenler

İçindedir asılı sözlerin yarattığı boşluk.

Hoşgörünün durağı olur tenin,
Bedenin sığındığı liman;
Sakin.


Gelişiyle dirilirken anılar,
Dönüş yoluna bırakılır onsuzluk.

Direnir uçurumlarda korkular,
Sevinçler
Kederin hazzıyla kavrulur.
Sırılsıklam aşklar arasında
Kuruyan tenlere düşer yokluk.
Yağmur olur kadın,
Geleceğin kuraklığıyla boğuşur.
Sevi sızıntısıyla delirir
Susuzluk.

Değişir hüznün birimi,
Kilometrelere vurulur
Uykusuzluk.

Zaman durur.
Tek bir an yanında
Eşdeğeri;
Sonsuzluk…



SrpSzgn 25.5.10
#126 - Mayıs 25 2010, 22:11:10

Sen ne yazssan beğenirim ben, objektif olamam belkide bilemiyorum. İçine sinmemiş, içime sindi benim herzaman ki gibi. Ve birde böyle uzun aralar verip kaleminden mahrum bırakma beni, bizi.
#127 - Mayıs 25 2010, 22:58:58
''Cehennem, başkalarıdır. ''

Belki de köreliyor zaman zaman. Olağan. Bir an durup dinlenmek gibi.
#128 - Mayıs 26 2010, 12:13:48

Yer-gök mavi…

Birileri yakıyor,
Batırıyor gemileri.
Umut yüklerimi çalıyor biri.
An’ı arındırıyor suyun yüzeyi,
Denizin derinlerine gömülüyor
Anı silsilesi.

Tutuluyor yaşananların çetelesi,
Buluyor kayıp kentleri.

-Sonsuza kadar mutlu- inancıyla
Doğmuyor artık sevi.
Onsuz ölüyor belli ki.

Güne yenildikçe
Yineleniyor
Hüzün geceleri.

Kim bırakıyor ruhumun iç cebine
Vurgun vakitleri?
Neden öldürüyorlar meleklerimi?
Omuzlarım boş şimdi.

Aralanıyor dudaklarım,
Kelimelerin kekremsi tadı
Uyuşturuyor dilimi.
Sustuğum hisleri yalıyor düş perileri,
Usuma geçiyor dişleri.

Bu histeri
Doğudan çekiyor güneşi.
Tufan,
Karanlık,
Ayaz;
Ebedi.

Sevgili,
Konuk ol.
Okşasın renklerimi
Cennet hareleri.

Kadının teninde süzülüyor mavi.
Adam,
Görüyor saklı denizlerini…




SrpSzgn 26.5.10
#129 - Mayıs 26 2010, 22:43:26

Yanında olup, öpmeliydim seni bu şiir sonrası, sarılmalıydım sıkıca. Her şey mavi olmalıydı.
#130 - Mayıs 26 2010, 22:56:06
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Olabildiğine canlı renkler, varlığında. Öp ki solmasın sen güzeli sevinçlerim.
#131 - Mayıs 27 2010, 13:01:42

/.../
Denizin derinlerine gömülüyor
Anı silsilesi.
/.../
Kim bırakıyor ruhumun iç cebine
Vurgun vakitleri?
Neden öldürüyorlar meleklerimi?
Omuzlarım boş şimdi.
/.../
Kadının teninde süzülüyor mavi.
Adam,
Görüyor saklı denizlerini…



SrpSzgn 26.5.10


unutamadığım birini alıntılayıp,
anlatacaktım güya,
denizin şiirini..
hiçlikte unutulmuş dizeleri
ve herkes alaycıyken,
yenisini yazamadı
'birisi'.
alabildiğine..
elinden alınmış..
elinde,
bütünlüksüz sözcükler kalmış.

kim bilir-o, bilmeyecekti,
meleği bir gece kulağına
usulca söylemeseydi..
onun uykularına yatsan,
ondan çok korkmayacaktın,
oysa, kalkamadı.
uçabildiğini keşfetmiş bir peri,
ne kadar uzağa gidebileceğini
değilse
de-
kendi başına n'apabileceğini
öğrenmek istiyordu.

öğrendi,
bilmeyi hiç istemeyeceği dersi.
biri-hiç bitiremediği,
bitirdiyse diye
uykularına yeni korkular
eklediği..
affeder miydi?
onu bilemedi.
oynamak istemeyen
sözcükleri,
ebe yapmaya çalışırken
ne başarabilirdi ki?
#132 - Temmuz 27 2010, 19:11:57

Fısıldıyorum, bilmeli peri. Orman cini onu çok özledi. :*
#133 - Ağustos 15 2010, 22:12:44

Oysa her şey açıktı.

Aşk üzeri şeffaf bir hüzün vardı.
Bile bile ladesti sevişmeler,
İhanet "aklında"ydı.

Çünkü sevi ölümü kıskanırdı.

Zifiri karanlığa tutulan ışıktı,
Soluğuna mavi hareli umutlar takıldı.
Asırlık bir yaşamı anlattı şehir,
Kadının yarası sırdı.
Kasılırdı kalbinin yası.

Tutkuya düştü adam, yalana sarıldı.
Bedeni kırmızı bir günahtı.

Zaten hayat başlı başına bir karmaşaydı!
İflah olmaz kayıp ruhun olağan intiharları.

Beni sana getiren gemi battı,
Sevdam, İstanbul'un boğazında kaldı!




SrpSzgn 14.8.10
#134 - Ağustos 15 2010, 22:30:54

Geri dönüşü olmayan yollar seçtim kendime,
yanı-yöresi bulunmayan vaatler; sözde.

Cebimde hüzün bulutları
yüklü,
tutsak,
gri.
Her adımda süzülüyorlar gökyüzüne.
Üzgünüm bayım,
keder yağmurlarımla ıslattım sizi de.

Dünyam âmâ bir ressamın tuvalinde.
Ay düşüyor günüme.
Solan anılar konuşuyor
pencere önü çiçekleriyle.
Acıyla besliyorum içimdeki kedileri
çıkmaz bir sokağa bakan arka bahçemde.

Tenim yok benim, karışmadı terinize.
Aykırı sevi özleri sürmedim gecelere,
hüzün aromalı parfüm kokusu bileklerimde.

Ruhunuz bayım
yalnızlığa,
yıkıma,
ölüme gebe.
Usul usul
yokluğunuzu büyütün
içimde.



SrpSzgn 16.8.10
#135 - Ağustos 17 2010, 18:45:20

Any_one

bana yorum yapmak düşmese de belirtmek istiyorum artık beğenimi. sizin şiirlerinizi okurken de tatile çıkıyor ruhum, tüm karmaşanın, sıkıntının arasından tutup çekiyor kelimeleriniz. kendi masalını anlatan bir periyi dinler gibi oluyorum okurken. teşekkürler böyle hissettirdiğiniz için. umarım hiç körelmez kaleminiz... (:
#136 - Ağustos 17 2010, 19:55:37
« Son Düzenleme: Ağustos 17 2010, 19:57:14 Gönderen: Netoçka Nezvanova »

Konuk ağırlamak güzel, bu şekilde hissediliyor olması da. Böyle düşüncelerin verdiği huzurla besleniyor biraz da kedilerim. Teşekkür ediyorum. =)
#137 - Ağustos 18 2010, 13:20:12

Korkuyla baktım aydınlığına,
Onulmaz yarelerin telaşıyla.
Duvarlarıma vuruyor ışığın,
Gölge oyunu bu, yanılsama.

Yalan yanlış umutlar giriyor koynuma
İğfal ediyor sevi(m)i, hırsla.

Beni sakla
Aklanayım aşkın elim hatırasıyla.

Beni alıştır sonsuza,
Sensizlik girdabında.

Yâr, beni bağışla!
Ellerimi tuttuğunda ölüm geliyor aklıma.

Acımla büyüdün sen,
Bu yüzden sığmıyorsun aynalara.



SrpSzgn 30.8.10
#138 - Ağustos 31 2010, 02:22:01

Alıntı
Ellerimi tuttuğunda ölüm geliyor aklıma

anımsamanın ürpertmediği an gelirse
bedenini,
bir zerre olsun..
ışığını aklında tut gözlerimin
sevgili,
gücüm yok aydınlığı tutmaya
zifiri kuyularda saklarken özleyişleri.

lal kalbimi toprağa verecektim..
acının terörüyle kavrıyordu beni.
oysa toprak bile kırmızı değildir,
kurşuni damlalar,
kesik bileklerimden-
karalanmış çizgiler misali akarken şimdi..




bazı özlemleri çekmek, deli gibi benimsenmiş bir acıyı sevinçle taşımak gibi galiba
ve
meleğimi özledim.
#139 - Eylül 08 2010, 21:55:53
« Son Düzenleme: Eylül 08 2010, 21:57:49 Gönderen: itaatsiz »

Bir bir topluyorum kelimeleri yâr,
dize dolusu yalnızlık kokuyor can evimde bahar.

Ruhumun çatı katına taşınıyor anılar.
Anımsamıyorum geçmişi,
artık tozlu değil sevini bıraktığın raflar.

Gidince sen,
yerini beğenmedi papatyalar
sustukça,
susuyorlar.

Güneş görmüyor içimin odaları,
kilitli tüm kapılar.
Kırık çocukluğum,
vaktim dar.

Boş,
sessiz,
saklı yaşam;
askıda aşklar.

İzim silinir,
yara sağalır.
Bensiz kalırsın,
o kadar.

Arınırım,
zaman geçer
yasımı saklar.

Sensiz yarımım,
o kadar.

Aklandım ben,
yüzümü göstermiyor artık aynalar.




SrpSzgn 20.9.10
#140 - Eylül 22 2010, 19:03:36

Siz bayım:
Sebebim, kimsesizliğim, hezimetim.
Ben kimim?
Siz:
Günüm-gecem, evrenim.
Neredeyim?
Siz:
Elemim, zaafım, sevincim.
Neyiniz oluyorum sizin?


Denenmedi bu hüzünler,
Bu türküler hiç söylenmedi.
Yaşam,
Tekerrürle beslenen oyun misali,
Bizi daracık bir çemberin içine hapsetti.

Aşkı bitirdi umarsızlar.
Onlara, mutluluk iki beden büyük geldi.
Mağrur bir keder taşıyorum şimdi.

Siz bayım,
Günden güne öldürüyorsunuz beni.
Gözleriniz diyorum,
Yurdumun en derin uçurumları sanki;
Gizemli.
Düşersem eğer
Sırlar kanatır yüreğimi.
Gözleriniz,
O kadar güzel ki...

Saklıyorsunuz ismimi.
Ben sesimde, sözümde,
Şefkatle büyütüyorum adınızın harflerini.
Düşler sararken geleceğe ait tüm ihtimalleri,
Özlem acıtıyor tutmadığınız ellerimi.

Endişeler,
Başka suretler,
Yalan ifadeler
Kesti etimi.
Yokluğunuz pranga,
Sıktı bileklerimi.
Ellerim kangren,
Ellerim kırmızı bir yıkım güncesi.

Bir kadın,
Bir adama adadı kendini.
Kadın, ne çok sevdi.


Bu,
Yenilgi...



SrpSzgn
#141 - Aralık 04 2010, 18:01:08

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.