Alternatifim Cafe

Kemalist Devrimcilik ve Sahte Atatürkçü Tutum

Discussion started on Devrimcilik

tR!gonometR!k

Ülkemizin geldiği şu son durumun analizini geçmişini de kapsar şekilde yaparsak, sonuçların nereden kaynaklandığını görebileceğimiz kanaatindeyiz. 1950 ile birlikte geriye giden Cumhuriyet Rejminin acaba bu hale gelmesinin sebepleri neydi? Kimler nerede, nasıl hata yaptılar ve şu anki durumumuz nedir? Bu soruların hepsinin cevaplarını bulabilmenin en bilimsel yolu da burada yatmaktadır. 1919 ile başlayan ihtilal sürecinde, Mustafa Kemal emperyalizme karşı Halkını örgütleyerek, emperyalizme savaşı gerekli görmüştür. Zamanın koşulları da dikkate alındığı zaman, Mustafa Kemal’in bu harekete başlaması, birçoklarınca maceraperestlik, İslam Halifesi için asilik, bazılarına göre ise hainlikti.Gerçekte ise, Mustafa Kemal Atatürk’e bu yakıştırmaları yapmalarının esas sebebi, O’nun devrimci tutumuydu. Mustafa Kemal’in Samsun’da halkı örgütlemeye başlamasını, yukarıdaki bahsi geçen çeşitli terimlerle ifade etmeye yeltenenler, yurt ve millet kavramına önem vermeyen, önem verdiklerini sansalar bile bu kutsallar için kurtuluş yolunu yanlış seçenlerdi. Bu tarz düşünceye sahip olanların temel tezi, Amerikan veya İngiliz Mandasına girmekti ve biz böylelikle işgalden kurtulabilecektik. Fakat Mustafa Kemal asla mandayı kabul etmemiştir ve “bağımsızlık” için kapitalizme ve emperyalizme silahlı mücadeleyi başlatmıştır. Bu durumu maceraperestlik olarak algılayanların bir kısmı da “demokratik” yollarla bir şeyler yapılabileceği kanaatindeydiler. Sağlam bir iktidarla ve başlarında bulunan Halife’nin de desteğiyle Osmanlı Devleti bulunduğu bu durumdan kurtulabilirdi. Fakat, Mustafa Kemal bu yöntemi de benimsememiştir. O, Osmanlı Devleti’nin durumunu uzun yıllar incelemiş ve çözümü de düzen değişikliğinde görmüştü. Atatürk bozuk çarkın Türk Halkı’nı sömürmesine dur demenin yolunu da devrimci bir hareketle sağlanacağı kanaatindeydi ve hayatı boyunca her zaman bu yolda yürüdü. Atatürk’ün bu devrimci yolunu kemalistlerce kavranması ve bu yolda harekete geçilmesi hayati bir önem taşımaktadır. 1950 ile geriye giden sürecin sorumlusu elbette ki karşı devrimci güçlerdir. Fakat kemalistlerin tarihten ders çıkarması ve aynı hataların tekrarlanmaması bizlerce daha büyük önem taşımaktadır. Günümüz Türkiye’sinin Kemalist güçlerinin takınması gereken davranışlar, alması gereken kararlar da bu çerçevede incelenmelidir. Her şeyden önce, kendisine kemalistim diyen bir insanın devrimci olması, devrimci düşünmesi en olmazsa olmazlardan birisidir. Bu gün kendilerini “Kemalist veya Atatürkçü” olarak adlandıranların tutumlarını devrimci bir düşünceyle birleştirmeleri gerekmektedir. Kadro eksikliğinden kaynaklanan demokrasi sancıları ülkemizde karşı devrimci güçlere bir yol açtığını söylemek mümkündür. Bu gün baktığımızda ise, halen demokratik yöntemlerle devrimi hedefleyenleri görmekteyiz. Aydınlanma 1923 grubu gibi gruplar da, aydınlanma devrimi tezini geliştirmişlerdir. Şunu belirtmekte yarar görüyoruz. Eğer gerçekten devrimci bir bilinçle, bu tezleri ortaya atıyorlarsa; bu tezlerin de gereğini yapmak durumundadırlar. Bu gereklerin en temel noktası bizlerce şudur: Demokratik yöntemlerle bir şeyler yapılacaksa, bunun için siyaset; siyaset için de siyasal parti kaçınılmazdır. Fakat görüyoruz ki, bu tezleri ortaya atanlar için ne siyaset ne de siyasal partiler çatısı altında çalışmak pek de önemli değildir. Bu durumda, bu tarz düşüncelerin “devrimci” bir bilinçle ortaya atılmadıkları ortaya çıkacaktır. Her kemalist bireyin kendi alanlarında yükselmesi ile devrimi hedeflemek isteyenlerin, bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı hiçbir koruması söz konusu değildir. Ve esasında korunmak gibi bir niyetleri olduğunu söylemek de bizlerce yanlıştır. Bu tarz düşünce sahipleri için, siyasal düzenin değişikliği söz konusu bile olamaz. Çünkü devrimci tutumdan uzak düşünce sahipleri her zaman için düzenin bekçiliğini yapma görevini kendilerinde görmüşler ve bu yolda hareketi savunmuşlardır. İşin en acı tarafı, bu bozuk düzen bekçiliğini, Kemalistlik olarak kamuoyuna lanse ettirmişlerdir. Oysa ki bu durum yanlıştır, gerçek dışıdır. Yukarıda bahsettiğimiz Aydınlanma Devrimi teziyle, Mustafa Kemalci tutumun analizini yaparak; bu yanlışları göstermeye başlamak doğru bir karar olacaktır. Mustafa Kemal Ulusal Kurtuluş Mücadelesiyle başlayan süreçte, tam bağımsız, laik, halkçı ve çağdaş bir Cumhuriyet kurmuştur. Metot olarak değerlendirirsek, Mustafa Kemal halkçıdır;fakat devrimler hep üstten gelmiştir. Aydınlanma tezi bu yüzden Türkiye’de eksiklikler vermektedir. Türkiye’de halk aydınlanarak haklar elde etmemiş, devrim alttan gelmemiştir. İktidarı almadan halkı eğitmenin mümkün yolu da yoktur. Hele ki gizli saklı örgütlenerek oluşturulmuş ideolojik yapılar için, bu imkansızdır. Aydınlanma tezinin ikinci yöntemi ise, kemalistlerin düzen içinde belli yerlere gelmesi ve iktidarı ele geçirmesiyle olacaktır. Yukarıda bahsettiğimiz gibi, bu yöntem de Kemalist metotla uyuşmamaktadır. Atatürk böyle bir yöntemi benimsememiş, aksine açık açık düzene karşı duruşunu herkese göstermiştir. Ki Türkiye’de kemalist olan ve yüksek görevlerde bulunan bir çok vatansever Atatürkçü kişiler bulunmaktadır. Örnekleyecek olursak, Ahmet Necdet Sezer, bu gün Türkiye Cumhuriyeti Devletinin cumhurbaşkanıdır ve sapına kadar da Atatürkçüdür. Yaşar Büyük Anıt Atatürkçü bir komutanımızdır ve Genel Kurmayın başıdır. Türkiye’nin en önemli iki kurumunun başı Atatürkçüdür. Ama bu durum bile düzenin değişmesini sağlayamamaktadır. Çünkü düzen bozuktur ve bu değerli Atatürkçüler bu sistemde sadece geriye gidiş sürecini yavaşlatabilmektedirler. Bu durum bile bu yöntemin bize isabetsizliğini gösterecektir. Zaten Mustafa Kemal, böyle bir yöntemi benimsememiştir. Atatürk Osmanlı yıkıma giderken, Genel Kurmayın başı olabileceği halde, bu şansı elinin tersiyle itmiş ve devrimci mücadeleye başlamıştır. İyi bir mühendis, iyi bir mimar, iyi bir teknisyen vb. mesleklerde de en üst dereceyi elde eden bir çok kemalist vardır. Türkiye’de bunun olmadığını söylemek gerçeğe aykırıdır. Belirtmek gerekir ki, Atatürkçü örgütler de İyi mühendis, iyi mimar yetiştirme merkezi değildir. Atatürkçü örgütlerin işi, Mustafa Kemalci kişileri yetiştirmek, o kişileri örgütlemek ve o kişilerle Kemalist mücadeleye başlamaktadır. İyi mühendislerin, iyi mimarların yetiştirildiği yer ya düzenin üniversiteleridir ya da Batı’nın kapital emperyalist sistemine köle yetiştiren yabancı üniversitelerdir. Mustafa Kemal askerlik mesleğinde her zaman yükselmek istemiştir. Elindeki yetkiyle Osmanlı’nın kötü durumunu düzeltmek de istemiştir. Fakat günü geldiği zaman, tüm yetkileri bir kenara bırakarak, devrimci mücadeleyi başlatmıştır Eğer durumumuz kötü diyorsak, eğer bize Sevr’i kabul ettirmek istiyorlar, ülkemiz Osmanlı’nın son dönemine döndü diyorsak; gidilecek yol bellidir. Bütün bunları söyleyip, halen metot olarak da opurtunizme kaçanların kemalizm noktasında söz söyleme hakları dahi yoktur. Yeri geldiği zaman fakir edebiyatı ile ülkemizin gerçeklerini aralarında söyleyenler, sahte çözümlerle kendilerini avutanlar, düzen Atatürkçülüğü yaparak kitleleri uyutanlar, sahte Atatürkçü metotlarla gününü gün edenler kemalizmin ve bu rejimin baş düşmanlarındandır. Çünkü bu anlayış hiçbir şekilde Mustafa Kemalci anlayışla benzememekte, aksine Mustafa Kemalci anlayışı ve hareketleri pasifize etmektedir. Zaten düzenin o sahte devrimci şarlatanlara verdiği görev de budur. Bu sebeple biz, kemalist devrimi kemalist metotlarla gerçekleştirmek için, bu gruplarla olan ayrılıklarımızı ortaya dökmeye ve onları kemalizm noktasında silip sürmeye kararlıyız. Biz Türkiye’ye ve dünyaya Mustafa Kemal Atatürk penceresinden bakan ve O’nun devrimci tutumundan beslenenler olarak, gerçekçi olup imkansızı isteyenleriz. Biz Mustafa Kemal’in devrimci çocuklarıyız. Mustafa Kemalci tutumu, anarşistlik, Marksistlik olarak değerlendirenler; Mustafa Kemalci tutumu saptırarak karanlığa giden ülkemizde bir ateş yakmayanlar; sahte devrimci şarlatanlıkla Kemalistliği birbirine karıştanlar; Atatürk’ün Bursa Nutku’ndan ve Gençliğe Hitabe’den kendisine gereken dersi çıkarmayanlar kemalist değillerdir. Çünkü kemalist olmak doğal bir reaksiyon sonucu devrimci olmayı da gerektirmektedir. Yaşasın devrimci Cumhuriyet. Yaşasın Kemalist Türkiye.
#1 - Temmuz 29 2007, 22:28:16

maidenhead

öncelikle yazının belli bölümlerine katılıp bazı yerlerinin ise bana ters geldiğini belirtmek isterim..
içinde çelişkileri barındıran bi yazı aynı zamanda..
misal bastıra bastıra kırmızıyla yazdığın yerlerden örnek verecek olursak Atatürk'ün halkçı bir cumhuriyet kurduğunu yazmışsın..Buna katılmadığımı söylüyorum ve ztn sonunda diğer kırmızı yerde gençliğe hitabeden kendisine gerkeli dersi çıkarmayanlar kemalist değillerdir yazmışsın..
 en kısa yoldan parçaları birleştirecel olursak "Ey Türk Gençliği" diye başlıyan bi gençliğe hitabe yazan Atatürk'ün nası halkçı bi cumhuriyet kurduğunu merak etmekteyim..O halk ki içinde kürdü lazı çerkezi vs. barındırmakta ve o halk ki bu bağımsızlık mücadelesinde beraber savaşmış ve ülkeyi hep beraber emperyalizmin boyunduruğundan kurtarmıştır..
 Ama sora arkasından böle bi seslenişle başlayan gençliğe hitabe..Bu halkın belli bi bölümüne hitap etmemekte ve onları yok saymaktadır..Beraber savaştığın ve örgütlediğin bu kutsal bağımsızlık mücadelesinde omuz omuza yürüdüğün azınlık halkını silmek demektir..
 Ayrıca daha sorası yapılan icraatlerle ve oluşturulan tek partili sistemle çok sesliliğe karşı durulmuş,halkın bazı kesiminin özgür sesi engellenmişitr..Ekonomi alanında yapılan yeniliklerde de çoğu zaman üstün sınıfın hakları korunmuş,bu mücadeleyi kutsal kılan halk hakkını yeterince alamamıştır..
 Eet bn sadece sanıldığı kadr "halkçı" olmadığı kanaatindeyim kemalizmin..Eğer halkçı bi düzen adil bi sistemse aradığımız "bknz:halk demokrasisi"..
 Bnce çok oturaklı,çok daha uygun olur diye düşünüyorum..
 
 Saygılar..
#2 - Temmuz 30 2007, 00:54:29

ftb

Atatürk için "halkçı cumhuriyet kurdu" demek pek zor evet, zira burjuvazinin kaymağına ekmek süren, nedenini anlamanın güç olduğu icraatları vardır..( Hayır kardeşim Atatürk düşmanı falan değilim, aksin severim kendisini, şimdi bi aklıevvel çıkar da sen Atatürk düşmanısın bıdı bıdı der diye belirtme ihtiyacı hissettim)
  Halkçı olan bir lider arıyorsanız (bkz: vladimir ilyich lenin)
#3 - Temmuz 30 2007, 01:15:36
« Son Düzenleme: Temmuz 30 2007, 01:19:55 Gönderen: ftb »

tR!gonometR!k

Haklısınız yazıda çelişik kesimler de var..Neyse..
Yine de Atatürk'ün yaptığı sizin kanaatinizde yanlış halçıklık bence o döncemde cuk diye oturmuş.Sonuçta dönem  bir çatı altında birleşmeyi koşullandırırken Türkiye toprakları üzerinde" Ey Türk" diye hitabı ne kadar yanlış ki?Hani yorumunuzdan sadece bu cümleyi alıp da yorum yapmıyorum yanlış anlaşılmasın.Geneliyle toprak parçası belli, kime ait olduğu belli..Kürdü,türkü vs. zaten Türkler için savaşmadı mı?Onlar da anlamıştır ki bu bir Türkçülük davasıdır,Türke sesleniştir...
#4 - Temmuz 30 2007, 10:32:42
« Son Düzenleme: Temmuz 30 2007, 10:33:45 Gönderen: poisOFsoul »

_hUh rAsTası_

Yahu Türk Gençliği'nden kasıt ne sanıyorsunuz anlamıyorum ama iyice sıktı bu yorumlarınız ..

Atatürk'ü sevmemeniz bir meziyet gibi gözüküyor ya en çok da buna fitil oluyorum ..

Seslenişte Türk Irkı kavramı yok ..

Keza Kürt Yurttaşlar veya lazı,çerkezi ülke bağımsızlığı için yeri geldiğinde en ön safhalarda yer almışlardır ..

Biz bir milletiz ..

Ülkeyi kuran halklarımızla birlikte ..

Ama o herşeye çalışan beyinleriniz Atatürk'ü tanımaya yetmiyor ..

İşe üstad Attila İlhan'in HANGİ ATATÜRK kitabından başlayabilirsiniz ..
#5 - Temmuz 30 2007, 10:52:41

AAA NERDEN ÇIKARIYOSUN BUNLARI YANLIŞ ANLADIN SEN
#6 - Temmuz 30 2007, 10:56:45

_hUh rAsTası_

Sen öncelikli olarak mefhumlarla ilgili yanlışını düzelt ..

'Devrim var devrim var !'

Yorumlarını önceden mantıklı bulurdum ama şimdi eser kalmamış ..

Kaldı ki Fidel İstanbul ziyaretinde şu lafları etmiştir ..

Atatürk’ü kastederek, “O’nun yaptıklarını ben başaramazdım. Asıl
devrimci Atatürk’tür diyor ve şöyle devam ediyor: “Bu kadar büyük bir devrim
yaptım ama Atatürk’ün yaptıklarını başaramazdım.”.

Ha birde şöyle birşey var dünyanın takdir ettiği lideri bizim sümüklüler beğenmemiş çok mu ?..

#7 - Temmuz 30 2007, 11:00:45

burda ne yorumlarımı beğendirmeye çalışıyorum ne de normları yıkmamaya aksi halde şuan burda mevkili biri olabilirdim.

güzel bir tartışma olamsı için ise boş olmamak lazım ayrıca zeka seviyesininde bir anlamı yok
karşında bir şey olsun yeter tartışmak için

Castroyu anlamak anlık okunan şeylerle de olamaz!
#8 - Temmuz 30 2007, 11:10:45

tR!gonometR!k

Bu tip konuları açmaya çekinir oldum.Sürekli kargaşaya meyil veriyorsunuz.Birbirinizin düşüncesine saygı gösterip yorum yapmak bu kadar mı zor?!..Konu öyle sapıyor ki siz 2niz ne yaptığınızın farkındasınızdır umarım.Milletin düşüncelerini aktarmasına engel olamayız ya nedendir bu denli sürtüşmenizin sebebi.Mutlaka birinin birini alta alıp yermesi mi gerek? Beyanedilen fikirler ne kadar karşıt olursa olsun güzelce bir sohbet edemeyecek miyiz?Neyse esege altin semer de vursan esek yine esektir , aman kimse üstüne alınmasın mecaz yaptım, zira sizlere eşek demek ne haddime, şimdi lafla döversiniz falan.
#9 - Temmuz 30 2007, 15:37:20

maidenhead

Atatürk için "halkçı cumhuriyet kurdu" demek pek zor evet, zira burjuvazinin kaymağına ekmek süren, nedenini anlamanın güç olduğu icraatları vardır..( Hayır kardeşim Atatürk düşmanı falan değilim, aksin severim kendisini, şimdi bi aklıevvel çıkar da sen Atatürk düşmanısın bıdı bıdı der diye belirtme ihtiyacı hissettim)
  Halkçı olan bir lider arıyorsanız (bkz: vladimir ilyich lenin)

daha fazla katılamazdım..bilhassa parantez kısmına..

Yahu Türk Gençliği'nden kasıt ne sanıyorsunuz anlamıyorum ama iyice sıktı bu yorumlarınız ..

Atatürk'ü sevmemeniz bir meziyet gibi gözüküyor ya en çok da buna fitil oluyorum ..

Seslenişte Türk Irkı kavramı yok ..

Keza Kürt Yurttaşlar veya lazı,çerkezi ülke bağımsızlığı için yeri geldiğinde en ön safhalarda yer almışlardır ..

Biz bir milletiz ..

Ülkeyi kuran halklarımızla birlikte ..

Ama o herşeye çalışan beyinleriniz Atatürk'ü tanımaya yetmiyor ..

İşe üstad Attila İlhan'in HANGİ ATATÜRK kitabından başlayabilirsiniz ..


 ftb arkadaşın bahsettiği aklıevvellerden biri sanırım..
 Öncelikle "Atatürk'ü sevmiyorum" veya buna benzer bi söylemde bulunmadım böle bi çıkarımı nası yaptın bilmiyorum..Böyle birşey söylemem sözkonusu bile değildir..Atatürk sevgisinin ne demek olduğunu gayet iyi bilirim fitil olma üzme kendini..Keza tekrar belirtmeye lüzum var mı bilmiyorum ama yaptıklarıyla,dehasıyla,sözleriyle vs. tüm dünyanın takdir ettiği,önünde saygıyla eğildiği,hakkında söylenen övgü dolu sözler ve methiyelerin haddi hesabı olmayan bir liderden söz ediyoruz ve ben,bu ülke tarihinde böyle yüce bi kişiliği barındırdığı için bu ülkenin bir ferdi olarak bundan ancak gurur duyarım..Yeterince tatminkar oldu sanırım..Daha fazla birşey yazma ihtiyacı duymuyorum ki burada O'na olan sevgi ve saygımı ispat etmek mecburiyetinde hissetmiyorum kendimi..
 Lakin benim takıldığım nokta şudur ki,bu Atatürk'ü eleştiremeyeceğimiz manasına mı gelir?..Neticede herkesin ideolojisi ve dünya görüşü farklıdır.Atatürk'ünde bir ideolojisi ve dünya görüşü vardı ve yaptığı herşeyi bu doğrultuda yaptı.Fakat niçin Atatürk'ün gerçekleştirdiği devrimler,yaptığı ekonomik,siyasal vb. alandaki reformlar vs. hakkında en ufak olumsuz bi yorumda bulunulduğunda hemen kafalarda bir "Atatürk düşmanı" profili çiziliyor ben bunu anlayamamaktayım..
 Ayrıca yazıda ben sadece kemalizmin tarafımca olumsuz görünen mühim bir yanına bir eleştiri getirdim ve daha iyisi olabileceğini beyan ettim fikrimce,okuduklarımla,gördüklerimle..Katılan olur katılmayan olur başta dile getirdiğim gibi herkesin görüşü farklıdır ve farklı olmalıdır da..Yani farklı bi görüş gördüğümüz zaman celallenmeye,klavyeyi bir silah gibi kullanmaya çalışaraktan saldırıya geçmeye,karşı diye nitelendirdiğin tarafı alt etmeye çalışmaya ve hatta şöle yap böle yap diyerekten öğüt vermeye hiç mi hiç lüzum yoktur...
 Tabi şimdi bir insan evladı da çıkıp aklı sıra ters köşeden en kaba tabirle "sen kimsin ne oldun ki Atatürk'ü eleştiriyorsun,kemalizmi eleştiriyorsun?" diye bir cvp da yazabilir..Napalım ona da saygı duyarız elden bu gelir..


Bu tip konuları açmaya çekinir oldum.Sürekli kargaşaya meyil veriyorsunuz.Birbirinizin düşüncesine saygı gösterip yorum yapmak bu kadar mı zor?!..Konu öyle sapıyor ki siz 2niz ne yaptığınızın farkındasınızdır umarım.Milletin düşüncelerini aktarmasına engel olamayız ya nedendir bu denli sürtüşmenizin sebebi.Mutlaka birinin birini alta alıp yermesi mi gerek? Beyanedilen fikirler ne kadar karşıt olursa olsun güzelce bir sohbet edemeyecek miyiz?Neyse esege altin semer de vursan esek yine esektir , aman kimse üstüne alınmasın mecaz yaptım, zira sizlere eşek demek ne haddime, şimdi lafla döversiniz falan.

Sonuna kadar destekliyorum..Böyle konular açıldığında sürekli bir kargaşa ve kavga ortamı yaratılmaya çalışılıyor belki bilerek belki bilmeyerek..Herkes yazdıklarında biraz daha dikkatli olur ve farklı görüşlere karşı daha hoşgörülü olursa böle bi husumet ortamı olmayacağı kanaatindeyim..Sürekli bi tartışma içinde olunursa konu amacından sapıyor.."hayır öyle değil böyle" demek yerine "fikrimce böyle" demek bu kadar mı zor?..

 Saygılar..
#10 - Ağustos 01 2007, 01:31:26

efendisiz

 
    Türkiye Cumhuriyeti nde Atatürk devrimlerine karşı hareket serbest kabul edilemez ama kemailzmi eleştirebilme serbestliği vardır .. arkadaş uygun bulmadığı yönleri eleştirmiş  kendince haklıdır ... ( bahsettiğim kişi maidenhead )

       Kemalist devrimin halkçı devrim olmadığı iddian var ... Kemalist devrim en başından halkçı devrimdir ..Çünkü daha kafadan saltanat düzenini yıkıp egemenliği halka vermeyi amaçlamış ve başarmıştır .. ayrıca oligarşi sisteme karşı demokrasiyi benimsemiş , teokrasiye karşı da laikliği ön görmüştür ..bunlar halk hareketinin gereklilikleridir ...
       Zira denildiği gibi brujuva sınıfı değil çiftçisi , emekçisi halkı topyekün refaha ulaştırma programı uygulanmıştır .. bunun için devletçi ekonomiye önem gösterilmiştir ...
     
       

 ftb arkadaşın bahsettiği aklıevvellerden biri sanırım..
 


 
       
       Ayrıca kemalizmi eleştirebilirsin , her ideoloji her düşünce eleştirilebilir ... Ancak kemalizmi eleştirip , eleştiri alınca saygı göstermelisin , eleştirmeyi biliyorsan eleştirilmeye de açık olacaksın ... kimse seni eleştirdiği için aklı evvel değildir ...


#11 - Ağustos 02 2007, 19:15:50
« Son Düzenleme: Ağustos 16 2007, 01:47:32 Gönderen: viceza »

efendisiz

       

     bu arada konu başka yerlere geldi ... kusura bakmayın ...

     maidenhead  yorumların bana ters gelen yönleride olsa kendini ifade etmek açısından güzel ... tekrar söylüyorum düşünce ve eleştiri özgürlüğüne saygım sonsuz .. sadece tek bir cümleye takıldım orada ve yanlış bir cümle o cümle , aklı evvellik bir durum söz konusu değildir ...

     bu konuya dahil olanların hepsi bu sitede gerekli konularda yorum yapan insanlar , tekrar kusura bakmayın diyorum ...

     ve maidenhead o lafını geri alacağını umuyorum .. medeni insanlar gibi gerçek konu üstünde yorumlarımızı yaparak tartışabiliriz ....
#12 - Ağustos 03 2007, 13:50:58

Alıntı
Seslenişte Türk Irkı kavramı yok ..

Keza Kürt Yurttaşlar veya lazı,çerkezi ülke bağımsızlığı için yeri geldiğinde en ön safhalarda yer almışlardır ..

Biz bir milletiz ..

Ülkeyi kuran halklarımızla birlikte ..

bu bölüme katılıyorum  :öff bu arada alakasız mesajlar silinmiştir ,, saygılı tartışmalar  :öff
#13 - Ağustos 16 2007, 01:49:13
Piyasadaki tek adam gibi adam, maymun Çarli'ydi...

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.