Alternatifim Cafe

Augsburg notları ve Türkiye’deki yabancı kompleksi

Discussion started on Köşe Yazıları

Bu şehre gelmek, zaman içinde yolculuk etmeye benziyor.
Birdenbire yüzlerce yıl geriye gidiyor, bir masal şehrine giriyorsunuz. Tarihi bir filmin dekoru gibi.
Şehir, Roma İmparatoru Augustus zamanında kurulmuş. Hz. İsa çarmıha gerildiğinde Augustus imparatordu ve Kudüs de şimdi bizim oturduğumuz topraklar gibi Roma’ya aitti.
Hz. Muhammed’in doğmasına 500 küsur yıl vardı.

***

Şehrin ünlü bir Altın Defter’i var. Bazı kişilere törenle imzalatıyorlar.
Pazar günü sabah 10’da şehrin 1620’de yapılmış olan tarihi hükümet binasnın Altın Salonu’nda, Belediye Başkanı ve davetlilerin katıldığı bir törenle ben de imzayı attım.
Altın Defter’e hiçbir şey yazmıyorsunuz. Önceden sizin için hazırlanmış olan, unvanınız ve isminizin güzel bir kaligrafiyle işlenmiş olduğu sayfaya bir imza yerleştiriyorsunuz sadece.
Adımın üzerinde gotik bir kaligrafiyle UNESCO’daki görevim yazıyordu.

***

Akşam şehrin ana meydanında Almanlara ve Türklere bir konser verdik. Sevgili orkestra arkadaşlarım Ali Koç, Ferhat Livaneli, Yaşar Pınar, Halil Karaduman, Henning Schmiedt, Emre Günay, Erdal Akkaya herkesi hayran bıraktılar kendilerine. Millet ayağa fırladı, avuçları patlayana kadar alkışladılar.
Eğer (Henning hariç) Türk olmasalardı, bizim bankalar onları getirmek için milyonlarca dolar sponsorluk bedeli öder, festivallerimiz peşlerinde koşar, her türlü kaprislerine boyun eğer, basınımız onları yere göğe koyamazdı.
40 yıllık müzisyen olarak söylüyorum: Bu müzik adamlarının hiçbiri Eric Clapton’dan eksik değil.
Broadway konserimde Al Di Meola ile Halil Karaduman’a karşılıklı solo yaptırmıştım. Zavallı Al neredeyse çalmayı bırakmıştı.
Ama ne yaparsın ki yabancı hayranlığının tavana vurduğu bugünlerde herkes milyonlarca dolar ödeyerek Amerikalı sanatçılara konser verdirmek derdinde.
1 milyon dolar ödeme, üç beş bin kişiye iki saatlik bir konser ve hadi eyvallah...
Adamlar “Merhaba” bile demiyorlar sahneye çıktıkları zaman.
Döndükleri zaman da “Türkler ter kokuyor, berbat insanlar” diye açıklama yapıyorlar.
Bizim büyük ustaların tek kusuru ise Türk olmaları.
Allah bizim holdinglere ve bankalara akıl fikir versin de her sezon halkın yüz milyon dolarını Amerika’ya akıtmaktan vazgeçsinler.
Bunun ne Türk sanatına faydası var, ne de ülkenin imajına.
Parayı bastıran her Arap emirliği bunları âlâsını getiriyor.
Mardan Palas’ın açılışına bile Holywood starları akın etti.
Sizce bunun bir faydası oldu mu Türkiye’ye?

Zülfü LİVANELİ/Vatan
#1 - Temmuz 20 2010, 20:30:41
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.