Alternatifim Cafe

Özdemir ASAF

Discussion started on Yazarlar

11 Haziran 1923'te Ankara'da doğdu. 28 Ocak 1981'de İstanbul'da öldü. Asıl adı Halit Özdemir Arun'dur. İlk ve ortaöğreniminin bir bölümünü Galatasaray Lisesi'nde yaptı. 1942 yılında Kabataş Erkek Lisesi'nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi'nde, önce Hukuk Fakültesi'ne, sonra İktisat Fakültesi ve Gazetecilik Enstitüsü'ne devam ettiyse de 1947'de yüksek öğrenimini yarıda bıraktı. Bir süre sigorta prodüktörlüğü yaptı. 'Zaman' ve 'Tanin' gazetelerinde çevirmen olarak çalıştı. İlk yazısı 1939'da 'Servetifünun-Uyanış' dergisinde çıktı. 1951'de Sanat Basımevi'ni kurarak matbaacılık yaşamına girdi. Kendi şiir kitaplarını bastı. 1955'te Yuvarlak Masa Yayınları'nı kurdu.

İkilikler ve dörtlüklerden oluşan ilk şiirlerinde yoğun bir söyleyiş özelliği göze çarpar. İnsan toplum ilişkilerine yönelik temaları konu edinerek düşündürücü bir şiir evreni kurmuştur. Duygu ve düşünce yoğunluğuyla birlikte, alay ve taşlama şiirine egemen olan öğelerdir. İnsan ilişkilerinin toplumsal ve bireysel yanlarını sen ben ikileminde vermiştir. Çok kullandığı sevgi, ayrılık, ölüm temaları, son dönem şiirlerinde giderek yerini kaçış ve umutsuzluğun tedirginliğine bırakmıştır.

Şiirin bir görüşü yansıtması, bir iletisinin olması düşüncesinden yola çıkmıştır. Yuvarlağın Köşeleri kitabında şiirin ve yazarın işlevi konusundaki görüşlerini dile getirmiştir. Batı şiiri ve geleneksel Türk şiirinden yararlanarak verdiği bileşim sanatını zenginleştirip geliştirmiştir.

Kitapları:

Şiir:
Dünya Kaçtı Gözüme (1955),
Sen Sen Sen (1956)
Bir Kapı Önünde (1957)
Yumuşaklıklar Değil (1962)
Nasılsın (1970)
Çiçekleri Yemeyin (1975)
Yalnızlık Paylaşılmaz (1978)
Benden Sonra Mutluluk (ölümünden sonra 1984)

Etika:
Yuvarlağın Köşeleri (1961)
Yuvarlağın Köşeleri - 2 (ö.s. 1986)

Öykü:
Dün Yağmur Yağacak (ö.s. 1987)

Otokopi, deneme:
Özdemir Asaf'ça (ö.s. 1988)

Çeviri:
Oscar Wilde-Reading Zindanı Baladı (1968)
#1 - Aralık 15 2006, 10:51:50

Alıntı
Herkesin bir hikayesi vardır ama herkesin bir şiiri yoktur...Özdemir Asaf
Var mı böyle bir şair..?
Nazım bir Asaf iki..usanmadan okunurlar gece gündüz..ikisi de en iyisi..matematik denklemleriyle yalnızlığın hüznünü bir araya getirip, içindeki çocuğa şiir yazdıran şair. sigortacılık, çevirmenlik, yayıncılık yaptı. ama her zaman şair olarak kaldı...
"yaşam öyküleri, sanıldığınca karışımsız değil, karışımlıdır. her bir yaşam öyküsü, öbür yaşamların parçacıklarıyla tamamlanır."dedi..

Bence de Yalnızlık Paylaşılmaz kitabı çok iyidir..yalnız'ın durumları'ndan en az biri sizi anlatır..

Alıntı
Yalnızlığa Övgü

Mutluluğun gözü kördür,
Yalnızlık sağır.
Ondandır biri tökezleyerek yürür,
Öbürü uykusunda bile bağırır.

Mutluluk yalnız kendisini görür;
Unutur bu yüzden ilkin kendisini.
Yalnızlık kendi tutukluğunda özgür,
Boyuna bekler dönsün diye sesini.

Mutluluk alışır kendisine, ölümden beter;
Borçsuzluğuyla övünür, ama kedisi doğurmaz.
Yalnızlığın gidecek bir yeri yoktur;
Boyuna kapısına döner, açan olmaz.

Mutluluğun mezarları, yalnızlığın heykeli var...
Her ikisinin de saksılarında çiçek.
Biri hep başka bir renkle solar,
Öbürüyse ha açtı, ha açmayacak.

ondan bir anı: çakırkeyif olduğu bir gece eve balkondan girmeye kalkmış, karanlıkta ayağı takılıp düşmüş. balkondaki muhtelif nesneyide yere devirir ki, "booooooom" diye bi ses! istanbul'un tamamı ayakta. o kafayla "amma gürültü yaptık yahu" diye söylenerek eve girer ve yatar. ertesi gün öğrenir ki, haydarpaşa açıklarında iki tanker çarpışmış, indenpendante adındaki petrol yüklü tanker infilak etmiştir!

Alıntı
"senin için,
o mu, diye sordular
o değil, dedim onlara
anladılar."

#2 - Aralık 18 2006, 20:15:12

'' Nasılsın ''  :okey

Herkese Tavsiye Ediyorum..  ;)


Aynen çok güzel bir kitaptır.

"Bir kelimeye bin anlam yüklediğim zaman sana sesleneceğim".. ilk okuduğumdan beri aklımdan çıkmayan dizesidir, Özdemir Asaf diyince ilk aklıma bu gelir.

#3 - Aralık 18 2006, 20:22:18

_BoDdAh_

"yalnızlık paylaşılmaz,paylaşılırsa yalnızlık olmaz" demiş ne de güzel sölemiş  :okey

mum alevi ile oynayan kedinin öyküsü

bir mum yanıyordu bir evin bir odasında.
o evde bir kedi vardı.
geceler indiğinde kendi havasında
mum yanar, kedi de oynardı.

mumun yandığı gecelerden birinde
kedi oyunlarına daldı.
oyun arayan gözlerinde
mumun alevi yandı,
baktı,
mumun titrek alevinde
oyuna çağıran bir hava vardı.

oyunlarını büyüten kedi büyüdü
kendi türünde çocukcasına,
döndü dolaştı, yavaş yavaş yürüdü
geldi mumun yanına, oyuncakcasına.
bir baktı, bir daha, bir daha baktı
mumun alevinin dalgalanmasına
uzandı bir el attı.
bıyıklarını yaktırmadan anlamayacaktı...
ilk kez gördüğü mumun yakmasına
inanmayacaktı...
#4 - Aralık 18 2006, 20:31:40

her evde bir oda eksik der arkadaşlar...çok derindir anlamı...
#5 - Nisan 21 2007, 02:48:40
İLK İSTEĞİN NEDİR SORUSU ÇOK ÇOK KOLAYDIR SON İSTEĞİN NEDİR SORUSUNDAN...ÇÜNKÜ BU SORUYU KİMSE KİMSEYE SORAMADI KORKUSUNDAN...Ö. ASAF

ilk isteğin nedir sorusu çok çok kolaydır son istedin nedir sorusundan çünkü bu soruyu kimse kimseye soramadı korkusundan...ö. asaf...yalan mı...???
#6 - Nisan 21 2007, 02:50:06
İLK İSTEĞİN NEDİR SORUSU ÇOK ÇOK KOLAYDIR SON İSTEĞİN NEDİR SORUSUNDAN...ÇÜNKÜ BU SORUYU KİMSE KİMSEYE SORAMADI KORKUSUNDAN...Ö. ASAF

...guilty...

Kelime oyunları yaparaktan derin anlamlar katar şiirlerine çok severim eserlerini

bilgiler için teşekkürler
#7 - Nisan 21 2007, 10:19:17

efendisiz

   



 okumaktan anlamaktan zevk aldığım çok büyük şairler vardır ..nazım , attila ilhan , ümit yaşar , ahmed arif , cemal süreyya , melih cevdet anday ,hasan hüseyin ........... böyle gider .. ancak bir de özdemir asaf vardır ki.. onun yeri ayrıdır , hepsinden ayrı ..çünkü tarzı üslubu hepsinden farklıdır , okurken insanı bir problemin içine sokar , kafa karıştırır , çok büyük hazdır şiirlerini okumak .. şiirlerinde filozof yanıda ortaya çıkar .. 2-3 mısralık şiirleri vardır ki işte bunların ağlatan cinsi bile adamı tabessüm ettirir nasıl yazmış bunu yahu diye ...imzam da da onun sanatını kullanırım ...

    belki biraz iddialı olacak belki ileride fikrim değişecek ama şuan da benim için dünya daki en iyi şair özdemir asaf tır ... 


          "Bana yalanlar söylese yetinecektim,
           Ama yalan söyledi."

                                                "Beni öyle bir yalana inandır ki
                                                 Ömrünce sürsün doğruluğu"

         
 "yalnızlık paylaşılmaz paylaşılırsa yalnızlık olmaz."


                                       "gelmesen onemli degil, gelsen onemli olurdu"


  Çevreme bakındım, yalancıların çoğu unutkan ya da aptal...Kötü ve korkak...
  Yalanı böylelerinin eline düşüren büyük zekalara kızdım."


                                 "Bir kelimeye bin anlam yüklediğim zaman sana sesleneceğim"


  Ağladığımı gör diye ağlamıyorum;
  Ağladığım için ağladığımı görüyorsun


          İnsanlar,gelmeleriyle yanlızlıklarını dağıtanları severler.Gitmeleriyle kendilerini yalnız bırakanlara aşık olurlar ...


  Sen bana bakma , ben senin baktıgın yerde olurum..


  Sevgi bir kişiyi ikide yarım kılar. Aşk iki kişiyi birde.



                            "senin için,
                             o mu, diye sordular
                             o değil, dedim onlara
                             anladılar."


#8 - Haziran 28 2007, 18:48:00

_hUh rAsTası_

Kelime oyunlarına ve kıvrak zekasına hayranımdır ..

Her söylediği güzel,her söylediği anlamlı imiş ..

İki tür nokta var
Biri önüne ve ardına bakar,
Biri ardına bakmaz,
Ardını noktalar.

Çalıyor o gözlerinden o uzun saçsız boyacı;
Gül-bombalı, atsız-arabasız, sakalsız boyacı.
Dudaklarında bir ıslık var, yakasında bir çiçek,
Solan renkleri boyamakta o boyasız boyacı.

#9 - Temmuz 27 2007, 18:35:20

Kelimelerle belki de en güzel dans eden yazar/şairlerden...
Yazdığı kelamlardan mutlaka birisi sizi anlatır, tamamiyle hemde. Şiirleri 10 kıta da olsa, 20 kıta da olsa okurda okursunuz, sıkmaz; öyle yalın bir dille anlatır. Bazı eskiye götürür anıları tazeler, bazı yeniden aşık olma hevesi verir satılarında, öyle bir şey işte.
İyi ki yazmış dedirtir.

"biri gelir sorarsa
sana beni sorarsa
gitti der misin
gittiğimi söyler misin
gidiyorum ben sana
benimle gider misin"


..

"Kim o, deme boşuna...
Benim, ben.
Öyle bir ben ki gelen kapına;
Baştan başa sen..."


Başka söze ne hacet...
#10 - Ekim 09 2007, 06:46:07
« Son Düzenleme: Ekim 09 2007, 06:50:06 Gönderen: Elf »
Viking's

Rüzgar mı dedim...
isterim ki, saçların dağılsın.
gece mi dedim.
hemen düşüncelere dalmalısın.
aşk, der demez
kalbin hızlı çarpmalı.
sabah, dememe kalmadan
uyanmalısın.

...

Seviyorum eşit
seviyorsun demektir
doğrusu
tam orada başlar
yitirmek korkusu.

...

Ben de gittim düşünmeden
senin susmaların gibi
sonunda saksılardaki çiçeklerin tümü soldu.

...

Ağlamak
unutmak kadar kolaydır inan
sevin ağlayabiliyorsan
sevin ağlıyorsan
gül ağlayabiliyorum diye
gül ağlayorum ağlayorum diye
sana bir şey yapamam
ağlayamıyorsan...


#11 - Ekim 10 2007, 15:20:31

"Sensiz de denizi seyredebiliyorum.
hem dalgalarin dili seninkinden acik.
ne kadar hatirlatsan kendini bos.
sensiz de seni sevebiliyorum.
hep bos konusurduk hatirlar misin, bula bula,
karsilastigimiz zamanlarda.
sen, sevgiden simaran cocuk,
ben sasiran budala. "

Sensiz | Ö. Âsaf
#12 - Ekim 12 2007, 09:32:11
Viking's

Ben sensiz olanlara seni aratıyorum,
ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça
kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.

Unutturmayacağım, seni yaşatacağım,
kendimi çoğalttıkça seni kuşatacağım,
her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça
sen evreninde sana seni aratacağım.

#13 - Ekim 27 2007, 11:04:10

barbie9138


Seni bulmakdan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep hep yeniden başlamak isterim


Sen bana
Sen desen de, demesen de olur.
Ama ben sana sen deyeceğim.
Düşün dur

Ne kadar çok olursa o kadar ölmek kolay.
Ne kadar ölmek olursa o kadar saymak kolay.
Ne kadar saymak olursa o kadar bilmek kolay.
Ne kadar bilmek olursa o kadar anlamak kolay.
Ne kadar anlamak olursa o kadar unutmak kolay.
Ne kadar unutmak olursa, o kadar yaşamak kolay.
Bunun için o kadar zor
Kolay yaşamak.
#14 - Ekim 27 2007, 13:47:36

Ehven-i Şer

Var mıdır onun gibisi? Sarsar, vurur tek bir kelimesiyle.
İki satırdır karşınızdaki, sonuna gelindiğinde birçok anlam çıkartılabilir.  Yüklemiştir çünkü, en ufak bir boşluk kalmayacak şekilde doldurmuştur.
Tek bir kelamı eğreti durmaz mı bir insanın? Ben bunu onda gördüm, her sözcüğün ne eksik ne fazla, tam oturabileceği bir yeri varmış.
Okunur, hayran olunur, düşündürür, biran durulur, kavurur.
Çok ayrıdır bendeki yeri, ilk sıradadır.


"Kim o?" deme boşuna,
Benim, ben.
Öyle bir ben ki gelen kapına;
Baştan başa sen.


Gülüş bir yanaşımdır bir öbür kişiye;
Birden iki kişiyi döndürür bir kişiye.
Anılarından kale yapıp sığınsa bile,
Yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye.


"Konuşmak susmanın kokusudur,
Ya sus git, ya konuş gel, ortalarda kalma.
Yalan korkaklığın tortusudur,
Dürüst kaba ol, eğreti saygılı olma."


Andırırsın beni bana, bana beni;
Dediklerinde, duyduklarında.
Yazdıklarımda seni bana, bana seni;
Söylemesem bile, saklamadıklarımda.
Ah hep aklımda, hep aklımda;
Andırırsın seni sana, sana seni,
Gözlerinde, kulaklarında, dudaklarında...


"Ben yoksam
Biliyorum; ben sende yokuz.
Sen yoksan
Biliyorum; sen bende yokuz.
Ve de gözlerimizde bir o ışık
Ki
O yoksa
Biliyorum, biz bizde yokuz..."



Ve dahası, okunası, yanası, hayran olunası...
#15 - Ekim 30 2007, 14:25:48

"Bir gece. Gecede bir uyku. Uykunun içinde gene... Uyuyorum, uykudayım, yanımda sen. Uykunun içinde bir rüya, rüyamda bir gece, gecede ben. Bir yere gidiyorum, delice. Aklımda sen... Ben seni seviyorum, gizlice. El-pençe duruyorum, yüzüne bakıyorum, söylemeden, tek hece. Seni yitiriyorum, çok karanlık bir andan. Birden uyanıyorum, bakıyorum aydınlık; uyuyorsun yanımda. Güzelce..."

#16 - Mayıs 22 2008, 00:44:19
Viking's

Hiçbirini salıncağa bindirmedim
Sallamadım
Atlı karıncalarda döndürmedim
Onlar gelişi gidiş sandırırlar
Vuruşan otoları seviyorlardı onlar
Çünkü hem gidiyorlardı
Gidiyorken güldürüyorlardı
Kafa kafaya vurduruyorlardı
Gülüyorlardı
Bizi kandırdıkları gibi kandırırlar
Onlar
Yarın oynayacakları oyunu
Oyunun başını sonunu
Bizlerden iyi biliyorlardı..
#17 - Temmuz 07 2008, 03:34:49

Bir akşamüstü pencerenden bakıyordun
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin basladi hızlı hızlı çarpmaya...
O geçen ben değildim.

Bir gece, yatağında uyuyordun.
Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
ve karanlıklar içindeydi odan...
Seni gören ben değildim.

Ben çok uzaktaydım o zaman,
Gözlerin kavuştu ağlamaya,
Sebepsiz ağlamaya.
Artık beni düşünmeye başladığından
Bıraktın kendini aşk içinde yaşamaya..
Bunu bilen ben değildim.

Bir kitap okuyordun dalgın ..
İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardi.
Genç bir adami öldürdüler romanda.
Korktun, bütün yinenle ağlamaya başladin...
O ölen ben değildim...
#18 - Temmuz 12 2008, 23:01:47

Yalnız'ın Durumları

Her şeyi süpürebilirsin;
Sonbaharı süpüremezsin.

Sen herşeyi süpürebilirsin;
Sonbaharı süpüremezsin.

Yalnızsa,
Sürekli bir sonbaharı
Süpürür hep..
Düşünemezsin


Yanar
Sobasında
Yalnız’ın
Üşüyen
Bakışları.

Lâmbasında
Karanlığa dönük
Bir ışık
Titrer
Sönük-sönük.

Penceresi
Dışına kapanmıştır,
Kapısı
İçine örtük.

Yalnız
Bin yıl yaşar
Kendini
Bir an’da


Yalnız’ın
Nesi var, nesi yoksa
Tümü birdenbire’dir.

Yalnız
Bir ordudur
Kendi çölünde..

Sonsuz savaşlarında
Hep yener
Kendi ordusunu.

Yalnız’ın
Sakladığı bir şey vardır;
Boyuna yerini değiştirir,
Boyuna onu arar..

Biri bulsa diye.


Yalnız
Hem bilgesi,
Hem delisidir
Kendi dünyasının.

Ayrıca;
Hem efendisi,
Hem kölesidir
Kendisinin.

Tadını çıkaramaz
Görece’siz dünyasında
Hiçbirisinin.


Yalnız
Sürekli dinleyendir
Söylenmemiş bir sözü.



Sözünde durması
Yalnız’ın yalancılığıdır
Kendisine..

Hep yüzüne vurur utancı..
O yüzden
Gözlerini kaçırır
Gözlerinden.


Yalnız’ın odasında
İkinci bir yalnızlıktır
Ayna.



Yalnız
Hep uyanır
İkinci uykusuna.


Yalnız
Kendi ben’inin
Sen’idir.

Bir sözde saklanmış bir yalanı
Bir gözde okunduğundan
Bakmaz kendi gözlerine bile.


Her susadığında
O
Kendi çölündedir.


Kendi öyküsünü
Ne anlatabilen,
Ne de dinleyebilen.

Kendi türküsünü
Ne yazabilen,
Ne söyleyebilen.


Bir zamanlar güldüğünü
Anımsar
da..

Yoğurur hüzün’ün çamurunu
Avuçlarında.


Yalnız
Aranan tek gördü tanığıdır
Yargılanmasında
Kendi davaasının..

Her duruşması ertelenir
Kavgasının.


Yalnız
Hem kaptanı
Hem de tek yolcusudur
Batmakta olan gemisinin..

Onun için
Ne sonuncu ayrılabilir
Gemisinden,
Ne de ilkin.



Yalnız’ın adı okunduğunda
Okulda ya da yaşamda..
Kimse
“Burada”
deyemez..
Ama
Yok da..


Uykunun duvarında başladı..
Önceleri bir toz gölgesi sanki;
Sonra bir yumak yün gibi.

Ama şimdi iyice görüyor
Örümceğin ağını
Gün gibi.


Yalnız
Duymuş olduğunun sağırı,
Görmüş olduğunun körü
Dür..

Ölür ölür öldürür,
Öldürür öldürür ölür.

Duyduklarını unutur,
Duyacaklarını düşünür.


Yalnız’ın adına
Hİç kimse konuşamaz..

O
Kendi kendisinin
Sanığıdır.

Yalnız
Önceden sezer
Sonra olacakları.
Paylaşacak biri vardır;
Anlatır anlatır ona
Olanları, olmayacakları.

Her leke
Kendisiyle çıkar.
   
#19 - Ağustos 12 2008, 18:22:48

KELİMELER...

Yarıda kalmış aşklarının hesapları içinde
Denizlere açıldı içimizden biri
Niçin gittiğini söylemeden.
Doyulmamış arzularla doluydu yelkenleri.
Yıpranmış kelimelerin verdiği güvenden.
Bulacak sanıyordu yenilikleri.
Her an bir yeni su vardı,
Her yeni suda bir yeni an.
Deniz, dalgalarıyla gösteriyordu dışından
Yaşananla düşünülenler arasındaki farkı.
Bitmiyordu köpüklerle renkler   
Bir başka damlada, bir başka ışıkta başlamadan.
Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.
Dışında ne varsa yeni, ne varsa gerçek.
Yeni manzaralarla gelen yeni duygular
Hani, eski kelimelerle olmasa
İnsanın ömrünce devam edecek.
Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.
Anladı,ölmekle yaşamanın birleştiği noktada
Yeni rüzgarlarla esen yeni korkulara
Yeniliklerini bağışlamayan kelimelerin
Nasıl düşman sığınaklar halinde direndiğini.
Anladı, bütün olmuşlarla olanların
Ve bütün olacakların
O kelimelerin içinde
Kendisine varmadan eskidiğini.

#20 - Ağustos 15 2008, 19:45:49

"Her şey senin yüzünden,
Deyip çıkmak vardı aradan
Ama ben bilirdim ki,
Benim yüzümdendi de çoğu zaman..."



Büyük usta, üstad. Saygıyla.
#21 - Ağustos 16 2008, 11:26:28

"Yalnızlık Paylaşılmaz" kitabı benim için daha da anlamlıdır.
Bir gün postacı gelir bir paket getirir.
Hem de hiç ummadığım anda.
Sevdiğimden gelir paket...
İçinden belki de hayatımın en güzel hediyelerinden biri çıkar..
Tekrir sanatını en güzel şekilde kullanan insandır bana kalırsa.
Hiç mi sıkmaz insan yahu tekrarlarla?
Sıkılmıyoruz efendim sıkılmıyorum.
Seviyorum seni Asaf,
Seni de seviyorum "sevdiğim"...
"Yuvarlağın Köşeleri" kitabını da bekliyorum senden . : p
#22 - Ağustos 20 2008, 22:05:36
Yasak bana gözlerini anlamak...Ellerin ellerin bana yasak...Ah olaydım gözünde yaş,Fikrinde telaş
Düşünce suçun,Beraatin olaydım...

Uyku adı altında beni yoklamaz ölüm,
Neleri yaşadımsa uyanıklıkta gördüm.
Uyurken geçenlerin sormadım adlarını,
Kaçı kaça böldümse yaşanırlıkta böldüm..

Uyku adı altında beni yoklarsa ölüm.
Ki ben tüm uykuları hep uyanıkken gördüm..
Neden mi ben kendimin sorardım adlarını?
Anlasınlar diyedir, ben nasıl, nerde öldüm.



Ne güzelde yazmış üstad,sevgiyle.
#23 - Ağustos 20 2008, 22:17:44
''Cehennem, başkalarıdır. ''

bide resmini koyalım :)
çok güzel şiirleri var adamın ya :)
#24 - Ağustos 20 2008, 22:50:54
lan yüzüme bakma malca konuşmuyorum arapça

barbie9138

Yuvarlağın Köşeleri ,Nasılsın ,Çiçekleri Yemeyin,Dün  Yağmur Yağacak kitaplarını kaç kere hatmettim.  Söz sanatlarını harika kullanan şairlerimizdendir dedikten sonra  Dün Yağmur Yağacak  eserinden bir dize yazarak kendisine hayranlığımı sunuyorum.

''krallar gider, krallıklar kalır..
ve bir krallıkla evlenen kadın görülmemiştir."
#25 - Ağustos 21 2008, 12:43:24

BİR GECE
gecede bir uyku,
uykunun içinde ben...
uyuyorum,
uykudayım,
yanımda sen

uykunun içinde bir rüya,
rüyamda bir gece,
gecede ben...
bir yere gidiyorum,
delicesine...
aklımda sen.

ben seni seviyorum,
gizlice......
el pençe duruyorum,
yüzüne bakıyorum,
söylemeden tek hece.

seni yitiriyorum,
çok karanlık bir anda...
birden uyanıyorum,
bakıyorum aydınlık;
uyuyorsun yanımda,
güzelce....

 ÖZDEMİR ASAF
#26 - Ağustos 21 2008, 12:49:33
Allah'ın BİLDİĞİNİ VARSIN KULLARIDA BILSIN....

SENİ SAKLAYACAĞIM

Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde
Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya...
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım...
Anlayacaksın.




HOŞÇAKAL


siyah beyaz tuşlarında piyanomun
seni çalıyorum şimdi
çaldıkça çoğalıyorsun odada
sen arttıkça ben kayboluyorum

seni doğuruyorum geceye
adını koyuyorum aya bakarak
her şey sen oluyor her yer sen
ben ölüyorum

sesini duyuyorum rüyalarımda
gözlerimi kamaştırıyor ışığın
rüzgar sen gibi dokunuyor bana
ben doğuyorum

duymak istediklerimi söylemiyorsun hiç
dokunmuyorsun bana
sen gibi bir şimşek çakıyor
tam kalbime düşüyor yıldırımı
ben gidiyorum




DUYGUSAL


Sen ona bir gemisin, yönü senin yönündür
Bir sancısın geçerken denizlerini özgür
O da bir ada olsun, sana çevrili dursun
Dağının dalgalarla, yüzünün rüzgarlarla
Bağlandığı kendini sende çözülmüş görür.


Gemiler göründükçe adalar da düş görür
İnsanlar nerede olsa bir orayı düşünür
Derler adadakiler, şu gemi bir gün gelse
Gitsek buradan öte, nereye gideceksek
Bilseler gemiler de bir adayı düşünür.
 


YALNIZLIK


Yalnız kaldınız sanırsınız,
Biliyorum.
Yalnız bırakılmışsınız,
Biliyorum.
Ötesi yok.

II
Ötesi var:
Yalnızlık
Müziğin bile seni dinlemesidir.
Yalnızlık
İnsanin kendine mektup yazması
Ve donup-donup onu okuması
Yalnızlığın da ötesidir.



YALNIZLIĞIN ADI

Derin bir uyku...
Düşümde
Düşündüm ister istemez
Aklıma takıldı
Yalnızlığın adı

Tam o sırada
Bir sinek
Beni uyandırdı
Gerçek bir sinek
Yalnızlığın adı
Düşümde kaldı




AŞK ŞARKISI


Ellerini ver, öpeceğim,
Binlerce el içindeyim,
Şu beyaz çizgilerden gideceğim.
Ellerini ver, ellerini...
Seni öldüreceğim.

Gözlerinden gireceğim,
İçinde yer edeceğim.
Sana oradan sesleneceğim;
Ellerini ver, ellerini...
Seni öldüreceğim.
 
#27 - Eylül 06 2008, 17:09:48

ANSIZIN


Ben sensiz olanlara seni aratıyorum,
Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça
Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.

Unutturmayacağım, seni yaşatacağım,
Kendimi çoğalttıkça, seni kuşatacağım,
Her zamanda, her yerde sen bende yasadıkça...
Sen evreninde sana seni aratacağım.
 


YALNIZLIĞA ÖVGÜ


Mutluluğun gözü kördür,
Yalnızlık sağır.
Ondandır biri tökezleyerek yürür,
Öbürü uykusunda bile bağırır.

Mutluluk yalnız kendisini görür;
Unutur bu yüzden ilkin kendisini.
Yalnızlık kendi tutukluğunda özgür,
Boyuna bekler dönsün diye sesini.

Mutluluk alışır kendisine, ölümden beter;
Borçsuzluğuyla övünür, ama kedisi doğurmaz.
Yalnızlığın gidecek bir yeri yoktur;
Boyuna kapısına döner, açan olmaz.

Mutluluğun mezarları, yalnızlığın heykeli var...
Her ikisinin de saksılarında çiçek.
Biri hep başka bir renkle solar,
Öbürüyse ha açtı, ha açmayacak.
 


KELİMELER


Yarıda kalmış aşklarının hesapları içinde
Denizlere açıldı içimizden biri
Niçin gittiğini söylemeden.
Doyulmamış arzularla doluydu yelkenleri.
Yıpranmış kelimelerin verdiği güvenden.
Bulacak sanıyordu yenilikleri.
Her an bir yeni su vardı,
Her yeni suda bir yeni an.
Deniz, dalgalarıyla gösteriyordu dışından
Yaşananla düşünülenler arasındaki farkı.
Bitmiyordu köpüklerle renkler
Bir başka damlada, bir başka ışıkta başlamadan.
Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.
Dışında ne varsa yeni, ne varsa gerçek.
Yeni manzaralarla gelen yeni duygular
Hani, eski kelimelerle olmasa
İnsanın ömrünce devam edecek.
Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.
Anladı,ölmekle yaşamanın birleştiği noktada
Yeni rüzgarlarla esen yeni korkulara
Yeniliklerini bağışlamayan kelimelerin
Nasıl düşman sığınaklar halinde direndiğini.
Anladı, bütün olmuşlarla olanların
Ve bütün olacakların
O kelimelerin içinde
Kendisine varmadan eskidiğini.
 


ÇIRILÇIPLAK


Küstahlığıma nezaketim oturdu
Saadete kendime bakakaldım.
Kararsızlık bir an sürdü
Gizlenen insanların ortasında ben kaldım,
Çırılçıplak
Selamımı tanıdıklar oturdu.
Saygı bekleyince alçaldım.
Kararsızlık bir an sürdü
Kendini beğenmişler ortasında ben kaldım,
Çırılçıplak.
Ağlamayı ölenler oturdu.
kendimi ölmez sanınca ufaldım,
kararsızlık bir an sürdü.
Ölülerle dirilerin arasında bir ben kaldım,
Çırılçıplak.
Sonsuzluğu ufuklar oturdu.
Yarattığım dünyaların içinde daraldım.
Kararsızlık bir an sürdü
Başlangıç ile bitiş ortasında ben kaldım,
Çırılçıplak.
Aydınlığı bulutlar oturdu,
Yıldızlara doğru yol aldım.
Kararsızlık bir an surdu:
Varanlar ile duranlar arasında ben kaldım,
Çırılçıplak.



BEN SİZE NE YAPTIM


Ben size ne yaptım
Çağrı mı, armağan mı, ceza mı
Ne vardı böyle karşıma geçecek
Ben ne yazılar ne çizgiler yitirdim hatırlamadım
Ne var ki sizinki onlar gibi gitmeyecek

Artık olan oldu
Gitmeniz gitmeseniz bir
Ben de düş kursam da kurmasam da
Aklıma yüzünüz gelecektir

Ben size ne yaptım,
Ne kötülüğüm dokundu size
İnanın - hoş niçin inanacaksınız-
Sizi şu ana kadar tanımazdım
İnanmak, bilmek yakışmaz size
Karşıma çıkmayacaktınız.
Karşımda bir resim gibi şimdi
Kuramadığım düşlerin çizdiği, siz
Hem gözüme hem düşüme
Çakılıp kaldınız
Renklerinize ve biçimlerinize
Düş dışı gerçeklerin çizdiği siz

Beni benden çıkardınız
Beni benden aldınız
Göz görmeye-görmeye
Bir uzağa bıraktınız
Kendime dönmeye ertık çok geç.
#28 - Eylül 06 2008, 17:12:36
« Son Düzenleme: Eylül 06 2008, 17:15:20 Gönderen: Diyez »

barbie9138

Aynı satırları 50 defa okuduğum halde ilk defa okuduğumu sanıyorum. Bu adam da bir iş var....
#29 - Eylül 06 2008, 17:20:08

iki ders arasında bir şiir kitabını bitirdiğim günlerdi.iki satır arasında ağladığım.iki satır arasında daldığım,daldığım yerden çıkmaya mecbur kaldığım.
duyguları bir şiirde yaşatabilmek!ve her şiirnde hayattan,kendimden bir şeyler bulabilmek!
not alırdım beni derinden etkileyenleri şimdi gördüm ki çoğu buraya yazılanlardanmıs.
tekrar buraya şiirlerini yazanlara da tesekkür ederim,tek tek okudum yeniden..şiir dyguları uyandırır derler ya,yine uyandı duygularım,zaman makinası bu olsa gerek.
#30 - Eylül 06 2008, 17:36:09
give me something to kill the pain
there is no tomorrow and no today
my soul is not for eternity
...and i know i will fade away in memories

Aşığım her bir dizesine. En şabalak kelimeye bile bir anlam, his katıyor bu adam. Karşılaştırmaları mükemmel.

Hayvan bir edimden bir edime geçer. Bütün hayvanlar için bu böyledir. İnsan da öyle.. Yalnız o iki edim arasında bir düşün alanından geçer. Yazık ki bütün insanlar için bu böyle değildir.

Hayvanlar sürüyü sayılarıyla gerçekleştirirler..
İnsanlar sayıyı kendileriyle..
#31 - Eylül 06 2008, 17:51:36
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Neden bu kadar güzel yazmış ki bu adam ?
Neden beni hayran bırakmak zorunda ki kendine ?
Hayatın anlamını yüklemiş resmen o mısralara.
Yeni sardım bende şiir/lere , Asaf'la başlamak benim için bir onur.
Kitaplarını alıp okumayı düşünüyorum.
İlerde bana şiiri sevdiren yüce insan olarak anarım belki , kim bilir ?

Ağladığımı gör diye ağlamıyorum, ağladıgım için, ağladığımı görüyorsun.
#32 - Eylül 06 2008, 18:00:32
İMZA.

Ölebilirim bu genç yaşımda,
En güzel şiirlerimi söylemeden götürebilirim.
Şimdi kavak yelleri esiyorken başımda,
Sevgilim,
Seni bir akşam-üstü düşündürebilirim.
*
Ölene kadar beni bekleyecekmiş
Sersem
Ben seni beklerken ölmem ki
Beklersem
*
Sen bana bakma, ben senin baktığın yönde olurum..
*
Yanılmıyorsam, saygılarla yalnızdım..
Saygılar duymasaydım, yanılmazdım..
Yaslanacak anılarım olsaydı,
Söyleye söyleye, böyle saklamazdım.
*
"Benden sonra mutluluk" dedi ve gitti..
*
...
Bir ışık yanmıyordu, yandı, söndü.
Elleri gözlerine baktı, gözleri ellerine aktı.
Gözleri ellerini gördü, elleri kördü.
Sönen ışık yandı, yanan ışık söndü.
Dün yağmur yağacaktı, gün döndü.
Yarın yağdı, bugün dindi.
Ağlayacaktı, kim anlayacaktı?
*
Hepsinin gelmesini bekleme
Bir kişi gelmeyecek
Sen alışmayasın diye
Korkmayasın diye
Düşünesin diye
Kendine yetmen için
Herkesin kendinden kaçacağı yerlerde
Sen kaçmayasın diye
Gelenler gitmeyecekmiş gibi
Doğumlarda ölümlerde
Duyasın diye
Bildiğini bildirmek için
Bilmeme’yi öğrenmelisin
Tam kalasın diye
Hepsinin gelmesini bekleme
Sen var olasın diye
Bir kişi gelmeyecek
Sen, bir olasın diye
*
"Gelmesen önemli degil, gelsen önemli olurdu
Gelmemen benim büyük yalnızlığımı doldurdu."
*
Benim söylemek için çırpındığım geceler de, siz yoktunuz.
*
birisi biri için,
bilerek, bilmeyerek,
her biçimden bir anlam,
her anlamdan bir biçim
beklemiştir giderek,
bekledi, bekleyecek,
birisi biri için.
o belki de gelecek,
belki de gelmeyecek.
birisi biri için
gelecek,gelmeyecek,
sürecek için-için,
ama hiç gitmeyecek,
hep başlayıp yeniden
ve de hiç bitmeyecek.
*
Dün sabaha karsı kendimle konuştum
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum
Yokusun basında bir düşman vardı
Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum
*
"bir anlam gelse,
ne varsa alsa
gitse......"
*
"senin için,
o mu, diye sordular
o değil, dedim onlara
anladılar."
*
biri gelir sorarsa
sana beni sorarsa
gitti der misin
gittiğimi söyler misin
gidiyorum ben sana
benimle gider misin.
*
Güler, gülümser bir şakacı,
Güldürür,düşündürür,
Arada bir durur, gözleri dalar,
Neler söyler, neler susar..
Yoksa, çok acı bir şakayı
Şakadan da olsa,
Çok yalın bir karanlığa mı saklar..
Oynadığı oyunsa,
Yaşamda oynadığı,
Oyununu mu yaşar..
Oyunda yaşadığı,
Yaşamını mı oynar..
Yaşarcasına, oynarcasına.
Öyküler anlatır olmuşcasına,
Sonunu mutlu bağlar,
Gider evinde ağlar.
*
Gülüş bir yanaşımdır bir öbür kişiye;
Birden iki kişiyi döndürür bir kişiye..
Anılarından kale yapıp sığınsa bile,
Yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye.
*
Son istegin nedir?
Sorusu,
Çok, çok kolaydir,
Ilk istegin nedir?
Sorusundan.
Çünkü,
O soruyu
Kimse kimseye soramadi,
Korkusundan.
*
Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan...
Dışından anlaşılmaz.
Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan...
Paylaşılmaz.
Bir düşün'de beni sana ayıran
Yalnızlık
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.
*
Kendi bahçesinde dal olmayanın biri. Girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor...
*
Kim o, deme boşuna...
Benim, ben.
Öyle bir ben ki gelen kapına;
Baştan başa sen.
*
Uyku adı altında beni yoklamaz ölüm,
Neleri yaşadımsa uyanıklıkta gördüm.
Uyurken geçenlerin sormadım adlarını,
Kaçı kaça böldümse yaşanırlıkta böldüm..

Uyku adı altında beni yoklarsa ölüm.
Ki ben tüm uykuları hep uyanıkken gördüm..
Neden mi ben kendimin sorardım adlarını?
Anlasınlar diyedir, ben nasıl, nerde öldüm.
*
seni düşlerime aldım,
uykusuz kaldım.
seni uykularıma aldım,
düşsüz kaldım.
başıma aldım, sensiz;
gönlüme aldım, başsız,
sensiz, yollarda pulsuz,
pullarda mektupsuz kaldım.
sana adlar aradım.
ardında adsız kaldım.
*
Sen bana
Sen desen de, demesen de olur.
Ama ben sana diyeceğim.
Düşün dur.
*
Her gece birinin olmadığı gecedir.
Gecelerinizi karıştıracak gitgide
Olmayanlarınızın çoğalması.
Benim olmadığımı duyduğunuz bir gece
Korkacaksınız.
*
Biri vardı, o ilk ağlamayı bulup
Herkesi güldüren.
Sonra da bunu unutup
Ağlarcasına gülen.
*
"Etrafımda kimse olmadığından değil yalnızlığım;
yalnız olduğumu söyleyebileceğim kimse olmadığı için yalnızım ben..."
*
...
Ne zaman bir her şeyi ölse birinin,
Kendini ölümlerle yaşar kalır o.
Ne zaman bir kendisi ölse birinin,
Ölümlerde kendini yaşar kalır o.
*
Sen bakmasını bildikçe görünür yanmışlığım
Tatmasını bilirsen tartılır inanmışlığım
Sen bilmezsen, bilmedikçe bilmeyeceksen
Uyandırır uyumuşluğunu uyanmışlığım
*
Ben birisini öldürecektim,
Ama kimi öldüreceğimi unuttum.
Ben kin güden bir kişi değilim..
Yazık, kimi güldüreceğimi unuttum.
Ben bunları size bir-bir anlatacaktım.
Ağlatırım korkusundan ağlayacaktım.

Ve daha niceleri.
#33 - Ocak 12 2009, 23:32:34

LAVINIA

Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar,
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalan istiyorsan yalanlar söyleyeyim.
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
#34 - Ocak 13 2009, 09:05:14
Savrulurken raconun kırmızı pelerini o zarif öfkeye,
Zaman ki sana hasta oldu, incelikli haytasın,
Nüksederken raksını,mahallenin maşallahı, eyvallahı,
Güzellik be oğlum
Şimdilik, ölümüne kadar hayattasın.

zsem

BELGE
 
Soru bir:
Senin yüz fotoğrafın çekilecek
Yüzünde yüz var mı?

Soru iki:
Senin yüz fotoğrafın çekilecek
Sende çekilecek yüz var mı
?
#35 - Şubat 03 2009, 22:43:23

Kim o, deme boşuna...
Benim, ben.
Öyle bir ben ki gelen kapına;
Baştan başa sen. . .


heR şiirinde ayRı anLam.
#36 - Şubat 03 2009, 22:54:47

modern zamanlarda ask dipdudududududu

Aldanı-Aldatı

Benim düşlerimin içinde
O uyuyordu,duyuyordum.
Ben bir uykusunda onun,
Bir düş'ünde bulundum...
Uyuyordu,duyuyordu,
Avundum.

II

Benim düşlerimin içinde
O uyumuyordu,biliyordum.
Ben ne bir uykusunda onun,
Ne de bir düş'ünde bulundum...
Bulunsaydım,
Vururdum....

Özdemir Asaf
#37 - Nisan 09 2009, 21:58:34

I

Bir mum yanıyordu bir evin bir odasında
O evde bir de kedi vardı.
Geceler indiğinde kendi havasında
Mum yanar, kedi de oynardı.

Mumun yandığı gecelerden birinde
Kedi oyunlarına daldı.
Oyun arayan gözlerinde
Mumun alevi yandı,
Baktı,
Mumun titrek alevinde
Oyuna çağıran bir hava vardı.

Oyunlarını büyüten kedi büyüdü
Kendi türünde çocukcasına,
Döndü dolaştı, yavaş yavaş yürüdü
Geldi mumun yanına, oyuncakcasına.
Bir baktı, bir daha, bir daha baktı
Mumun alevinin dalgalanmasına
Uzandı bir el attı.
Bıyıklarını yaktırmadan anlamayacaktı..
İlk kez gördüğü mumun yakmasına
İnanmayacaktı.

Kedi, oyunlarında büyüyordu,
Mum, üşüyordu yanmalarında.
Zaman ikili yürüyordu
Aralarında.
Bir ayrışım görünüyordu
Birinin yanmalarında
Öbürünün oynamalarında.

Kedi oyunlarında büyüyordu,
Yitirerek gitgide oyunlarını.
Mum küçülüyordu yanmalarında,
Yitirerek gitgide yakmalarını.

Oynarken büyüyen kedi yanacak,
Aydınlatırken küçülen mum yakacaktı.
Küçülen yaka-yaka aydınlatacak,
Büyüyen yana yana anlayacaktı.


Bir mum yanmasından
Ve bir kedi oyunundan
Kaldı sonunda
Bir gecenin tam ortasında
Bir evin bir odasında
Göz-göze susan
İki insan.


II

Mum yandı bitti,
Kedi büyüdü gitti.
Oyunlar karıştı gecelerde
Suskun uykusuzluklara.

O iki insandan, sonunda
Birinin anılarında kedi,
Birinin dalmalarında mum
Kaldı gitti.

Nerede bir mum yansa şimdi,
Nerede oynasa bir kedi,
Birbirine yansıyor, karışıyor gölgeleri..
Bugün dün gibi oluyor,
Dün bugün gibi.
Mum ellerimi tırmalıyor,
Belleğimi yakıyor kedinin elleri.


Özdemir Asaf
#38 - Mayıs 01 2009, 14:33:55

BEN DEĞİLDİM

Bir aksam-üstü pencerenden bakıyordun
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya..
O geçen ben değildim.

Bir gece, yatağında uyuyordun..
Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
Ve karanlıklar içindeydi odan...
Seni gören ben değildim.

Ben çok uzaktaydım o zaman,
Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebepsiz ağlamaya.
Artık beni düşünmeye başladığından
Bıraktın kendini aşk içinde yaşamaya..
Bunu bilen ben değildim.


Bir kitap okuyordun dalgın..
İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
Genç bir adamı öldürdüler romanda.
Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın..
O ölen ben değildim..

#39 - Mayıs 01 2009, 14:34:45

UYKUSUZLUK

Uykusuzluk ve pencerede bir kedi
Gece boyu hiç konuşmadan durdu.
Yağmurlar yağdı, dindi,
Pencerede hep kedi,
Ne geceye girdi, ne de uyudu,
Baktı, baktı, baktı,
Belli değildi doğmadığı, doğduğu.

Sanki ona bir zaman
Hadi minderden in dendi,
O da şimdi, yola çıkıp bir duygudan
Pencerenin dışında duran
Bir geceden indi, odaya girdi
Dedi:
Hadi şimdi sen de in uykundan.

Sevdi mi, sevmedi mi, belli etmedi.
Sürdürüp suskunluğunu
Bekledi.
Şimdi eski uykusuzluğunu
Yeni huysuzluğu besledi.
Aaaa..
Kedi bu uykunun içindeydi.

Ankara yolundaydı bir gece,
Bir gün Marmaris yolundaydı kedi.
Bütün uyku kapılarının önündeydi.
Mırmırları, tırmalamalarıyla
Bir kadının düşlerindeydi
Ve bütün hırçınlığıyla
Anılarının önündeydi.

#40 - Mayıs 01 2009, 14:35:03

CAĞALOĞLU YOKUŞU

Dün gece yokuşu çıkıyordum,
Günlerden yetmişsekizdi..
Yaymacı
Eski kitaplarını bekliyordu
Kaldırımda
Eskiden olduğu gibi,
Alsınlar okusunlar diye
Başkaları da.

Bazı yerler değişmiş,
Bazı yerler eskiden olduğu gibi
Hiç değişmemiş..
İnenlerle çıkanlar;
Yaşlısı, genci
Basımevi, kitabevi..
Gelenlerle, kalanlar..
Aynı umular, aynı bekleyiş..
Adlarda, yapılarda okunuyor
Olmuşlarla olanlar..
Yalnız bir şey değişmemiş;
İniş-çıkış, geliş gidiş.

Bu yalnız benim için değil..
Nasılsa benden önce;
Yüz, seksen, elli..
Benden sonra da olacak,
Besbelli.

Benim de demek istediğim:
Dün gene yokuşu çıkıyordum
Günlerden yetmişsekizdi..
Onu-buna kimilerini sordum,
Çok azı bildi.

İşte geçerken dün o yokuşdan,
Günlerden yetmişsekizdi,
Saat yetmişsekizdi..
Otuzsekiz saat önce oradan
Şarkılarıyla, şiirleriyle
Bir şarışın geçmişdi..

Onu soruyordu şimdi
Bir sakallıdan..

Ne bilsindi.


--------------

ÇAĞRIŞIMLAR

Çok küçük bir yalanı
Çok büyük bir orantıda
Dinlediniz mi..

Çok büyük bir yalanı
Çok yalın bir doğrultuda
Söylediniz mi..

Gecikmiş bir gizlemİ,
Birikmiş bir özlemi
Sakladınız mı..

Gelmeyecek bir gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi..

Bir gerçeği erken,
Bir açlığı tokken
Anladınız mI..

Hep mi hep ölecekmiş gibi,
Hiç mi hiç ölmeyecekmiş gibi
YaŞadınız mı..

Yalanı sürmeye sürmeye,
Yanlışı görmeye görmeye
Saklandınız mı..

Doğruluğun yönünde,
Doğruların önünde
Aklandınız mı..

Ortamsız bir yaşamda,
Yaşamsız bir ortamda
Harcandınız mı..


---------------

KALDIM

Seni düşlerime aldım,
Uykusuz kaldım.
Seni uykularıma aldım,
Düşsüz kaldım.
Başıma aldım, sensiz;
Gönlüme aldım, başsız,
Sensiz, yollarda pulsuz,
Pullarda mektupsuz kaldım.
Sana adlar aradım..
Ardında adsız kaldım.


--------------

KOCAMAN

Şimdi kocaman denizlerde, kocaman gemilerde
Neden yok küçüklüğümüzdeki büyüklüğümüz;
Çocukluğumuzun bahçelerinde, o evlerde
Kâğıttan gemilerimizi yüzdürdüğümüz.
Bir şeyler mi kalmış çocukluğumuzda,
Çocukluğumuzla çözdüğümüz...


-----------

KORKU

Aldanacaksan sevgilerinde, sâf sevgilerinde
İnsanların yalancı gurularına..
Kalacaksan parlak sözlerin etkisinde,
Kelimelerinle onlara kapılacaksan,
Yaşama!

Oyun yapıp oynarlar seni
Geceleri aralarında.
Şarkı yapıp söylerler dostlarına,
Roman gibi okurlar boş zamanlarında.
Masal yapıp anlatırlar çocuklarına.

Aldanacaksan gecelerinde, kara gecelerinde
Aydınlık dünyaların şen insanlarına.
Yanılıp içini açacaksan,
Derdini gizlemeden durmayacaksan,
Yaşama!

Saklarlar dinlediklerini
En zayıf zamanında vurular seni.
Uyduramazsan fikirlerine
Başıboş hareketlerini
Defe koyup çalarlar seni.


-------------

KEDİ İDİ ADI

Bu adı
Ona kimse vermedi
Çağırdılar, sağırdı, duymadı

Kedinin mırmırları
Onun
Hem düşünmesi,
Hem de duyma’sıdır.

Bunu
Benim yazmam
Da
Benim mırmır’larımdır.

Duyan
Bunu yazmaz
Uyan
Bunu yazan bir kedidir.


--------------

ÖLÜM

Ölüm; ben onu çiçeklerle giderken gördüm.
Ölüm; ben onu yaşamları bilerken gördüm.
Obur doymazlıkların obur açlıklarında,
Ölüm; ben onu, varlıkları silerken gördüm.

Ama bir de yokluğun ve yüreğin önünde;
Ölüm; ben seni utanç ile titrerken gördüm.


---------------

ÖLÜMÜMDEN BİRAZ SONRA

Ölümümden biraz sonra anladım
Olmayınca oyun.
Gözlerim dışına kapalı, içine açık.
Kalıbım belirsiz bir yerde artık.
Sırtüstü yatıyorum, up - uzun.

Öyle bir dünyadayım ki şimdi,
Ellerim tutabildikleriyle kalmış,
Büyük beynim kıvrım kıvrım, donuk.
Artık ne karanlık var benim için, ne aydınlık,
Ne sıcak, ne soğuk.


---------------

NOKTASIZ

Biri gelir sorarsa
Sana beni sorarsa
Gitti der misin
Gittiğimi söyler misin
Gidiyorum ben sana
Benimle gider misin.


----------

POETİKA

Yaşadım da yoruldum, bir ağır-işçi gibi,
Uyudum da uyandım, binlerce kişi gibi.

Bana düşünmek vardı, payıma onu aldım,
İşledim de işledim bir hüner-işi gibi.

Horlandı, beğenildi; inandım, alınmadım,
Yolun geleceğini çizdim, geçmişi gibi.

Zor dönemler olmadı-değil, olsundu, oldu,
Ne koştum ne de durdum kaçak gidişi gibi.

Bu konuyu burada bırakıyorsam birden,
Olmasın diyedir bir şeyin bitişi gibi.


-----------

ROMAN

Roman bir adamın adıdır.
Bir başka ada bakan,
Duysan-duymasan
Seni anmalıdır.

Roman bir adın yaşamıdır,
Başkalarınca da yaşayan;
Okusan-okumasan
Sana uzanmalıdır.

Roman bir yaşamın anlamıdır,
Düşünmeden varılmayan;
Anlasan-anlamasan
Sana bulanmalıdır.

Roman bir anlamın dağıdır,
Yarasız çıkılmayan;
Korksan-korkmasan
Seni kuşanmalıdır.

Roman bir dilin dumanıdır,
Tüter evren sobasından;
Üşüsen-ısınsan
Sönmeden yanmalıdır.


--------------

SABAHA KADAR

Dünya o kadar büyük ki;
Bir noktayım ortasında, ne yapsam.
Bazan da o kadar küçülüyor ki dünya,
Devrilecek sanıyorum, kımıldarsam.

Hayat o kadar uzun ki,
Öyle bitmez geliyor ki bir an..
Bir de bakıyorum, o kadar kısalıyor ki;
Ne çıkar, diyorum, bir hayattan

Saadet o kadar lâzım ki yaşayana;
Billâhi can verir uğrunda insan.
Hem o kadar boş ki mesud olmak,
Gün yüzü görmeden ölenlerin arkasından.

Ben o kadar önemli kişiyim ki,
O kadar iyiyim ki aklım ve düşüncelerimle.
O kadar fenayım ki ben
Delice niyetlerimle.

Gece; ne kadar karanlık ve sessizsin..
Öyle kaplayorsun ki evleri, yolları, denizleri.
Hem o kadar aydınlık ve seslisin ki;
Çılgınca coşturuyorsun bizleri.

Sabah; bir yeni dünya gibi geliyorsun;
Öylesine süslü, öylesine saadesin ki..
Sen o kadar güzelsin ki sabah,
O kadar güzelsin ki.


--------------

Seni Saklayacağım

Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin, duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya..
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım..
Anlayacaksın.


-----------------

TABLO

Kedi kadının yanındaydı,
Kadın gecenin yanındaydı.

Kedi gitti geceye değdi,
Karardı,
Döndü kadına değdi.

Bir kadın portresi belirdi;
Elinde siyah bir gül vardı,
Kucağında kırmızı bir kedi.


-------------

UZUN BİR ÖYKÜ

Hiç kimsenin kafesine
Koyamayacağı bir kuş..

Kaçmasını öylesine
Uçmasını böylesıne
Unutmuş.

Bir insan sesine
Gelip konmuş.


--------------


YAŞAYAN ÖLÜM

Gözlerini kaçıramazsın, geçmiş ola
Artık derebeyindir senin o görmüşlüğün
Köleliğinİ sana IşItIr yaşlandıkça o ve sen
Onun yaşamışlığındadır senin ölmüşlüğün
Artık o sende hep yaşayan bir ölüm

Başka görüntülerle gelir, öbür açılarıyla
Seni yerinden eder, gider,
Gelir yerinden eder..
Pasını siler, kimse anlamaz sen anlarsın
Sen anladıkça o sende hep yaşayan bir ölüm
#41 - Mayıs 01 2009, 14:36:38

DUYGULUYA TAŞ

Duyguluysan İşin Zor,
Yaşamda Yeniksindir.
Duyguluya Sor,
Ona Aşkları Da Acı Verir.

Hep Bir Karanlığa Uyanır, Yalnız:
Düşleri Gerçekleri, Gerçekleri Düşleridir.
Aldatsanız, Aldansanız,
O Hep Bir Karanlığa Uyur Gibidir.

Hiç Ölüsü Yoktur,
Herkes, Her Şey Anısındadır.
Geleceği Geçmiş'in Gözünden Okur;
Hep Bir Yangının Bacasındadır.

Gülerken Bir Düğündür, Acı-Son'lu,
Aldatılara Uğurlayan Gelinlerini.
Bir Çocuk Bahçesidir, Renk-Renk Balonlu,
Savaşlara Uğurlayan Bebeklerini.

Sinmiş Her Şarkıya, Her Uyanı'ya, Uykuya,
Ölümün Yaşayan Kardeşidir.
Hep Sezer, Sezdikçe Duyguluya
Yengiler De Hüzün Gelir



Düşüngü

Hepsinin gelmesini bekleme;
Bir kişi gelmeyecek.

Sen alışmayasın diye,
Korkmayasın diye,
Düşünesin diye..

Kendine yetmen için..
Herkesin kendinden kaçacağı yerlerde
Sen kaçmayasın diye.

Gelenler gitmeyecekmiş gibi
Doğumlarda ölümlerde
Duyasın diye.

Bildiğini bildirmek için
Bilmemeyi öğrenmelisin.
Tam kalasın diye.

Hepsinin gelmesini bekleme,
Sen var olasın diye.
Bir kişi gelmeyecek,
Sen, bir olasın diye


TENTATİON

Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç
Sana diyeceklerim söylemekle bitmez
Yıllardır yaşamamdan çaldığım zamanlar
Adına düğümlendi

Bana yaşadığın şehirleri aç
Başka şehirleri özleyelim orada seninle
Bu evler bu sokaklar bu meydanlar
İkimize yetmez


Onarmak Zordur

Şarkılar değil de
Hep kulaklar bitiyor,
Onarmak zordur.

Bir yürek üşümüş
Kapamış kapılarını,
Onarmak zordur.

Bir şey yitirilmiş
Hiç eskimeyecektir,
Onarmak zordur.
İnsanin içine düşen korku
Özgürlüğünden olmuştur,
Onarmak zordur

Ölümü düşünmek yenilmek,
Sevmek ölümü yenmektir,
Onarmak zordur


ANLA

Akıllı derler aldır
Deli derler aldırma
Derler’i öngörürsen
Yok bakarlar adama

Derler’i songörürsen
Deli derler adama
Sen derler misin, ya da
Deyen misin, de bana
#42 - Mayıs 01 2009, 14:39:31

Duyguluysan işin zor,
Yaşamda yeniksindir.
Duyguluya sor,
Ona aşkları da acı verir.

Hep bir karanlığa uyanır, yalnız:
Düşleri gerçekleri, gerçekleri düşleridir.
Aldatsanız, aldansanız,
O hep bir karanlığa uyur gibidir.

Hiç ölüsü yoktur,
Herkes, her şey anısındadır.
Geleceği geçmiş'in gözünden okur;
Hep bir yangının bacasındadır.

Gülerken bir düğündür, acı-son'lu,
Aldatılara uğurlayan gelinlerini.
Bir çocuk bahçesidir, renk-renk balonlu,
Savaşlara uğurlayan bebeklerini.

Sinmiş her şarkıya, her uyanı'ya, uykuya,
Ölümün yaşayan kardeşidir.
Hep sezer, sezdikçe duyguluya
Yengiler de hüzün gelir.

#43 - Mayıs 01 2009, 14:40:31

En Çok Denizden Alacaklıyım

Deniz kıyısında bir martıyla konuşurken görüyormuş dostlarım beni sürekli
Bir kaptanım çünkü kağıt gemilerden emekli.

Gülemedim ki hiç hasta yatağının baş ucunda
Haberi bu yüzden yoktur annemin
sol yanağımdaki gamzeden

Komidinin üzerindeki ilaçların sayıları arttıkça
kutularından yaptığım gökdelenin uzamasına sevinirdim!

Ve bilmezdim annemin yaşantısındaki renkliliğin
sadece raflara dizili kavonozların içindeki reçeller olduğunu.

Beni birde annem terketti senin gibi,
ki göbeğimde durur onun yokluğundan bana kalan çukur,

Sıralanmış saksılar vardı
limana bakan penceremizin önünde,
ve çiçekler arkasında ekmek kırıntıları serpen
martı yüzlü bir anne,


Limandaki beyaz geminin ışıkları yanınca
dedikodusunu yapmayı unuturlardı tam o saatlerde oradan geçen
yazlık sinemadaki biletçi kızın

Annesinin dizleri dibinden ayrılmayan uslu bir çocuk gibidir limandaki deniz,
ama sokağa çıkıp dalga olmak geçer yüreğinden.

Hiçbir bardakta dudak payı bırakmadınız bana
bir kaşık sesini bile çok gördünüz şekersiz içtiğim çayların

İki çocuk yanyana oturduğumuz kapının eşiğine kendi başıma zor sığıyorum bugün
Büyüdükçe insan yalnızmı kalıyor ne!

Kabuğunu koparmadan ne bir elmayı soyabildim
Nede iyileştirebildim bir yaramı
Ama karşıma çıkınca kızmadım hiç elma kurduna
bendim çünkü bıçağı saplayan onun yurduna

Çocuklarla ben yapamıyorum
Büyüklerde almıyor beni oyunlarına
Devlet dairesinde yangından kurtarılamayacak
sıkışmış çekmece gibiyim
açılamıyorum sana

Kardeşiyle sokaklarda hep bir örnek giydirilen
sen nasıl sevmezsin eşitliği

Yürürken düşen çoraplarını aynı hizaya getirmek için
Annen deği lmiydi önünde diz çöken

Yol kenarlarındaki yağmur mazgallarını
Kumbara sanıp harçlığımı atardım
Bu yüzden en çok denizden alacaklıyım
Denizden alacaklıyım....
#44 - Mayıs 13 2009, 00:38:25

"Düşünüyorum öylelse varım,
  Varım da neye yararım?"        demiş ya çok güzel demiş (:         
#45 - Mayıs 15 2009, 20:20:15
Geç içime kainat, ben korurum seni..

Özdemir Asaf Seçmeler

Bildiri

Bizler savaş ölüleriyiz,
Bundan böyle karşı-karşıya değiliz;
Bildiririz.


Nokta

Bana yalanlar söylese yetinecektim.
Ama yalan söyledi.


Kelebek

Son isteğin nedir?
Sorusu,
Çok, çok kolaydır,
ilk isteğin nedir?
Sorusundan.

Çünkü,
O soruyu
Kimse kimseye soramadı,
Korkusundan.


Göz

Bana Senin için,
O'mu dediler.
Hayır dedim,
Anladılar...


Düello

Her tomurcuk, bir çiçeğin uykusuna
Her çiçek, bir yemişin kuşkusuna
Her yemiş, bir böceğin korkusuna
Uykusuzca, kuşkusuzca, korkusuzca yürür
#46 - Ağustos 11 2009, 15:14:17

BİLSEYDİ EĞER

Bir şiir bir geceye değer,
Bir şiir bir uykuya değer,
Bir şiir bir uyanmaya değer,
Bir şiir bir sigaraya değer,
Bir şiir bir rakıya değer,
Bir şiir bir şarkıya değer,
Bir şiir bir türküye değer,
Bir şiir bir ağrıya değer,
Diye-diye..
Meğer.



CONTREPOINT

O kadar bir başka çok şeysin sen..
Bir ölüm var ama, gece-kan'da..
Rengini düşünür-durursun sen,
Okunmaz yazınla, ha vuranda,
Bir anda okunur olursun sen.





Diyek

Türkiye’de Istanbul ne ise,
Istanbul’da gece ne ise,
Gecede yürümek ne ise,
Yürürken düşünmek ne ise,
Seni unutamamacasina düşünmek ne ise,
Unutamamanın anlamı ne ise,
Seni sevmek ne ise,
Saklayayım, yok söyleyeyim derken
Birden aşka düşmek ne ise.
Her neyse.



Denizin Delisi

Unutmak mı, delisin,
Gitmesem de bekler orada deniz.
Gelirsem, bilmelisin
Benim beklememdir burada deniz.

Gitmek gibi geleceğim
Denizin delisine.
Delinin denizi gibi
O ne kadar giderse.



DUVARA ASTIĞIM

Ölünceye kadar seni bekleyecekmiş,
Sersem.
Ben seni beklerken ölmem ki..
Beklersem.



İÇİN İÇİN

Toprak kazmak
Başında dikim için
Sonunda ölüm içindir

İnsan kazmak
Başında ekim için
Sonunda görüm içindir
Birim içindir
Varım içindir
Bugün içindir
Yarın içindir
Bütün için
Yarım içindir

Belki önce benim için
Ama ondan sonra hep
Hep senin içindir



Jüri

Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu,
Birinciliği beyaza verdiler.





Yanılmıyorsam, saygılarla yalnızdım..
Saygılar duymasaydım, yanılmazdım..
Yaslanacak anılarım olsaydı,
Söyleye-söyleye, böyle saklamazdım


Lavinia

Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.




MATEMATİK SEKSÜEL

Bir gün, birân-bir günün bir anında
Seni sevecek kadar-sana seni anlatsam.

Başımdaysam sonunda-sonundaysam başında,
Yürüyor yenilenen, yorulmayan bir anlam.

Sözcüklerin içinde-sözcüklerin dışında,
Düşünlerinde eksik, yaşamlarında tamam.

Sen de anlamalısın gidiyorken yanında,
Başına vura-vura ben sana anlatamam.

Üşünen gecelerin sıcak karanlığında
İki'den bir'i, bir'den iki'yi çıkaramam.
#47 - Ağustos 11 2009, 15:15:29

BEKLE DEDİ

Bekle dedi gitti
Ben beklemedim, o da gelmedi...
Ölüm gibi bir şey oldu
Ama kimse ölmedi...




BİL

Adının üstüne
Anılar koyma.
Sen mezar değilsin
Anılar
Adının ardından gelsin
Sen duvar değilsin



BİR ŞEYİN ADI

Önce, büyük büyük düşündüm;
Sonra büyük büyük yaşadım.
Ne varsa, onlar aldı.
Şimdi bana küçük bir ölüm kaldı.



BOLERO

Birisi biri için,
Bilerek,bilmeyerek,
Her biçimden bir anlam,
Her anlamdan bir biçim
Beklemiştir giderek,
Bekledi,bekleyecek,
Birisi biri için.
O belki de gelecek,
Belki de gelmeyecek.
Birisi biri için
Gelecek,gelmeyecek,
Sürecek için-için,
Ama hiç gitmeyecek.
Hep başlayıp yeniden
Ve de hiç bitmeyecek.



ÇAĞRIŞIMLAR

Çok küçük bir yalanı
Çok büyük bir orantıda
Dinlediniz mi.
Çok büyük bir yalanı
Çok yalın bir doğrultuda
Söylediniz mi.. Gecikmiş bir gizleme,
Birikmiş bir özlemi
Sakladınız mı.. Gelmeyecek bir gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi

Bir gerçeği erken,
Bir açlığı tokken
Anladınız mi

Hep mi hep ölecekmiş gibi,
Hiç mi hiç ölmeyecekmiş gibi
Yasadınız mı.. Yalanı sürmeye,
Yanlısı görmeye
Saklandınız mı...

Doğruluğun yönünde,
Doğruların önünde
Aklandınız mı.

Ortamsız bir yaşamda,
Yaşamsız bir ortamda
Harcandınız mı..



DALINI UNUTMA

Bir sürü özlem girdi oysa.
Erken koparılmış üzümler gibi.
Araladımsa..

Ben bu kapıyı açtımsa,
Aralamayı anlamak içindi.
O kapıdan şimdi çıkan,
Gecikmiş bir sürü arayan,
Açtımsa!

Nasıldı oda desem şimdi,
Ne vardı orada?
Giren neydi,çıkan kimdi,
Ne yoktu ardında?
Olmayan kimdi?



GERÇEK DEĞER

Gerçek değer gelmesi boşluk dolduran değil;
Gitmesi boşluk yaratandır.



YALNIZLIĞA ÖVGÜ

Mutluluğun gözü kördür,
Yalnızlık sağır.
Ondandır biri tökezleyerek yürür,
Öbürü uykusunda bile bağırır.

Mutluluk yalnız kendisini görür;
Unutur bu yüzden ilkin kendisini.
Yalnızlık kendi tutukluğunda özgür,
Boyuna bekler dönsün diye sesini.

Mutluluk alışır kendisine, ölümden beter;
Borçsuzluğuyla övünür, ama kedisi doğurmaz.
Yalnızlığın gidecek bir yeri yoktur;
Boyuna kapısına döner, açan olmaz.

Mutluluğun mezarları, yalnızlığın heykeli var...
Her ikisinin de saksılarında çiçek.
Biri hep başka bir renkle solar,
Öbürüyse ha açtı, ha açmayacak.



PAY

Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.
İnanırdım saadetli yolculuklara.
Adalar var zannederdim güneşli, maavi, dertsiz.
Bütün hızımla koşardım dalgalara.
O zaman beni görseydiniz.

Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.
Beni o zaman görseydiniz
Siz de gelirdiniz peşimden.

Ama simdi su aksam saatinde
Son liman kendim, bu döndüğüm,
Bilmiş, bulmuş, anlamış.
Hatırımda, bir vakitler güldüğüm.
Yoluna can serdiğim o kaçış.

Simdi, şu aksam saatinde
Dönüyorum görmüş, geçirmiş, atlatmış,
Gözlerin doymayan sahilinde.
#48 - Ağustos 11 2009, 15:16:40

SUSMAK



Bir insan olsun
Olsun da burada
Bir insan olsun
Orada

Nerede olursa olsun
Bir insan
Gitse olsun, kalsa olsun
Giderse olan, gitmezse duran

Aranır bir insan bir insani
Arar bir insani bir insan

Söylenemiyor çok şey
Susmadan..





Özdemir Asaf
#49 - Ağustos 13 2009, 21:52:51


Oranda

Yüzümde hüzünden gölgeler varsa,,,,
O hüzün yüzündendir olsa olsa,,,

Bilmiyorum, bu yaşamın çoğu yaşanmamışsa,
Yaşanmadığı okunur, şimdi, daldımsa,,,,

Özledikçe yalnız durup/susup baktımsa,
Sorulacakken nedeni nasıl sormadımsa,,

Geldiğini umudumla umudla umdumsa,,
Geleceğini görüyor/biliyordum, anlattımsa,,

O geçip/gitti 'ora'sına, ben göremedim, baktıysa,,,
Derim ki şimdi, bir daha gelse/de, sorsa,,

Sözümle, yüzümle, gözümle dedim, duysa,,
Bense buramda onu bekledim oysa,,,,

Yüzümde hüzünden gölgeler kaldıysa,,,
İçimde örülen duvardan düşmüştür, çatladıysa,,,



#50 - Eylül 14 2009, 00:08:10
”Yaşıyorum, beni meşgul etmeyin. “ Bu bir cümledir. Fakat isterse dize de olabilir, özlü söz de. İnsan da böyledir. Ne isterse olabilir, hatta insan bile olabilir.


BİR ADAM

Korku dağlarının yürekçisi,
Ölüm denizlerinin kürekçisi;
Öyle suskun oturuyor şişesinin başında,
İçtiğinin hem hırsızı, hem bekçisi

Onu kırmış olmalı yaşamında birisi.
Dinledikçe susması, düşündükçe susması
Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi,
Heykelini yontuyor yalnızlığın ustası...


#51 - Eylül 14 2009, 00:42:00
”Yaşıyorum, beni meşgul etmeyin. “ Bu bir cümledir. Fakat isterse dize de olabilir, özlü söz de. İnsan da böyledir. Ne isterse olabilir, hatta insan bile olabilir.


Arayış

En kısa ceza
Ömür-boyu olandır..
Kimse bilmediğinden.

Kim bilir;
Belki bir yalan'dır..
Kendiliğinden.

Bir korku'dur belki,
Saklanandır..
Çirkinliğinden.

Bir soru olsa gerek;
Sorulmadığındandır..
Birden.



#52 - Eylül 14 2009, 00:43:27
”Yaşıyorum, beni meşgul etmeyin. “ Bu bir cümledir. Fakat isterse dize de olabilir, özlü söz de. İnsan da böyledir. Ne isterse olabilir, hatta insan bile olabilir.


ULTRA

Bir kelimeye
Bin anlam yüklediğim zaman
Sana sesleneceğim.


SAYGI

Sana güzel diyorlar
Sakın olma.


ZORU

Bir gün,
Herkes kendi bahçesine,derlerse...
Hazır mısınız ?


EPİGRAM

Aşk, varlığında, yokluğunda belli olur.
Egemenlik, varlığında, yokluğunda belli olur.
Bir özgürlük var, sularca, havalarca olağan
Varlığında değil, yokluğunda belli olur.


GÖRÜ

Ne iyi olurdu herkesin
'Ben yalan söyleyebilirim ama sana değil'
bir sen'i olsaydı
ne iyi

şimdi herkesin bir sen'i var
yalan söylediği..



Ç

Ben uyurken
Duvarıma tırmandın
Güllerimi yoldun

Ve bütün şikayetin
Sen uyurken
Bahçene girenlerden



MUHASEBE

Kazandıklarım bitti, yitirdiklerim kaldı
Söylediklerim gitti, dinlediklerim kaldı
Bir bilmek ülkesinin, düşün iline vardım
Öğrettiklerim gitti, öğrendiklerim kaldı


YALIN

Her seven
Sevilenin boy aynasidir.
Sevmek
Sevilenin o aynaya bakmasidir.


DENİZİN BALADI

gözlerin en bakışında
bir en deniz
ve denizin en gözünde
bir bakış o sensin deniz..

o bakışa ben baktım
deniz bakışındaydı bıktım
bakışındaydı gözleri
gözlerindeydi deniz...


#53 - Eylül 14 2009, 00:55:13
”Yaşıyorum, beni meşgul etmeyin. “ Bu bir cümledir. Fakat isterse dize de olabilir, özlü söz de. İnsan da böyledir. Ne isterse olabilir, hatta insan bile olabilir.

İsmini anarken bile ceketin iliklenmesi gereken şair. Onun şiirleri gibi eserler verebilmek için yenilmesi gerektiği kadar fırın varmıdır? Varsa eğer çok açım.
#54 - Eylül 14 2009, 01:07:59
Sevmek keman çalmak gibidir, bilmeyen kötü sesler çıkarır.


Başlamalar

1
seni seviyorum
ben de seni

tutuyorum
ben de seni

öpüyorum
ben de seni

2
doğuyorum
ben de sana

yaşıyorum
ben de sana

geliyorum
ben de sana

bitiyorum
ben de sana

ölüyorum
ben de sana

3
ben seninim
ben de senin

sen benimsin
ben de senin

4
gelip kaldım
ben de senden

görüp kaldım
ben de senden

gidip kaldım
ben de senden

umup kaldım
ben de senden

5
sen de ben de
ben de sen de

sende bende
bende sende

sen de bende
ben de sende

sende ben de
bende sen de

6
geliyorum
bende seninle

gidiyorum
ben de seninle

kalıyorum
ben de seninle

ölüyorum
ben de seninle

7
yalnızım
ben de sensiz

çirkinim
ben de sensiz

küçüğüm
ben de sensiz

ölüyüm
ben de sensiz



#55 - Eylül 14 2009, 21:32:02
”Yaşıyorum, beni meşgul etmeyin. “ Bu bir cümledir. Fakat isterse dize de olabilir, özlü söz de. İnsan da böyledir. Ne isterse olabilir, hatta insan bile olabilir.


Mythe

Artık beni kimse yalnız bırakamaz.


Tohum

Öyle bir kelime söylesem ki diyorum
Dışarıda bir başkası kalmasa.


Yakı

Özleyince anılarımdan çalmaktayım
Düşlerimi çalmaktayım anılarımdan
Onlardan bir yakınan yok da
Hırsızlar yakınıyor çaldıklarımdan



Uyanmalı

Bir gün gelecek
Ölmemiş hiç kimse yaşamayacak

Yaşanmamış hiç kimse
Ölmeyecek



Kolay

Farkında mısın,
Değilsin kendi bahçende.
Kendinden değil,
Kendini bu kendin sanışın.



Yuvarlağın Köşeleri

Aşka gönül ile düşersen yanarsın.
Zeka ile düşersen kavrulursun.
Akıl ile düşersen çıldırırsın.
Duygu ile düşersen gülünç olursun.
Aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin.
Sersem sersem bakınıp durma bir yol seç.



Hıçkırık

Eskiden bir deyim vardı
Mutluluklar için söylenen..
Gül bahçesi, kuş kafesi
Gibilerden.

Demek onun için
Gül uçtu kafesinden,
Kuş da bahçesinden..
Kafesle bahçenin yersizliği yüzünden



Öğüt

Okulda,anladıkça başaracaksın.
Yaşamda,başardıkça anlayacaksın.
Gelecek mutlu-mutsuz,inanmasan da;
Gözlerin yaşardıkça anlayacaksın.

Yalnızlık paylaşılmaz.
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.



Şiir

Sana bu güzellikler bizden kalsın,
Bugünlerden bir şeyler bizden kalsın..
Senden almak isterler,bizi söyle;
Geleni bize gönder,bizden alsın.



Bir Gün

Bir gün gelir
Ben sizlere benzemeyi bırakırım
Bir gün gelir
Ben sizlere
Gitmeyi-gelmeyi bırakırım
Bir gün gelir
Ben sizlere
Duymayı-düşünmeyi bırakırım



Bağlılık

Sevgisiz bir bağlılık...
Bu, insanı yaşaya yaşaya öldüren bir yaşamda sürükler.
Sevgiyle bağlılık...
Bu insanı öldüre öldüre yaşatan bir yaşamda sürdürür...



Biri

Ona seni anlattı, sana onu anlattı
Başı ona anlattı, sana sonu anlattı
Yarım yarım yaşayan darmadağın evlere
Birin ne kadar bütün olduğunu anlattı.





#56 - Eylül 14 2009, 22:23:23
”Yaşıyorum, beni meşgul etmeyin. “ Bu bir cümledir. Fakat isterse dize de olabilir, özlü söz de. İnsan da böyledir. Ne isterse olabilir, hatta insan bile olabilir.


Benden Sonra Mutluluk

Bunca yıl yaşadım
Elime ne geçtiyse yitirdim
Biraz daha yaşayacağım
Yalnız bir şey biriktirdim

Bir bakış  bir görüş  bir duyu  bir düşünce
Belki aç kalacağım

Suçlanacağım ölünce
Biraz yazdım  artık hep yazacağım

Hüzünden baş alamadım
Görünce



Darı

Sevmek
Nokta almaz
Çocuklar.

Sevmeye nokta koyan
Sınıfta kalır.

Onun,
Virgülleri vardır
Çocuklar.

Sevmek noktalanmaz;
O, noktadır.




Sorular

Bir susmayı bakışlarda seslendiren,
Hüzünlü yangınsal aşka döndüren nedir.

Beklemeyi özlemlere süsleyen,
Yalnızlığın kara-ışığını söndüren nedir.

Duyanı ısıtan, kulağını kestiren, güneşe baktıran,
Korkusuzluk denizlerinde yüzdüren nedir.

Saraylarda çılgın eden, kentlerde tek bırakan,
Direklere astırıp üzdüren nedir.

Ne varsa yeryüzünde, ne yoksa
Onunla paylaştıran, böldüren nedir.

Her şeyi, ama her şeyi olağan dışında,
Örneğin bir gülü yeşil gördüren nedir.

Gözlere ışıltılı anlamlar bağlayan,
Yaşamı ölüme güldüren nedir.

Kalabalıklar, kalabalıklar içinden
Kişiyi yüceye sürdüren nedir.

Parça-parça büyümüş bir çocukluğu
Olgunluk aşamalarında yaşatırca öldüren nedir...




Aşk Şarkısı

Ellerini ver, öpeceğim
Binlerce el içindeyim
Şu beyaz çizgilerden gideceğim.
Ellerini ver, ellerini...
Seni öldüreceğim.

Gözlerinden gireceğim,
İçinde yer edeceğim.
Sana oradan sesleneceğim;
Ellerini ver, ellerini...
Seni öldüreceğim.



Bir Perde

Hepimiz ikinci perde'deyiz
İkinci perde bitmez

Birinci perde de umutlar vardı
Yetmez

Üçüncü perdeye
Kim-kalır / kim-kalmaz
Belli olmaz.



Geldim

Beni çağırmadınız, kalkıp ben kendim geldim.
Uzaklardan size bir haber getirdim geldim.

Bıraktıklarınızdan, unuttuklarınızdan,
Sımsıcak-anılası günler getirdim geldim.

Gömütleri andıran yapılarınızdaki
Yaşantılarınıza evler getirdim geldim.

Tek-tek, ayrık-soluyan bitkiseller yerine
Yüzyüze-dönük-gülen sizler getirdim geldim.

Solarken suladığım, koparken bağladığım,
Ölürken canladığım sözler getirdim geldim.



#57 - Eylül 14 2009, 22:33:59
”Yaşıyorum, beni meşgul etmeyin. “ Bu bir cümledir. Fakat isterse dize de olabilir, özlü söz de. İnsan da böyledir. Ne isterse olabilir, hatta insan bile olabilir.

*– İnsan mı paraya bağlı, para mı insana bağlı?
– Bu, insana bağlı.



*Kendisinden uzak kalmış olanlar çok bağırır.


*Kaç yıldır bu sokaktan geçiyorsun, başka yol bulamadın mı ?
Demek sen de kaç yıldır bu sokaktasın. hala çıkamadın mı ?



*Aşk büyük adamı yerden yere çalarak daha da büyültür, küçük adamı da büyültürmüş gibi yaparak yerden yere çalar


*Güçlü olmanın türlü yolları vardır, dürüst olmanın bir tek


*Rüzgâr yelkensiz de olsa gene rüzgârdır. Ama rüzgârsız yelken bir bezdir

#58 - Eylül 14 2009, 22:39:51
« Son Düzenleme: Eylül 15 2009, 11:02:34 Gönderen: .Nauthiz. »
”Yaşıyorum, beni meşgul etmeyin. “ Bu bir cümledir. Fakat isterse dize de olabilir, özlü söz de. İnsan da böyledir. Ne isterse olabilir, hatta insan bile olabilir.

Proculianus

Alıntı
*Her kimsenin vardır kimsesi,
Kimsesiz kaldım, yetiş ey kimsesizler kimsesi!

Bu, benim bildiğim kadarıyla Avni mahlasını kullanan Fatih Sultan Mehmet'e ait.Yanlış da biliyor olabilirim tabi.
#59 - Eylül 14 2009, 23:21:42

Haklısın Merve.Gözümden kaçmış, düzelttim bile, teşekkür ederim.
#60 - Eylül 15 2009, 11:05:40
”Yaşıyorum, beni meşgul etmeyin. “ Bu bir cümledir. Fakat isterse dize de olabilir, özlü söz de. İnsan da böyledir. Ne isterse olabilir, hatta insan bile olabilir.

Proculianus

Rica ederim Zehracım (:
#61 - Eylül 15 2009, 16:45:30

Yaş.

YAŞ 5 Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim.
YAŞ 7 Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim.
YAŞ 12 Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim.
YAŞ 13 Annemle babamın elele tutusmalarının ve öpüşmelerinin beni daima mutlu ettiğini öğrendim.
YAŞ 15 Bazan hayvanların kalbimi insanlardan daha fazla ısıttığını öğrendim.
YAŞ 18 İlk gençlik yıllarımın keder, şaşkınlık, ıstırap ve aşktan ibaret olduğunu öğrendim.
YAŞ 24 Aşkın kalbimi kırabileceğini ama buna değer olduğunu öğrendim.
YAŞ 33 Bir arkadaşı kaybetmenin en kestirme yolunun ona ödünç para vermek olduğunu öğrendim.
YAŞ 36 Önemli olanın başkalarının benim için ne düşündükleri değil benim kendi hakkımda ne düşündüğüm olduğunu öğrendim.
YAŞ 38 Eşimin beni hala sevdiğini, tabakta iki elma kaldığında küçüğünü almasından anlayabileceğimi öğrendim.
YAŞ 41 Bir insanın kendine olan güveninin, başarısını büyük oranda belirlediğini öğrendim.
YAŞ 44 Annemin beni görmekten her seferinde sonsuz mutluluk duyduğunu öğrendim..
YAŞ 46 Yalnızca minik bir kart göndererek bile birinin gönlünü aydınlatabileceğimi öğrendim.
YAŞ 49 Herhangi bir işi yaptığımdan daha iyi yapmaya çalıştığımda, o işin yaratıcılığa dönüştüğünü öğrendim.
YAŞ 50 Sevgi, evde üretilmemişse, başka yerde öğrenmenin çok güç olabileceğini öğrendim.
YAŞ 53 İnsanların bana, izin verdiğim biçimde davrandıklarını öğrendim.
YAŞ 55 Küçük kararları aklımla, büyük kararları ise kalbimle almam gerektiğini öğrendim.
YAŞ 64 Mutluluğun parfum gibi olduğunu, kendime bulaştırmadan başkalarına veremeyeceğimi öğrendim.
YAŞ 70 İyi kalpli ve sevecen olmanın, mükemmel olmaktan daha iyi olduğunu öğrendim.
YAŞ 82 Sancılar içinde kıvransam bile başkalarına basağrısı olmamam gerektiğini öğrendim.
YAŞ 90 Kiminle evleneceğin kararının hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim.
YAŞ 95 Öğrenmem gereken daha pek çok şeyler olduğunu öğrendim.

"Dün sabaha karşı kendimle konuştum.Ben hep kendime çıkan bir yokuştum.
Yokuşun başında bir düşman vardı.Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum"
#62 - Eylül 16 2009, 00:03:34

Ölünceye kadar seni bekleyecekmiş,
Sersem.
Beni seni beklerken ölmem ki...
Beklersem.
~
Seni bulmaktan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam bitirmek değil de,
Sana hep hep yeniden başlamak isterim.
~
Gel dersem gel, git dersem gitme.
~
Yanlızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yanlızlık olmaz.
insanlar gelmeleriyle yalnızlıklarını dağıtanları severler, gitmeleriyle kendilerini yalnız bırakanlara aşık olurlar..
~
“yaşanmış gençliğin
şuursuz gecelerinde
değerlenmemiş aşklar.
fena mı? nasıl olsa unutacaktınız. şimdi daha akıllı olmuşsunuzdur. değerlendirmenin belki tam zamanı ve sırasıdır.”


Kaleminden dökülen her mısrada sizi defalarca düşündürebilecek şair.
Ruhunu bir bir işliyor dörtlüklerine.
#63 - Eylül 16 2009, 00:43:13
Bat dünya bat.
Kör ol da, piyango bileti sat.



Hoşçakal

siyah beyaz tuşlarında piyanomun
seni çalıyorum şimdi
çaldıkça çoğalıyorsun odada
sen arttıkça ben kayboluyorum

seni doğuruyorum geceye
adını koyuyorum aya bakarak
her şey sen oluyor her yer sen
ben ölüyorum.


-------------------------------------------------

Öğrenemedim gitti,
öğrenemedim gidecek.
acaba oyunlar mı yalan,
oyunlar mı gerçek.


#64 - Kasım 24 2009, 00:59:05
”Yaşıyorum, beni meşgul etmeyin. “ Bu bir cümledir. Fakat isterse dize de olabilir, özlü söz de. İnsan da böyledir. Ne isterse olabilir, hatta insan bile olabilir.

BELGE

Soru bir:

Senin yüz fotoğrafın çekilecek
Yüzünde yüz var mı?

Soru iki:

Senin yüz fotoğrafın çekilecek
Sende çekilecek yüz var mı?



Kelebek

Son isteğin nedir?
Sorusu,
Çok, çok kolaydır,
ilk isteğin nedir?
Sorusundan.

Çünkü,
O soruyu
Kimse kimseye soramadı,
Korkusundan.



ÖZLEM

Bir gece,
Gecede bir uyku.
Uykunun içinde bene.
Uyuyorum,
Uykudayım,
Yanımda sen.

Uykunun içinde bir rüya,
Rüyamda bir gece,
Gecede ben.
Bir yere gidiyorum,
Delice.
aklımda sen.

Ben seni seviyorum,
Gizlice..
El-pençe duruyorum,
Yüzüne bakıyorum,
Söylemeden,
Tek hece.

Seni yitiriyorum
Çok karanlık bir andan.
Birden uyanıyorum,
Bakıyorum aydınlık;
Uyuyorsun yanımda..
Güzelce.



YUVARLAĞIN KÖŞELERİ

Aşka gönül ile düşersen yanarsın.
Zeka ile düşersen kavrulursun.
Akıl ile düşersen çıldırırsın.
Duygu ile düşersen gülünç olursun.
Aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin.
Sersem sersem bakınıp durma bir yol seç.
#65 - Aralık 05 2009, 14:52:25

Anti-tiKKy

Forumun hayran olduğu, imzalarından esirgemediği şair.
#66 - Aralık 13 2009, 09:33:55

Bir başka sevgili(m)

"Ben size ne yaptım
Çağrı mı armağan mı ceza mı
Ne vardı böyle karşıma geçecek
Ben ne yazılar ne çizgiler yitirdim hatırlamadım
Ne var ki sizinki onlar gibi gitmeyecek

Artık olan oldu
Gitmeniz gitmeseniz bir
Ben de düş kursam da kurmasam da
Aklıma yüzünüz gelecektir

Ben size ne yaptım
Ne kötülüğüm dokundu size
İnanın - hoş niçin inanacaksınız-
Sizi şu ana kadar tanımazdım
İnanmak bilmek yakışmaz size
Karşıma çıkmayacaktınız.
Karşımda bir resim gibi şimdi
Kuramadığım düşlerin çizdiği siz
Hem gözüme hem düşünceme
Çakılıp kaldınız
Renklerinize ve biçimlerinize
Düş dışı gerçeklerin çizdiği siz

Beni benden çıkardınız
Beni benden aldınız
Göz görmeye-görmeye
Bir uzağa bıraktınız
Kendime dönmeye artık çok geç"
#67 - Ocak 05 2010, 15:57:20

Onun güzelliğini herkes görüyorsa o bence az güzeldir.
Herkes biliyorsa o bence hiç güzel değildir.
Onun güzelliğini yalnız ben görüyorsam bu sevgidir.
Yalnız ben biliyorsam bu aşktır.
Hiç kimse görmüyorsa bu yalnızlıktır.




Sence?.
#68 - Ocak 05 2010, 15:58:06

İyi Misin

Ne zaman yaklaştımsa
İttiniz...
Ve ne zaman
Geldimse
Gittiniz ...



Siz hep büyük
Ve önce
İdiniz ...
Gerçekten öyle oldu
Önce
Siz Gittiniz ...



#69 - Şubat 09 2010, 23:43:18
”Yaşıyorum, beni meşgul etmeyin. “ Bu bir cümledir. Fakat isterse dize de olabilir, özlü söz de. İnsan da böyledir. Ne isterse olabilir, hatta insan bile olabilir.

Zeitgeist

sensiz de denizi seyredebiliyorum.
hem dalgalarin dili seninkinden acik.
ne kadar hatirlatsan kendini bos.
sensiz de seni sevebiliyorum.
hep bos konusurduk hatirlar misin, bula bula,
karsilastigimiz zamanlarda.
sen, sevgiden simaran cocuk,
ben sasiran budala.

demiş, negzel demiş, vay anasını dedirtmiş.
#70 - Temmuz 27 2010, 00:38:01

Zeitgeist

Ey sevgili,
Senin yüzünde "tanrı yücedir" yazısı vardır,
Güzelliğine vurulmamın,
Seni sevmemin nedeni de budur..."
Ama illa ki öbür yarıdır, tamamlayandır sevgili;

Seni bende, beni sende arıyorlar,
Beni senden, seni benden tanıyorlar,
Bir birim gibiyiz tümünün gözünde,
Yarımlarımızı bütün sayıyorlar...
#71 - Ağustos 22 2010, 00:08:35

Kendisini Unutmuş

Bütün aşkların kitabı elinde
Sevilmemiş yinlerin balosuna gitti.
Öylesine kalabalıktı ki,
Sevdiğini anlamadı.

Bütün kapıların anahtarı elinde
Öpülmemiş dudakların balosuna gitti.
Öyle aydınlıktı ki,
Öptüğünü anlamadı.

Isıklarla örtünmüştü çıplaklık,
Renklere uzandı susamış,
Beyazlıklar arasında kayboldu bakışları.
Gözleri yaşamayordu artık.

Şekilleri çağırmaya gitti, kandıracak.
Elleri aranıyor, tutamayordu.
Elleri, elleriydi kurtaracak,
Artık yaşamayordu.

Bir yanda gelen o dinmeyen aydınlık,
Aldıkça alan.
Bir yanda giden bir noktaydı karanlık,
Ellerinde başlayan, gözlerinde biten.

Bağırdı, kan gibi aktı sesi,
Aşamadi dışının duvarından.
Elinde bütün aşkların kitabı,
Anlatıyordu aldanan aydınlıklarından.

Elinde bütün kapıların anahtarı,
Ve unutulmuş bir duvarda, kendi kapısı..
Varamadı.
Ora öyle karanlıktı ki.
Öldüğünü anlamadı.

 
#72 - Şubat 27 2011, 08:36:02

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.