* Osmanlı İmparatorluğunun yükseliş devri ve çöküş devri haritalarını yan yana koyunca zayıflama ürünü reklamlarının “önce-sonra” fotoğrafları gibi duruyor. Abflex kullanmış gibi.
* 245 milyar dolar dış borcumuz var. Az para değil, o parayla nereden baksan 5 milyon daire yapılır. Ayda bin YTL’den kiraya versen 5 milyar YTL getirir, o da yılda 60 milyar YTL eder ki nereden baksan 40 milyar dolar eder. Bu hesapla 6 yılda borcumuzu öderiz, 5 milyon daire de yanımıza kâr kalır. Sahi kimde duruyor bu 245 milyar dolar? İyi ki beni ekonomi bakanı yapmıyorlar.
* Dünya bankasının bir tane ATM’si ne denk geldiysem ne olayım. Ne biçim banka lan bu? Hayır ATM’yi geçtim, evrensel düşünen bir insan olarak küçük de olsa bir hesap açtırayım diyorum, bir şubesini bulamıyorum.
* Bazen düşünüyorum da, Stepnen Hawking esasen kendi halinde bir adam olabilir. Diyelim ki bir grup bilim adamı çok cesaret edemedikleri açıklamaları onun adıyla yapıyorlar. Adam ne desin? Ağzı var dili yok. Büyük kolpa seziyorum bu Hawking meselesinde. Sen otur arabada, sadece serçe parmağın oynasın tuğla gibi kitaplar yaz. Ben on parmak yazıyorum yine o kadar yazamam. İçeriğine ise hiç girmiyorum. Hayır,abi konuşamıyor da dikte ettirsin.
* Çin ordusu, Pentagonun bilgisayarlarını hacklemiş, sistemlerini çökertmiş. Koskoca Pentagon’sun, bir Norton Anti Virüs kuramadın mı?
* Bir arkadaşım anlattı. (Bizim bi’ arkadaş) Adamın birinin köpeği ölmüş Amerika’da, Türkiye’ye gömmek istemiş. Köpeği kargoya vermiş, kendisi de sonradan atlamış gitmiş. Kargodakiler kutuyu kontrol ederken bakmışlar köpek ölü, korkup hemen aynı cins başka bir köpek bulmuşlar canlı, adama teslim etmişler. Adam şok olmuş tabii ölü köpeği canlanmış görünce. Mahkemeye mi vermiş THY’yi ne, tam anlamadım. Aslında adam Türkiye’den Amerika’ya giden bir Amerikalı da olabilir. Ulan hiç dinlememişim sohbeti be, yun bana. O kadar da güldüm kah kah koh koh diye.
* Yazdığım tek bir şeyi bile ÖSS sınavında paragraf sorusu niyetine kullansalar, nefret ederim kendimden. Bir müddet ama, sonra geçer nefretim.
* Bazen bir yalan uydurayım diyorum, bakalım yayılacak mı diye. Kimi zaman yayılıyor, on yıl aradan sonra birileri akıp kendi başından geçmiş gibi benim yalanımı bana anlatıyor. Diyemiyorsun da, “ben uydurdum lan onu” diye.
* Sabah kalkınca bazen kahve yapıyorum ama içerken ansızın utanıyorum. Kendimi özenti gibi hissediyorum, sömürge zannediyorum.
Ben Olsam !
* Aydın Doğan’ın yerinde olsam, o kadar TV kanalı,gazete, matbaa, kesin kafam karışır, hangisi benimdi hangisi benim değildi unuturum arada benim olmayan gazeteleri gider teftiş ederim salak gibi.
* Cem Uzan’ın yerinde olsam, bir an önce o partiyi ucuza elden çıkarırım. Kaça aldığıma bakmam, ilk müşteriye satarım kurtulurum. Büyük zarar etti parti. Herhalde tarihe de zarar eden ilk parti olarak geçecek.
* Harry Potter’ın okulundaki o sarı çıyan olsam, sinsice güler yüz gösteririm Harry’ye.
* Harry Potter’ın okuluna müdür olsam, ilk iş kovarım Harry’yi okuldan. “Senin yüzünden başımıza gelmedik kalmadı lan!” derim, veririm tasdiknamesini, gitsin İzzet Ömer’de okusun inek.
* Örümcek adam Peter Parker’ın yerinde olsam, örümcek adamlığımı kullanıp paparazzi fotoğrafları çekerim, magazinde daha iyi para var.
BİZİM Bİ’ ARKADAŞ !
* Bizim bi’ arkadaşın ayağına taş takılmış, elektrik direğine tutunup ayağını sallıyormuş, yoldan geçen biri çekmiş vurmuş bizim arkadaşı elektrik çarpıyor sanıp fazla acı çekmesin diye.
* Bizim bi’ arkadaş alayın sancağını çalıp alay komutanına göndermiş askerliğini yaparken, “aferin evladım” demişler. On iki yıl oldu, hâlâ bitmedi askerliği.
Gecikmeyle de olsa: THY çalışanlarım gösterdikleri onurlu tavır için tebrik ederim. Ayrıca, THY’den ansızın alıverdikleri reklamlar karşılığında çalışanların taleplerini çarpıtan, kendileri dünyanın tüm gazetecilerinden çok para aldıkları halde THY çalışanlarını halka hedef gösterenleri de esefle kınıyorum. Ya da ne esefle kınayacağım lan, allah belalarını versin.
Uykusuz 2. Sayı
alıntı