29 Aralik 1950`de Gaziantepte dogdu.Henüz dokuz aylikken çocuk felcine yakalandi. Bu kötü hastaligin pençesinde çocuklugunu geçiren Edip Akbayram`in müzige tutkusuda çocukluk yillarinda basladi. "Haftaligimdan biriktirdigi paralarla ünlü pop sarkicilarinin konserlerine gider, eve döndügümde aynanin karsisinda onlarin taklitlerini yapardim." diyor Akbayram o yillar için. Çocukluk yillarinda bir orkestra kurarak amatör olarak evlerinin yakinindaki bir dügün salonunda çalisti.
Lisede kurduklari orkestrada Pir Sultan`in, Karacaoglan`in deyisleri üzerine yaptiklari besteleri çalip söylediler. Ilk plagini da lise yillarinda yapti: "Kendim ettim kendim buldum". Ilk plagini çikardigi grubun adi Siyah Örümcekler`di. Plakta zaten "Siyah Örümcekler-Gaziantep Orkestrasi" ve "Edip Albayram ve Siyah Örümcekler" basliklari altinda iki farkli baskiyla çikti.
Gaziantep`ten sonra Adana ikinci adresi oldu Edip Akbayram`in. Adana, Akbayram`in kurdugu orkestrayla ilk sahneye çiktigi kenttir. Burada "Beyaz Saray" adli bir gazinoda çalismaya basdi.
Akbayram yoksulluk içinde geçen bir çocukluktan sonra, liseyi bitirip kapagi Istanbul`a attiginda yil 1968`dir. Liseyi bitirdigi zaman hep ögrenmeyi istedigi meslegin, doktorlugun egitimini almak için üniversite sinavlarina girdi ve dis hekimligini kazandi. Ne var ki müzik agir basti ve bu meslekten vazgeçerek kendini müzige verdi. "Zaten dis hekimi olsaydim, babamin bana muayene açacak parasi yoktu ki!" diyordu sanatçi geçirdigi o yoksulluk yillari için.
Istanbul`a geldikten sonra 1971`de Altin Mikrofon Yarismasi`na katildi.Asik Veysel`in bir siirinden esinlenerek gerçeklestirdigi ilk bestesi olan "Kükredi Çimenler" ile birinci oldu. 1974`te Dostlar Orkestrasi`ni kurdu ve Anadolu pop müziginin önde gelen isimlerinden biri oldu.Daha sonra Kara Kuzu, Deniz Üstü Köpürür ve Garip adli 45`liklerimle ödüller aldi ve ünü yurt çapinda duyulan bir sanatçi oldu. "Aldirma Gönül" ve "Eskiya Dünyaya Hükümdar Olmaz" adli parçalariyla satis rekorlari kiran ve altin plak kazanan sanatçinin çesitli kuruluslar tarafindan verilen 250 kadar ödülü mevcuttur.
Edip Akbayram, zirveye çiksa da müzigi paraya tercih ettigi için çocukluk yillarindaki yoksulluklarin benzerlerini bu dönemde de yasadi. "Bu ülkede arabeskin altin çagini yasadigi yillarda asla müzikteki çizgimden ödün vermedim. Zaten 12 Eylül sonrasi beni kimse çalistirmadi. 1980`den 1984 yilina kadar, koskoca bir dört yil. Zor yillardi o yillar. Kimse bana is vermedi. Karimin bileziklerini ve alyanslarimizi sattik. 12 Eylül sonrasi beni canavar gibi görmeye basladilar." diyor Edip Akbayram o yillar için.
80`ler Edip Akbayram ve benzeri müzik yapanlar için zor yillardi. Arabesk okumasini istediler, büyük paralar teklif ettiler. Reddetti. Sesi solugu duyulmaz oldu müzik piyasasinda. 1981-88 arasinda bestelerinin TRT`de çalinmasi yasaklandi. Ama 90`larin ortasindan itibaren, özellikle "Türküler Yanmaz" albümüyle yeni bir çikis yapti ve kendi çizgisinde sapmadan yürümeye devam ettigini gösterdi. Can Yücel`in, Oktay Rifat`in, Ahmed Arif`in, Vedat Türkali`nin yapitlarindan besteledigi sarkilar vardi bu albümünde.
Edip Akbayram baslangiçtan itibaren ne yapmak istedigi söyle açikliyordu: "Kalici bir seyler yapmak istiyordum. Fikret Kizilok ve Cem Karaca`nin Anadolu ezgilerini pop çizgisinde söylemelerini örnek olarak aldim. Renk ve çizgide tamamen bir Edip Akbayram olarak gelistirdim. Toplumcu müzik yapmak istedim. Müzigimde genis halk kitlelerinin yasami, sorunlari olmaliydi. Ancak sivri, ucuz kahramanliklardan da uzak durmaya çalistim. Inançlarimdan, düsüncelerimden, politikamdan taviz vermeden, müzik tekniginden yararlanarak, sorunlu, yoksul, genis halk kitlelerine ulasmak, daha çagdas bir seyler yapmak istiyordum."
Bugün geçimimi kaset ve konserlerimden gelen paralarla saglayan sanatçinin bir de iki ortakli küçük bir insaat sirketi bulunuyor. Çevre düzenlemeciligi, TIR tasimaciligi, küçük çapta bina yapimiyla ugrasiyor.Ayrica, 1979 yilinda Ayten hanim ile evlenen sanatçinin bu evliliginden Ozan ve Türkü adlarinda bir oglu, bir kizi var...