Alternatifim Cafe

ing çevirime yardımcı olabilir misiniz? 2 haftam kaldı

Discussion started on Ödev

biliyorum uzun ama elinizden geldiği kadarını çevirirseniz çok yardımı olacak inanın...konum Türk (yakın tarih) tarihine etki etmiş kişiler. aşağıdakilerin çevirilmesi lazım hata yapabirsinz çok uğraşmanız gerekmiyor. yazıdakielrden daha basit bir dilde kullanabilirsiniz...şimdiden teşekküler

               mustafa kemal atatürk

 mustafa kemal, ödevimin en önemli kısmı.onu anlatmaya kalksam ne ingilizcem yeter ne de zamanım.
atatürk demek savaşlarda bizi başarıya ulaştıran,inklapla ilerlememizi sağlayan bir insan demek değildir sadece.
atatürk demek türkiye cumhuriyeti demektir benim için....
 
bende bir kaç anıyla atatürk'ü anlatacağım.


           KAHRAMAN TÜRK KADINI


Mustafa Kemal İstasyon'dan şehre doğru, bir süre yaya olarak yürüdü. O'nu görmek için sabahtan itibaren yolları dolduran Tarsusluların arasından neşe ile
selamlar vererek, ilerledi. O sırada ansızın bir olayla karşılaştı.
Milli Mücadele'deki çete giysili bir kadın, Atatürk'ün yolunu keserek ayağına kapandı. Gözyaşlarıyla şöyle haykırıyordu:
- "Bastığın toprağa kurban olayım Paşam!"
Mustafa Kemal onu yerden kaldırmak için eğilirken kulağına bu kadının Kurtuluş Savaşında cephelerde çarpışmış olan (Adile Çavuş) olduğunu fısıldadılar.
Gözlerinden iki damla yaş düşen Mustafa Kemal, bu güneşten yüzü yanmış kadının elinden tutup ayağa kaldırdı ve ona şöyle seslendi:
- "Kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın."

          YENİLSEYDİK SORUMLU BEN OLACAKTIM

Tümenlere binbaşılar, Kolordulara yarbaylar komuta ediyordu! Fakat, bu kadro canını
 dişine takmış bir ekipti. Var olmak ya da olmamak bu savaşın sonucuna bağlıydı. 30 Ağustos bu ruh haletinin
 eseriydi. Böyle bir dramı, hem yazarı, hem baş aktörünün ağzından dinlemek büyük bir mutluluktu.Anlatmalarında
abartma yoktu. Ama bu anlatış öylesine canlı, öylesine plastikti ki,
 hepimiz heyecandan heyecana sürükleniyorduk. Anlatışlarını şöyle bağladı:
- İşte büyük zafer böyle ortak bir eserdir. Şerefler de ortaktır.
Bu alçakgönüllülükle konunun kapanacağını tahmin ediyorduk.Bu arada Atatürk durakladı.
 Sonra adeta kendisiyle konuşur gibi ilave etti:
- Ama yenilseydik sorumluluk ortak olmayacak yalnız bana ait olacaktı.
Bu belagat karşısında gözyaşımı tutamadım. Tarihin, zaferleri kendine maleden, yenilgileri ise maiyetine yükleyen sahte kahramanlarını hatırladım.


           MUTSUZ LİDER

Bir akşam sofrasının hararetli bir döneminde Mustafa Kemal, kişisel özgürlüğünün birçok bölümlerinden yoksun bırakılması acısını hüzün dolu sözlerle şöyle anlattı:
- "Şimdi siz buradan ayrılır, istediğiniz yerde gezer dolaşırsınız. Benim gözümde bunun ne büyük mutluluk olduğunu bilemezsiniz. Halime bakın,
sahip olduğunuz bu özgürlükten yoksunum, cumhurbaşkanıyım ama köşeye atılmış ve özgürlüğü sınırlı bir insanım. Bütün eğlencem, akşamları soframa topladığım
arkadaşlara ayrılmıştır. Haydi şimdi buradan ayrılıp bol bol dolaşın, istediğiniz yerlere girip çıkın, arzu ettiğiniz gibi eğlenin. Ben de bunun hayaliyle avunurum." dedi.
O akşam hepimiz masadan erken ayrıldık.



   ingiliz kralı 7. edward, istanbul'a atatürk'ü ziyarete geldiğinde atatürk kendisine bir akşam yemeği vermişti... atatürk yemekten önce:
- bana ingiltere sarayında verilen ziyafetlerin nasıl olduğunu bilen birini ya da bir aşçı bulunuz! dedi...
sonunda bu sofra düzenini bilen bir kişiden öğrenerek sofrayı o düzene uygun kurdular... kral, akşam sofraya oturunca kendini kral sarayında sanırcasına mutlu oldu...
atatürk'e dönerek :
- sizi kutlar ve size teşekkür ederim. kendimi ingiltere'de sandım, diyerek memnuniyetini bildirdi.
sofraya hep türk garsonlar hizmet etmekteydi... bunlardan biri heyecanlanarak elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarlandı... yemekler de halılara dağıldı...
türk konuklar utançlarından kıpkırmızı kesildiler...
ancak atatürk kral'ın kulağına eğilerek:
- bu ulusa her şeyi öğrettim, ancak uşaklığı öğretemedim! dedi...


   atatürk, mersin'e yaptigi seyahatlerden birinde, sehirde gördügü büyük binalari isaret ederek sormus :

- bu kösk kimin ?
- kirkor'un...
- ya su koca bina ?
- yargo'nun
- ya su ?
- salomon'un...
atatürk biraz sinirlenerek sormus :

- onlar bu binalari yaparken ya siz nerede idiniz ? toplananlarin arkalarindan bir köylünün sesi duyulur :

- biz mi nerede idik ? biz yemen'de, tuna boylarinda, balkanlarda arnavutluk daglarinda, kafkaslar'da, çanakkale'de, sakarya'da savasiyorduk pasam...

atatürk bu hatirasini naklederken:
-hayatimda cevap veremedigim yegane insan bu ak sakalli ihtiyar olmustur, demiştir..




ve son olarak: bir toplumu, yüz yüze geldiği engeller karşısında dirençli ve üstün kılan, o toplumu oluşturan bireyler arasındaki
milli dayanışma ve birlik ruhudur.Bu milli dayanışma ve birlik ruhunu hayata geçirmenin en önemli adımı ise,
toplum içerisinde var olan her fikrin,her kesimden insanın hoşgörüyle birbirine saygı duymasıdır.yani atatürk demek hoşgörü ve saygı demektir!
___________________________________________________________________________________________

                  
                                                                                        kenan evren
kenan evren is Seventh president of the Republic of Turkey between 1982-1989.

--------------12 eylül darbesi

 Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 12 Eylül 1980 günü gerçekleştirdiği askeri müdahale. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde silahlı kuvvetlerin
yönetime üçüncü açık müdahalesi. Bu müdahale ile Süleyman Demirel'in Başbakan'ı olduğu hükümet görevden alındı, 1961 Anayasası tamamen
 rafa kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir askeri dönem başladı.darbenin gerekçesi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
 birçok tur ardından Cumhurbaşkanı'nı seçememesi ve ülkedeki sağ-sol, alevi sünni tartışmaları gösterilir.
Darbe ardından geçen 3 yıl içerisinde önemli kanunların tamamına yakını değiştirildi. Danışma Meclisi tarafından hazırlanan Anayasa(1981 anayasası),
1982 yılındaki halk oylamasında, yüzde 92'lik "Evet" oyu ile büyük farkla kabul edildi.12 Eylül 1980 darbesi, Türkiye'de halkın önemli
 bölümü tarafından sosyal,siyasi ve ekonomik sorunların hiçbirine çözüm bulamayan iflas etmiş parlamenter rejimin 'haklı' alternatifi olarak görüldü.
 Bu nedenle, darbeye bir direniş olmadığı gibi, büyük çoğunluk, darbe liderlerini, ülkenin yeni liderleri olarak kısa sürede benimsedi.
Aynı halk oylamasında, Kenan Evren Cumhurbaşkanı seçildi.

------------12 eylül darbesinin sonuçları:
7500 kişi göz altına alındı
517 kişiye idam cezası verildi.
Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı
30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı.
14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.
300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi.
937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı.
23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
43 kişinin intihar ettiği bildirildi

-----------anayasanın yazilis efsanesi söyledir:
kenan evren: anayasa yazilacak. yaz!
orhan aldikaçti: emredersiniz komutanim.

daha sonra, aldikaçti'nin yazdigi ilk taslakta da anayasa hukukuyla ilgili oldugundan kuskulanilan bölümler bulunur; bu bölümler yok edilir.

kabul edilis efsanesi ise söyledir:
kenan evren: dikkat! anayasa kabul edilecek. kabul et!

halk: ...

 
                          _______________________________________________________________________________________________________

                     hasan ali yücel

Hasan Ali Yücel'in bakanlık dönemi MEB'deki en parlak dönemlerden birisidir.Üniversite reformu,Köy Enstitüleri'nin açılması,
Dünya klasiklerinin Türkçeye çevrilmesi ve ilk resmi  Türkçe ansiklopedi olan İnönü Ansiklopedisi'nin ön çalışmaları
onun bakanlığı döneminde gerçekleşti.hasan ali yücelin türkiyeye kazandırdığı en önemli şey hiç şüphesiz köy enstütüleridir.
bu enstütüler,türkiye'de yeni bir nesil yetiştirebilmek için atılan ilk adımdır.
amacı yaratıcı ve üreten beyinler yetiştirmek, geri kalmış köyleri kalkındırarak olası göçleri engellemekti.
Köy enstitüleri karma öğretim sistemine dayanıyordu ve öğretim süresi beş yıldı.İlk üç senelik eğitim süresi sonunda başarı
düzeyleri yüksek olan öğrenciler, öğretmenliğe, geri kalanlar diğer köy hizmetlerine yönlendirilecekti. Enstitüler bunun
yanında birer tarım atölyesi ve sağlık ocağı olarak işlev görüp, yeni gelen çeşitli tohumların ve tarım araçlarının
denemeleri ilk olarak buralarda yapılacaktı.

köy enstitüleri kuruluncaya dek geçen 108 yıl içerisinde
yalnız 6000 öğretmen yetiştirilirken, enstitüler on yıl içerisinde 17341 öğretmen, 1248 sağlık memuru, 8675 eğitmen mezun eder.
okul sayısı 5000'den 17000'e ve öğrenci sayısı da 380000'den 1500000'a çıkar.köy enstütülerine karşı olanlar tarafından ortaya atılan
“oralarda komünist yetiştiriyorlar” “komünist kızlar, erkekleri baştan çıkarıyor bu okullarda ” gibi söylemlerle 1950’de kapatma sürecine gidilmiş
 ve Demokrat parti iktidarı tarafından 1954 yılında kapatılmıştır.


                     hulisi behçet



Hulusi Behçet, Türk akademisinde profesör unvanını alan ilk kişidir. Mesleğinin ilk yıllarından beri dermatoloji konusunda üretken bir
bilim adamı olarak, bir çok ulusal ve uluslararası kongreye orijinal makalelerle katılmış ve bir çok bilimsel dergide makalesi yayınlanmıştır.
'Behçet Hastalığı' olarak dünya tıp literatürüne geçti. Ağız ve gözde iltihaplanma ve genital bölgede yaraları bulunan üç hasta üzerinde araştırma
yapan Behçet, bu şikayetlerin yeni bir hastalığın işareti olduğunu fark eder.

O, aynı zamanda Türk tıbbının gelişiminde yayıncılıkta da öncüydü ve 1924'de Türkiye'deki "Turkish Archives of Dermatology and Syphilology
" isimli ilk dermato-veneroloji dergisinin sorumlusuydu.


                     adnan menderes

Menderes teknoloji eğitimine verdiği önem dolayısıyla, Amerikan Ford Vakfı katkılarıyla Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ni kurmuş ve aynı vakfı
Ankara Fen Lisesi'nin kuruluşu konusunda da ikna etmiştir. mali piyasaların gelişmesi için Türkiye Vakıflar Bankası'nı kurdu ve özel bankacılığı da teşvik etti.
 Adnan Menderes'in 10 yıllık Başvekillik döneminde Türkiye'nin Gayri Safi Milli Hasılası yılda ortalama %9 oranında büyüdü. Bu on-yıllık ortalama kalkınma hızına TC ilk defa ulaşıyordu ve bugüne kadar bir daha da ulaşamadı.
 Türkiye'de İslami kuralların önünü açtı ama yine de batıya hoşgörüyle yaklaşıyordu. liberal ve dışa bağlı bir iktisat görüşüne sahipti.Ekonomik girişimleri
 toplumun yoksul kesimini kısa dönemlik mutlu etti.ama ülkede aşırı dış alıma sebep oldu. Menderes, en çok eleştiriyi, dışa bağımlılık politikaları yüzünden almıştır.

sarıyar barajı ve hidroelektrik santrali
hirfanlı barajı ve hidroelektrik santrali
demirköprü barajı ve hidroelektrik santrali
kemer barajı ve hidroelektrik santrali
doğankent hidroelektrik santrali
ikizdere hidroelektrik santrali yaptırdı.

Adnan Menderes 27 Mayıs 1960 günü Milli Birlik Komitesi tarafından kurulan Yassıada mahkemesi anayasayı ihlal suçundan suçlu bularak idama mahkum etti.
 

27 mayıs ihtilali

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerçekleşmiş ilk askeri müdahale. Türk Silahlı Kuvvetleri içersinde bir grup subay 27 Mayıs 1960 sabahı ülke
yönetimine bütünüyle el koydu. 37 subaydan oluşan Milli Birlik Komitesi bu harekat ile anayasa ve TBMM'ni feshetti, siyasi faaliyetleri askıya aldı,
Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes başta olmak üzere bir çok Demokrat Parti'liyi tutuklattı.
Bu müdahalenin daha sonraki yıllarda meydana gelen askeri müdahalelerden farkı,Türk Silahlı Kuvvetleri emir komuta zinciri içinde yapılmamış olmasıdır.
 Dönemin genelkurmay başkanının da tutuklanması bunun göstergesidir.
benim adnan menderesi bu yazıya almamın sebebi ise bir başbakanın idam edilmesi ve bunun ülke işerisinde yarattığı kaostan kaynaklanıyor.




                  necmettin erbakan
 
1974-1978 döneminde üç ayrı kaolisyon hükümetinde başbakan yardımcılığı yaptı.Bu dönemde, Kıbrıs Barış Harekatı'nın yapılmasını savundu.
Amacı, Kıbrıs'ın tamamını alarak, görüşme masasına oturmak, Rum tarafına gereken toprakları masada bırakarak KKTC'nin dünyaca tanınmasını sağlamaktır.
 Hükümet ortağı olan Bülent Ecevit buna müsade etmedi.
1982 Anayasası gereğince 10 yıl siyaset yapma yasağı aldı.1987'de halk oylamasıyla tekrar siyasete döndü.Hazinenin, iç piyasaya borçlanma ihtiyacını ortadan kaldıran "Havuz Sistemi" uygulamasını başlattı.
Memura her ay, enflasyon + büyüme oranında zammı otomatik olarak verme anlamına gelen s.mobil sistemini uygulamaya başladı.


                        afet inan
ilk türk kadın tarihçi.
Afet İnan, 1955-1979 arasında UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nda Türk Tarih Kurumu’nu temsil etmişti.Afet İnan,
Türk Tarih Kurumu’nda uzun yıllar asbaşkanlık yapmıştır.

Selanik Vilâyetinin Doyran kazasında 30 Ekim 1908 de doğdu. Annesi Şehdane, Doyran müderrisinin torunu, babası İsmail Hakkı Uzmay Şumnu' ludur. Halkalı Ziraat Yüksek okulundan sonra Rumelinde ve Anadolunun bir çok yerlerinde orman memuru, müfettişi ve müdürü olarak çalışmış ve Bolu Milletvekilliğine seçilmiştir. Afet înan ilk öğrenimini Adapazarı, Ankara, Mihallıççık (Eskişehir) ve Biga'da bitirmiştir. Bursa' da okuduğu Kız Öğretmen okulundan 1925 te mezun olmuş; aynı yıl Lozan'a Fransızca öğrenmek üzere gitmiş, 1927 de buradan döndükten sonra İstanbul Fransız Kız lisesine (Nötre dame de Sion) devam ederek 1929 da orta okula öğretmen olmak üzere sınavdan geçerek Ankara Musiki Muallim mektebinde Tarih ve Yurtbilgisi derslerini okutmuştur. 1933 ten sonra da Ankara Kız lisesinde görevlidir. Ancak yabancı okullarda okuduğu tarih kitaplarında Türk milleti için kullanılan, barbar ve ikinci derecede ırk deyimleri millî hislerini rencide ettiği için öğretmenlerine itirazda bulunmuştur. Bu kitabı Atatürk'e gösterdiği vakit üzerinde ilgi ile durulmuş ve bu konularda çalışmak üzere tarihçileri bir araya toplayarak vazifeler verilmişti. 1930 yılında Türk Ocakları Kurultayında Aksaray delegesi olarak tarih üzerinde çalışanlara önem verilmesini teklif eden Afet înan'dan sonra bu konudaki diğer konuşmalar üzerine "Türk Tarih ve medeniyetini ilmî bir surette tetkik ve tetebbu eylemek üzere" Türk Tarih heyeti teşkil edilmiş ve orada vazife almıştır.


Türkiye'de Kurucusu olduğu dernekler


1- Türk Tarih Kurumu (kurucu). Asbaşkan 1935 - 1952 ve 1957 - 1958.
2- Çocuk Haklarını Koruma Derneği (Kurucu).
3- Dumlupmar Zafer Abidesini güzelleştirme ve yaşatma derneği (kurucu).
4- Türk Kadının Sosyal Hayatı Tetkik Kurumu Başkanı 1954 - 1956 - 1958.


yabancı ülkelerde üye olduğu kuruluşlar


1-Societe d'Histoire et d'Archeologie de Ceneve. 1936.
2-Institut Internatiomale D'Anthropologie. Membre Titulaire 1937.  Paris.
3-Alliance International des Femmes. Copenhague = Kopenhag 1952 -1955 Membre du Comitee executif.
4-Societe Europeenne de Culture: Venise = Venedik, 1957

                         sabiha gökçen
 Dünya'nın ilk kadın savaş pilotu ve ilk Türk kadın pilot.
Sabiha Gökçen, 1935'de Türkkuşu’nun açılış töreninde yapılan planör gösterilerinden etkilenerek havacılığa ilgi duydu.
 Atatürk’ün de destek vermesi ile 1935'te Türk Hava Kurumu'nun Türk Kuşu Sivil Havacılık Okulu'na girdi.25 Şubat 1936’da
ilk defa motorlu uçak ile uçmaya başladı.Gökçen, brövesini aldıktan sonra Eskişehir’deki 1. Hava Alayı’nda 6 ay görev yaptı,
 bu sırada Trakya ve Ege manevralarına katıldı.1937 yılında Tunceli Harekatı'na katılan Gökçen, bu harekattaki rolü ile
dünyanın ilk kadın savaş pilotu oldu.1938'de uçağıyla 5 gün süren Balkan Turu yapan Gökçen’in ünü bu turla dünyaya yayıldı.
Kendisine Yugaslav Genel Kurmay Başkanı tarafından "Beyaz Kartal" nişanı verildi.Amerikan Hava Kurmay Koleji'nin mezuniyet töreni
için düzenlenen Kartallar Toplantısının onur konuğu olarak katıldığı Maxwell Hava Üssü'ndeki törende "dünya tarihine adını yazdıran
20 havacıdan biri" seçildi. Bu ödüle layık görülen ilk ve tek kadın havacı oldu.
 




                        halide edip adıvar

Adıvar çeşitli alanlarda etkinlik göstermiş, siyasal ve toplumsal konularda da hem Türkçe, hem İngilizce kitaplar yazmış, İngilizceden Türkçeye çeviriler yapmıştır.
1899 yılında henüz 15 yaşındayken çevirdiği J. Abott'ın "Ana" adlı eseriyle II. Abdülhamit tarafından Şefkat Nişanı ile ödüllendirildi.
türk dil kurumunun türkçe sözlüğüne 1056 kelime kazandırmıştır.1908'de gazetelerde kadın haklarıyla ilgili yazılar yazmaya başladı.
Öte yandan, Sinekli Bakkal romanının İngilizce'ye, Norveç ve Felemenk dillerine
çevirileri de, batı ülkelerinde büyük ilgi uyandırmış, takdirle okunmuştur. eserlerinde Osmanlı’nın tutucu yapısı ve İslam’ın getirdikleriyle
 basit bir şekilde yetişmiş cahil kadın tipi o dönem eserlerinde kemikleşmiş ve topluma yerleşmiştir. Bir diğer kadın tipi ise Batılılaşmış,
köklerinden kopmuş, kendini ve değerlerini yitirip şaşırmış kadın tipidir. İşte Halide Edip hem Batılılaşmış, hem namuslu, hem değerlerini yitirmemiş,
 hem de işlerinde ve hayatında titiz bir kadın tipini ortaya koymuş ve kadın imgesine yeni bir boyut getirmiştir.

ilk kez boşanma davası açıp, kocasından bosanabilen türk kadını.
 Balkan Savaşları sırasında hastanelerde hizmet verdi. Halide hanım Kurtuluş Savaşı sırasında askeri üniforma giymiştir.
"Onbaşı" olarak anılmıştır.1919'da Sultanahmet Meydanı'nda, İzmir'in İşgali'ni protesto
mitinginde çok etkili bir konuşma yaptı. Bir dönem Amerikan mandasını savundu. 1920'de onbaşı rütbesiyle Kurtuluş Savaşı'na katıldı, sonra da üstçavuş oldu.





sizinde önereceğiniz kişileri beklerim :)
 :cicek
#1 - Mart 17 2008, 17:40:27

olsun teşekkür ederim ben yinede :) almancada aklımda bulunsun o zaman ;)
#2 - Mart 19 2008, 19:29:17

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.