Alternatifim Cafe

Katil madde

Discussion started on Köşe Yazıları

Yıllar önce Yaşar Kemal’den öğrenmiş olduğum bir Anadolu türküsünde şöyle denir:

 

“Yüce dağ başında bir ulu kartal

 

Açmış kanadını dünyayı örter”

 

Bu sefer bir kartalın değil ama bir güvercin kanadının gölgesi vuruyor Türkiye’nin üstüne.

 

Bütün vicdanlara, bütün yüzlere, bütün yüreklere.

 

Ürkek bir güvercinin kanadı bu.

 

Yaşasaydı bugünlerde doğum gününü kutlayacak olan Hrant Dink adlı güvercinin kanadı.

 

Bu ülkeyi sevmekten ve tarihten süzülüp gelen nefret ortamını ortadan kaldırmaya çalışmaktan başka bir suçu (!) olmayan Hrant’ın kanadı.

 

Son olarak AİHM Türkiye’yi mahkûm ettiği için tekrar gündeme geldi yüzümüze vuran bu utanç gölgesi.

 

Oysa AİHM değil, insanlık vicdanı mahkûm ediyor Türkiye’yi.

 

Onca ihbara ve uyarıya rağmen Hrant’ı korumayarak bir anlamda öldürülmesine göz yuman, daha sonra katillerini arkalayan, eline silah verilmiş tetikçilerin gerisindeki karanlık yapıyı ortaya çıkarmayan devlet mahkûm ediliyor.

 

***

 

Aslında Hrant’ı Ceza Yasası’ndaki bir madde ve buna dayanarak onu “vatan haini” ilan eden basın kalemleri öldürdü.

 

Adına 301 denilen ve kendimizi uyarlamaya çalıştığımız Avrupa hukukunda örneği görülmeyen ırkçı madde yüzünden çok acı çekildi bu memlekette.

 

Bu acılar çekilmeyebilirdi.

 

Çünkü tehlikeyi önceden görerek 301’in iptal edilmesi için ya da değiştirilmesi için TBMM’ye bir önerge vermiş ve Adalet Bakanı başta olmak üzere bütün yetkilileri uyarmaya çalışmıştım.

 

“Bu madde tehlikelidir. Belki de kan dökülmesine sebep olur. Nasıl olsa sonunda değiştireceksiniz. Gelin bunu şimdiden halledin!“ diye adeta yalvardım.

 

Ama her zamanki gibi “yüreklerin kulakları sağır“ kaldı.

 

Avrupa hukukuyla karşılaştırmalar yapan gerekçeyi kimse okumadı.

 

Ve bu vatanı herkesten fazla seven Hrant Dink, bu maddeden “Türk Düşmanı” damgasıyla mahkûm edildi.

 

Basın cellatları onu bu sıfatla lekeledi, hedef gösterdi, karanlık çevreler ise birkaç gencin eline silah tutuşturarak Hrant’ı yok etti.

 

O günden beri gerçek suçlular korunuyor, katiller ise mağdurun ailesine mahkemede hakaret edecek kadar şımartılıyorlar.

 

Söyleyin; bu, hepimizin alnında bir leke değil de nedir!

 

Otuz yıl öncenin kurbanlarını topluma hatırlatan hükümet, Hrant’ı öldüren gerçek katilleri bir an önce ortaya çıkarmalı.

 

Belki de referandumdan sonraki en önemli görevleri budur.

 

Türkiye’nin üzerine düşen güvercin kanadı gölgesi ve acılı ailenin feryatları belki ancak böyle hafifleyebilir.

Z.Livaneli|Vatan
#1 - Eylül 17 2010, 13:34:55
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.