Alternatifim Cafe

Özdemir ASAF

Discussion started on Yazarlar

BİR GECE
gecede bir uyku,
uykunun içinde ben...
uyuyorum,
uykudayım,
yanımda sen

uykunun içinde bir rüya,
rüyamda bir gece,
gecede ben...
bir yere gidiyorum,
delicesine...
aklımda sen.

ben seni seviyorum,
gizlice......
el pençe duruyorum,
yüzüne bakıyorum,
söylemeden tek hece.

seni yitiriyorum,
çok karanlık bir anda...
birden uyanıyorum,
bakıyorum aydınlık;
uyuyorsun yanımda,
güzelce....

 ÖZDEMİR ASAF
#26 - Ağustos 21 2008, 12:49:33
Allah'ın BİLDİĞİNİ VARSIN KULLARIDA BILSIN....

SENİ SAKLAYACAĞIM

Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde
Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya...
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım...
Anlayacaksın.




HOŞÇAKAL


siyah beyaz tuşlarında piyanomun
seni çalıyorum şimdi
çaldıkça çoğalıyorsun odada
sen arttıkça ben kayboluyorum

seni doğuruyorum geceye
adını koyuyorum aya bakarak
her şey sen oluyor her yer sen
ben ölüyorum

sesini duyuyorum rüyalarımda
gözlerimi kamaştırıyor ışığın
rüzgar sen gibi dokunuyor bana
ben doğuyorum

duymak istediklerimi söylemiyorsun hiç
dokunmuyorsun bana
sen gibi bir şimşek çakıyor
tam kalbime düşüyor yıldırımı
ben gidiyorum




DUYGUSAL


Sen ona bir gemisin, yönü senin yönündür
Bir sancısın geçerken denizlerini özgür
O da bir ada olsun, sana çevrili dursun
Dağının dalgalarla, yüzünün rüzgarlarla
Bağlandığı kendini sende çözülmüş görür.


Gemiler göründükçe adalar da düş görür
İnsanlar nerede olsa bir orayı düşünür
Derler adadakiler, şu gemi bir gün gelse
Gitsek buradan öte, nereye gideceksek
Bilseler gemiler de bir adayı düşünür.
 


YALNIZLIK


Yalnız kaldınız sanırsınız,
Biliyorum.
Yalnız bırakılmışsınız,
Biliyorum.
Ötesi yok.

II
Ötesi var:
Yalnızlık
Müziğin bile seni dinlemesidir.
Yalnızlık
İnsanin kendine mektup yazması
Ve donup-donup onu okuması
Yalnızlığın da ötesidir.



YALNIZLIĞIN ADI

Derin bir uyku...
Düşümde
Düşündüm ister istemez
Aklıma takıldı
Yalnızlığın adı

Tam o sırada
Bir sinek
Beni uyandırdı
Gerçek bir sinek
Yalnızlığın adı
Düşümde kaldı




AŞK ŞARKISI


Ellerini ver, öpeceğim,
Binlerce el içindeyim,
Şu beyaz çizgilerden gideceğim.
Ellerini ver, ellerini...
Seni öldüreceğim.

Gözlerinden gireceğim,
İçinde yer edeceğim.
Sana oradan sesleneceğim;
Ellerini ver, ellerini...
Seni öldüreceğim.
 
#27 - Eylül 06 2008, 17:09:48

ANSIZIN


Ben sensiz olanlara seni aratıyorum,
Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça
Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.

Unutturmayacağım, seni yaşatacağım,
Kendimi çoğalttıkça, seni kuşatacağım,
Her zamanda, her yerde sen bende yasadıkça...
Sen evreninde sana seni aratacağım.
 


YALNIZLIĞA ÖVGÜ


Mutluluğun gözü kördür,
Yalnızlık sağır.
Ondandır biri tökezleyerek yürür,
Öbürü uykusunda bile bağırır.

Mutluluk yalnız kendisini görür;
Unutur bu yüzden ilkin kendisini.
Yalnızlık kendi tutukluğunda özgür,
Boyuna bekler dönsün diye sesini.

Mutluluk alışır kendisine, ölümden beter;
Borçsuzluğuyla övünür, ama kedisi doğurmaz.
Yalnızlığın gidecek bir yeri yoktur;
Boyuna kapısına döner, açan olmaz.

Mutluluğun mezarları, yalnızlığın heykeli var...
Her ikisinin de saksılarında çiçek.
Biri hep başka bir renkle solar,
Öbürüyse ha açtı, ha açmayacak.
 


KELİMELER


Yarıda kalmış aşklarının hesapları içinde
Denizlere açıldı içimizden biri
Niçin gittiğini söylemeden.
Doyulmamış arzularla doluydu yelkenleri.
Yıpranmış kelimelerin verdiği güvenden.
Bulacak sanıyordu yenilikleri.
Her an bir yeni su vardı,
Her yeni suda bir yeni an.
Deniz, dalgalarıyla gösteriyordu dışından
Yaşananla düşünülenler arasındaki farkı.
Bitmiyordu köpüklerle renkler
Bir başka damlada, bir başka ışıkta başlamadan.
Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.
Dışında ne varsa yeni, ne varsa gerçek.
Yeni manzaralarla gelen yeni duygular
Hani, eski kelimelerle olmasa
İnsanın ömrünce devam edecek.
Gözlerinin önünde bir oyun, ardında bir oyun.
Anladı,ölmekle yaşamanın birleştiği noktada
Yeni rüzgarlarla esen yeni korkulara
Yeniliklerini bağışlamayan kelimelerin
Nasıl düşman sığınaklar halinde direndiğini.
Anladı, bütün olmuşlarla olanların
Ve bütün olacakların
O kelimelerin içinde
Kendisine varmadan eskidiğini.
 


ÇIRILÇIPLAK


Küstahlığıma nezaketim oturdu
Saadete kendime bakakaldım.
Kararsızlık bir an sürdü
Gizlenen insanların ortasında ben kaldım,
Çırılçıplak
Selamımı tanıdıklar oturdu.
Saygı bekleyince alçaldım.
Kararsızlık bir an sürdü
Kendini beğenmişler ortasında ben kaldım,
Çırılçıplak.
Ağlamayı ölenler oturdu.
kendimi ölmez sanınca ufaldım,
kararsızlık bir an sürdü.
Ölülerle dirilerin arasında bir ben kaldım,
Çırılçıplak.
Sonsuzluğu ufuklar oturdu.
Yarattığım dünyaların içinde daraldım.
Kararsızlık bir an sürdü
Başlangıç ile bitiş ortasında ben kaldım,
Çırılçıplak.
Aydınlığı bulutlar oturdu,
Yıldızlara doğru yol aldım.
Kararsızlık bir an surdu:
Varanlar ile duranlar arasında ben kaldım,
Çırılçıplak.



BEN SİZE NE YAPTIM


Ben size ne yaptım
Çağrı mı, armağan mı, ceza mı
Ne vardı böyle karşıma geçecek
Ben ne yazılar ne çizgiler yitirdim hatırlamadım
Ne var ki sizinki onlar gibi gitmeyecek

Artık olan oldu
Gitmeniz gitmeseniz bir
Ben de düş kursam da kurmasam da
Aklıma yüzünüz gelecektir

Ben size ne yaptım,
Ne kötülüğüm dokundu size
İnanın - hoş niçin inanacaksınız-
Sizi şu ana kadar tanımazdım
İnanmak, bilmek yakışmaz size
Karşıma çıkmayacaktınız.
Karşımda bir resim gibi şimdi
Kuramadığım düşlerin çizdiği, siz
Hem gözüme hem düşüme
Çakılıp kaldınız
Renklerinize ve biçimlerinize
Düş dışı gerçeklerin çizdiği siz

Beni benden çıkardınız
Beni benden aldınız
Göz görmeye-görmeye
Bir uzağa bıraktınız
Kendime dönmeye ertık çok geç.
#28 - Eylül 06 2008, 17:12:36
« Son Düzenleme: Eylül 06 2008, 17:15:20 Gönderen: Diyez »

barbie9138

Aynı satırları 50 defa okuduğum halde ilk defa okuduğumu sanıyorum. Bu adam da bir iş var....
#29 - Eylül 06 2008, 17:20:08

iki ders arasında bir şiir kitabını bitirdiğim günlerdi.iki satır arasında ağladığım.iki satır arasında daldığım,daldığım yerden çıkmaya mecbur kaldığım.
duyguları bir şiirde yaşatabilmek!ve her şiirnde hayattan,kendimden bir şeyler bulabilmek!
not alırdım beni derinden etkileyenleri şimdi gördüm ki çoğu buraya yazılanlardanmıs.
tekrar buraya şiirlerini yazanlara da tesekkür ederim,tek tek okudum yeniden..şiir dyguları uyandırır derler ya,yine uyandı duygularım,zaman makinası bu olsa gerek.
#30 - Eylül 06 2008, 17:36:09
give me something to kill the pain
there is no tomorrow and no today
my soul is not for eternity
...and i know i will fade away in memories

Aşığım her bir dizesine. En şabalak kelimeye bile bir anlam, his katıyor bu adam. Karşılaştırmaları mükemmel.

Hayvan bir edimden bir edime geçer. Bütün hayvanlar için bu böyledir. İnsan da öyle.. Yalnız o iki edim arasında bir düşün alanından geçer. Yazık ki bütün insanlar için bu böyle değildir.

Hayvanlar sürüyü sayılarıyla gerçekleştirirler..
İnsanlar sayıyı kendileriyle..
#31 - Eylül 06 2008, 17:51:36
‎ Unutma! Kendine yarattığın dünyada, içine aldığın tüm vatandaşlar arasında en 'solcu' benim!
Mercey.


Neden bu kadar güzel yazmış ki bu adam ?
Neden beni hayran bırakmak zorunda ki kendine ?
Hayatın anlamını yüklemiş resmen o mısralara.
Yeni sardım bende şiir/lere , Asaf'la başlamak benim için bir onur.
Kitaplarını alıp okumayı düşünüyorum.
İlerde bana şiiri sevdiren yüce insan olarak anarım belki , kim bilir ?

Ağladığımı gör diye ağlamıyorum, ağladıgım için, ağladığımı görüyorsun.
#32 - Eylül 06 2008, 18:00:32
İMZA.

Ölebilirim bu genç yaşımda,
En güzel şiirlerimi söylemeden götürebilirim.
Şimdi kavak yelleri esiyorken başımda,
Sevgilim,
Seni bir akşam-üstü düşündürebilirim.
*
Ölene kadar beni bekleyecekmiş
Sersem
Ben seni beklerken ölmem ki
Beklersem
*
Sen bana bakma, ben senin baktığın yönde olurum..
*
Yanılmıyorsam, saygılarla yalnızdım..
Saygılar duymasaydım, yanılmazdım..
Yaslanacak anılarım olsaydı,
Söyleye söyleye, böyle saklamazdım.
*
"Benden sonra mutluluk" dedi ve gitti..
*
...
Bir ışık yanmıyordu, yandı, söndü.
Elleri gözlerine baktı, gözleri ellerine aktı.
Gözleri ellerini gördü, elleri kördü.
Sönen ışık yandı, yanan ışık söndü.
Dün yağmur yağacaktı, gün döndü.
Yarın yağdı, bugün dindi.
Ağlayacaktı, kim anlayacaktı?
*
Hepsinin gelmesini bekleme
Bir kişi gelmeyecek
Sen alışmayasın diye
Korkmayasın diye
Düşünesin diye
Kendine yetmen için
Herkesin kendinden kaçacağı yerlerde
Sen kaçmayasın diye
Gelenler gitmeyecekmiş gibi
Doğumlarda ölümlerde
Duyasın diye
Bildiğini bildirmek için
Bilmeme’yi öğrenmelisin
Tam kalasın diye
Hepsinin gelmesini bekleme
Sen var olasın diye
Bir kişi gelmeyecek
Sen, bir olasın diye
*
"Gelmesen önemli degil, gelsen önemli olurdu
Gelmemen benim büyük yalnızlığımı doldurdu."
*
Benim söylemek için çırpındığım geceler de, siz yoktunuz.
*
birisi biri için,
bilerek, bilmeyerek,
her biçimden bir anlam,
her anlamdan bir biçim
beklemiştir giderek,
bekledi, bekleyecek,
birisi biri için.
o belki de gelecek,
belki de gelmeyecek.
birisi biri için
gelecek,gelmeyecek,
sürecek için-için,
ama hiç gitmeyecek,
hep başlayıp yeniden
ve de hiç bitmeyecek.
*
Dün sabaha karsı kendimle konuştum
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum
Yokusun basında bir düşman vardı
Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum
*
"bir anlam gelse,
ne varsa alsa
gitse......"
*
"senin için,
o mu, diye sordular
o değil, dedim onlara
anladılar."
*
biri gelir sorarsa
sana beni sorarsa
gitti der misin
gittiğimi söyler misin
gidiyorum ben sana
benimle gider misin.
*
Güler, gülümser bir şakacı,
Güldürür,düşündürür,
Arada bir durur, gözleri dalar,
Neler söyler, neler susar..
Yoksa, çok acı bir şakayı
Şakadan da olsa,
Çok yalın bir karanlığa mı saklar..
Oynadığı oyunsa,
Yaşamda oynadığı,
Oyununu mu yaşar..
Oyunda yaşadığı,
Yaşamını mı oynar..
Yaşarcasına, oynarcasına.
Öyküler anlatır olmuşcasına,
Sonunu mutlu bağlar,
Gider evinde ağlar.
*
Gülüş bir yanaşımdır bir öbür kişiye;
Birden iki kişiyi döndürür bir kişiye..
Anılarından kale yapıp sığınsa bile,
Yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye.
*
Son istegin nedir?
Sorusu,
Çok, çok kolaydir,
Ilk istegin nedir?
Sorusundan.
Çünkü,
O soruyu
Kimse kimseye soramadi,
Korkusundan.
*
Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan...
Dışından anlaşılmaz.
Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan...
Paylaşılmaz.
Bir düşün'de beni sana ayıran
Yalnızlık
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.
*
Kendi bahçesinde dal olmayanın biri. Girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor...
*
Kim o, deme boşuna...
Benim, ben.
Öyle bir ben ki gelen kapına;
Baştan başa sen.
*
Uyku adı altında beni yoklamaz ölüm,
Neleri yaşadımsa uyanıklıkta gördüm.
Uyurken geçenlerin sormadım adlarını,
Kaçı kaça böldümse yaşanırlıkta böldüm..

Uyku adı altında beni yoklarsa ölüm.
Ki ben tüm uykuları hep uyanıkken gördüm..
Neden mi ben kendimin sorardım adlarını?
Anlasınlar diyedir, ben nasıl, nerde öldüm.
*
seni düşlerime aldım,
uykusuz kaldım.
seni uykularıma aldım,
düşsüz kaldım.
başıma aldım, sensiz;
gönlüme aldım, başsız,
sensiz, yollarda pulsuz,
pullarda mektupsuz kaldım.
sana adlar aradım.
ardında adsız kaldım.
*
Sen bana
Sen desen de, demesen de olur.
Ama ben sana diyeceğim.
Düşün dur.
*
Her gece birinin olmadığı gecedir.
Gecelerinizi karıştıracak gitgide
Olmayanlarınızın çoğalması.
Benim olmadığımı duyduğunuz bir gece
Korkacaksınız.
*
Biri vardı, o ilk ağlamayı bulup
Herkesi güldüren.
Sonra da bunu unutup
Ağlarcasına gülen.
*
"Etrafımda kimse olmadığından değil yalnızlığım;
yalnız olduğumu söyleyebileceğim kimse olmadığı için yalnızım ben..."
*
...
Ne zaman bir her şeyi ölse birinin,
Kendini ölümlerle yaşar kalır o.
Ne zaman bir kendisi ölse birinin,
Ölümlerde kendini yaşar kalır o.
*
Sen bakmasını bildikçe görünür yanmışlığım
Tatmasını bilirsen tartılır inanmışlığım
Sen bilmezsen, bilmedikçe bilmeyeceksen
Uyandırır uyumuşluğunu uyanmışlığım
*
Ben birisini öldürecektim,
Ama kimi öldüreceğimi unuttum.
Ben kin güden bir kişi değilim..
Yazık, kimi güldüreceğimi unuttum.
Ben bunları size bir-bir anlatacaktım.
Ağlatırım korkusundan ağlayacaktım.

Ve daha niceleri.
#33 - Ocak 12 2009, 23:32:34

LAVINIA

Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar,
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalan istiyorsan yalanlar söyleyeyim.
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
#34 - Ocak 13 2009, 09:05:14
Savrulurken raconun kırmızı pelerini o zarif öfkeye,
Zaman ki sana hasta oldu, incelikli haytasın,
Nüksederken raksını,mahallenin maşallahı, eyvallahı,
Güzellik be oğlum
Şimdilik, ölümüne kadar hayattasın.

zsem

BELGE
 
Soru bir:
Senin yüz fotoğrafın çekilecek
Yüzünde yüz var mı?

Soru iki:
Senin yüz fotoğrafın çekilecek
Sende çekilecek yüz var mı
?
#35 - Şubat 03 2009, 22:43:23

Kim o, deme boşuna...
Benim, ben.
Öyle bir ben ki gelen kapına;
Baştan başa sen. . .


heR şiirinde ayRı anLam.
#36 - Şubat 03 2009, 22:54:47

modern zamanlarda ask dipdudududududu

Aldanı-Aldatı

Benim düşlerimin içinde
O uyuyordu,duyuyordum.
Ben bir uykusunda onun,
Bir düş'ünde bulundum...
Uyuyordu,duyuyordu,
Avundum.

II

Benim düşlerimin içinde
O uyumuyordu,biliyordum.
Ben ne bir uykusunda onun,
Ne de bir düş'ünde bulundum...
Bulunsaydım,
Vururdum....

Özdemir Asaf
#37 - Nisan 09 2009, 21:58:34

I

Bir mum yanıyordu bir evin bir odasında
O evde bir de kedi vardı.
Geceler indiğinde kendi havasında
Mum yanar, kedi de oynardı.

Mumun yandığı gecelerden birinde
Kedi oyunlarına daldı.
Oyun arayan gözlerinde
Mumun alevi yandı,
Baktı,
Mumun titrek alevinde
Oyuna çağıran bir hava vardı.

Oyunlarını büyüten kedi büyüdü
Kendi türünde çocukcasına,
Döndü dolaştı, yavaş yavaş yürüdü
Geldi mumun yanına, oyuncakcasına.
Bir baktı, bir daha, bir daha baktı
Mumun alevinin dalgalanmasına
Uzandı bir el attı.
Bıyıklarını yaktırmadan anlamayacaktı..
İlk kez gördüğü mumun yakmasına
İnanmayacaktı.

Kedi, oyunlarında büyüyordu,
Mum, üşüyordu yanmalarında.
Zaman ikili yürüyordu
Aralarında.
Bir ayrışım görünüyordu
Birinin yanmalarında
Öbürünün oynamalarında.

Kedi oyunlarında büyüyordu,
Yitirerek gitgide oyunlarını.
Mum küçülüyordu yanmalarında,
Yitirerek gitgide yakmalarını.

Oynarken büyüyen kedi yanacak,
Aydınlatırken küçülen mum yakacaktı.
Küçülen yaka-yaka aydınlatacak,
Büyüyen yana yana anlayacaktı.


Bir mum yanmasından
Ve bir kedi oyunundan
Kaldı sonunda
Bir gecenin tam ortasında
Bir evin bir odasında
Göz-göze susan
İki insan.


II

Mum yandı bitti,
Kedi büyüdü gitti.
Oyunlar karıştı gecelerde
Suskun uykusuzluklara.

O iki insandan, sonunda
Birinin anılarında kedi,
Birinin dalmalarında mum
Kaldı gitti.

Nerede bir mum yansa şimdi,
Nerede oynasa bir kedi,
Birbirine yansıyor, karışıyor gölgeleri..
Bugün dün gibi oluyor,
Dün bugün gibi.
Mum ellerimi tırmalıyor,
Belleğimi yakıyor kedinin elleri.


Özdemir Asaf
#38 - Mayıs 01 2009, 14:33:55

BEN DEĞİLDİM

Bir aksam-üstü pencerenden bakıyordun
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya..
O geçen ben değildim.

Bir gece, yatağında uyuyordun..
Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
Ve karanlıklar içindeydi odan...
Seni gören ben değildim.

Ben çok uzaktaydım o zaman,
Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebepsiz ağlamaya.
Artık beni düşünmeye başladığından
Bıraktın kendini aşk içinde yaşamaya..
Bunu bilen ben değildim.


Bir kitap okuyordun dalgın..
İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
Genç bir adamı öldürdüler romanda.
Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın..
O ölen ben değildim..

#39 - Mayıs 01 2009, 14:34:45

UYKUSUZLUK

Uykusuzluk ve pencerede bir kedi
Gece boyu hiç konuşmadan durdu.
Yağmurlar yağdı, dindi,
Pencerede hep kedi,
Ne geceye girdi, ne de uyudu,
Baktı, baktı, baktı,
Belli değildi doğmadığı, doğduğu.

Sanki ona bir zaman
Hadi minderden in dendi,
O da şimdi, yola çıkıp bir duygudan
Pencerenin dışında duran
Bir geceden indi, odaya girdi
Dedi:
Hadi şimdi sen de in uykundan.

Sevdi mi, sevmedi mi, belli etmedi.
Sürdürüp suskunluğunu
Bekledi.
Şimdi eski uykusuzluğunu
Yeni huysuzluğu besledi.
Aaaa..
Kedi bu uykunun içindeydi.

Ankara yolundaydı bir gece,
Bir gün Marmaris yolundaydı kedi.
Bütün uyku kapılarının önündeydi.
Mırmırları, tırmalamalarıyla
Bir kadının düşlerindeydi
Ve bütün hırçınlığıyla
Anılarının önündeydi.

#40 - Mayıs 01 2009, 14:35:03

CAĞALOĞLU YOKUŞU

Dün gece yokuşu çıkıyordum,
Günlerden yetmişsekizdi..
Yaymacı
Eski kitaplarını bekliyordu
Kaldırımda
Eskiden olduğu gibi,
Alsınlar okusunlar diye
Başkaları da.

Bazı yerler değişmiş,
Bazı yerler eskiden olduğu gibi
Hiç değişmemiş..
İnenlerle çıkanlar;
Yaşlısı, genci
Basımevi, kitabevi..
Gelenlerle, kalanlar..
Aynı umular, aynı bekleyiş..
Adlarda, yapılarda okunuyor
Olmuşlarla olanlar..
Yalnız bir şey değişmemiş;
İniş-çıkış, geliş gidiş.

Bu yalnız benim için değil..
Nasılsa benden önce;
Yüz, seksen, elli..
Benden sonra da olacak,
Besbelli.

Benim de demek istediğim:
Dün gene yokuşu çıkıyordum
Günlerden yetmişsekizdi..
Onu-buna kimilerini sordum,
Çok azı bildi.

İşte geçerken dün o yokuşdan,
Günlerden yetmişsekizdi,
Saat yetmişsekizdi..
Otuzsekiz saat önce oradan
Şarkılarıyla, şiirleriyle
Bir şarışın geçmişdi..

Onu soruyordu şimdi
Bir sakallıdan..

Ne bilsindi.


--------------

ÇAĞRIŞIMLAR

Çok küçük bir yalanı
Çok büyük bir orantıda
Dinlediniz mi..

Çok büyük bir yalanı
Çok yalın bir doğrultuda
Söylediniz mi..

Gecikmiş bir gizlemİ,
Birikmiş bir özlemi
Sakladınız mı..

Gelmeyecek bir gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi..

Bir gerçeği erken,
Bir açlığı tokken
Anladınız mI..

Hep mi hep ölecekmiş gibi,
Hiç mi hiç ölmeyecekmiş gibi
YaŞadınız mı..

Yalanı sürmeye sürmeye,
Yanlışı görmeye görmeye
Saklandınız mı..

Doğruluğun yönünde,
Doğruların önünde
Aklandınız mı..

Ortamsız bir yaşamda,
Yaşamsız bir ortamda
Harcandınız mı..


---------------

KALDIM

Seni düşlerime aldım,
Uykusuz kaldım.
Seni uykularıma aldım,
Düşsüz kaldım.
Başıma aldım, sensiz;
Gönlüme aldım, başsız,
Sensiz, yollarda pulsuz,
Pullarda mektupsuz kaldım.
Sana adlar aradım..
Ardında adsız kaldım.


--------------

KOCAMAN

Şimdi kocaman denizlerde, kocaman gemilerde
Neden yok küçüklüğümüzdeki büyüklüğümüz;
Çocukluğumuzun bahçelerinde, o evlerde
Kâğıttan gemilerimizi yüzdürdüğümüz.
Bir şeyler mi kalmış çocukluğumuzda,
Çocukluğumuzla çözdüğümüz...


-----------

KORKU

Aldanacaksan sevgilerinde, sâf sevgilerinde
İnsanların yalancı gurularına..
Kalacaksan parlak sözlerin etkisinde,
Kelimelerinle onlara kapılacaksan,
Yaşama!

Oyun yapıp oynarlar seni
Geceleri aralarında.
Şarkı yapıp söylerler dostlarına,
Roman gibi okurlar boş zamanlarında.
Masal yapıp anlatırlar çocuklarına.

Aldanacaksan gecelerinde, kara gecelerinde
Aydınlık dünyaların şen insanlarına.
Yanılıp içini açacaksan,
Derdini gizlemeden durmayacaksan,
Yaşama!

Saklarlar dinlediklerini
En zayıf zamanında vurular seni.
Uyduramazsan fikirlerine
Başıboş hareketlerini
Defe koyup çalarlar seni.


-------------

KEDİ İDİ ADI

Bu adı
Ona kimse vermedi
Çağırdılar, sağırdı, duymadı

Kedinin mırmırları
Onun
Hem düşünmesi,
Hem de duyma’sıdır.

Bunu
Benim yazmam
Da
Benim mırmır’larımdır.

Duyan
Bunu yazmaz
Uyan
Bunu yazan bir kedidir.


--------------

ÖLÜM

Ölüm; ben onu çiçeklerle giderken gördüm.
Ölüm; ben onu yaşamları bilerken gördüm.
Obur doymazlıkların obur açlıklarında,
Ölüm; ben onu, varlıkları silerken gördüm.

Ama bir de yokluğun ve yüreğin önünde;
Ölüm; ben seni utanç ile titrerken gördüm.


---------------

ÖLÜMÜMDEN BİRAZ SONRA

Ölümümden biraz sonra anladım
Olmayınca oyun.
Gözlerim dışına kapalı, içine açık.
Kalıbım belirsiz bir yerde artık.
Sırtüstü yatıyorum, up - uzun.

Öyle bir dünyadayım ki şimdi,
Ellerim tutabildikleriyle kalmış,
Büyük beynim kıvrım kıvrım, donuk.
Artık ne karanlık var benim için, ne aydınlık,
Ne sıcak, ne soğuk.


---------------

NOKTASIZ

Biri gelir sorarsa
Sana beni sorarsa
Gitti der misin
Gittiğimi söyler misin
Gidiyorum ben sana
Benimle gider misin.


----------

POETİKA

Yaşadım da yoruldum, bir ağır-işçi gibi,
Uyudum da uyandım, binlerce kişi gibi.

Bana düşünmek vardı, payıma onu aldım,
İşledim de işledim bir hüner-işi gibi.

Horlandı, beğenildi; inandım, alınmadım,
Yolun geleceğini çizdim, geçmişi gibi.

Zor dönemler olmadı-değil, olsundu, oldu,
Ne koştum ne de durdum kaçak gidişi gibi.

Bu konuyu burada bırakıyorsam birden,
Olmasın diyedir bir şeyin bitişi gibi.


-----------

ROMAN

Roman bir adamın adıdır.
Bir başka ada bakan,
Duysan-duymasan
Seni anmalıdır.

Roman bir adın yaşamıdır,
Başkalarınca da yaşayan;
Okusan-okumasan
Sana uzanmalıdır.

Roman bir yaşamın anlamıdır,
Düşünmeden varılmayan;
Anlasan-anlamasan
Sana bulanmalıdır.

Roman bir anlamın dağıdır,
Yarasız çıkılmayan;
Korksan-korkmasan
Seni kuşanmalıdır.

Roman bir dilin dumanıdır,
Tüter evren sobasından;
Üşüsen-ısınsan
Sönmeden yanmalıdır.


--------------

SABAHA KADAR

Dünya o kadar büyük ki;
Bir noktayım ortasında, ne yapsam.
Bazan da o kadar küçülüyor ki dünya,
Devrilecek sanıyorum, kımıldarsam.

Hayat o kadar uzun ki,
Öyle bitmez geliyor ki bir an..
Bir de bakıyorum, o kadar kısalıyor ki;
Ne çıkar, diyorum, bir hayattan

Saadet o kadar lâzım ki yaşayana;
Billâhi can verir uğrunda insan.
Hem o kadar boş ki mesud olmak,
Gün yüzü görmeden ölenlerin arkasından.

Ben o kadar önemli kişiyim ki,
O kadar iyiyim ki aklım ve düşüncelerimle.
O kadar fenayım ki ben
Delice niyetlerimle.

Gece; ne kadar karanlık ve sessizsin..
Öyle kaplayorsun ki evleri, yolları, denizleri.
Hem o kadar aydınlık ve seslisin ki;
Çılgınca coşturuyorsun bizleri.

Sabah; bir yeni dünya gibi geliyorsun;
Öylesine süslü, öylesine saadesin ki..
Sen o kadar güzelsin ki sabah,
O kadar güzelsin ki.


--------------

Seni Saklayacağım

Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin, duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya..
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım..
Anlayacaksın.


-----------------

TABLO

Kedi kadının yanındaydı,
Kadın gecenin yanındaydı.

Kedi gitti geceye değdi,
Karardı,
Döndü kadına değdi.

Bir kadın portresi belirdi;
Elinde siyah bir gül vardı,
Kucağında kırmızı bir kedi.


-------------

UZUN BİR ÖYKÜ

Hiç kimsenin kafesine
Koyamayacağı bir kuş..

Kaçmasını öylesine
Uçmasını böylesıne
Unutmuş.

Bir insan sesine
Gelip konmuş.


--------------


YAŞAYAN ÖLÜM

Gözlerini kaçıramazsın, geçmiş ola
Artık derebeyindir senin o görmüşlüğün
Köleliğinİ sana IşItIr yaşlandıkça o ve sen
Onun yaşamışlığındadır senin ölmüşlüğün
Artık o sende hep yaşayan bir ölüm

Başka görüntülerle gelir, öbür açılarıyla
Seni yerinden eder, gider,
Gelir yerinden eder..
Pasını siler, kimse anlamaz sen anlarsın
Sen anladıkça o sende hep yaşayan bir ölüm
#41 - Mayıs 01 2009, 14:36:38

DUYGULUYA TAŞ

Duyguluysan İşin Zor,
Yaşamda Yeniksindir.
Duyguluya Sor,
Ona Aşkları Da Acı Verir.

Hep Bir Karanlığa Uyanır, Yalnız:
Düşleri Gerçekleri, Gerçekleri Düşleridir.
Aldatsanız, Aldansanız,
O Hep Bir Karanlığa Uyur Gibidir.

Hiç Ölüsü Yoktur,
Herkes, Her Şey Anısındadır.
Geleceği Geçmiş'in Gözünden Okur;
Hep Bir Yangının Bacasındadır.

Gülerken Bir Düğündür, Acı-Son'lu,
Aldatılara Uğurlayan Gelinlerini.
Bir Çocuk Bahçesidir, Renk-Renk Balonlu,
Savaşlara Uğurlayan Bebeklerini.

Sinmiş Her Şarkıya, Her Uyanı'ya, Uykuya,
Ölümün Yaşayan Kardeşidir.
Hep Sezer, Sezdikçe Duyguluya
Yengiler De Hüzün Gelir



Düşüngü

Hepsinin gelmesini bekleme;
Bir kişi gelmeyecek.

Sen alışmayasın diye,
Korkmayasın diye,
Düşünesin diye..

Kendine yetmen için..
Herkesin kendinden kaçacağı yerlerde
Sen kaçmayasın diye.

Gelenler gitmeyecekmiş gibi
Doğumlarda ölümlerde
Duyasın diye.

Bildiğini bildirmek için
Bilmemeyi öğrenmelisin.
Tam kalasın diye.

Hepsinin gelmesini bekleme,
Sen var olasın diye.
Bir kişi gelmeyecek,
Sen, bir olasın diye


TENTATİON

Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç
Sana diyeceklerim söylemekle bitmez
Yıllardır yaşamamdan çaldığım zamanlar
Adına düğümlendi

Bana yaşadığın şehirleri aç
Başka şehirleri özleyelim orada seninle
Bu evler bu sokaklar bu meydanlar
İkimize yetmez


Onarmak Zordur

Şarkılar değil de
Hep kulaklar bitiyor,
Onarmak zordur.

Bir yürek üşümüş
Kapamış kapılarını,
Onarmak zordur.

Bir şey yitirilmiş
Hiç eskimeyecektir,
Onarmak zordur.
İnsanin içine düşen korku
Özgürlüğünden olmuştur,
Onarmak zordur

Ölümü düşünmek yenilmek,
Sevmek ölümü yenmektir,
Onarmak zordur


ANLA

Akıllı derler aldır
Deli derler aldırma
Derler’i öngörürsen
Yok bakarlar adama

Derler’i songörürsen
Deli derler adama
Sen derler misin, ya da
Deyen misin, de bana
#42 - Mayıs 01 2009, 14:39:31

Duyguluysan işin zor,
Yaşamda yeniksindir.
Duyguluya sor,
Ona aşkları da acı verir.

Hep bir karanlığa uyanır, yalnız:
Düşleri gerçekleri, gerçekleri düşleridir.
Aldatsanız, aldansanız,
O hep bir karanlığa uyur gibidir.

Hiç ölüsü yoktur,
Herkes, her şey anısındadır.
Geleceği geçmiş'in gözünden okur;
Hep bir yangının bacasındadır.

Gülerken bir düğündür, acı-son'lu,
Aldatılara uğurlayan gelinlerini.
Bir çocuk bahçesidir, renk-renk balonlu,
Savaşlara uğurlayan bebeklerini.

Sinmiş her şarkıya, her uyanı'ya, uykuya,
Ölümün yaşayan kardeşidir.
Hep sezer, sezdikçe duyguluya
Yengiler de hüzün gelir.

#43 - Mayıs 01 2009, 14:40:31

En Çok Denizden Alacaklıyım

Deniz kıyısında bir martıyla konuşurken görüyormuş dostlarım beni sürekli
Bir kaptanım çünkü kağıt gemilerden emekli.

Gülemedim ki hiç hasta yatağının baş ucunda
Haberi bu yüzden yoktur annemin
sol yanağımdaki gamzeden

Komidinin üzerindeki ilaçların sayıları arttıkça
kutularından yaptığım gökdelenin uzamasına sevinirdim!

Ve bilmezdim annemin yaşantısındaki renkliliğin
sadece raflara dizili kavonozların içindeki reçeller olduğunu.

Beni birde annem terketti senin gibi,
ki göbeğimde durur onun yokluğundan bana kalan çukur,

Sıralanmış saksılar vardı
limana bakan penceremizin önünde,
ve çiçekler arkasında ekmek kırıntıları serpen
martı yüzlü bir anne,


Limandaki beyaz geminin ışıkları yanınca
dedikodusunu yapmayı unuturlardı tam o saatlerde oradan geçen
yazlık sinemadaki biletçi kızın

Annesinin dizleri dibinden ayrılmayan uslu bir çocuk gibidir limandaki deniz,
ama sokağa çıkıp dalga olmak geçer yüreğinden.

Hiçbir bardakta dudak payı bırakmadınız bana
bir kaşık sesini bile çok gördünüz şekersiz içtiğim çayların

İki çocuk yanyana oturduğumuz kapının eşiğine kendi başıma zor sığıyorum bugün
Büyüdükçe insan yalnızmı kalıyor ne!

Kabuğunu koparmadan ne bir elmayı soyabildim
Nede iyileştirebildim bir yaramı
Ama karşıma çıkınca kızmadım hiç elma kurduna
bendim çünkü bıçağı saplayan onun yurduna

Çocuklarla ben yapamıyorum
Büyüklerde almıyor beni oyunlarına
Devlet dairesinde yangından kurtarılamayacak
sıkışmış çekmece gibiyim
açılamıyorum sana

Kardeşiyle sokaklarda hep bir örnek giydirilen
sen nasıl sevmezsin eşitliği

Yürürken düşen çoraplarını aynı hizaya getirmek için
Annen deği lmiydi önünde diz çöken

Yol kenarlarındaki yağmur mazgallarını
Kumbara sanıp harçlığımı atardım
Bu yüzden en çok denizden alacaklıyım
Denizden alacaklıyım....
#44 - Mayıs 13 2009, 00:38:25

"Düşünüyorum öylelse varım,
  Varım da neye yararım?"        demiş ya çok güzel demiş (:         
#45 - Mayıs 15 2009, 20:20:15
Geç içime kainat, ben korurum seni..

Özdemir Asaf Seçmeler

Bildiri

Bizler savaş ölüleriyiz,
Bundan böyle karşı-karşıya değiliz;
Bildiririz.


Nokta

Bana yalanlar söylese yetinecektim.
Ama yalan söyledi.


Kelebek

Son isteğin nedir?
Sorusu,
Çok, çok kolaydır,
ilk isteğin nedir?
Sorusundan.

Çünkü,
O soruyu
Kimse kimseye soramadı,
Korkusundan.


Göz

Bana Senin için,
O'mu dediler.
Hayır dedim,
Anladılar...


Düello

Her tomurcuk, bir çiçeğin uykusuna
Her çiçek, bir yemişin kuşkusuna
Her yemiş, bir böceğin korkusuna
Uykusuzca, kuşkusuzca, korkusuzca yürür
#46 - Ağustos 11 2009, 15:14:17

BİLSEYDİ EĞER

Bir şiir bir geceye değer,
Bir şiir bir uykuya değer,
Bir şiir bir uyanmaya değer,
Bir şiir bir sigaraya değer,
Bir şiir bir rakıya değer,
Bir şiir bir şarkıya değer,
Bir şiir bir türküye değer,
Bir şiir bir ağrıya değer,
Diye-diye..
Meğer.



CONTREPOINT

O kadar bir başka çok şeysin sen..
Bir ölüm var ama, gece-kan'da..
Rengini düşünür-durursun sen,
Okunmaz yazınla, ha vuranda,
Bir anda okunur olursun sen.





Diyek

Türkiye’de Istanbul ne ise,
Istanbul’da gece ne ise,
Gecede yürümek ne ise,
Yürürken düşünmek ne ise,
Seni unutamamacasina düşünmek ne ise,
Unutamamanın anlamı ne ise,
Seni sevmek ne ise,
Saklayayım, yok söyleyeyim derken
Birden aşka düşmek ne ise.
Her neyse.



Denizin Delisi

Unutmak mı, delisin,
Gitmesem de bekler orada deniz.
Gelirsem, bilmelisin
Benim beklememdir burada deniz.

Gitmek gibi geleceğim
Denizin delisine.
Delinin denizi gibi
O ne kadar giderse.



DUVARA ASTIĞIM

Ölünceye kadar seni bekleyecekmiş,
Sersem.
Ben seni beklerken ölmem ki..
Beklersem.



İÇİN İÇİN

Toprak kazmak
Başında dikim için
Sonunda ölüm içindir

İnsan kazmak
Başında ekim için
Sonunda görüm içindir
Birim içindir
Varım içindir
Bugün içindir
Yarın içindir
Bütün için
Yarım içindir

Belki önce benim için
Ama ondan sonra hep
Hep senin içindir



Jüri

Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu,
Birinciliği beyaza verdiler.





Yanılmıyorsam, saygılarla yalnızdım..
Saygılar duymasaydım, yanılmazdım..
Yaslanacak anılarım olsaydı,
Söyleye-söyleye, böyle saklamazdım


Lavinia

Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.




MATEMATİK SEKSÜEL

Bir gün, birân-bir günün bir anında
Seni sevecek kadar-sana seni anlatsam.

Başımdaysam sonunda-sonundaysam başında,
Yürüyor yenilenen, yorulmayan bir anlam.

Sözcüklerin içinde-sözcüklerin dışında,
Düşünlerinde eksik, yaşamlarında tamam.

Sen de anlamalısın gidiyorken yanında,
Başına vura-vura ben sana anlatamam.

Üşünen gecelerin sıcak karanlığında
İki'den bir'i, bir'den iki'yi çıkaramam.
#47 - Ağustos 11 2009, 15:15:29

BEKLE DEDİ

Bekle dedi gitti
Ben beklemedim, o da gelmedi...
Ölüm gibi bir şey oldu
Ama kimse ölmedi...




BİL

Adının üstüne
Anılar koyma.
Sen mezar değilsin
Anılar
Adının ardından gelsin
Sen duvar değilsin



BİR ŞEYİN ADI

Önce, büyük büyük düşündüm;
Sonra büyük büyük yaşadım.
Ne varsa, onlar aldı.
Şimdi bana küçük bir ölüm kaldı.



BOLERO

Birisi biri için,
Bilerek,bilmeyerek,
Her biçimden bir anlam,
Her anlamdan bir biçim
Beklemiştir giderek,
Bekledi,bekleyecek,
Birisi biri için.
O belki de gelecek,
Belki de gelmeyecek.
Birisi biri için
Gelecek,gelmeyecek,
Sürecek için-için,
Ama hiç gitmeyecek.
Hep başlayıp yeniden
Ve de hiç bitmeyecek.



ÇAĞRIŞIMLAR

Çok küçük bir yalanı
Çok büyük bir orantıda
Dinlediniz mi.
Çok büyük bir yalanı
Çok yalın bir doğrultuda
Söylediniz mi.. Gecikmiş bir gizleme,
Birikmiş bir özlemi
Sakladınız mı.. Gelmeyecek bir gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi

Bir gerçeği erken,
Bir açlığı tokken
Anladınız mi

Hep mi hep ölecekmiş gibi,
Hiç mi hiç ölmeyecekmiş gibi
Yasadınız mı.. Yalanı sürmeye,
Yanlısı görmeye
Saklandınız mı...

Doğruluğun yönünde,
Doğruların önünde
Aklandınız mı.

Ortamsız bir yaşamda,
Yaşamsız bir ortamda
Harcandınız mı..



DALINI UNUTMA

Bir sürü özlem girdi oysa.
Erken koparılmış üzümler gibi.
Araladımsa..

Ben bu kapıyı açtımsa,
Aralamayı anlamak içindi.
O kapıdan şimdi çıkan,
Gecikmiş bir sürü arayan,
Açtımsa!

Nasıldı oda desem şimdi,
Ne vardı orada?
Giren neydi,çıkan kimdi,
Ne yoktu ardında?
Olmayan kimdi?



GERÇEK DEĞER

Gerçek değer gelmesi boşluk dolduran değil;
Gitmesi boşluk yaratandır.



YALNIZLIĞA ÖVGÜ

Mutluluğun gözü kördür,
Yalnızlık sağır.
Ondandır biri tökezleyerek yürür,
Öbürü uykusunda bile bağırır.

Mutluluk yalnız kendisini görür;
Unutur bu yüzden ilkin kendisini.
Yalnızlık kendi tutukluğunda özgür,
Boyuna bekler dönsün diye sesini.

Mutluluk alışır kendisine, ölümden beter;
Borçsuzluğuyla övünür, ama kedisi doğurmaz.
Yalnızlığın gidecek bir yeri yoktur;
Boyuna kapısına döner, açan olmaz.

Mutluluğun mezarları, yalnızlığın heykeli var...
Her ikisinin de saksılarında çiçek.
Biri hep başka bir renkle solar,
Öbürüyse ha açtı, ha açmayacak.



PAY

Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.
İnanırdım saadetli yolculuklara.
Adalar var zannederdim güneşli, maavi, dertsiz.
Bütün hızımla koşardım dalgalara.
O zaman beni görseydiniz.

Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.
Beni o zaman görseydiniz
Siz de gelirdiniz peşimden.

Ama simdi su aksam saatinde
Son liman kendim, bu döndüğüm,
Bilmiş, bulmuş, anlamış.
Hatırımda, bir vakitler güldüğüm.
Yoluna can serdiğim o kaçış.

Simdi, şu aksam saatinde
Dönüyorum görmüş, geçirmiş, atlatmış,
Gözlerin doymayan sahilinde.
#48 - Ağustos 11 2009, 15:16:40

SUSMAK



Bir insan olsun
Olsun da burada
Bir insan olsun
Orada

Nerede olursa olsun
Bir insan
Gitse olsun, kalsa olsun
Giderse olan, gitmezse duran

Aranır bir insan bir insani
Arar bir insani bir insan

Söylenemiyor çok şey
Susmadan..





Özdemir Asaf
#49 - Ağustos 13 2009, 21:52:51


Oranda

Yüzümde hüzünden gölgeler varsa,,,,
O hüzün yüzündendir olsa olsa,,,

Bilmiyorum, bu yaşamın çoğu yaşanmamışsa,
Yaşanmadığı okunur, şimdi, daldımsa,,,,

Özledikçe yalnız durup/susup baktımsa,
Sorulacakken nedeni nasıl sormadımsa,,

Geldiğini umudumla umudla umdumsa,,
Geleceğini görüyor/biliyordum, anlattımsa,,

O geçip/gitti 'ora'sına, ben göremedim, baktıysa,,,
Derim ki şimdi, bir daha gelse/de, sorsa,,

Sözümle, yüzümle, gözümle dedim, duysa,,
Bense buramda onu bekledim oysa,,,,

Yüzümde hüzünden gölgeler kaldıysa,,,
İçimde örülen duvardan düşmüştür, çatladıysa,,,



#50 - Eylül 14 2009, 00:08:10
”Yaşıyorum, beni meşgul etmeyin. “ Bu bir cümledir. Fakat isterse dize de olabilir, özlü söz de. İnsan da böyledir. Ne isterse olabilir, hatta insan bile olabilir.

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.