Alternatifim Cafe

Kel Başa "Şimşir Tarak"

Discussion started on Lüzumsuz Bilgiler

Tarağın tarihi, daha doğrusu insanın saçını düzeltip şekil verme ve etrafa güzel görünme arzusu, insanlığın çok eski zamanlarına değin uzanmaktadır. Öyle ki; plastiğin bilinmediği ilkel dönemlerde kemik yapımı, ağaç yapımı, özellikle gürgen taraklara rastlamak mümkündür. Daha eski dönemlerde ise, yani büyük atalarımızın dal parçalarıyla saç ve sakallarına şekil verdikleri düşünülmektedir.


Sileks ve obsidiyen taşlarından yaptıkları kesici aletlerle ya da hayvan kemiklerini şekillendirip saçlarını bir göl kenarında suyun aksinden faydalanarak düzelttikleri düşünülmektedir.O süreçten günümüze ahşap olanlar elbette ki kalamasa da arkeolojik kazılarda kemikten şekillendirilmiş taraklara rastlamak mümkün olmuştur. İlk kentleşme alanlarından biri olarak bilinen Çatalhöyük’te bulunanlar örneğin. Tarih boyunca kişisel gereksinim eşyaları arasında en önemli malzemelerden sayılan tarak için çok farklı modeller üretilmiştir. Kısa veya uzun dişli olanları, sık veya seyrek dişli olanları, sırt kısmı kavisli ve bombeli olanları gibi birçok örnek mevcuttur.Eski Mısır'da yapılan örneklerde tarakların üzerine mitolojik kahramanların işlendiğini gözleriz.

mısır işi ikiyüzlü tarak
Bugün hala bir elişi ürünü olmasına bağlı sanatsal bir yönü bulunduğu için ilkel yöntemlerle üretilen tahta taraklar vardır. Afrika’dan Asya’ya, Güney Amerika’dan Hint Okyanusu’nun egzotik adalarına kadar ise normal bir gereksinim öğesi olarak üretilmektedirler.

hindistan işi tahta tarak
Osmanlı döneminden kalma tahta taraklarımız ise ülkemizin çeşitli yerlerinde yer alan etnografya müzelerinde gösterilmekte özel koleksiyonları süslemektedir. Bugün halen Bolu bölgesindeki köylerde tahta tarak yapımcılığı önem verilerek devam etmektedir.
Sırası gelmişken atalarımızın söylediği kel başa şimşir tarak deyiminin altında yatan gerçeği de şöyle açıklayabiliriz: Eski Yunanlılar zamanında başlanmış olan en güzel, en dayanıklı tarakların yapımında çok sağlam bir ağaç olduğu için kullanılırmış şimşir ağacı. Sağlamlık kavramına dayandırılan şimşir terimi ve kellik durumuyla arasında kurulan ironiyi çözmek bu durumu önceden bilmeyenler için artık daha kolay olacaktır.

osmanlı döneminden şimşir bir tarak

fransız işi ahşap tarak
#1 - Şubat 04 2010, 17:38:19
Gölgeye çarpan kan gibiyim

Aynaya diyorum bu yalan mı

Kendime diyorum: "Uyan artık"!

Bunlar benim saça girerse bir daha çıkmayabilir :D
#2 - Şubat 05 2010, 13:39:42
Sen beni değil, benim üzerimden kendini seviyorsun.

Bunlar benim saça girerse bir daha çıkmayabilir :D
Üzülme , onun da tabiri caiz ; Kel başta şimşir tarak .
#3 - Şubat 05 2010, 13:42:22

Tarağın bile ikiyüzlüsü varmış yav!
#4 - Şubat 06 2011, 12:56:17
ஜ Buyum ben, sadece bu.
                                    ĢĬŻξM

Hım plastik daha güzel bence
#5 - Ağustos 17 2011, 01:49:39
‘Olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir; olgun insanın özelliği ise, bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir’

J.D. Salinger

hintler o zamanla rçok tarak ihraç etmişlerdir uyandırim :)
#6 - Ağustos 21 2011, 17:12:36
Odamın hayaletisin sessizliğine aşığım

Üye:

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.