Bunu bize basit değil Daha çok basit gösteren kişi okumasını biliyoruz ama sen okumuyorsun. İşine geleni Okuyacağına al ve oku.
Peygamberimizin Cenaze Namazını Kıldırması
Abdullah bin Übeyy, münâfıkların reisi iken, oğlu Abdullah son derece samimi ve müttaki bir Müslümandı. Bu, “Ölüden, diriyi, diriden ölüyü çıkaran” Cenâb-ı Hakkın kudret ve hikmetinin bir tecellisi idi. Baba münafıkların reisi, oğul mücahid bir Müslüman.
Babası vefât ettikten sonra, oğlu Abdullah babasının vasiyeti üzerine Hz. Resûlullahın huzuruna çıkarak, “Yâ Resûlallah! Gömleğini bana versen de, babamı onunla kefenlesem” dedi. Sonra da, “Yâ Resûlallah! Onun namazını kılıp istiğfarda bulunsanız”804 diye ricada bulundu.
Gariptir ki, hayatı boyunca İslâmiyet aleyhinde plânların tasavvuru ve tahakkuku ile meşgul olan bu adamın kefenlenmesi için Resûl-i Ekrem Efendimiz sırtından gömleğini çıkarıp Hz. Abdullah’a verdi ve “Cenaze hazırlanınca bana haber veriniz, namazını kılayım”805 buyurdu.
Hz. Ömer’in İkâzı
Cenaze hazırlanmıştı. Peygamber Efendimiz namazı kılmaya kalkarken Hz. Ömer, arkasından ridasına yapıştı, “Yâ Resûlallah! Allah sizi münâfıklar üzerine namaz kılmaktan nehyetmedi mi?”806 dedi.
Peygamber Efendimiz gülümseyerek şöyle dedi:
“Ben, istiğfar etmek veya etmemekte serbest bırakılmışım. Ben de tercihimi yaptım. Allah Taâlâ, ‘Onlar adına ister af dile, ister dileme. Onlar için yetmiş kere mağfiret dilesen yine Allah onları bağışlayacak değildir…’ (Tevbe Sûresi, 80) buyurmuştur.”807
Daha sonra Resûlallah (a.s.m.), Abdullah bin Übeyy’in cenaze namazını kıldı ve kabri başına kadar da gitti.808
İradem benliğim özgürdür. İstediğim ile dostluk kurar geçinirim. Kuran-ı Kerimin hükmü olması yönünde ve senin net bir dille dediğin gibi kesin ise bu dostluk benim katımda olur. olmaz diyene de saygı duyarım.