Alternatifim Cafe

İslam Tarihine gelen bakış (yorumlarla beraber)

Discussion started on İslam Tarihi

Konunun özü tarih bilimi olduğu için olgulara bakış maddeci bir tarih anlayışı olmalı. İşin içine "din"'in girmesi maddeci tarih anlayışını terkedeceğimiz anlamına gelmez. İslam tarihi bir din tarihi olmanın yanında öncesi ve sonrasıyla sosyal bir olgudur da aynı zamanda.
...
Ortadoğu tek tanrıcı dinlerin başladığı yerdir. MÖ 2000'li yıllarda yahudiliğin de tek tanrıcı özünü aldığı Mısır'lılara kadar gitmek gerekir. 4. Amenofis, daha sonra Akhenaton diye anılmaya başlayan firavun, diğer bütün tanrıları yasaklamış ve tek tanrı olarak Aton yani Güneş'i kılmıştır. Yahudilik tek tanrıcı özünü bu firavundan almıştır. Daha sonra diğer tek tanrılı dinleri de etkileyecek kitablar yazılmıştır. Tevrat bunların ilki ve en önemlisidir.
...
İslamiyet öncesi arap bedevilşeri üst barbarlık sürecinde göçebe bedevilerden oluşurlardı. Ekilecek toprak yoktur ve insnalar aşiretlere bölünmüşlerdir. Köleler vardır, kadınlar ezildikçe ezilir. Tek geçim kaynağı ticarettir. Bedeviler mal getirip götürürken bunları şehirlerde pazarlarlar. Yesrib (ki daha sonra medine oalcaktır) ve Mekke bu şehirlerden en önemlileridir. Arap-İslam kültürünün bir şehir kültürü olma özelliği buna dayanır.
....
Bu sırada orta doğuda Doğu Roma ve Pers İmparatorluğu arasında büyük savaşlar vuku bulmaktadır. Ortadoğu ve mezopotamyadaki bu karışşıklık bölgedeki imparatorluk otoritesinin zayıflamasına neden oluyor. Tabii İpek yolunun da buradan geçmesi ticaret açısından bölgeyi çok önemli kılar. Pers roma savaşları bölgeyi zayıflatçıkta araplar ticaretten aldıkları payların düşmesi sonucu toplumsal bir çöküşe sürüklenmekteydi. İşte Cahiliye döneminin alt yapısı budur. Yoksa CAhiliye adından farklı olarak "cahil" bir dönem değildir. Arap söz sanatı olan hicv, ticaret gibi araplara özgü değerler kendine has bir kültür barındırıyordu.
...
Söz konusu ekoonomik daralma arap toplumunda büyük bir değişikliğin gerekliliğini de ortaya koyuyordu. Sıradan bir tüccar olan Abdullah (Abdullah ismi sonradan konulmuş olmalıdır, çünkü "allah" sözcüğü aslen arapça değildir ve müümanlıktan önce arap toplumunda kullanılmazdı. Dil kökeni olarak Sümerceye dayanır ve tapılan putlara denir. dolayısıyla İslamiyetten önce Allah'ın kulu anlamına gelen Abd Allah kelimesinin varlığı mantıksızdır) oğlu Muhammed de böyle bir tüccardı. Kureyş aşireti o zamanlar orta halli bir tüccar ailesiydi. Tüccarlar çok gezip gören insanlar olduğu için bedeviler diğer kültürlerle iç içeydiler. Ancak zayıflayan orta doğu ticareti bu konuda çok daha üstün olan yahudilerin tekelindeydi. Arap toplumunun varolması için bunların üstesinden gelinmesi gerekyordu.
...
Lakin Muhammed'in dini bdevrimci bir toplumsal ideoloji olarak karşımıza çıkar.Üst barbar sürecinden devlet konumuna geçmesi için önce kabileler birleştirildi. İslam burada birleştirici ve düzenleyici bir ideoloji rolündeydi. Arap toplumuna hukui bir boyut ekliyordu. Kadınların durumu görece daha iyi bir hâl alıyordu, ticarete kurallar getiriyordu ve tbölük pörçük aşiret düzeni yerine merkezileşmeye çalışan bir devlet ootoritesi kurmaya çalışıldı. Muhammed'in toplumsal ideoloji tasarımı, yahudi, hristiyan, zerdüştçülük gibi ortadoğu dinlerinden son derece etkilenmiştir. Bir tüccar oalrak bu halklarla çok ilişkiye girmiştir. Misal domuz etinin yasaklanması yahudilerden alınmıştır, Kurandaki tarihsel bilgilerin çoğu Tevrattan alınmadır, faizin yasaklanması ise yahudilerin ticaret tekeline son vermek amacını güden değişikliklerdir. Kadının en azından kocasının belli olduğu medeni kanunlarda ortaya koymuştur.
...
Devlet otoritesinin kurumlaşmasıyla fetih sürecine geçilmiştir. Bu Muhammed'in ölümünün ertesine denk gelir.Halefi Ebu-Bekir İslam'ın fetih kılıcını eline almıştır. Bu arada Arap toplumunu birbirne bağlamış olan İslam ideolojisinin kitabı Kuran kitaplaşmamıştı. Hafızlar akıllarında tuttuğu ve taş, palmiye, sopa ne bulunursa üstüne kaydedilmiş ayetlerden ibaretti. Ebu Bekir bunları toplattırmış ve hafızların yardımı ile Mushaf haline getirmiştir. Zeyd İbn-i Sabit ilk mushafı aktaran kişidir Ömer halife zamanında. Lakin yine de kuran ilk mushafında eksiktir.  Bazı ayetlerin başı, bazılarının sonu yoktur ve günümüze dek "değiştirilmemiş" diye bilinen Kuran aslında kaybolan parçalar barındırır. Osman halife zamanında fetih ilerledikçe askerlerin kendilerine has yorumlarıyla karşılaşılınca kitabın çoğaltılması emri verilmiştir. Toplam 7 mushaf yazılmıştır ve bu mushafların ne yazık ki hiç biri günümüze dek ulaşmamıştır. Ayet sayısının Muhammed'in zevcesi Aişe'nin aktardığına göre Ömer zamanındakinden farklı olduğu bilgisi bulunmaktadır.
...
Fetihlerin amacı ise Roma-Pers savaşları yüzünden zayıflamış ortadoğunun ticaret yolunun ele geçirilmesiydi. Nitekim çok hızlı bir yayılmayla bu gerçekleşti. Ancak İsla içinde de bir çok çekişme vardı. Örneğin Pers ülkesi yenilmesine rağmen 1500 yıllık yerleşik bir imparatorluk geleneği ve kültürüne sahipti. Bu yüzden kanlı kılıcıyla PErs ülkesine giren islam oradan değişerek çıkmıştır. Şia denilen mezhep ayrılığının basit ve temel nedeni Pers-İran kültürünün bedevi arap kültüründen çok daha gelişmiş olmasıdır. Sûnni'lere göre halifelik seçimle belirlenmesi gereken bir kurumken, despotik asya tarzı monarşi geleneği uyarınca Pers etkisinde kalanlara göre ise Muhammed ve Ali'nin soyundan gelenlere geçmeliydi. On İki İmam, Kerbela gibi olaylar bu öze dayanır. Daha sonra Arap -İslam kültürü ortadoğuda buna benzer bir çok engele çarpmıştır. Dürziler, Suryaniler, Asuriler, kürtler, farısiler vs bir çok halkın kültüründen etkilenmiştir. Sunni İslam'ın geri kültürünü benimsemeyen bu halklar islamı kabul etmekle beraber bir çok mezhebe ayrılmışlardır. Arap Aleviler, İsmaililer, Şii'ler, Türk şamanizmine dayanan özüyle Anadolu Aleviliği yerel halkların kültür özelliklerini barındırır.
...
Devlet geleneği olmayan arapların, devletleşmesi sancılı olmuştur. İsla'ın kölelik kurmunu kaldırmamış olması, şehirlerde köle ticaretinin ve kötü davranmaların artması 9 ve 10. yüzyıllarda büyük köle isyanlarının vuku bulmasına neden olmuştur. Arap ekonoisi köleciliğe dayanmasa da, köylülük de çok zayıftır. Tek geçim kaynağı ticarete dayanan şehir pazarları ve fetihlerdir. Muhammed'in hasilerine bakarsak köylülük hakkında çok az övücü şey söylemişse, ticareti ve tüccarı çok övmüştür. Dolayısıyla hem devlet geleneğinin yoksunluğu hem üretime dayalı yerleşik bir ekonoinin bulunmamması İslam imparatıorluğunun zayıflayıp parçalanmasına neden olacaktır. Abbasi ve Emevi çatışmasının ardından Moğol akınları Arap İİslam yayılımının sonunu getirmiştir. Ancak orta Asya türklerinin yavaşça ilerlemesi ve geri göçebe barbar yapısı İslam kültürüne sarılmasına neden olmuştur.
...
Özellikle 9. 11.yyllar arasında gerek fetih gelirleri gerekse ticaret yollarının ele geçirilmesi Arap İslam kültüründe bir sıçramaya neden olmuştur. Asya'dan bir çok teknolojik gelişme kıta Avrupa'sına araplar aracılığıyla gelmiştir. Matematik alanında Hint Sanskrit işaretlerinin kullanılması Roma rakamlarının yerini almasını sağlamıştır. El-Hvarizmi (al-khwarizmi=algoritma), El-Cebir (algebra= bildiğimiz cebir) arap matematikçilerinin buluşlarıdır. Felsefe alanında İbni Rüşd, İbni Sina İbni Haldun gibi feylesoflar Grek felsefesini incelemişler ve İslam felsefesini ilerletmişlerdir. Bu refah dönemi arap şehirlerinde gerek mimari gerek felsefe alanında sonra dece odern bir hayat resmeder. Ancak felsefe de İmam Gazali, İSla felsefesinin geri dönülmeyecek şekilde son bulmasına neden olur "Allah'ın kelamı" dışıdaki her türlü sorgulamaları reddederek. Arapların ve İSlam'ın düşünsel geriliğinin özünde bu vardır. Daha sonra da iç çatışmalar ve Sonunda Osmanlı himayesiyle beraber arap islam kültürünün altın çağı sona ermiştir.
....
Osmanlının gelişiyle araplar yoksullaştıkça yoksullaşmıştır. Coğrafi keşiflerle  ticaret yollarının önemi azalmış, araplar içinde sonun başlangıcı olmuştur. Osmanlı yıkılınca batılılar ORtadoğu ve Kuzey afrikaya yerleşmiş ve kendi sistemlerini oraya adapte etmiştir.
...
20.yy İslam'ını ise daha sonra yazacağım. Sıkıldım şimdilik.
#1 - Ağustos 28 2006, 16:16:54

VoL-RoCK

Teşekkürler paylaşım için...
#2 - Ocak 12 2007, 08:02:37

eslem

İslamiyetten evvel müşrikler Allaha inanıyorlardı.Abduluzza gibi isimlerin yanında Abdullah ismide kullanılırdı.Niye mantıksız olsun
#3 - Mart 11 2007, 00:33:35

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.