Alternatifim Cafe

Kitaplarda Hoşunuza Giden Yerler

Discussion started on Kitap

"Serseriydik, tembeldik, günlerimizin sayılı olduğunu biliyorduk. Rahattık bu yüzden, ne kadar yeteneksiz olduğumuzu anlamalarını bekliyorduk. O gün gelene dek arada sırada birkaç dürüst saat çalışıp sistemin içinde varolmaya çalışıyor, geceleri hep beraber kafaları çekiyorduk."

Charles Bukowski - Factotum
#126 - Aralık 02 2010, 13:59:14

Oysa hayat, her bölümünde ayrı bir hikâyenin döndüğü neşeli bir dizi değil, sonunda herkesin öldüğü ve katilin bulunamadığı sıkıcı bi filmdi... / Kayra.

Kinyas ve Kayra - Hakan Günday
#127 - Aralık 07 2010, 17:11:38
Eskiden buralar hep hayat, yaşamdı.

Hevai

Kimseyi kendi ölçülerinle yargılama, herkesi kendi ölçüleriyle yargıla.

Ahmet Altan/İsyan Günlerinde Aşk
#128 - Aralık 09 2010, 13:31:36
« Son Düzenleme: Aralık 09 2010, 15:20:28 Gönderen: _Vaveyla_ »

Erasmus - Deliliğe Övgü kitabındaki her yer. zaten kısacık kitap. bundan sonra en iyi dostum Erasmus'tur.
#129 - Mart 07 2011, 00:35:10

''Kapakları birer kelebek kanadı gibi çırpınan bu gözler, bu biraz aşağı sarkarak titreyen dudak ve bu bu bir çiçek kadar taze yüz
ona müthiş bir hüzün verdi.''

''Bu ne kadar güzel bir çocuktu yarabbi ve Yusuf onu ne kadar çok seviyordu.''

''Onu hariçte bir mevcut, yabancı ve başka bir insan olarak düşünmüyor, kendinin bir parçası; gözü ve yüreği olarak tasavvur ediyordu.''

Sabahattin Ali - Kuyucaklı Yusuf
#130 - Mart 07 2011, 10:13:10
ஜ Buyum ben, sadece bu.
                                    ĢĬŻξM

Hak veriyorum sana, ben de olsam tam da böyle terk ederdim beni...
Üzerime basa basa giderdim tıpkı senin gibi, tıpkı senin gibi bahane ederdim dünyevi hadiseleri. Ben de daha fazla katlanamazdım senin yerinde olsam, yerinde olsam vedalaşma sahnesine bile müsaade etmezdim hatta. Hadi yavaş yavaş koltuğuna geç sen, hareket vakti yaklaştı da işte, bakma o kurşuni gözlerinle bana öyle, silahla şaka olmaz neticede. Kana bulama, kirletme daha fazla hatıranı..

Özgür Gümüşsoy  / Bana Bir'aşk Zaman Ver

#131 - Temmuz 03 2011, 17:19:51
Sevdiğim
Önce kemir bu tel örgüleri gövdemden
Geç derimin altındaki tehlikeleri
Yürek kızgın bir kuma devrilmeden
Yokla beni
abdurrahmancahitzarifoğlu


Söyle bana Feride; bu kadar derin bir vefayı, bu kadar ince bir ruhu, bu küçük çalıkuşu göğsünün neresine saklamıştın?
#132 - Kasım 11 2011, 19:46:59
Yaşamak sansürler eşliğinde, çok sahte.

"demek ki insanlar birbirine ancak muayyen bir hadde kadar yaklaşabiliyorlar ve ondan sonra, daha fazla sokulmak için atılan her adım daha çok uzaklaştırıyor. seninle aramızdaki yakınlaşmanın bir hududu, bir sonu olmamasını ne kadar isterdim. beni asıl, bu ümidin boşa çıkması üzüyor..."

Kürk Mantolu Madonna.

#133 - Kasım 25 2011, 00:53:09
Yaşamak sansürler eşliğinde, çok sahte.

“Haykırmak istediğim çok şey var. Büyük kayıplar yıkacak değil bizi. Açıkça birbirimizle konuşamıyorsak ben  ağlamak, bağırarak ağlamak için bahçenin yeşillikleri gerisindeki odama geçiyorsam, biliyor musun, ne güzel ağıtlar içinde uyuyakalamamak?”
#134 - Aralık 26 2011, 17:23:11
Bat dünya bat.
Kör ol da, piyango bileti sat.

Sevgi kemale erince seven, mükemmelliğin yalnızca sevgilide olduğunu fark eder ve artık ona benzer bir şey bulamaz. Tıpkı bunun gibi sevginin başlangıcında seven feryat figan eder, ağlayıp inler, yanar yakılır, kalbindeki ateşin dumanı ağzından ah olarak çıkar. Ama sevgi kemale erip de sevenin varlığını ele geçirince artık inlemeler ve ağlamalar son bulur, seven latif bir cisme dönüşür; kusurluluk biter, paklık başlar. Yani ateşin alevi büyüdüğü vakit dumanı azalır, hatta kaybolur gider.

Şah & Sultan
#135 - Aralık 26 2011, 22:51:42

“Eğleniyorlardı. Yaşıyorlardı. Ve ben, kafamın içine ve yalnız kendi ruhuma kapanmakla onların üstünde değil, altında bulunduğumu anlıyordum. Şimdiye kadar zannettiğim gibi, kitleden ayrılmanın bir hususiyet, bir fazlalık değil, bir sakatlık demeklik olduğunu hissediyordum. Bu insanlar dünyada nasıl yaşamak lazımsa öyle yaşıyorlar, vazifelerini yapıyorlar, hayata bir şey ilave ediyorlardı. Ben neydim? Ruhum, bir ağaç kurdu gibi beni kemirmekten başka ne yapıyordu? Şu ağaçlar, onların dallarını ve eteklerini örten karlar, şu ahşap bina, şu gramafon, şu göl ve üzerindeki buz tabakası ve nihayet bu çeşit çeşit insanlar hayatın kendilerine verdiği bir işi yapmakla meşguldüler. Her hareketlerinin bir manası vardı, ilk bakışta göze görünmeyen bir manası. Ben ise, dingilden fırlayarak, boşta yuvarlanan bir araba tekerliği gibi sallanıyor ve bu halimden kendime imtiyazlar çıkarmaya çalışıyordum. Muhakkak ki dünyanın en lüzumsuz adamıydım. Hayat beni kaybetmekle hiçbir şey ziyan etmeyecekti. Hiç kimsenin benden birşey beklediği ve benim hiç kimseden bir şey beklediğim yoktu.”

Sabahattin Ali | Kürk Mantolu Madonna
#136 - Haziran 09 2012, 00:09:44
Bat dünya bat.
Kör ol da, piyango bileti sat.

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.